Aleviliği çok çeşitli biçimlerde tanımlayan var.Herkes kendi durduğu yerden,kendisi için en uygun ama gerçekler ile örtüşmeyen tanımlamalar getiriyor Aleviliğe. Sizin de sıraladığınız gibi dindir diyen de var, mezheptir diyen de var.Kültür birikimi diyende var. Sadece bir yaşam felsefesi olduğunu söyleyende.
Bunların hiçbiri doğru değil.Ale…viliğe yeni bir tanım aramak yeni bir ad koymaya çalışmak beyhude bir iştir.Aleviliğin adı bellidir, tanımı da binlerce yıl öncesinden Alevi mürşitleri tarafından yapılmıştır zaten.
Alevilik bir ‘yol’dur.
Alevilerin dillerinden düşürmedikleri iki özdeyiş vardır.Birincisi;’Gönül kalsın ,yol kalmasın’,diğeri; ‘Yol cümleden uludur’ Gördüğünüz gibi, bu özdeyişlerde Alevilik kısaca ‘yol’ olarak adlandırılmıştır.
Alevi ozanların nefeslerinde de Alevilik bir ‘yol’ olarak ifade edilir.
Aşık Hüdai,
‘Sorma be birader mezhebimizi
Biz mezhep bilmeyiz yolumuz vardır’
Diyor. Seyrani’nin dizelerinde de aynı ifade var.
‘Yolcu ateşte yanmak ile yol yanmaz
Erenlerin dokuduğu çul yanmaz’
Alevi yolu Alevi toplum yaşamının bütün alanlarına müdahale eden,kendi bireylerinin sosyal yaşamlarını sevgi ve barış temeli üzerinde biçimlendiren geniş tabanlı bir sosyal örgütlenmedir.Alevilik ‘ikrarına sadık canlar’ın oluşturduğu bir ‘yeminli yurttaşlar topluluğu’dur.
Alevi yolu aynı zamanda ulaşılmaz derinliklerinde kadim sırlar saklayan ve bu sırları,kendi kurumsal yapısı içinde yetiştirdiği ‘İnsan-ı Kamil’ler aracılığı ile sonraki kuşaklara aktaran bir gizem okuludur.Bir sırlar öğretisidir.Erenler bu öğretiyi ‘Alevi ince yolu’ olarak adlandırırlar.
YEMİNLİ YURTTAŞLIK:
Alevi olunmaz, Alevi doğulur diye bilinir ama tam tersidir.Kimse doğarken Alevi olarak doğmaz.Alevi yolu henüz doğmuş bir bebeğin seçme hakkını daha doğarken elinden almaz.Kimseyi kendi rızasının dışında biçimlendirmeye kalkmaz.Kimsenin inancına doğumla birlikte ipotek koymaz.
Bir kişinin Alevi olabilmesi için önce kendi kararlarını verebilecek olgunluğa gelmesi gerekir.Kendi kararlarını kendi verebilecek yaşa gelen kişi önce bir yol kardeşi, yani ‘musahip’ seçer. Yol kardeşleri eşleri ile birlikte bir rehber eşliğinde düzenlenen ‘ikrar cemi’ adı verilen bir yemin töreninde yemin edip ikrar verdikten sonra Alevi yoluna kabul edilirler. Alevi sosyal hayatının bir parçası olurlar.
Alevi yolunun sosyal amacı, topluluk üyesi ‘can’ların tüm yaşam alanlarını sevgiyi ve barışı esas alarak düzenlemektir Yemin vererek topluluk içine katılan herkes sevgi toplumu içinde yaşamanın asgari gereklerini yerine getirmek zorundadırlar. Erdemli olmak,huzura ve toplumsal barışa zarar verebilecek davranışlardan uzak durmak toplumun tüm fertleri için o topluluk içinde varlıklarını sürdürebilmenin olmazsa olmaz şartıdır.
