Torlak Kemal

11001758_463888607092867_1028986139350747056_n

Torlak Kemal

Torlak Kemal, “yârin yanağından gayrı her şeyde ortaklık” şiarı ile hareket eden ve bu düşünce ile devlet sisteminde yaşanan haksızlıkları yok edip, yerine yukarıdaki şiarda somutluk kazanan bir sistem kurmak isteyen Şeyh Bedrettin’in iki büyük yardımcısından, talibinden biridir. (Şeyh Bedrettin’in diğer talibi Börklüce Mustafa’dır.)

Torlak Kemal’in nerede ve ne zaman doğduğu bilinmemektedir. (denilsede asıl adının Samuel olduğu iddiasıda vardır.) Manisa yöresinde yaşadığı ve bu bölgede Şeyh Bedrettin’in düşüncelerini yaydığı bilinmektedir.

Torlak Kemal, Şeyh Bedrettin’in düşüncelerini en iyi şekilde anlayan ve anlatan biriydi. Onun hakkında Osmanlı tarihçileri yığınla iftira uydurmuşlardır. Yol kesen biri olduğu, yahudi kökenli olduğu ve daha birçok olumsuz anlamda kullanılan yakıştırmalar. Torlak Kemal, Şeyh Bedrettin’in emriyle 3000’e yakın dervişin başında Balkanlarda faaliyet göstermiştir. Torlak Kemal, Şeyh Bedrettin İsyanı’na, yanındaki pek çok Yahudi ile katılmıştı.

“Balivet’e göre, Torlak Kemal, Şeyh Bedrettin ayaklanmasında, Manisa yöresindeki kalabalık Yahudi cemaatinden yandaş toplamış bulunmaktadır.”
(Türkiye’nin Devlet Yaşamında Yahudiler, Çetin Yatkın, sf.26)

Onu asanlar düşüncelerini yok edemediler. Torlak Kemal inancı uğruna, iyiyi, güzeli yaratma uğruna mücadele vermiştir. Bu anlamıyla da Alevi toplumu için bir büyük önderdir.

Torlak Kemal, Şeyh Bedrettin önderliğinde gelişen, kendisi ve Börklüce Mustafa ile daha da genişleyen başkaldırı sonucu 1419 yılında Karaburun’da asılarak katledilmiştir.

Torlak Kemal Ağıdı

Aydın ellerinde ceren gezerdi,
analar al yeşil tuğra bezerdi,
bacılar tuğraya sedef dizerdi,
sedef’in üstüne ayet yazardı

iriş pirim iriş, gör ki olanı,
kurtar muhannetten elde kalanı,
başparmak üstünden bir bulut ağdı,
bulut değildi bir koca dağdı,

Alazlanıp gelen billâh çerağdı
rahmet çekildi, ok, cıda yağdı,
iriş koç yiğidim uğrular geldi,
uğrunun soluğu bağrımı deldi…

Kılış üşüşürdü, beyi, sultanı,
atını koşturdu veziri, hanı,
biz de helal ettik bu kuşça canı,
and verdik yoluna, dökeriz kanı,

İriş dede sultan, kavgaya iriş,
imdi can günüdür, gazaya giriş…
Aydın’da ortaklar, Karaburun’da,
kılıç ceren oldu, oynuyor kında,

Bir elim harmanda, bir elim kanda,
kenara kurarız biz de yakında,
iriş koç yiğidim er meydanına,
sultanın ettiğin koma yanına…

Sultanoğlu, leşkerine başvurdu,
buyruğunu dört bir yana duyurdu,
kılıç çaldı, ana, bebe savurdu,
yalım esti her yanları kavurdu,

Vur yoldaş vuralım, kavga günüdür,
ahiri evveli, yine ölümlüdür…
Sultana paşadan muştu salındı,
leşker ortasında ziller çalındı,

Dedemin başına ferman kılındı,
bir seher vaktiydi kaddi alındı,
sesimi banlasam varabilmez.
Gayri benim yüzüm gülebilmez. Devamını Gör

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*


Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.