ALEV-İ KIZILBAŞ YOLUNDA HIZIR (ORUÇ ve CEMİ)
Alevi Kızılbaş inancının en kutsal günlerinden biriside Hızır ayıdır. Hızır Alevilerin gönlünde yüreğinde bilincinde var olan ihtiyaç duyduğunda dara düştüğünde medet umduğu manevi bir güçtür. Hızır Aleviler için her yerde hazır ve nazır olan koruyan kollayan dara düşeni kurtaran, hakkın halkın kendisidir.
Hızır ATEŞİN ışığı, SUYUN temizliği HAVANIN serinliği, TOPRAĞIN bolluk bereketidir. Hızır gönüllerin sultanıdır, özlem ve umudun dildeki dileklerin gönüllerdeki muradın adıdır. O bir haldaştır yoldaştır sevgililerin umudu kavuşturandır, yaraları bilen mehlem olandır, yoksulun güçsüzün mazlumun özlem ve umududur. Hızır’ın uğradığı yer can bulur o nedenledir ki çağrıldığında yetiş carımıza medet ya Bozatlı Hızır denir. Kendi özünü bilen gönlünü ve vicdanını genişleten aklını bilincini olgunlaştıran insan, insani kamildir toplumsal yasamda adaletin ve güvenin sembolüdür.
HIZIR-XIZIR Kızılbaş alevi inancının özünü oluşturan kutsallığın deyim yerinde ise kalbi vicdanıdır. Öyle ki yaşamın her alanında o vardır. Dağlara taşlara göllere ziyaretlere onun adı verilmiştir. O vardan var olanın dileklerinde umuttur, yardımcı darda bırakmayan yoldaşlık eden kılavuz olan elinden tutandır. Öyle ki dilde ve gönüldeki dilekler onun adıyla başlar. Aleviler inançlarında Hızır’a çok büyük önem verirler. O adaletin ve barışın dostluğun kardeşliğin paylaşımın emeğin simgesidir. Darda zorda karda boranda fırtınada yolda kaldığında, başı beladayken, hastasına şifa ararken en zor zamanda sığındığı güvendiği medet umduğu şifa ve derman aradığı umuttur Hızır.
Hızır toplumsan bakış içinde kimlik olarak bilge yüce, veli bir kişiliktir. Ona yüklenen misyon zorda darda kalan cana yardım eden carına yetişen bir misyondur. Hızır her dilde her renkte dondan dona giren her zaman her yerde olan herkesi duya bilen o anda ihtiyaç duyanın yanında olan, doğa ana ve insanın gönül güzelliğidir. Ona bu kutsallığı insan vermiştir. Hızır gerçekte somut ve bedensel olarak yasayan bir varlık değildir. Hızır sır içinde sır olan gönül güzelliğini gizil nesnellikte arzular ve istekler doğrultusunda potansiyel olarak yaratılmış var edilmiş insanın düşsel ve gerçeklikte açığa çıkmış ve insanda bedenselleşmiştir. Yani bu durumda gönlünde sevgi şefkat merhamet barındıran sevip sayan koruyan kollayan yârin yanağından gayri herzeyi paylasan, yardım seven her kişi Hızır’ın ta kendisidir.
Alevilikte Hızır kültünün özü sırı paylaşmak dayanışma yardım severliktir. Sen ne kadar yardım sever olur paylaşır, dayanışmada bulunursan, yarın sen dara düştüğünde, sana da gününde el uzatan Hızır da o kadar çok olur. Hiç beklemediğin bir anda biri can yardımına koşar. Halk arasında Hızır gibi yetiştin deyiminin somut algısı da bundandır. Bu nedenle insani bir değer olarak, Alevilik dayanışmayı paylaşımı yardımseverliği, canların yaşamında pratikte uygulamalarına önem verir.
HIZIR düşsel olarak görünüşte ak sakallı nur yüzlü beyazlar içinde elindeki asası ile boz atlı bir evliya eren bilge bir kişi, sevgi şefkatli yaratıcı bir ana, olarak insanın bilincinde insan tarafından yaratılmıştır. Ona bu mistik kimliğini her dönemde her anda yaşatan ve var eden halk tarafından verilmiştir. Hızır aynı zamanda doğaya can verendir. Hızır’ın bastığı yerde ekinler yeşerir, güller çiçekler açar, börtü böcek can bulur, bülbüller şakır, doğa ana yeniden dirilir can bulur. O baharın müjdecisi doğanın bereketidir bolluk ve bereketin huzurun sevincin üreyişin ve üretimin kendisidir.
Her inançta olduğu gibi Alevilikte de bazı kutsan günler ve ibadetler vardır Hızır ayıda bunlardan biri ve en çok kutsanan gündür gerçi Alevilikte ibadetin şekli yeri günü ve zamanı yoktur amaç kutsallıkta inancın doğru güzel olanını sahiplenip olgun kâmil insan olmaktır Hızır da kâmil insanın gönül güzelliğinin bir yansımasıdır.
