ALEVİLİKTE KÖKLÜ REFORM ve Özet olarak Alevilik – DAB
2 Temmuz 1993 Sivas Alevi katliamı sonrası Alevi örgütlenmesi içinden, 2014 yılında; (Alevilik Din-İslami ve ırkçı milliyetçi değil, Alevilik toplumsal paylaşımcı, kadın erkek eşit, doğacı, bilimsel değişimci devrimci) özetle bu 7 ilke ile ortaya çıkan; Devrimci Aleviler Birliği (DAB); Almanya ve bir çok AB ülkesinde resmen tanına, fakat anayurdu Anadolu Türkiye’de halen tanınmayan Aleviliği; diğer var olan tüm Alevi kurumlarından faklı olarak, Din-İslam ve milliyetten tamamen ayrı görmektedir. DAB Mayıs 2019 ‘da yayınladığı ‘Alevilikte Cem ve Hakka Uğurlama erkanı” kitabında; Alevilikten her türlü ırkçı milliyetçi ve Din-İslami eylem ve söylemlerin tamamen çıkarılmasını önerip, pratikte bunları uygulamaya koyarak, Alevilikte köklü bir reform Devrim başlamıştır.. DAB’ın Alevilikten tamamen çıkarılması önerilen eylem ve söylemler özetle şunlar;
DİN Mezhep Tarikat İbadet, Allah İslam Müslümanlık, Peygamberlik (Hz. Muhammed), Halife İmam Hz. Ali, Kur’anı kerim, Zülfikar kılıç, Oniki 12 İmalar, Duvazı İmam, Ehlibeyt, Kerbela İmam Hüseyin, Mersiye, Muharrem Orucu, On dört Masum-u Pak, On Yedi 17 Kemerbest, 48 Perşembe (ibadet günü), Sünnet / Kirvelik, Kurban ve bayramı, Evladı resul, Miraç /lama, Tevhit, Hicri Takvim, Cenaze / Namazı, Cennet Cehennem, Salavat salat, Secde seccade halka namazı, Dua, Amin Eyvallah, İslami dil (arpça) ve ayrıca Alevi kurumları Cem evlerinden milli bayrak, Atatürk resmi ırkçı söylem ve sembollerin kaldırılmasını önermektedir.
DAB bu günlerde (2019 sonbahar aylarında) Türkiye’de ve Avrupa’nın değişik ülke ve şehirlerinde; Alevilikte Cem ve Hakka Uğurlama erkanı” kitap tanıtım ve reform önerileri tartışma toplantıları düzenlemekte ve video yayınları yapmaktadır.
Alevilik (Alev-İ-zm):
Yukarı Mezopotamya/Anadolu (Türkiye) kaynaklı, kökleri 12 bin yıl geriye, insanların avcı toplayıcı yaşamdan yerleşik anaerkil komünal toplumsal yaşama başladığı (Çatalhöyük ve Urfa Göbeklitepe’ye ) kadar uzanan ve en son 1200 yılarda Hace Beştaş Veli ve Rum erenleri tarafından kurumsallaştırılıp sürdürülen, diyalektik materyalist varoluş felsefesine, “varlığın birliği” (insan Hak’ta, Hakk insanda) anlayışına dayalı, doğaya, cana, insana bilime, sevgiye, adalete eşitliğe, özgürlüğü, emeğe, paylaşıma değer veren, ‘’Kendime reva gömmediğimi başkasına görmem, Elime d ilime belime sahibim, bilim kamili insanlık yoluna talibim, olsun cemi cümle canlar şahidim’’ ilke ve ikrarına dayalı, kendine özgün felsefi bir doğal inanç öğretisidir. Genelde Alevilik için, kamili bilge olgun insan olma “Kamili İnsanlık YOL’u” tabiri kullanılır Aleviler birbirine “Can” veya “Yoldaş” diye hitap eder..
Alevi gruplar:
Sazlı sözlü semahlı, kadınlı erkekli lokmalı demli, rızalık sorgu görgü darlı ikrarlı, 12 hizmetli CEM erkanı yürüten topluluklar Alevi olarak kabul edilir. Somut olarak Aleviler; dünden, bugüne yoğunlukla Anadolu ve çevresinde, yaşayan, güneş ocak ateş ışık kültü, doğal, şaman, pagan muhalif inançlar, akımlar; Işık ehli, Aluvi, Alawî, Arevi, Huremi, Ehli Hak, Şebek, Kakai, Yarsani, Nasturi, Ezidi, Hurufi, Tahtacı, Çepni, Sıraç, Kalenderi, Vefai, Ahi, Babai, Kızılbaş, Bektaşi, Rea-Hak vb. isimler altında var olmuş ve bugün “Alevilik” adıyla varlığını sürdürmektedir.
