ATEŞTEN BAŞ KALDIRI

Ölmek, ölüm değildir.Devrimlerde ölmek, ölümü öldürme eylemine girenlerde yaşamı istemenin en dolaysız kanıtıdır.
Bizde ölmek, eylemin türemesidir. Eylemden ve ölümün büyük eylemleşmesidir. Vurularak düşenlerde…
Ölmek, ölümü öldürmektir.Bilinçte ve yürekte…
Bizde ölmek, önümüze ölüm korkutmasıyla çıkara, yaşamla saldırmaktır.

Yeryüzünün Türkiye parçasında insanlık 20.y.yılın en karanlık ve barbarlık vahşetine tanık oldu oluyor. Osmanlı İmparatorluğu’nun işgali, istila, talan geleneği TC’nin katliamcı ruhu ile sürmekte, yeni canları katletmektedir.
Bu tarih, alınan canların, akıtılan kanların, yakılmış yıkılmış, yok etmek istemiyle ezilen yoksul halkın emeğin gasp edilmesinin üzerine oturtturulmuş kan emici zorbaların, soykırımcı, ırkçı, baskıcı, zulüm düzenidir. Ataları Osmanlı İmparatorluğu’nun Çin’den Orta Doğu’ya, Akdeniz’den Avrupa’ya kadar uzanan, barbarlığın örnekleriyle dolu olan Kuyucu Murat Paşa’nın 40 bin kişinin kellesini vurduğu, Nesimi’nin derisinin yüzdürüldüğü, Pir Sultan’ın asıldığı bu gerici geleneğin TC’nin kurulmasıyla daha da boyutlanıp Hani, Pala, Genç, Şeyh Sait, Dersim, Maraş, Sivas, Çorum, Gazi ve burada adını sayamadığım ve 19 Aralık’ta bir kez daha katliamlarıyla, T.C. barbarlığını göstermiştir.

İnsanları; insanlık tarihi boyunca sınıflar ortaya çıktıktan beri; sömürücülerin sömürülerinin devamı için bir bir ya da toplu olarak akıl almaz zulümler yaşadı. Diri diri yakıldı. Derisi yüzüldü. İşkence hanelerde katledildi. Darağaçlarına çekildi. Her bir katliam hafızalara ayrı bir yer etti. Yüreğin derinliklerinde. Öfkeyi biledi, fırsat kolladı, insan yüreğine sahip olan herkes bildi ki zulmü unutmak, zulmedeni bağışlamak insanlığa ihanettir.
Bu nedenle yaşanan her bir zulüm, zorbalık ve katliam tarihe not düştü. Yazılı belgeler yok edilse bile, kulaktan kulağa, nesilden nesile taşındı. Aradan yıllar geçse de hiç beklenmedik bir anda orta yere serildi zulüm edenler. Kendilerini en güvende hissettikleri bir anda halkın adaleti ile karşı karşıya gelebilirsiniz. Gerçekler tüm çıplaklığıyla orta yere serilir, hesabı sorulur.