HIZIR ayı ve orucu perhizi ocak ayının son günü 31 ve şubatın ilk haftası 1 ve 2 inci günlerine denk gelirken, bazı yörelerde şubat in ortası 13,14,15’inde tutulur. Hızır orucu gece yarısından itibaren başlar ve gün bitimi güneşin sır olmasıyla hava kararıncaya kadar sürer. Kızılbaş Alevilikte perhiz veyahut oruç açlıkla kendini terbiye etmek değildir. Aynı zamanda nefsi yani bedensel ve zihinsel olarak kişinin kendisini ahlaken geliştirmektir, yani aşına işine yoldaşına eline beline diline sahip çıkmak, en güzel perhiz oruçtur. Aleviler Hızır ayında kimi yörelerde üç gün kimi yörede beş kimisinde de yedi gün perhiz orucu tutarlar. Anadolu ve Mezopotamya’da eskilerden ki günümüzde bu çok nadir pirler, analar, dedeler rehberler, Hızır ayında taliplerini ziyaret ederek Hızır ayında cem tutar görgü yürütürler. Xızır’a gülbenk verirler.
‘’Gel artık darda olanlarımıza elini uzat. Girdiğin evlere dert, tasa girmesin; bastığın yerlerde bereket taşsın, ekinler yeşersin, bülbüller ötsün. Dokunduğun canlar dertlerden, kazalardan, belalardan uzak olsun ve hastalar şifa bulsun. Gel artık. Dil bizden, nefes pirlerimizden olsun. Gerçek erenler demine Hû.”
HIZIR için tutulan perhizin ilk gününde Anadolu ve yukarı Mezopotamya’da sabahın ilk ışıkları ile günesin doğusuyla karşılanır. Toprak ana ve güneşe YA HIZIR denilerek aşk i niyaz edilir, dildeki dilekler gönüllerdeki muratlar Hızır’a adanmış olan en yakın kutsal mekanlarda dile gelir. Lokmalar gülbenkle verilir. Hızır için çerag uyandırılır, ocaklarda ateşler yakılır ve üç gün boyunca vardan var olan ışık kutsanır. Kutsanan ateş ışık karanlığa karşı aydınlığı, cehalete karsı bilimi, zulme karsı mazlumun hakkına adanır. Hızır uğrasın aydınlık gelsin, barış kardeşlik gelsin, bolluk bereket gelsin denir. Hızır o zalime karsı her zaman mazlumun koruyucusu olmuş olmaya da devam edecektir.
HIZIR perhizi orucunun son gününde, Hızır askına aksam cem yürütülür eskilerde cem köylerde Pir ve talibin uygun gördüğü büyük odalı evlerde yürütülürdü, günümüzde ise cemevleri veya Alevi kültür merkezlerinde görülmekte. Hızır cemleri herkesin/çoğunluğun katılabileceği bir güne denk getirilir. Hızır ceminin yürütülmesinde pir rehber sorumludur. Pir rehber öncelikle özünü dara çekip talibinden erkan hizmetini yürütmek için; Canlar bu meydan hak hakikat meydanıdır, bu meydanda hizmet görmeye darı didar olmaya siz gül cemallerden rızalık isteriz der. Talip aşk ile yürüye meydan yürüye der. Ve pir rehber cem erkânını yürütürler. Birde Hızır ceminde talip pir ilişkisinde, canların rızalıkları alınır. Pir rehber canlar dar görmeye didar olmaya karar kıldık. Hızır askına meydana durduk birbiriyle küskün dargın alacağı vereceği olan varımı? İste meydan dile gelsin bile gelsin. Mahsur darında hakkını talep etsin. Der. Eyer varsa dargın küskün hak talep eden incinmiş can, sorunlar çözülür ve ancak ondan sonra cem erkânı yürütülür. Bunun içinde canların birbirinden rızalık göstermesi için nişan istenir. Herkes sağındakine solundakine niyaz olur ve erkan hizmeti baslar. Cem görülür çerag uyarılır, semah yürünür lokmalar paylaşılır. Hızır askına adanır dildeki dilekler, gönüldeki muratların kabulüne bir birlik olunur. Aşk olsun bu meydanda hizmet görenlere, onlar ki yolun car anasırı olan, hava ateş su topraktan duasını olan öğretinin insanlarıdır. Yol bilimdir yol aşktır sevgidir ışıktır umuttur, yola can olmayı bilmektir o nedenledir dilekler barışa insanlığa evrene doğa anaya adanır.
Hak için halk içi, Xızır darda olanın carına yetişe, Xızır aşkı ile Yola bend olanların dilde dilekleri gönülde muratları hasıl ola. Elde dilde özde Yol yürüyen ve yürütenler, lokma pay edenlerin, lokması bol olsun. Hak zuhur olsun Halk için Yol için Xızır aşkına oruç tutan lokma pay edenlere aşk olsun…
Hızır’ın nezdinde Alevi inancının özünde sevgi vardır. Sevgi Alevi insanının kişiliğinde Dünyaya bakışını ve Dünyayı yorumlayışında da yol gösterici en etken öğedir. Alevi insanı bu sevgi ve hoşgörüyü, insana ve doğaya karşı, hem de; Bir geldi Pir geldi, Alevi inancında insani-Kamil yolda kılavuz olan rehber Velilere Erenlere evliyalara bile insanlara sevgi ile yaklaşmış onları kendi gönlünde mihman etmiş kendine Dost yoldaş ve yaren bilmiştir. Bu ulu Evliyalardan biride Alevi insanının dilinden düşürmediği Bozatı’nın sırtında her çağıranın imdadına yetişen Hızır’dır. Aşk olsun Xızır diyen gönüllere. Cemi cümlemizi Hak saklaya Hızır bekleye..
(Mehmet Yapıcı – DAB – 22.12.2017)
İlk yorum yapan olun