CEM İBADETİNDE SEMAHIN ÇIKIŞ KAYNAĞI
Semah kelimesi Arapça kökenlidir. Arapça da tek Tanrılı dinlere, Sema, Semavi (Gök Tanrı) dinler şeklinde söylendiği için, bu söylemden yola çıkan Aleviler de Semavi kelimesini Semah olarak ibadetlerinde kullanmaya başlamışlar. Türklerin konuştuğu Türkçe dil içerisinde, kelimelerin yüzde seksen beşi Arapça, Farsça ve diğer dillerden devşirme olması nedeniyle, Alevilerinde doğal olarak Arapça ve Farsça kelimeleri kullandıkları görülür. Onun için özellikle ibadetlerinde kullanılan deyim ve sözcüklerin çoğunluğu belirtilen dillerden gelmektedir. Alevilikte Cem sırasında Semah dönerken, göksel Tanrılara çağrışımla birlikte, dünyanın kendi ekseni etrafında ve aynı zamanda Güneş etrafında dönmesinden etkilenerek, Dünyaya, Güneşe ve Aya gösterilen saygı ve minnet borcu amacıyla geliştirilen bir ibadet biçimidir. Aynı zamanda Semah dönülerek, o anda insanın duygusal hareketiyle, dünya, ay ve güneşle bütünleştiğine inanılmasıdır.
Kısacası Kızılbaşlar din ve inançlarının temelinde olan güneş, ateş, ay ve insana duydukları saygıyı bu hareket ve figürlerle yaşatarak, insanın doğadan hiçbir koşulda ayrı ve özel yaratılmadığı felsefesini anlatmaktadır. Böylece doğaya karşı minnet borcunu ödeme amacıyla ortaya çıkarılan semah ibadetinin felsefi bir derinliği olduğu da görülür. Kendilerini bu değerlerin bir parçası olarak görüp, bunlar sayesinde var olduklarını kanıtlamak için semah dönülür. Diğer dinlerde olduğu gibi tanrıyı bilinmezliğin içerisinde aramazlar. Gözle gördükleri ve her şekilde somut olarak yararlandıkları tanrılarının güneş, ay ve dünya olduğunu bilerek yaşarlar. Bazı anlayışlar Semahı diğer Halk (Folklor) oyunlarıyla aynı derecede görüp, önemsiz ve sıradan bir dans şeklinde değerlendirseler de, gerçek özü folklorun çok ötesinde ve felsefi bir derinliğe sahiptir.
Alevilikteki bu felsefi derinliğin birinci noktası; sıradan folklorik oyunlarda kişiler istediği şekilde dans edip sadece eğlence ve enerji açısından deşarz olurlar. Semahta ise kişi deşarz olmak değil, belirli bir kural ve disiplin içerisinde duygu, düşünceyle birlikte güneş, ay ve dünyayla bütünleşerek, felsefi doyum ve derinliğe ulaşır. Aynı zamanda dünyanın dönüşüyle aynı yönde dönüp tüm yaşam felsefesini bu gerçekliğe göre şekillendirmeye çalışır.
İkinci bir farklılık ise; halk oyunları sadece eğlenmek için yapılırken, Semahta kutsanan ya da tanrı adıyla yüceltilen ateş, güneş, ay ve dünyanın canlı ve cansız varlıklar için tek yaşam kaynağı olduğunu, insana tanrı gerekiyorsa bunlardan başkasının olması mümkün değildir der. Semah dönülürken dünya, güneş, ay ve yıldızlarla bütünleşmek demek, gök ve yeryüzünün değerini her zaman yüksek tutup bu duygunun yaşatılması temel hedeftir. Çünkü güneş ve dünyanın yokluğu veya kirletilmesi demek insanlığında yok olması anlamına geliyor. İnsan bunlar sayesinde yaşadığına sevinip minnet duyduğuna göre, cem semah ibadetiyle her zaman temiz tutup korunması hatırlatılmaktadır. Semah ibadetiyle doğa gücünün ne anlama geldiğini mantık ve düşünceyle yorumlayıp, yaşama bu çerçeveden anlam yüklenilmesin ister. Semahı kısaca bu şekilde ifade etmek mümkündür.
Merhabalar .sizde Türk devleti gibi burada Kürtleri inkar etmişcesini Farzca dilini söylüyorsun arapca dilini söylüyorsun ama Kürtlerin dili devletleri olmadığı halde Dünyada 8 çi dil secildi zaten zengin bir dildir .Kürt aleviler var iken siz neden Farsca deyip duruyorsunuz? Türkiyede Farsca alevimi var yada kürt alevilerden çokmu? Alevilik deyince insanın aklına kürt halkı gelirbunuda benden öğren. Alevilik Kürdistan coğrafyasında filizlenmiştir . Tamam farsca türk dilinde var ama çoğuda kürtce kelimeleridir çünkü Kürtce ile farsca bir birilerine yakın bir dildir fakat Kürtceden hem zengin değildir hemde kürtce Farscadan çok çok önce olan bir dildir.bu iki dilde Arıyan sınıfındandır o yüzden bir birine yakınbir dildir .Medler Metimparatorluğu var iken Persler daha o coğrafyada yoktu hindistandan gelmeler. Siz biraz Kürt ve kürt tarihine baksan iyi olur .korkma bizde sansör yok çünkü devletimiz yok. Sizin bir hatanızda Ay deyip duruyorsunuz buda nerden cıktı? Tamam ay doğanında bir parcası ama Alevilikte Doğaya inanılır .Rutuerleri Ateşdir yani güneştir. Havadır.Sudur.Topraktır böyle söylemen lazım .Alevilikte kızılbaşlıkta yoktur Osmanlının bize sonradan koyduğu addır 400 sene kızılbaş dediler.Kızılbaşlık bir perdedir Perdeyi kaldırırsan Rêya Hâqîye yi yani gercek aleviliği görürsün baktılarki kızılbaşlıkda olmuyor 1800 yıllarının başında bu sefer adımızı alevi koyup arap çölerine saldılar yani islamiyete Alevi olmayan Arap Aliye yönümüzü cevirdiler ama benim gibi insanlar böyle şeyleri yemeyiz .gerçekler eninde sonunda ortaya cıkar.koç koça Kürtce söylemiyorsun Farsca arapca deyip duruyorsun ne kadar ayıp ya bir kürt alevisi olarak zoruma gitti ya.