YETER ARIK EDİ BESE

YETER ARTIK, EDİ BESE

Sevgili Canlar,
Bugün 20 Haziran 2023

Dünya MÜLTECİLER GÜNÜ !

Her ülkeye öyle veya böyle göç eden insanlar var. Kimisi iş için, kimisi eğitim içingöç eder, bunlar doğaldır.
Yalnız doğal olmayan göçler var, kaçak olarak dilini, töresini, kültürünü bilmediği, başka ülkelerin yollarında geçerek ulaşmak istediği yere varmak için çileler çekilir.
Bu dağlarda, nehirlerde ve en önmeliside canlarını kurtarmak istiyen insanların aracıların eline düşmesi ile en kötü şartlarda seyhat etmeleridir. Bu seyhatlarda büyük bir bölümü Akdenizde, Attlas-Okyanusunda botlarla yada balıkçı tekneleri ile yapılan seyhatlardır. Malesef bunların nerdeyse yarısında fazlası Okyanusta ve Akdenizde batarak hayatlarını yıtıriyorlar. Umut yolculukları böylece sonu beli olmayan felaketlerle sonuçlanıyor. Ör 18/19 Haziran 2023 te yüzlerce insanın Mora YarımAdası açıklarında ( Yunanistanda) sulara gömülerek hayatlarını kaybettiler.
100 Milyonlarca insan dünyada yerinde yurdunda edilmiş ve zorunlu mülteci durumunda bırakılmışlardır.
Hiçbir kimse, hiç bir devlet Mülteciliğin neden nasıl meydana geldiğine bakmadan, sadaka veriyormuş gibi insanları ırkcı, faşizan bir düşünce ve bakışla aşağılıyorlar.
Oysa birazcık empati yapılsa, kendilerini o insanların yerine koyup öyle düşünseler, çok şeyin değişeceğini biliyoruz. Bunu yapabilmek için kendi benliğimizde, varlığımızda, nefsimizde ödün verririz. Özümüze danışmayı bilsek o insanlara insan gibi bakabilir ve hoş geldin diyebiliriz.
Bunlar Kaptalist, Emperyalist, Despot, Diktatör ” Demokrasi” lerin ve hiç kimsenin işine gelmiyor.
NEDENLERİ .:
Tabiiki Prestij, Devletin Çıkarları, Büyüklükleri, Uluslar arası söz sahibi olmaları, Emperyalist Düzenleri, Kul, köle, sömürü düzenleri vs.
Peki bunların hepsinin önüne geçilmesi mümkünmü?
Tabiiki Mümkün.
Dünyada Silahlara bir yılda harcanan pralar. Dünya Halklarını sorunsuz beş yıl gıda ihtiyacını karşılayacak kadardır.
Bu Silahlarda kaznılan Paralar nereye gidiyor, bir kaç baronun cebine ve silahı satadn Devletlerin kasasına giriyor.
Buna SAVAŞ EKONOMİSİ diyorlar.
Sorun tamda bu Savaş ekonomisi ile ilgilidir, çözümüde bu savaş ekonomisinin içinde gizlidir, aslında gizli falan değil basbayağı aşikar ve sırıtıyor.
Silah satmasını kolaylaştıran sebepler oluşturuluyor. Tolumlarda inançlar ve ideolojiler arası zıtlıkları körükliyen politikaları, kışkırtıcı ajanlar vasıtası ile bazen teşaron örgütler vasıtası ile savaşı başlat mak için bunlara ve küçük devletlere suni/sözde düşman yaratıyorlar ve bu düşmanları savaştırıyorlar. Bu savaş için silahlarını satıyorlar, sonra ilaçlarını satıyorlar ve yağan bömbalardan korunmak için savaş bölgelerindeki topluluklar, kendi evlerini, yerlerini yurdlarını terk ederek dilini, kültürünü, adet ve törelerini bilmediği bir ülkeya gitmek zorunda kalıyor ve oraya sığınıyorlar.
Burda öne çıkan etkenler, savaşı çıkartanlarla, silahı ve ilacı satanlar aynı devletler ve bu devletlere sığınanlara insan gözü ile bakmayanlarda gene bunlar.
Burda en büyük haksızlık, o mültecilerin yurdunu tahrip edenler o insanlara insan gibi davranmaları gerekiyor. Tabiiki bunu yapmıyorlar, sonra uluslar arası BM, AB gibi kurumlarda toplantılar yaparak biz Mültecilere kapımızı açıyoruz yalnız hepsini alamayız, deyip insanları mülteci kamplarında insan dışı olan zoruluklarda yaşamasına zorluyorlar.
Bu devletler, hepsini almak zorundalar. Çıkardıkları savaş, sattıkları silahlar ve ilaçlarda yapmış oldukları kazançlar bu insanların kanı üzerinde onlara ulaşmış ve kasalarını doldurmuştur.
Daha sonrada tahrip ettiği şehirleri, kasabaları, köyleri yeniden inşa etmek için oralara gidip yeni sömürü kapılarını açarak, kazançlarını katmerleştirerek sömürülerini sürdürüyorlar.

Buna Dur demek ve hepsini ortadan kaldırmak gerekir. Nasıl ?
1. Silah Üretimleri derhal durdurulması için,
2. Savaşın ortadan kaldırılması için,

Dünya sol sosyalist, humanist vb Toplumsal muhalefetin her yerde sokaklara inmesi, gerekirse silah fabrikalrını işgal ederek silahların üretimi durdurulmalı, Hükümetlerin bunu yapmalarını zorlayarak sonuca varılmalı.
Hükümetler bunu yapmıyorlarsa o zaman tek bir yol kalıyor, DEVRİM yapılmalı.
Yeter artık, Dünya Nufusunun yüzde 10 dünyayı sömürüyor yüzde 90 sanı sesiz kalıyor. Bu sesizliğn ses vermesini, ayağa kalkmasını sağlamalıyız.
Aşk ile
Eli MaSor