Ateşin hikâyesidir, halkımızın tarihi. Kimi zaman başkaldırı ve serhıldanlarda yükselmiş, alev alev.
Kimi zaman yer altında çekilmiş bir yanar dağ öfkesidir.
Bazen de gencecik bedenlerde yeniden harlanan.
Sönmeye yüz tutmuş bir ocak, kavganın en sıcak anında, özgürlük ateşini söndürmek isteyenler bir kez daha halkımızın bu ateşten tarihinde eriyeceklerdir.
19-22 Aralık:‘Hayata Dönüş Operasyonu’ katliamının yıl dönümü.
19 Aralık halkın en direngen yanı olan devrimcileri teslim almak için yapıldı. 19 Aralık’ta bedenlerinden başka hiçbir şeyleri olmayanlar, dayatılan teslimiyete karşı ölümü seçtiler. Aynı Orta Doğu’da olduğu gibi faşist T.C. kolluk kuvvetleri son teknoloji ürünü silahlarıyla devrimcilere saldırdılar. Devrimcileri diri diri yaktılar.
Devrimci tutsakları zindanlarda teslim alma iradesizleştirme, kimliksizleştirme politikası faşist T.C. tarafından uygulaya gelmiştir. Bu politika doğrultusunda Faşist T.C. her türlü zoru uygulamıştır. Bir çok devrimciyi katletmiştir. Devrimciler ise, devrimci kimliklerini korumak için direnmişlerdir.
19 Aralık’ta tarih bir kez daha göstermiştir ki ateşten baş kaldırı geleneğinin yeni bir mücadele aşaması olmuştur. Bu isyancı devrimci geleneğinin özgür geleceğe taşınılmasında sorumluluklarımızı yerine getireceğimizi ve devrimci çizgide daima şartlar ne olursa olsun direneceğimizin göstergesidir.
Devrimciler bir kez daha tarih yazmıştı. 19 Aralık’ta onlar haykırmıştı: Direneceğiz! Direndiler bedenlerini ateşe yatırarak direndiler. Çünkü bedel ödemeye hazırdılar, onlar bedelsiz hiç bir şeyin olmayacağını biliyorlardı. Onlar önderleri İbrahim’lerden, Deniz’lerden ve Mahir’lerden devraldıkları emaneti kendilerinden sonra gelenlere devrimci geleneğe yakışır bir şekilde teslim etmek istediler ve öyle yaptılar.
19 Aralık’ta egemenler, basınıyla, topuyla, tüfeğiyle saldırdılar. Niçin saldırıyorlardı? Devrimcilerin fikirlerinden, faşizme karşı mücadeleden korkuyorlardı. Ceza evlerinde açlık grevleri ve ölüm oruçları devam ediyordu.
Düzenin bu korkuları çaresizlik içinde başlayan ‘Hayata Dönüş Operasyonu’ 19 Aralık sabahı devrimci iradeyle karşılandı. Tutsaklar, tecrit dayatmasının karşısında kararlılıklarını sürdürdüler ve yakılarak, vurularak, yaralandılar. Katledildiler.
19 Aralık katliamı, öncesi ve sonrası ile düzenin çürüyen yüzünün resmidir. Ceza evlerinde o gün teslim edilmeyen irade, dışarıda da direnişe güç katmıştır. Hem tecrit dayatma, hem direnişi kırmaya yönelik katliam, esas esareti bu kölelik düzenini ‘dışarıda’ yaşamaya mahkum edilenleri sindirmek içindi. Düzenin korkusu esas olarak işçi ve emekçilerin öfkesinin er geç kendisine yöneleceğini bilmesindedir.
Devrimci iradeyle saldırılar göğüslendiği sürece işçi ve emekçilerinin mücadelesinin büyümesinin önüne geçilemeyecektir.
Düzenin bekçileri ve efendileri rahat uyku uyumamalıdır. Halkın onurlu evlatlarını katletmenin hiç bir demagojiyle haklı çıkarılamayacağını; devrimci tutsakları F tipi zindanlarda ölüme sürüklemeyeceklerini F tipi zindanları yıkacağımızı göstermeliyiz.
En ‘köleleşmiş’ halkın bile hesap sorucu potansiyeli vardır. Çeşitli milliyetlerden Türkiye halkının köle bir halk olmadığı ise; on yıllardır sürülen devrimci mücadele ve kahraman şehitlerimizle kanıtlanmıştır. Zulmün ve katliamların hesabını sorarak faşizmi döktüğü kanda boğmak ise; hepimizin boynunun borcudur.

Zincirleri koparmak için
Bu bilek bizim
Bu kavga
Umudu yeşertmek için
Bu yürek bizim
Bu sevda
Çıkalım dağların doruklarına
Kök salalım, Munzur’un toprağına
Ey gökte ucan, nazlı can
Selam söyle
Anama, bacıma, gardaşıma
Selam söyle
Direnmesini bilen köşe başlarına
Haber götürün bizden
Kara gözlü köylü kızına
Elleri nasırlı, yatağı hasırlı babama
Selam götür, zulme direnen
Yürekli halkıma
Selam söyleyin

Devrim şehitleri ölümsüzdür!
Faşizme karşı ya birleşmek ya ölüm!
Gün derlenme, gün birleşme, gün mücadele günüdür!
19 Aralık katliamını lanetliyor, devrim şehitlerini saygıyla anıyor, direnişleri ve direnişçileri saygıyla selamlıyorum.

Barış Aydın

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*


Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.