GERÇEKLERE SORGULAMA İLE ULAŞILIR (1)
Hangi konuda olursa olsun sorunlara bilimsel yaklaşım, sorgulama yöntemini gerektirir. Doğa-insan-toplum uyumu üzerinde şekillenmiş Alevi yaşam tarzının temeli olan ilkeler ve gelenekler, bu bilimsel gözlem ve sorgulama yöntemiyle belirlenmiştir. Doğa ve kendi sosyal yapısı içinde uyumlu, çıkar çatışması olmayan, ‘Yol Cümleden Uludur’ anlayış ve inancıyla hiçbir kişi ve sıfata imtiyaz tanımayan Al
evilik, eşitlik, dayanışma, paylaşım ve barış sarmalında şekillenmiş bilimsel bir yaşam biçimidir; Toplumsal yaşamla doğrudan ilişkili bu değerler, aynı zamanda Aleviliğin inançsal kültüdür.
Bu inancın gereği olarak Alevi toplumunda yılda bir kez olmak üzere kadın-erkek tüm canlar GÖRGÜ ceminde SORGU törenine katılır. Bu tören başlamadan Erkânı yürütecek olan pir, topluma vekâleten musahipli bir can tarafından sorguya çekilir. Mürşit makamında ki Pirin karşısında dara duran toplum vekili ‘Biz geçen görgüden beri birbirimizi üzdüğümüz olmuştur, aramızda alacaklı-verecekli ve dargın-kırgın durumu olanlar vardır, bu anlamda biz kirliyiz; sen bizi temizlemeye geldin, hoş sefa geldin. Ancak kirli su temizlik yapmaz; önce sen, bir mürşit huzurunda özünü dara çekip temizlendin mi? Bizi temizleyecek temiz su musun? Diye sorar. Erkânın hükmünü bilen pir; ‘Eyvallah canlar’ der, huzurunda dara durup sorgudan geçtiği mürşit ve ocağın adını verir. “Ben Erkanın hükmüne göre aklandım paklandım, rızalık gösterirseniz sizi de aklayıp paklayacağım’ der ve oradaki canların rızalığı üzerine Görgü törenine başlanır.
Dar meydanında halk huzurunda sorguya çekilen her karı-koca canlara, aile içinde barışık olup olunmadığından komşuluk ilişkilerinde büyüğe saygı küçüğe sevgi ve diğer toplumsal ilişkilere kadar genişleyen sorgu sonunda, pir topluma dardaki canlardan razı olup olmadıklarını sorar, “Hakkın razı olduğu candan bizde razıyız’ cevabı üzerine görgü töreni sona erer. Böylece toplum yılda bir kez yinelenen ve ‘Görgü’ denilen halk mahkemesinde sorgulanarak toplumsal barış sağlanmış olur. Alevi inancının temel kurumlarından olan musahiplik, toplum içinde Erkan hükümlerine uygun denetim ve aileler arası dayanışma işlevi görmektedir. Musahip olacak taraf aileler birkaç yıl birbirlerini gözlemleme ve sorgulama sonunda düzenlenen cemde toplum ve pir huzurunda ikrar (karar) verir. “Öl ikrar verme, öl ikrarından dönme” inancı üzerine kurulan musahiplik, musahip ailelerin çocukları arasında nikâh düşmeyecek kadar etkin ve manevi kardeşlik bağı kurmaktadır.
Görüldüğü üzere Alevilikte, yaşamın her alanında eşitlik, dayanışma, paylaşım ve barışı esas alan ilke, kurum ve töre haline getirilmiş gelenekler, aynı zamanda toplumun inançsal manevi değerleri de sorgulama sonucu toplum mutabakatıyla oluşmuştur. Aleviliğin yaşam ve inanç sistemini düzenleyen bu mutabakata, Aleviliğin Anayasası ERKANNAME denir. Toplumsal yaşamın başlangıcından beri sorgulama yöntemini inanç dâhil her alanda kullanan Aleviliğin bu köklü yaşamsal geleneği, Anadolu da İslam’ın yoğun baskısı altında işlevsiz kalmış, sorgulayıcı İkrar kültürü yerine, İslam’ın sorgusuz biat (teslim) kültürü ikame edilmiştir.
Efsane Kırklar Meclisi kapısında Muhammet “Kimsin”? diye sorgulanmış, peygamber sıfatıyla değil, sıradan insan olduğu beyanı üzerine içeri alınmıştır. Bu anlatımda görüldüğü üzere Kırklar Meclisi Muhammet’in bilgisi ve iradesi dışında var olduğu anlaşılmaktadır. Nasıl olur da bu konumda ki Muhammet, Alevi Yol Erkânının kurucu mürşidi olabilir? Toplumun hoş göreceği geçerli gerekçesi olmadan ikinci eş alan Alevi erkeğini yol düşkünü suçlu sayan Alevilik, dört nikâhlı karısı üstüne 52 yaşında iken 9 yaşında ki Ayşe ile evlenen ve onlarca cariyesi (kadın köle) olan Muhammet, Alevi Yol Erkânının hangi hükmüne göre Yolun kurucu mürşidi kabul edilir?
Müslüman olduktan sonra bir vakit namazını dahi kaçırmamış, Camilerde ki hutbelerinde namazın Allaha yaklaşmanın en etkin yolu, din adına cihat etmenin İslam’ın en yüce ve makbul değeri, ramazan orucu tutmanın Allaha sadakatin ve Kuran’a bağlılığın kanıtı olduğunu vaaz eden Hz. Ali; üstelik çok eşli yaşamıyla Alevi Erkânının hangi hükmüne dayanılarak Kırklar meclisinin pir makamına oturtuluyor?
İmam sözcüğü İslami bir sıfattır, bu sıfatı taşıyan İmam Ali nasıl oluyor da Alevi Erkanının piri oluyor? Hace Bektaş Veli Dergâhının günümüz post Piri Veliyettin Ulusoy, hem dergâhta yapılan cemlerde pirlik, hem dergâh içinde ki camide imamlık yapması Alevi toplumunda nasıl karşılanır? Dahası, Ali’nin camide imam cemde pir görülmesi Ali’yi iki yüzlü sahtekar durumuna düşürmez mi? Hz. Ali’nin Mücahit, Halife ve İmam kişiliğine saygısızlık olmaz mı? Alevilik inancına ters tüm bu gerçekler sorgulanmadan Alevi olunabilir mi?
Devam edecek / Bekir Özgür 20/01/2016
İlk yorum yapan olun