DEVRİMCİ ALEVİLER BİRLİGİ
Alevilik tanımı, anlayış ve amacımız.
Alevilik; vahdeti mevcut, varlığın birliği, doğanın diyalektiği (yaşam yasaları) içinde, tüm varlığın parçalarını bir bütün olarak HAK gören; Vardan gelip, vara devri daim eden, diyalektik materyalist, varoluş felsefesine dayalı:
İnsanın kendini bilmesi, bilinçli, kâmil, a’lim insan olması. Kendine reva görmediğini başka bir cana görmeden; Bilimi, sevgiyi, doğayı, rızalıkla eşit paylaşımı kendine rehber edinerek, hava ateş suyu toprağı doğal yaşamı çevremizi koruyarak, var olan TÜM canlılara saygı duyarak, birey CAN ve toplum olarak; hak adalet eşitlik haksızlıklara gericiliğe karşı direnerek, ezmeden ezilmeden dünyada barış içinde kardeşçe insanca mutlu, huzur içinde yaşamayı kendisine AMAÇ YOL edinmiş, kadim felsefi bir yaşam öğretisidir. Bu öğreti, aydınlanma kültürü aynı zamanda Aleviliğini ve Alevi Cem erkân larının temel amacıdır.
Alevilik insanların yaklaşık 12 bin yıl önce yukarı Mezopotamya / Anadolu’da toplayıcı avcı yaşamdan, yerleşik toplumsal yaşama üretime başladığı günden bu yana, çok çeşitli doğa inançları ve çok çeşitli isimler adlar altında, Işık ehli, Aluvi, Ehli Hak, Huremi, Şebek, Kakai, Yarsani, Nasturi, Ezidi, Hurufi, Tahtacı, Çepni, Sıraç, Kalenderi, Vefai, Ahi, Babai, Alevi, Bektaşi, Kızıl baş, Rea-Hak ve en son Alev-İ-lik adı altında; kadın erkekli, sazlı sözlü semahlı, lokmalı demli, delilli, sorgu görgülü, toplumsal huzur ve birliği sağlayan Cemlerle varlığını sürdürerek bugünlere gelmiş; Özet olarak bir cemde ‘’Kendime reva görmediğimi başkasına görmem, elime dilime belime sahibim, kâmili insanlık yoluna talibim’’ diye ikrar verilerek girilen, yola yoldaş olunan, felsefi bir yaşam öğretisi, insanlık yol olarak bu günlere gelmiştir.
‘’ALEVİ’’ Kelimesi; Aleviler için yaklaşık 200 yıldır, özelikle de Cumhuriyet dönemimde kullanılmaya başlanmıştır. Ve genel olarak kelime/isim ben zerliği veya asimilasyon amaçlı, İslam’ın 4´cü halifesi hz. imam Ali ile ilişkilendirilmiştir. Fakat Alevi öğretisinin özüne ve bugüne kadar bu yolu sürdüren önde gelen Pirlerin, ozanların deyişlerine ve kelimenin kökenine baktığımızda, Al, āl, Al-a, El, İl, Ela, Eli, İla, İlu, Ulu, Ol, Od, Alo, Alov, Alu, ōl-u, Aluv-i, Alāw alāta, гореть, пылать Alaz, Alaw, Alav Alev, Alev-i; bu kelimeler birçok eski dillerde; ocaktan, ateşten çıkan ışı ALEV; tüm âlemin çarkını devri daim merdane döndüren, tüm maddenin varlığın özünde olan, “BigBang” ışık enerji, yani “Varlığın Alev-i” anlamına geldiğini görüyoruz. Alevi deyişlerinde bu ışık kültü yoğunlukla işlenmiştir.
Alevi cem erkânı ve işlevi
CEM ERKÂNI Alev-i inanç öğretisinin en temel erkânıdır. Cemin kelime anlamı; toplanmak, birleşmek, birlik bütünlük, vahdeti mevcut “varlığı birliği” devri daim ilkbaharın havaya suya toprağa düşen “cemre” “cem-şid”1 “şem-i” yaşam demi, ısısı ateşi, ışığı alevi, varlığı doğal yaşamı bilme, anlama, gör me, birlikte muhabbet ederek toplumsal aydınlanma, anlamındadır. Cem körü körüne bir tapınma ibadet değil, toplumsal aydınlanma, muhabbettir.
ERKÂN Alevi inanç öğretisinin tümü veya belirli bir bölümünde yapılan söylem ve eylemlerin tümü demektir. Alevi erkânı; Alevi kültürünün tümü diyebiliriz. “Alev-î-liğin kalbi Cem’de atar. Alev-i-liğin sırrı Cem’de yatar” denilir. Alev-i-liği bütün yönleri ile anlamak Cem’i anlamaktan geçer. Cemde yapılan her hareketin, her söylem ve eylemin felsefi, kültürel, toplumsal, sembolik anlamları vardır. Aleviler Cem erkânının yaptıkları yerlere; Kırklar meydanı, Meydan evi, Erenler meydanı, Er-bacı meydanı, Hak divanı, Kardeşlik meydanı, Huzur meydanı, Eşitlik meydanı, Hak huzuru, Hace Bektaş-ı Veli meydanı, Erkân meydanı vs. demişler.
Alevilerin nazarında cemevleri birer edep, erkân meydanıdır. Sorgu-sual, karar yeri olarak dar meydanıdır. Semah yeri olarak evrenle bütünleşme meydanıdır, musahipliğin, yani dünyada halkların insanların kardeşliğinin, kabul ve onay yeri olarak birlik meydanıdır. Cem yüklendiği bu manevi anlamların yanı sıra birçok sosyal işlevi de içermektedir. Bu yüzden cemevlerinin sosyal, ekonomik ve kültürel dayanaklarının tarihi dayanaklarından daha az tartışmalı olduğunu görülmektedir.
Herhangi bir inanç, öğreti veya ideoloji olursa olsun, söylem ve eylemleri ile toplumun geçmişine, özelikle bugün ve yarınlarına, insanca birlikte eşit inanır sahiplenir, gerekirse onun için her türlü bedeli öder. Yoksa o inanç öğreti yok olmaya mahkûmdur. Alevi öğretisi bilerek inanma ve sevme ve gönül rızalığı ile yürünen bir yoldur. AŞK ile.
Halkın divanında aşka vardım
Muhabbetle söyleştik gıdamı aldım
Vardım Pirime ıkrarım verdim
Fakir gönlüm serim meydanda
Aslıma erdim semah yurudum
Hem toprak hemi boran oldum
Turlu donda canı gördüm
Fakir gönlüm serim meydanda
Cana turap canım cemalim
Sır degilim ayan beyanım
Yolda yolcuyum veririm serim
Fakir gönlüm serim meydanda
DEVRİMİ yem dönmem yolumdan
Nesiminin teninde Mansur darından
Vardan gelir Hakkım varından
Fakir gönlüm serim meydanda
DEVRİMİ- Mehmet yapıcı
Yazili kaynaklarda Aleviligin ilk kullanildigi zaman 9. yuzyil.
200 once degil. Sizin 200 yil onceki dediginiz kaynaklar batili kaynaklar.