AHLAKİ VE VİCDANİ DEĞERLER

AHLAKİ VE VİCDANİ DEĞERLER

“Ahlaki ve vicdani değerlerle yapılan bir sorgulama insanı iyiye ve güzele ulaştırır” DERVİŞ.
Geçtiğimiz günlerde bir “Alevi kurumunda” (dergâh-federasyon) görev yapmış bir can (Av. Metin TARHAN) kendi özgür iradesiyle gitmiş bir partinin yönetiminde yer almış! Geçmişte, yani uzak ve yakın tarihte de buna benzer örnekler var. Bu insanlar, önceden görev yaptığı kurumlardan rızalık almış mı, almamış mı toplum olarak onu da bilmiyoruz. Şayet rızalık alarak gitmiş ise burada bir sıkıntı yok demektir. Rızalık almadan kendi başına böyle bir karar verip gitmiş ise bu durum ancak ve ancak kendisini bağlar ve de kendisinin bileceği bir iştir. Toplumsal değerleri kendi çıkarı ve ikbali için kullanmadığı sürece bu durum hiçbir kimse ve kurum için sorun teşkil etmez.
Evet, kişilerin inançsal yönleri olduğu gibi birde benimsediği, beslendiği ideolojik dünya görüşleri vardır. Kişi bu anlamda beslendiği ideolojik dünya görüşüyle kendi dünyasına yakın ve uyumlu yerde var olur! Bu gayet normal bir şeydir. Bundan dolayıdır ki; meseleleri ve olayları tartışırken “Aleviler” diye genellemek doğru değildir! Zira “Aleviler” inançsal, siyasal (ideolojik), kültürel ve de sınıfsal olarak (zengin- fakir/ işçi-patron) yekpare yani homojen bir toplum değildir. Farklı sınıflara ve katmanlara sahiptirler!
Buradaki asıl mesele nedir? Mesele kişinin rızasız bir şekilde, “Aleviler” (“Alevilik”) adına gittim diyerek, “Alevi Kanaat Önderi” sıfatını kendisine yakıştırmasıdır. Kurumsallık dışında, kim olursa olsun hiçbir kimse bizlerin adına böyle bir karar alamaz ve böyle bir şey söyleyemez… Toplumdan rızalık almadan, en azından üyesi olduğu kurumda rızalık almadan “Alevi Kanaat Önderi”yim demeye ve bu şekilde davranmaya hiçbir hakkı da yoktur. Birde rızasız ve ikrarsız bir şekilde nereye gidiyor iseniz gidin ama “Alevi kanaat önderi” sıfatıyla gittim demeyin! Bu sıfatı size kim verdi, bu sıfatı hakla aldınız?
Tabii ki, bu ve buna benzer konularda sağır ve dilsiz olamayız. Hakikati söylemek gerekirse; ar damarı çatlamış, çıkar, koltuk ve kariyer düşkünleri her yerde… Mesele sadece Metinler, Doğanlar, Hıdırlar, Ahmetler, Mehmetler, Aliler ve Veliler değil ki… Çıkar, koltuk ve kariyer düşkünleri her tarafı kuşatmış durumdalar. Mesele sadece bu mu? Hayır! Bir de kimi belediyeler de rant (getirim), çıkar ve menfaat için cirit atan zavallılar var. En çokta bu ikiyüzlüler yukarıdaki isim ve konu örneğinde olduğu gibi, efendim yok o partiye nasıl giderler, yok bu partiye gidemezler diye feveran ederler. Bu ikiyüzlüler de en az ikrarsızlar ve rızasızlar kadar tehlikelidir. (Kim üstüne alır ise alınsın, zira herkes kendini bilir.)
Ne yazık ki, bu gerçeği göremeyenler, görmek istemeyenler var. İşin özü Bütün bunları görmezden gelip, bir kişiye takılıp meseleyi tartışmak kimseyi iyiye ve güzele ulaştırmayacaktır. Ve de ahlaka, vicdana ve toplumsallığa, dayanmayan hiçbir çıkış, kendi hakikatinde ısrarlı olamaz!
SEVGİYLE. AŞK İLE.
Mehmet Kabadayı 1.4.2021

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*


Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.