NE OLUYOR LEN KEMAL!
“CHP Baykalı atmalı sokağı örgütlemeli” başlıklı yazım binlerce beğeniyle yüzlerce yoruma neden oldu.
Yorumlar, CHP tabanındaki insanlarımızın çaresizliğini, çıkmazını, ruh halini, öfkesini öylesine yansıttı ki şaşırıp kaldım. Nasıl tarif etsem; Titanik’i, Madımak’ı hatırlayın, insanların can havliyle kapıya yüklendikleri o anı düşünün. Öyle bir çaresizlik işte…
Evet Türkiye batmak üzere olan bir gemi, alev alev yanan bir bina, öfkeli şaşkınlar topluluğu…
CHP’li olmak derin uykulardan yangınlara uyanmaktır. Diri diri yakıldığımız bir umursamazlıktır. Celladın bıçağını korkuyla izlemektir. İşçilerin forsa olmaya zorlandığı, kadınların safari partilerindeki gibi acımasızca avlandığı, hak arama yolunun tıkandığı, nefessiz kalındığı, savaşın kapıya vurduğu bir çaresizlik, bir şakınlık, bir umutsuzluk, bir öfke, bir depresif olma anıdır. Kaynayıp fokurdamak ama taşmamaktır CHP’li olmak.
Kemal zavallı, Kemal biçare. Kemal korkutulmuş, Kemal çıkmazlara açılan sokak. Tabanının öfkesine denk düşmeyen bir lider; savaştan ve savaşmaktan kaçınan bir pısırık.
Baykal zalim, Baykal hain, Baykal yezit… Baykal sürüsünü kurda pazarlayan bir it… .
CHP’li umutlu; ahmakça, aptalca… Yol çatına oturmuş sevgilisini gözler. ”Gelecek” der ”mutlaka gelecek!” Ama sevgilisinin tıpatıp Erdoğan’a benzediğini bilmez. Nafile, ille de tutturmuş ”mavi gözlü, sarı saçlı olacak” diye. Onu, bunu, bizi yakan yangının o günlerden, Şark İslahat Planı’ından kaldığını bilemeyecek kadar da cahil. Günün birinde CHP’li, 21’lerin 25’lerin 38’lerin küflü, karanlık dehlizlerinde sevgilisini suç üstü yakalasa ne yapar acaba? Erdoğana mı koşar, sosyalist mi olur?
CHP’li huzursuz, topukluyor, dürtüyor yürütemiyor atını… Ateşten çıkamıyor CHP’li, gemisi batarken baş ile kıç arasında gidip geliyor sadece. Forsalaşan işçiyi, biçilen Kürdü, tükenen Alevi’yi, selefileşen, edepsizleşen diyaneti görüyor da susuyor. Kadının moraran gözünü, kanlı saçını, yırtık dudağını izliyor de kurtaramıyor. Kırılan, bilenen oklarını izliyor mecalsiz. Yurtta sulh cihanda sulh” diyemeden ”Arş ileri Halep’e!” diye bağıran Baykal’ı izliyor çaresiz. Bağırmak istiyor bağıramıyor, daralıyor, tıkanıyor, nefes alamıyor. Çırılçıplak bir kavgada ölmek istiyor ölemiyor… Ayağında pranga, kolunda kelepçe, dilinde pelesenk…Çöküyor, ağlıyor, helak oluyor…
CHP’li hasta, CHP’li tırlamak üzere. Gülecekken ağlıyor, ağlayacakken gülüyor. Tepkisiz, sinirsiz…
Peki kim seni nasıl bağladı böyle? Bu ne yaman büyü ki, yüz yıldır donup kalmışsın öyle. Neden mi? Çünkü ruhsuzdun sen; sol adına sağcı laiklik adına dinciydin. Hitler’i aratmayacak kadar ırkçı, kanun adına kanunsuzluk, bağımsızlık adına bağımlıydın sen. Yıllarca sol adına sağı taşıdın sen. Solcu geçinip sağcı düşündün. Bu ne yaman çelişki diyemeden yıprandın, yoruldun, kaldın. Bir türlü kendin olamadın.
Bak ne diyor Tuncay Güney.
”12 Eylül’den sonra solun kontrol altına alındığını öne süren Güney, D. Baykal ile ilgili şu iddiayı öne sürdü: “Mahir Kaynak, MİT’çi olarak deşifre edilmiş olmasaydı sol partinin genel başkanı olacaktı. O olmadı deşifre olmamış Baykal oldu.”
Ben kendi adıma bunun doğru olduğunu, hatta Kemal’in de bu ekipten olduğunu düşünüyorum.
”Solun başına geç ama iktidar olma! Muhalet ediyormuş gibi yap ama etme! Emekten yana gözük ama sermayeye çalış! Demokrat gibi gözük ama Kürt’ün ölümüne ses çıkarma! Alevi’nin oyunu al ama Sünni Diyaneti savun! Demokratım de ama Kürt’ün dilsizliğine, asimilasyonuna, sömürge statüsüne sessiz kal! Demokrasi de ama yerinden yönetime karşı çık! Savaşa karşı ol ama söz konusu Kürt ise destekle. Sakın ha kitleni sokağa çıkarma! Alevileri oyala ki sağ sürekli iktidarda olsun! AKP’ye atıp tutsan da Kürd’ü,Türk’ü, Alevi’yi, emekçiyi, sosyalisti bir araya getirme. Blok, cephe, ittifak gibi sözler edip de eşeğin aklına karpuz düşürme! Kitlen çıldırsa, delirse, çürüse de aldırma. Unutma ki, bizim ve devled ü alinin çıkarı her şeyin üstündedir.
Tamam mı lan? Anladın mı?”
Abarttığımı düşünenler dürüstçe yanıtlasınla; Kemal AKP karşısında ittifak siyaseti izleyemiyecek kadar akılsız mı? Hayır! Neden o zaman? Çünkü o böyle kurgulandı. Olmuyor, oyundan çıkıyorum dese, tepesindekilerin ”Ne oluyor len Kemaal?” diyeceklerini iyi bilir…
Not: Bu yazı Kılıçdaroğlu’nun saraya teşrifinden ve Yenikapı Mitingine katılışından tam 7 ay önce yazıldı.
20.02. 2016, Zürich / Ali Rıza Aksın
İlk yorum yapan olun