Qızılbaş-Alevi deyişlerini, nefeslerini kimileri şiir gibi değerlendirmekte, ve öyle de yaklaşmakta. Oysa şiirsel bir dil ile çok daha farklı, eşi benzeri olmayan bir insanlık felsefesi anlatılmakta. Değiştirilen, içi boşaltılmaya çalışılan deyişlerin yanında üstü kapalı, ve çok daha açık bir şekilde yazılan deyişler mevcuttur. Üs…tünde oynanmamış her deyişte yol erenlerimiz islam olmadıklarını, Alevi Kızılbaşların islam ve müslüman olmadıkları anlatılır. Bunun yanında insan, evrimsel süreç, gelişim vb. Bir doğuş ve varoluş gibi güzellikler de anlatılır.
MÜRŞİD-İ KAMİL’İN KALEMİNDEN CEM
Bugüne kadar doğup gelenler iki koldur: biri Naciye Ana kolu biri de”Havva ana” koludur. Bunlar birbirlerinden tamamıyla ayrıdır. Yolları da allahları da ayrıdır. Havva ana kolu iddiaya göre yaratılmış olanlardır. Naciye Ana kolu ise başından beri doğuma, doğuşa inandıkları, ve bunu kesin bildikleri için kendilerini yaratılışta değil doğuşta ispat ederler. Allah kendini ispat edemez çünkü anası babası yok, anası babası olmayan her canlı veya mahlukat yok hükmündedir.
Cem evi erkek, kadın bir arada toplanıp birlikte cem yaptıkları, doğruluk-dürüstlük hakkında bilgilendikleri toplandıkları yere denir. Cem evinin ismine Kırklar Cemi de denir. Kırkların Cemi’nde cümlenin başı birdir ve cümlesi bir başa bağlıdır. (Bkz: Kırkımız biriz, birimizde kırkız) Cemin amiri de , memuru da başın emrindedir ve bu baş Kırkların Başı’dır. Sorgu, suali olmayan bir cem, cem sayılmaz… Kırkların başı kendiliğinden baş olamaz. Dört kapıyı (şeriat, tarikat, marifet, hakikat) tamam ettikten sonra Yol’a asker olur. Düşman cephesinde dostun düşmanın kim olduğunu tanıyıp bilmeli, içerdeki düşmanı da içerden çıkarmalı, nefsini kendine bent edip kul etmelidir. Vücudunu hükmüne aldıktan sonra da, içerdeki düşmanın kim olduğunu da tanımalı ve tanıyıp bildikten sonra da talip olur. Mürşitten doğmuş olan taliptir. Güneş doğmayınca aydınlık olmaz, Mürşitten doğmayınca da insan talip olamaz. Mürşit bu dört evreyi tamamlamak zorunda, yoksa Mürşit olamaz. ( Bu sistem islam ve diğer semavi dinlerin amansız baskılarından dolayı bir zorunluluk olmuştur)
Bu dörtlerden doğmayınca talip olunmaz. Bu dörtler de talipten doğmayınca, ne mürşit, ne pir, ne rehber ne musahip olabilirler. Bunlar birbirinden doğmayınca yol olmaz. Yol cümlenin atasıdır, yol taliptir, talip de yoldur ve yol da Hakk’ın emri rızasıdır. Hakk da Yol’a taliptir. Cümle Aleviler de taliptir. Talip rıza kapısıdır ve rıza kapısı da kırkların kapısıdır. Hakk’ın emri rızasında olmayan, vücudunu hükmüne almayan, nefsini kendine kul etmeyen, her kim olursa olsun Kırklar Kapısı’ndan içeri giremez. Mürşit, Pir Rehber, Musahip, Talip, Kırkların Başı, her kim olursa olsun rızasız hiçbir cem kapısından içeriye giremez. O Cem kanun ve adalet üzerindedir.
(…)
BİR ZAT (tanrıya)
La mekan! mekanı olmayan bir kimse
Kim alır ondan bir hisse
Kendisi ne uzun, ne de kısa
Zatı sıfatı bilinmez bir zat
La mekan! mekanı yok, mekansız
Mekansız olanın süreğine giden akılsız
Vücudu olmayan başın bedensiz
Mekanı durağı bilinmez bir zat
Evliyaların, enbiyaların ispatı dünyadır
Ak defterde yazılmış olan künyedir
Ruhlar için yapılan bir binadır
Künyesi, binası olmayan bir zat
Dünyadır insanları ispat eden
İspatı olmayan yoktur bir beden
Haklıyı haksızı birbirinden ayırdeden
Dünyasız, ispatsız bir zat
Kan babadır, anadır mekan
Dünyada açılır cevahir dükkan
Çifte koşup da tohumu eken
Ekmiş de biçmemiş bir zat
La mekanın sözü var, özü yok
Yolu eğridir yüzü yok
Anası yok, oğlu kızı yok
Doğumda ispat olmayan bir zat
HASANİ SANİ doğumda olur ispat
Zatı sıfatı hangi sıfat
Terazisiz mizansız kurmuş hayat
Gelsinde çeksin bu zat
Pir Hasan Sani
Baş kürrenin (göze) başıdır: iki kürre vardır: biri Naciye kürresi, biri de Havva kürresidir. Başları kesenler, kanları dökenler, ve döktürenler Havva’nın kürresidir. Havva şeytanın emriyle geldiği için tatlı kürre Naciye’dir. İşte bu başlar ve kürreler asla birlik olamazlar. ( asla aynı inanmazlar).
Hakk kalbimizde tuttu mekan
Türlü meta ile eyledi dükkan
Ağır bir yüktür var mı çeken
Açtık dükkanı kandan doğduk
Hakk’ın varlığına olduk celal
Helalı haramdan ayıran zülal
Varlığını Hakk’ın emrinden al
Birlikte Hakk’ın rızasından doğduk…(yaratılmadık, doğduk diyor)
Başköylü Pir/Mürşit Hasan Sani
Not: Devamı var
Düzenleme: K. At Devamını Gör
Cevap mail adresinize gönderildi.
Merhabalar, bu resimi yeni çıkacak kitabımda kullanmak istiyorum.
Lütfen yetkili kişilerin mail hesabıma cevap vermelerini temenni ediyorum. Sevgilerimle Murat Çatal
hayatınızda hiç mürşid gördünüz mü kim o. hayatınınızda hiç dört kapı kırk makam geçmiş birini gördünüz mü? mürşid nasıl mürşid oldu? kırk makam nasıl geçilir bilir misin? ayıp değil mi hakkında kulaktan dolma bir iki cümle duyduğunuz konuları biliyormuş o yoldan geçmiş gibi anlatmaya kalkıyorsunuz? bilimsel namus bu mu? ilim bu mu? bir tane mürşid göster bir tane yolu geçmiş birini göster ?zır cahil laflarla kendinize de başkalarına da yola da yazık etmeyin. hakikati pirden mürşidden öğren yol sür talip ol mürid ol mürşid ol..yalanla hakikat olmaz..