Coğrafik ve hukuksal olarak Aleviler:
20 milyonu Türkiye’de. 10 milyonu komşu ülkelerde (Ermenistan, Azerbaycan, İran, Irak, Suriye, Kürdistan, Kıbrıs, Yunanistan, Arnavutluk, Bulgaristan, Eski Yugoslavya. Ayrıca Almanya başta olmak üzere 5 milyon AB ülkelerinde ve Kanada, Amerika, Avusturalya, Japonya gibi göçmen işçi, mülteci olarak gittikleri dünyanın çeşitli ülkelerde kalıcı olarak yaşamaktadır. Bugün Dünyada yaklaşık 35 milyonun Alevi’nin yaşadığını tahmin edilmektedir. Alevilik Almanya ve bir çok AB Avrupa ülkesinde resmi olarak tanınıp, bazı yasal haklar elde etmesine rağmen, Alevilik anayurdu Anadolu (Türkiye’de) halen yasak ve yasal olarak tanınmamıştır. Aleviler Türkiye’de hukuksal mücadele vermiş, davalar AIHM mahkemelerinde kazanılmış fakat TC devleti bunları halen uygulamaya koymamakta diretmektedir.
Aleviliğin en karakteristik özelliği;
Semavi bir DİN olmayışı, doğal varoluş diyalektik materyalist felsefe, Bilimden gidilmeyen yolun sonu karanlık, evrim teorisine dayanması, var olan mevcudu hak bilmesi, rızalık paylaşımcı kültür olması, hakim sömürücü iktidar ve dinlere muhalif olması, Erkek dişi birdir bizde, noksanlık eksiklik senin görüşlerinde diyerek kadın erkek eşitliğini savunması, cem erkanı, saz semah ve 72/3 millete bir bakması, tek bir ırka millete bağlı olmayışı. Sorgu görgü dar ve kendine reva görmediğini başkasına uygulama, eline diline beline sahip ol, EDB etik ilkesidir.
Alev-i kelimesi;
Evrende doğada her şeyi hareket ettiren “BigBang” ışık enerji ve canlılarda yaşam gücü olarak kabul edilen aşk/sevgi ve karanlığa gericiliğe karşı aydınlanmanın, sembolü kadim ocak ışık/güneş ALEV kültü ile ilgilidir. Al, Al-a, İld, İlu, Od, Alov, A-luv, Alaw, Alev, kelimeleri birçok dilde ve Farsça, Türkçe ve Kürtçede ocaktan, ateşten çıkan ışık ALAW, ALAV,ALEV anlamındadır. Osmanlı fetva ve fermanlarında Aleviler için ‘’Işık Ehli” terimi kullanılmıştır. Ayrıca Anadolu’da 6 bin yıl önce yaşamış “A-Luvian” “ışık-halkı” (Luvi, lux, lys light Licht lumière Luce Luz vs.) kelimeleri de ışı Alev-i anlamındadır.
Bilinenin aksine Alevilik; semavi bir din-İslam, Şia İslam’ın bir kolu yorumu değildir.
1500’lü yılların başında Sünni Osmanlı ile Şii İran Sefavi savaşında, bazı Aleviler, Sefavileri desteklemiş, bu süreçte, Alevilik yoğun Şii İslam propagandası ve asimilasyonu altında kalmıştır. Dolayısıyla Aleviler arasında ve Dünya kamuoyunda Alevilik = Halife İmam Ali, Şii İslam’ın bir kolu, 12 imam, Ehlibeyt, “Ali “taraftarlığı şeklinde yanlış bir algı oluşmuştur. (Bugün Aleviler bu algıdan kurtulmaya çalışmaktadır.) Sünni Şii İslam’da olan, cennet-cehennem ahiret, hayır, şer, kader Allah-Kuran-Peygamber din için cihat anlayışı, İslam’ın 5 şartı, 32 farzı vs. hiç birisi Alevilikte yoktur. Alevilikte olan bilim yolundan gitmek, sazlı sözlü semahlı, kadınlı erkekli, lokmalı demli, rızalık, sorgu görgü darlı, 12 hizmetli cem vs. İslam’da yoktur. Din-İslam yoktan yaratıcı ilahi bir tanrıya dayanır, Alevilikte bu anlamda bir tarı anlayışı yoktur. Alevilik vardan var olan, doğal madde varlığa diyalektiğe evrime dayanır. Alevilik evrende hakikat var olan tüm varlığı, “vahdeti mevcut” HAK (tanrı) olarak kabul eder.
