Emeviler’i devirip Abbasiler çağını başlatan ayaklanmanın gerçek lideri Horasanlı Eba Müslim’di. 749/750 yılında adına faaliyet yürüttüğü Abbasiler’den Ebu’l Abbas’ı halife ilân eden oydu. Ne var ki, Abbasiler iktidara geldikten hemen sonra Ortodoks İslam’la uzlaştılar. Kendilerini iktidara taşıyan Eba Müslim’i bir tehdit olarak görüp öldürttüler (754/755).
Muhalefetin y…eniden yeraltına itildiği bu tarihten sonra Abbasiler’e karşı muhtelif ayaklanma girişimlerine tanık oluruz. Bu girişimler başlangıçta daha çok Eba Müslim’in izleyicilerinden gelir. Eba Müslim, İrani halkların Arap ve İslam hakimiyetine karşı muhalefetinin sembolüne dönüşür.
İbn al-Nadim ve Al-Masudi’nin yazdıkları Eba Müslim yandaşlığının (Müslimiyye) İslami kaynaklarda Mezdekiyye ile özdeşleştirildiğini, ikisi arasında bir devamlılık kurulduğunu göstermektedir. Eba Müslim’in izleyicilerine de ilkin Mezdekiler için kullanılmış olan “Muhammira (Hürremiye)” adıyla referans verilmiştir (Bkz. W. Madelune, Enc. Of Islam, “Hürremiyye” maddesi).
Daha Eba Müslim öldürüldüğünde Horasan’da Hürremiyeler ayağa kalkar (755). Bu isyana bir Zerdüşti ve Magi olduğu söylenen Sinbad öncülük eder. Eba Müslim’in ölmediğini, dünyada adaleti kurmak için Mezdek ile birlikte geri döneceğini söyler. Abbasi ihanetinin intikamı için çabalar. Mezdeki, Zerdüşti, Şii tüm muhalefet dava birliği yaparak ona katılır. 70 gün kadar sonra bu ayaklanma bastırılır. Lideri Sinbad öldürülür.
Hemen sonra Transoxania’da Eba Müslim’in bir diğer yandaşı İshak al-Turk ortaya çıkar (757?). O da Eba Müslim’in ölmediğini, Rey dağlarında olduğunu ve Zerdüşt’le birlikte döneceğini öne sürer. 779’da Hırkan Mezdekileri (Muhammira) ayaklanır. Eba Müslim’in torunu Ebü’l Ghaza’yı önderleri ilan edip Rey’e yürürler. Onlara göre de Eba Müslim sağdı, dönüp yönetimi geri eline alacaktı. Bu sırada Isfahan Hürremiyeleri de harkete geçer. 780’lerde yine Transoxania’da başını ruh göçüne inanan Mezdekçi El-Mukanna’nın çektiği bir diğer isyan kopar. Eba Müslim’den sonraki son inkarnasyon oduğunu iddia eder. El-Biruni, Merv kentinden bir Mezdeki olduğunu söylediği El-Mukanna’nın adını Haşim b. Hakim olarak verir. O’nun tanrı olduğunu öne sürdüğünü, Mezdek’in ortaya koyduğu tüm ilkeleri/yasaları, kuralları ve kurumları kendi taraftarları için zorunlu hale getirdiğini kayddeder. Biruni’nin aktardığına göre hertaraftan kuşatılan Mukanna sonunda kendisini yakmış, bedeni bir fırında bulunmuştur. Buna rağmen kafası kesilip Halep’teki halife Elmehdi’ye gönderilmiştir (Bkz. El-Biruni, The Chronology of Ancient Nations).
796-798’de Hırkan Muhammiraları bir kez daha ayaklanıp bu eyalette yönetimi ellerine alırlar. 808’de Azerbaycan, Rey, Hemedan ve Isfahan Hürremileri ayaktadır. Başını Babik El-Hürremi’nin çektiği isyan (816-838), bu kalkışmanın zirvesi olur. Siyasetname’ye göre Babeki isyan serisi Babek öldürüldükten sonra, Isfahan ve çevresinde 912-913’lere, hatta Büveyhiler’in ortaya çıkışına dek sürmüştür. Babik de ruh göçüne inanan bir Mezdeki’dir. O’nun bir Eba Müslim’ci olduğu da söylenir. Dahası, El-Dinaweri’nin aktardığı bir şecere Babek’i Eba Müslim’in soyundan gösterir. Bu şecere babadan oğula şöyledir: Ebu Müslim, Fatima (Ebu Müslim’in kızı), Mutahhar (Fatima’nın oğlu), Babek (Mutahhar’ın oğlu). Ebu Müslim yandaşları arasında imamlığın Ebu Müslim’den kızı Fatima’ya geçtiğini savunan, bu yüzden Fatimiyya diye bilinenler vardı(Bkz. W. Madelune, a.g.y).
Kaynaklara göre tüm bu kalkışmalar Müslimiyye’nin kolları tarafından örgütlenmiştir. Bunlarda Müslüman-olmayan tüm unsurların dava birliği yaptığı açıkça görülür.
Yukarıdaki isyanlar zinciri Ebu Müslim’in öldürüldüğü tarihten sonraki 150 yılda İran’da muazzam bir kaynaşmanın yaşandığına işaret eder. Bu isyanların bastırıldığı süreçte Ermenistan ve Bizans’a kayıtlarda sözü edilmeyen sığınmaların olması güçlü bir olasılıktır.Ebu Müslim’in öldürülmesini takib eden bu süreçte değişik bölgelerde Kudakiyya (Kudak-i dana), Sunbadiyya, Dafuliyya, vd gibi farklı adlar altında doğan bir yığın aşırı fraksiyon Hürremiye’nin kolları arasında mütalaa edilir. Müslüman kaynaklar Hürremiyeler’in doktrin ve pratikleri arasında düalizm, ruh göçü, melek (firiştagan) kültü, dinsel yasaların yokluğu, cins ilişkilerinde rahatlık, şarabı kutsal bilmek gibi unsurlara dikkat çekerler. W. Madelune, tüm bu inançları Manesçi ve Mezdeki olarak tanımlamaktadır (Bkz. a.g.y).
Seyfi Cengiz
**********
Babek- Ayrıntı:
http://www.facebook.com/
Babek – Kitap:
http://www.idefix.com/
Kul Seyyid Devamını Gör
İlk yorum yapan olun