Beyine gerçekten kısa devre yaptırmak artık şart. Öyle şeyler savunur olmuşuz ki söylem ve pratiklerimiz bir birine çelişir olmuş. İslam’ın özü olduğunu söyleyip bir kere bile İslam’ın ardından gitmememize rağmen kendimizi buna inandırmışız. Bununla da yetinilmemiş. Ellerinde kuran dillerinde kuranın emirlerini haykırarak bizleri katleden bir dine BİZ DÖRT ELLE SAHİP ÇIKMAYA ÇALIŞMIŞIZ. Sorgulama ve bilim yolu olan Aleviliğin ÖZÜ OLMAK YERİNE, sorgusuz inanmalara kaymışız. Özlü bir söz vardı. “KURANI OKUYUP ANLAYAN ATEİST, ANLAMAYAN DİNDAR OLUR” peki sorgulamayan düşünmeyen ve araştırmayan Alevi ne olur?!
Tayfun Yasin dostumun yazısını yayınlamadan edemeyeceğim. “Beyne kısa devre” yapmak bazen bu kadar kısa da ola bilir!
BEYNE KISA DEVRE YAPMAK!
Alevilik İslam içine sıkıştırılıp insani, barışçı,sevgi,saygı,hoşgörü temelinde ki inancı, İslam kalıpları içine sığdırılamaz. Alevilik İslam ve diğer semavi dinler öncesi yaşanan, insanın var olma değerleri ile paralel vicdanın ve samimiyetin esas alındığı bir öğretidir. Kendi içinde eşitsizlik, rant, şiddet, bireysellik barındıran din adı altındaki inanç kurumları çıkarlarına ters düşen bu inancı bu öğretiyi yüzyıllar boyu yok etme ve asimile etme çabası içinde olmuşlardır.
Mâide Sûresinin 33 . Ayetinde
“Allah’a ve Resulüne savaş açanların ve yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya çalışanların cezası; ancak öldürülmeleri yahut asılmaları veya ellerinin ve ayaklarının çaprazlama kesilmesi yahut o yerden sürülmeleridir. Bu cezalar onlar için dünyadaki bir rezilliktir. Ahrette de onlara büyük bir azap vardır.”
“öldürülmeleri yahut asılmaları veya ellerinin ve ayaklarının çaprazlama kesilmesi yahut o yerden sürülmeleridir.” Ayrıntılara bakın. Elin, ayağın nasıl kesileceğini söyleyen bir tanrı…
Tevbe Sûresinin 5 . Ayetinde
“Haram aylar çıkınca bu Allah’a ortak koşanları artık bulduğunuz yerde öldürün, onları yakalayıp hapsedin ve her gözetleme yerine oturup onları gözetleyin. Eğer tövbe ederler, namazı kılıp zekâtı da verirlerse, kendilerini serbest bırakın. Şüphesiz Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.”
“bulduğunuz yerde öldürün”
Felsefesinde insan öldürmenin düşkünlük sayıldığı bir öğretinin, aynı inancı kabullenmeyenlerin öldürülmesini emreden bir yapı ile beraber düşünülmesi abesle iştigaldir.
Diğer yandan Aleviliğin İslam’ın bir parçası olduğunu kabullenmiş birçok alevinin, Tanrı tarafından gönderilmiş olduğuna inanılan kitabın değiştirildiğini ifade etmesi tamamen mantık hatasıdır. Zira inanca göre her şeyi GÖREN, DUYAN, BİLEN, GEÇMİŞİ VE GELECEĞİ çizen bir yaratıcının, kitap gibi basit, değişmesi ve farklı yorumlanması olası bir yöntemle ve de aracılar görevlendirerek insanlara ulaşmaya çalışması, bu yaratıcının binlerce yıldır din için yapılan CİHATLARLA masum ve savunmasız insanların katliamına sebep teşkil etmiştir.
Tevbe Sûresinin 111 . Ayetinde
“Şüphesiz Allah, müminlerden canlarını ve mallarını, kendilerine vereceği cennet karşılığında satın almıştır. Artık, onlar Allah yolunda savaşırlar, öldürürler ve ölürler. Allah bunu Tevrat’ta, İncil’de ve Kuran’da kesin olarak vaat etmiştir. Kimdir sözünü Allah’tan daha iyi yerine getiren? O halde, yapmış olduğunuz bu alışverişten dolayı sevinin. İşte asıl bu büyük başarıdır.”
“alış verişten dolayı sevinin” masum çocukların, kadınların ve insanların öldürülmüş olmaları “büyük başarıdır”
Yani tanrı denilen yaratıcı başka yöntemler denememiş veya bilmiyor olması onun kendi söylemleri ile çelişmesi anlamını taşır. Mantık böyle der. Ha mantık pek işlevsel değildir asıl olan sorgusuz kabullenmektir denebiliyorsa haklı olabilirsiniz
Sistemlere karşı duruş küçük, bireysel olayların çözümü veya yargılanması ile çözülemez sistemin kendisi sorgulanmalıdır. Sistem(din) sorgulanmıyorsa tarihin tekerrürden ibaret olduğu gerçeği ortaya çıkar bu da aynı sorunları bir daha yaşayacağımız garantisini kolay olası kılar.
“Aydınların aydınlamatağı halkı Soytarılar aldatır”