Alevi yoluna girmek isteyenler;
Yol erkanı öğrenip benimsiyorsa, bir Cemde toplum ve Pir huzurunda; “Yol’a yoldaş olmaya, meydana geldim erenler. Kendime reva görmediğimi kimseye görmem. Elime, dilime, belime sahibim, bilim, sevgi, paylaşım, rızalık, kâmili insanlık ALEV-İ-YOL’una talibim, olsun CEM’i cümle CANLAR şahidim”. ikrar-namesini okuyup “yola yoldaş” Alevi olabilir. Alevilikte kişi yola girdikten ölene kadar verdiği bu ikrara bağlı DAR’dadır. Dar ağcına asılsam bile bu yoldan dönmem anlamındadır. Alevilikte görgü cemine katılmak dışında zorunlu başka bir ibadeti yoktur. PİR Alevilikte bir işin ustası uzmanı bilge insan demektir. Alevi yol erkanını yöneten inan önderleri için kullanılan ortak bir isimdir. Kadınsa Pir Ana, erkekse Pir dede/baba denir. Pirler cemlerde erkanlarda toplumu eğitici konuşmalar yapar, yapılan hizmetlerde güzel anlamla sözler “gülbenk” okurlar.
Alevilikte CEM:
Aleviler sosyal, kültürel etik, hukuksal, inanç öğretilerini toplumsal birliklerini, yılda birkaç defa yaptıkları CEM (birlik) muhabbet toplantılarında yaşayıp, yaşatırlar. 40’lar cemi mitolojisinde de anlatıldığı gibi, Ceme ben peygamberim soyum sopum malım mülkün rütben vs. var diyenler giremez. Cem kadın-erkek, yaşlı-genç herkesin katıldığı, eşit CAN olduğu, 12 hizmetin yürütüldüğü, ışık(mum yakılıp) yakılıp sazla, özlü sözler, deyişler ile öğütler verildiği; insanın, bilimin doğanın, paylaşımın, sevginin kutsandığı; lokma ve dem paylaşıldığı; kadın-erkek birlikte semah dansı döndüğü Cem-Muhabbet toplantılarında; canların “En-El-Hak” (Hakikat Tanrı benim / Tanrı-İnsanda) “KadınAna” ve “Mansur” DAR’ına durup, yılda bir defa sorgu görgüden geçer, buna aynı zamanda “ölmeden önce ölmek” denir. Çünkü Alevilikte cennet cehennem öbür dünya ahiret inancı yoktur. Varsa bireysel veya toplumsal sorunları cemde bir tür “Halk mahkemesinde” Rızalıkla çözerler, canlar özünü temizler, aklanırlar.
Alevilikte 4 kapı 40 makam:
Canlılar için yaşamsal önemi olan 4 ana unsur, Hava, Ateş, Su, Toprak, “4 kapı” olarak” adlandırılır. Bu 4 unsurla birlikte bitki hayvan insan doğal yaşam canlılar her anlamda kutsanır. Bu 4 kapı aynı zamanda. Hava ehli, ateş ehli, su ehli, toprak ehli diye adlandırılan, kişisel gelişme eğitim aşamalarıdır. Her kapının 10 “etik” ilkesi vardır toplamına “40 makam” denir. İnsan bu kapı ve makamlardan geçerek kamili insan olmaya çalışır. Alevi 4 kapı 40 makam öğretisinden bazı deyimler:
* Her ne arar isen kendinde ara. Kudüs’te Mekke’de arama.
* Benim Kâbe’m insandır. Okunacak en büyük kitap insandır.
* Bilimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır.
* Bilim bizim yolumuzdur. Sevgi bizim dinimizdir. * Kendine reva görmediğini başkasına görme.
* Eline, diline, beline, aşına eşine yaren yoldaşına sahip ol.
* 72 Millete bir bakmayan bizden değildir.
* 1 Üzüm tanesini, yârin yanağından gayrı her şeyi (40’lar ile) paylaş.
* Kuvvetini zavallıya değil, zalime karşı kullan.
*Enel-Hak (gerçek, tanrı benim).
