TALİBAN’ın Yeniden hortlatılıp piyasaya sunulması.

TALİBAN’ın Yeniden hortlatılıp piyasaya sunulması.

….Hem..
DİN..
….Hem’de..
DİN’den, beklentilerin, ortaya, yeniden çıkışına sahne oldu.
……
Bizde bile…
….Ilımlı’mı, değilmi, tartışmaların başlatılması ,bunun işaretidir.
……..
….Din hakkında,bu güne kadar, yazılmamış bir şey kalmadıysa’da, bir yerinde ,hala eksiklik olmalı ki, istenilen anlaşılma,bir türlü yakalanamadı.
….Geri kalmış/bıraktırılmış toplumlar’da, bir nevi,katalizatör görevi gördüğünden, yokluktan tutun’da, çocuğunun olmamasının çaresi, hala bulunamamışsa…
….Din’den medet ummak tan daha doğal,ne olabilirki.
….Üzerindeki baskıların, azalmak yerine artması, bunların dinmesi için’de, baş vuru mercilerinin ,bir şey yapmaması/yapamaması, çaresizliğide birlikte getireceğinden, sığınacak liman, gene din olacaktır.
….Gerekli muhatabın bulunmamaması, bulunsada, çare üretmek yerine, çaresiz bırakılması, insanlara iki şey yapma hakkı bırakır.
….İsyan etmek….
….Din’e, daha fazla sığınmak.
….Tek başına isyanın, çözüm olmadığı, hemen belli olduğu, üstelik isyan edenin dinden, imandan, çıkmış biri olduğuda eklenince, neticesi, daha bir kullanılır durum arz eder.
….Ben
Hakkımı helal etmiyor..
….Öbür dünyaya bırakıyorum, serzenişi.
….Dini, en iyi tasfir eden, söylemdir.
……..
….Din’in, bu kadar kolay kabulü…
….Zaman içinde yerini ihtiyaç’a bırakmışsa..
….İhtiyaç’a insan cevap veremiyor/vermiyorsa eğer..
….Elbetteki ihtiyaç…
Din’e sığınmakla giderilecektir.
….Yani…
Din’i ihtiyaç olmaktan çıkarmak..
….Yerine, ne konulacaksa, konulmasından geçer..
….Toplumların, bu kadar bilinerek geri bıraktırıldığını, bilmeye ,biliyoruz da, yerine, her hangi bir alternatif sunmadıkça, işe yaramayacağınıda biliyor olmamız gerek..
…….
….Bunları es geçmek, yokmuş gibi davranmak, önemsememek..
….Sadece, aman sende, din değilmi demek ,bir şey ifade etmediği gibi, gelişmemiş/geliştirilmemiş beyinlerin, nefretini kazanmaktan başka, bir işede yaramaz.
….En basitinden, tartışma ortamı yaratmayı bile sağlayamazken, ikna etmeyi, nasıl düşünebilirsinki.
….Din ve Dincilerin, sığındığı en önemli limanlardan biridir, Din’in tartışılmaması.
….Buna eklenecek günahlar ve haramlar silsilesinin’de, hiç ucu olmadığını’da düşünürsek, üretilecek, hurafe ve korkunun’, heleki ,cehennem korkusunun ve Tanrı tarafından, terk edilme korkusunun yaratacağı tahribatı, görmezden gelebilirmiyiz?
………
Ne kadar kızsak, yada yersek’de ,hatta bu kadarda olmaz artık, desek bile..
….Dindeki daha radikal görüşler ve bunların zikirlerinin ,onları, dünyadan bir an için bile olsa, nasıl soyutladığını, Tanrıyla bütünleştirdiğini görmemekte, bir şey ifade etmez.
….Var olan var olandır, bizim kabulsüzlüğümüz, yok olduğu,ya’da olmadığı, anlama gelmez.
……..
….Bu kadar kolay kandırılmalarının altında yatan şey…
….Önce korkuyla, dipsiz karanlık ve her türlü işkencenin olduğuna…
….Sonra ,mükafatlandırmayla devam eden, binlerce yılın birikimleridir.
….Vicdanını dahi dine bağlayan, onun emirleri doğrultusunda, bütün kötülükleri, dinin gelişmesi ve egemenliği kabul eden bir anlayışla, baş etmenin kolay olmadığını, anlamak gerek.
…….
Bizim yanlış, insanlık dışı, gördüğümüz şeyler..
Onlar için mükafatsa.. ki.. öyle görünüyor…
….Bu açıdan baktığımızda bile, köle ticaretinden, kafa kesmeye, çocuk denecek kadınları, kadını yapmaya kadar, uzanan şeyler, birer yanlış değil, dinin olmazsa olmazıdırlar, onların açısından.
……
….Biraz yumuşatmak, dini, hoş görü alanı içine hapsetmek, bu yüzden başarılı olamayacaktır.
….Uzun, çok uzun bir zaman, refah düzeyinin artması ,diğer dünyada bulacaklarının, bir kısmından çoğunu, bu Dünya’da bulacakları, bilimin gelişmesi durumunda, hurafelerin bir çoğunun, işlevini yitireceği, çok uzun, bir zaman.
Ondanda, daha uzun bir zaman, eğitimin öneminin, kavratılması olacaktır’ki, bu’da bu işin, hiç kolay olmadığının göstergesidir.
…..
Yoksa, Din bezirganlığı yapan, yazar çizerlerin…
….Akıl ötesi, yazdıkları şeyleri..
….Öylesine, yazdıklarınımı zannediyorsunuz.
……
Dini…
….Geriletmenin, bir tek çaresi varsa eğer.
Oda…
….Dini, ciddiye almak..
….En Radikal biçimde, tavizsiz, savaşmaktan geçer.
Burhan Yücedag   20.8.2021