Türkiye Cumhuriyeti Devleti kuruluş aşamasında ve “Devrim Yasaları” (?) kapsamında tüm Alevi dergâhlarını kapatarak Aleviliği yok saymış, Türkçü-İslamcı eğitim öğretim politikasıyla da, zaman içinde Alevileri asimile edebileceğinin planını yapmıştı. İç göçle başlayan Aleviliğin geleneksel yapısının çözülme süreciyle, yeni yerleşim alanı şehirlerde, yeni topl…umsal çevre ve çok yönlü ilişki sarmalında devletin planladığı asimilasyona elverişli konuma geldi Alevilik ve Aleviler.
Şehirlerde yoğunlaşan ve bir yandan siyasi partilerin oy deposu görülen Aleviler; “Aleviler Cumhuriyetin bekçisi, laikliğin güvencesi ve demokrasinin sigortası” gibi hamasi nutuklarla uyuşturularak zihnen teslim alınmaya çalışılırken, diğer yandan “Alevilik siyaset üstüdür” yaygarasıyla Aleviler, Aleviliğin siyasi algısıyla siyasetin dışında tutulmaya çalışıldı. Bölgelerinde nüfuzlu ağa-eşraf konumunda olan Aleviler, sayıca az da olsa farklı partilerden milletvekili seçildi; Türk-İslam dışında Alevi, Kürt, Ermeni, Rum, Süryani vb. herkese düşman İttihat ve Terakki’nin ırkçı-dinci politikasının Kemalist versiyonunun uygulayıcısı “kınalı keklik” oldular.
Bu tipler, bir yandan partilerine şirin görünmek ve yeniden seçilerek siyasi kariyer ve maddi çıkar peşinde koşarken, diğer yandan farklı inanç ve etnik kökenden oluşan Anadolu halkını, devletin “Türkleştirme ve İslamlaştırma” politikasının maşası oldular. Alevi kökenli aynı unsurlar Mustafa Kemal’in Bektaşi olduğunu, Alevilerin Onun sayesinde var olduğunu vaaz ettiler. Koçgiri ve Dersim soykırımını isyanı bastırmak, Tekke ve Zaviye yasasının Sünni tarikatları kapattığı yalanını yaydılar. Cumhuriyet tarihinde Alevi asimilasyonu, milletvekili seçilmiş Alevi kökenli zevat üzerinden fiili ve sözlü olarak başlatıldı.
Aynı tiplerin uzantısı zevat günümüzde Dersim, Sivas, Tokat, Maraş, Çorum, Adıyaman ve benzeri bölgelerden Alevi oylarıyla milletvekili seçiliyor ve Alevi düşmanı Kemalist rejime sadık, mecliste Aleviliğin Diyanet bünyesinde temsil edilmesini savunarak yine “kınalı keklik misali devletin asimile politikasına birinci dereceden hizmet vermekteler. Aleviliği yarım ağız savunuyor görünmeleri ve Diyanet konusunda kem-küm etmeleri ihanetçi konumlarını ve gerçek yüzlerini gizlemek için. Aleviler eğer asimilasyondan rahatsız ise, bu işin en uçtaki maşası olan zevata ne için oy verdiklerini sorgulamalıdır.
Fetullah’ın kankası İzzetullah en azından gerçek yüzünü ve misyonunu gizlemiyor; O, özellikle cami-cem evi girişimiyle kendisini yeteri kadar teşhir etmiş görünen düşman. Aleviler içinde gerçek yüzleri henüz net görülmeyen “kınalı keklikler”, Alevi örgüt yöneticisi konumunda bulunanlardır. Bu muhterem zevat miting meydanlarında Şii-İslam figürü, İran sarıklı, Arap şeriatının kanlı kılıcı Ali, On İki İmam ve Ehl-i Beyt posterlerini bayraklaştıran… Nutuklarına Kerbela ile başlayıp Kerbela ile bitirenler, faşist rejimin kurucusu CHP den zihnen kopamamış, oradan milletvekili olabilme umuduyla sahnelerde CHP’lileri konuk edip ellerine mikrofon tutuşturanların durumu, duruşu ve söylemleri sorgulanmalıdır.
Miting vb, yerlerde sahne verilen sözde sanatçıların, siyasi duruşu mutlak sorgulanmalı. Seslendirdikleri parçaların yüz binleri aşan kitlenin ruh haline, mitingin ve günün anlamına uygun olup olmadığı, özellikle devrimci nitelikte olması hususunda seçici olunmalı. Faşizmle karşı karşıya gelinen miting alanında, İslam şeriatçısı Araplara nefes adı altında methiyeler içeren parçaların (türkü/deyiş) mitingin konusu ve anlamıyla ne ilgisi olabilir? Makalenin başından beri özetleyerek irdelemeye çalışılan olgular, bilerek veya bilmeyerek, devletin, Alevi asimilasyonu konusunda doğrudan Alevilerin kullanıldığı gerçeklerdir.
Bu olguları aşmak, istisnaları hariç belli yaş üzerinde ki kesimin pek umurunda değil. Sorun; okuyan, araştıran, sorgulayan, üreten ve geleceğe dair umutları, sevdaları, kin ve öfkeleri olan genç kesimin sorumluluk ananına girmektedir. Zira tarihin derinliklerinden günümüze bin bir sıkıntı ve zahmetle taşınmış evrensel değerde barışçı, eşitlikçi bir kültür, Alevilik adı altında yok edilmek isteniyor. İnsanlığın geleceğinin temsilcisi ey YÜCE GENÇLİK; tek umut sizsiniz!
İlk yorum yapan olun