Alevilikte Saz Semah;
Saz çalıp deyiş söyleyip kadın-erkek birlikte, genelde Cemlerde ve toplumsal anlamlı toplantılarda dönülen Semah (dansı) Alevilerin geleneksel bir çeşit ibadet biçimidir. Semah kelimesi; gökyüzü/uzay, gezme, müzik ve sözle öğrenme, evrende her şeyin hareket ettiğini, bir dönüşümden geçtiğini, insanın aradığını (tanrıyı) kendinde, bulmasını vs. sembolize eder. Semah dönerken yapılan her hareketin belirli sembolik anlamları vardır. Örnek; EL avuç içinde ayna varmış gibi bakılarak semah dönülür. Bu yaratıcı olan el emektir, tanrı insandadır vs. anlamlar taşır. Ayrıca bir el (1. kapı) havaya bakar bir el (4’cü kapı) yer toprağa bakar, sonra el ateş ve su kapısı, kalbe ve bele götürülür, insan hava ve toprak arasında candır haktır.
Alevilikte EL – EDeB:
Alevilikte bir EL’in 5 parmağı, canlılar için yaşamsal önemi Hava, Ateş, Su, Toprak, ve Canlıları temsil eder. 4 Kapıda Can denilir. Alevilerin kişisel olarak günlük hayata uyulması gereken bir tek kuralı, “Kendine reva görmediğini başkasına görmemek, Eline, diline, beline, eşine, aşına, işine yaren yoldaşına sahip olmaktır. Buna El-Dil-Bel EDEB denir. Aleviler bir şeyi onaylamak anlamında “Amin” yerine “AŞK ola” veya “AKŞ ile” derler. Ve özümden Sözüme/ Sözüne bağlıyım anlamında sağ ELİNİ önce kalplerine sonra dudaklarına ve sonra bel kemerlerine götürürler.
Özel Alevi anma günleri:
* 13-15 Şubat Hızır orucu ve aşure lokma paylaşımı. * 21 Mart Newroz bayramı (yeni yıl), * 4 Mayıs Dersim Katliamını anma. * 6 Mayıs Hıdrellez doğa cemi. * 1-7 Haziran Abdal Musa anma. * 2-4 Temmuz Pir Sultan Sivas Çorum Katliamını anma. * 15-18 Ağustos Hace Bektaş Veli anma ve şenlikleri. * 19-26 Aralık Maraş katliamı anma. Bunların dışında yöresel/yerel, bir çok Alevi pirlerini veya tarihi günleri anma etkinlikler vardır. 8 mart ve 1 mayıs gibi uluslararası emek günlerine Aleviler ayrıca önem gösterir.
Alevilikte Hakka yürüme ve uğurlama.
Alevilik bir kişi öldüğünde hakka yürüdü denir. Cenaze kaldırılmasında hakka uğurlama denir. Çünkü Alevilikte vardan gelip geri vara hava ateş su toprak doğal elementlere ve cana (hakka) geri dönüş devri daim “devriye” inancı vardır. Alevilikte öbür dünya cennet cehennem inancı yoktur, sorgu görgü bu dünyada cemlerde yapılır. “Cenaze” Hakka uğurlama erkânın, cemlerde olduğu gibi sazlı sözlü, deyişli semahlı yapılır, canlardan rızalık alınır. Ve can hakka uğurlandıktan 40 gün sonra, 40 erkanı yapılıp kişi ‘DAR’dan düşürülür.
Aleviliğin siyasi duruşu toplumsal özlemi;
bir üzüm tanesini 40 kişinin paylaştığı, “Kırkımız birimiz, birimiz kırkımız için” ”Yârin yanağından gayri her şeyin (dünya nimetlerini eşit) paylaşıldığı”, baskı sömürü şiddet zorbalığın olmadığı, İnsanları ezmeden ezilmeden, eşit, özgür ve barış içinde mutlu yaşadığı, paylaşımcı bir düzen rızalık şehridir. Ayrıca Alevilikte “Hızır” sen ne kadar çok paylaşır dayanışma gösterirsen başkalarına yardım edersen “Hızır” da sana yardım eder anlayışı üzerine kuruludur. .
Tarih boyu Alevi direnişi;
Köleci toplumdan bu yana, hâkim din ve siyasi iktidarların baskı sömürü sistemlerine karşı (inançsal, kültürel ve politik) yönden muhalefet olmuş, bundan dolayı da, Roma/Bizans, Selçuklu, Osmanlı, ve TC. dönemlerinde katliamlara maruz kalmıştır. 1412’de Aleviler batı Anadolu’da Osmanlıya karşı büyük bir ayaklanma başlatmış, Aydın-İzmir yöresinde kadın-erkek eşitliği, paranın bile ortadan kaldırıldığı komünal “sosyalist” özerk bir bölge kurmuştur. Ayaklanma kanla batırılmış, Alevi önderleri Börklüce Mustafa, Seyh Bedreddin ve Torlak ve binlerce yoldaşının başı kesilmiştir. Aleviler Osmanlıya karşı 200’den fazla direniş ayaklanma gerçekleştirmiştir.
TC Cumhuriyet döneminde Alevi Katliamları;
Koçgiri 1921, Dersim 1937-1938, Zini Gediği Erzincan 1938, Muğla Ortaca 1966, Elbistan 1967, Malatya Hekimhan 1968, Hatay Kırıkhan 1971, Hüseyin Cevahir Hüseyin İnan, İ. Kaypakkaya, Alihaydar vs. Alevi Devrimci önderlerinin katledilmesi 1971-72-73, Malatya 1978, Sivas Alibaba 1978, Maraş 1978, Çorum 1980 ve 12 Eylül Askeri darbesi, Mazlum Doğan 1982, Sivas Madımak 1993, Gazi Ümraniye 1995, Taksim Gezi 2113, Leyla Sakine Fidan Paris 2113, Uğur Kurt 2014 ve 2016’da Aleviler Suriye , Irak ve Türkiye’de İŞİD katliamlara uğramıştır.
Türkiye Cumhuriyeti Atatürk ve Aleviler:
Türk-İslamresmi ideolojinin yanlış bilgilendirmesiyle Aleviler arasında ve dünya kamuoyunda, Mustafa Kemal (Atatürk) Alevidir, laiktir, devrimcidir vs. yanlış bir algı oluşmuştur. Atatürk çocuk yaşta Osmanlının yatılı askeri okulunda yetişip, Padişahının yaveri/veziri düzeyine kadar yükselmiştir. Osmanlı imparatorluğu çöküşe geçtiğinde TÜRK-İSLAM unsurları Anadolu’da toplama, TÜRK-İSLAM’ı kabul etmeyeni YOK etmek kararı almıştır. Padişah Atatürk’ü bu amaçla Mayıs 1919 da Anadolu’ya gönderilmiştir. Kemal Atatürk’ün TKP Türkiyeli komünist partisi yöneticilerini katledip, Nazım Hikmet gibi sosyalist aydınları mahpuslarda çürütmüştür. Sovyet Sosyalizmine karşı bölgede, tampon bölge ve müttefik olacağında emin olan İngiliz işgalciler, Atatürk’ün TC. devletini kurmasını desteklemişlerdir. Atatürk 1919 Pontus Rum, 1921 Koçgiri, 1925 Şeyh Sait, 1930 Ağrı, 1938 Dersim, Zaza, Alevi, Kürtlere yönelik katliamlar yapmış, asimle edip Türkleştirmeye çalışmıştır.
Atatürk Halifeliği kaldırmış, yerine Devlet diyanet işleri başkanlığını kurup İslam’ı devletleştirmiştir. Atatürk, ömrünün son yıllarında Laik düşünceleri savunsa da kurduğu sistem hiç bir zaman laik olmamıştır. Atatürk sendikalaşmayı ve 1 mayısı yasaklamış, toprak ağaları, burjuva kesimi emperyalist güçlerle işbirliği içinde olmuş. Atatürk 1925’te Aleviliği yasaklanmış, dergahlarını kapatmıştır. Atatürk’ün veya ailesinin Alevi olduğuna dair hiç bir eylem, söylem bilgi belge yoktur.
Atatürk Irkçı Türkçü tek dil tek din tek parti tek adam faşist bir devlet diktatörlük kurmuştur, TC. halende öyle devam etmektedir. Stefan Ihrig; ‘Atatürk in the Nazi Imagination…’ adlı kitabında, Faşist Hitlerin Atatürk hayranlığını; “Mussolini Atatürk’ün 1. öğrencisi, ben 2. öğrencisiyim” diye aktarmaktadır. Alevi Kürt Devrimci önder İbrahim Kaypakkaya tezlerinde Kemalizmi faşist bir diktatörlük olarak nitelendirmektedir. Alevilerin çoğunluğu AKP gericiliğine karşı, halen Kemalist CHP’ye oy vermekle birlikte İslam’la birlikte Kemalizm etkisinden de kurtulmaya çalışmaktadır.
AKP Erdoğan iktidarı ve Aleviler.
1980 faşist askeri darbesinden sonra Türkiye’de okullarda ”Zorunlu Din(İslam) Dersi” getirilmiştir. Ve bunun sonucu 2002 yılında (RTE) Recep Tayyip Erdoğan’ın, Allah-Kur’an-Peygamber Partisi (AKP) tek başına iktidar oluşmuştur. Okullarda haftalık İslam dersleri 2 saatten, 8 saate çıkarılarak ve Zorunlu vergiden beslenen ve 11 bakanlıktan fazla bütçeye sahip Devleti ‘’Diyanet’’ kurumu ile toplum ve devlet 17 yılda baştan sona İslamlaştırılmıştır. AKP devletin tüm kurumlarını ele geçirmiştir. Sözde sahte Alevi Kürt açılımları ile toplumu oyalamış, 2013 Mayıs-Ağustos Gezi Parkında çevrecilere, devrimcilere, Alevilere ve Kürt halkına yönelik büyük katliamlara girişmiştir. RTE Irak ve Suriye’de aşırı İslami grupları destekleyip, IŞİD’i kurup dünyanın başına bela etmiştir.
Ankara’da ‘AK-Sarayda’ oturan, RTE destekçisi Fetullah Gülen’le “ganimet paylaşımında anlaşamamış, kendini mağdur göstermek için 15 Temmuz 2016’da kendi kendine “kontrollü darbe” yapmış, ardından bütün muhalefeti tasfiye etmeye başlamıştır. Muhalif yazılı-görsel basını, dernekleri kapatmış, gazetecileri, hukukçuları, milletvekillerini, belediye başkanlarını ve yüzbinlerce kişiyi terörist ilan edip mahpuslara doldurmuştur. 16 Nisan 2017 anayasa referandumu ile oyları çalarak %51 ile ”Tek Adam Faşist Diktatörlüğünü”, ”Yeni Osmanlı Sultanı ve İslam Halifeliğini” ilan etmiştir. Türkiye’nin faşizmden kurtulması için, yerel geniş ittifak ve uluslar arası dayanışma destek zorunludur.
Alevilerin TC devletinden güncel hak – talepleri.
Alevi toplumu kurumları son 25 yıldır aşağıdaki hak ve talepleri gündeme getirmiştir Fakat TC devleti hiç birini kabul edip yasal güvence altına almamıştır.
1. Aleviliğin kendine özgün bir inanç olarak tanınıp Anayasal güvence altına alınması.
2. Devlet Diyanet kurumunun kaldırılması her inancın kendi giderlerini kendi finanse etmesi.
3. Okullardan Din derslerinin kaldırılmaması. (Her inancın yasal bir çerçeve içinde eğitimi kendi vermesi)
4. Devlet ve din işleri tamamen birbirinden ayrılmalıdır. Kamu alanının tamamen laik olması.
5. 90 yıldır zorunlu vergiden diyanete aktarılan Alevilerin vergi payının alevi kurumlarına geri ödenmesi..
6. Alevi mahalle ve köyüne yapılan camileri kaldırılması.
7. Devletin el koyduğu Alevi Dergâh ve mekanlarının Alevi kurumlarına devir edilmesi.
8. Nüfus kayıt ve Kimlik kartlarından DİN hanesinin çıkarılması.
9. T.C. yasalarından, okul kitaplarında vs. Alevilere, başka inançlara hakaret vs. kaldırılması ceza uygulanması.
10. Alevilere yönelik yapılan katliamların sorumlularının yargılanıp cezalandırılması.
11. Sivas katliamı Madımak otelinin: utanç (ibret) müzesi yapılması.
13. Alevilerin inanç anma günlerinin de resmi tatil yapılması..
14. Yeni anayasa : sosyal adaletli, özgürlükçü demokratik yeni bir anayasa yapılması.
15. Kürt sorunun barışçıl demokratik bir şekilde çözülmesi. Din ve milliyet konusu, toplumsal sorun olmaktan çıkarılması.
Devrimci Alev-İ-ler Birliği (dAb)
E-posta: dab@alev-i.com Internet: www.alev-i.com www.facebook.com/devrimcialevilerbirligi/
Bunlarda Gerçek Alevilk örgütlenmesinde Rızalık, EDEB ve bilgelik önplanda tutulmazsa Örgütlenme alevice olmaz. Aşk ile