Alevi toplumunda ruhban sınıfın dışında kalan fertlere ‘talip’ adı verilir. Düzenlenen yemin töreni yani ikrar cemi ile topluluğun kurallarına ve disiplinlerine uymaya söz verip, topluluğun geniş bahçesine alınan talipler kendi köylerinde, kasabalarında yaşarlar topluluğun Ayin-Cem adını verdiğimiz rutin ibadet törenlerine katılırlar, sürekli olarak mürşidin, pirin, dedenin kutsal gücünün denetiminde bulunurlar.
Bu açıdan bakıldığında Alevilik ruhani bir gücün kutsal otoritesine bağlanmış sevgi ve barış içinde yaşamayı taahhüt etmiş yeminli yurttaşlar topluluğu olarak nitelenebilir..
Alevi Piri –dedesi- yola girmek ve yaşamının kalan bölümünü sevgi ve barış toplumunun esaslarına riayet ederek yaşama arzusunu beyan eden, Alevi terminolojisi içinde talipler olarak adlandırılan isteklilerin üzerine‚bu yemin töreninde ‘üç mühür’ koyar. Ve şunları söyler:
-Canlarım,geldiniz bu rıza şehrine girmeye talip oldunuz.Bu eşikten geçtiniz Biz de Hakk’ın velayeti ile üzerinize üç mühür koyduk,nefsinize üç yasak getirdik.
Koyduğumuz birinci mühür dudaklarınız üzerinedir.Madem ki bu kapıdan girdiniz bundan böyle bu kapının ardındaki sırlarımızı yabancıya deyici olmayacaksınız.Yalan ve kötü söz söylemeyeceksiniz.Dedikodu
İkinci Mührümüz eliniz üzerine konmuştur.Bundan böyle,bundan önce de olduğu gibi çalmayacaksınız ve öldürmeyeceksiniz.Başkasın
Canlarım kişinin tohumu tutkularını yönetir.bu sebeple üçüncü mühür beliniz üzeredir. Eşinize sadık olacaksınız.Aynı anda birden fazla eşle evlenmeyeceksiniz.Yuva yıkmayacaksınız,yıktığınız
Sözün muhtasarı odur ki; Bundan böyle her koşulda ve her ahvalde, dilinize,elinize ve belinize sahip olacaksınız.
Alevi erkânında topluluğun tüm fertlerinin önünde ve mürşit huzurunda üç mührün sınırlarını ihlâl etmemek üzere söz verenler, topluluğun önceden belirlenmiş kurallarına uymak üzere toplumun diğer fertleri ile kefilli ve çok şahitli, bir sözlü anlaşma yapmış olurlar.
Sözleşme kefillidir, çünkü bu toplum sözleşmesinde müsahipler birbirlerinin kefili olmayı kabul etmişlerdir.. Sözleşme aynı zamanda çok şahitlidir çünkü bu akit topluluğun tüm tanıklığında gerçekleştirilmiştir.
İkrar verip yemin ettiği halde, topluluk ile yaptıkları sevgi ve barışa dayalı sözleşmeye uymayanlar, toplumun huzurunu ve barışını sağlayan bu üç mühürden herhangi birini fekkedenler yani mühürlerden herhangi birini kıranlar için iki tür ceza öngörülmüştür.
– Düşkün
– Müşkül
Cana kıymak, çalmak, birden fazla evlenmek ve benzeri ağır suçlar‚ ‘düşkünlük’ sebebidir. Yalan söylemek, kavga etmek gibi hafif suçlar‚ ‘müşkül hal’ sayılır.. Müşkül olanlar, Alevi yol kurallarına uygun olarak verilen cezayı yerine getirdikten ve bozdukları toplumsal barışı yeniden tesis ettikten sonra bağışlanırlar,
Düşkün olan kimselerin Alevi sosyal hayatına verdikleri zararlar onarılamaz ve kabul edilemez boyutlardadır.Bu nedenle Alevi erkanında düşkün ilan edilen kimseler“yolu, yolumuzdan, malı malımızdan, davarı davarımızdan ayrı olsun” denilerek, Alevi toplumunun dışına itilir.
Alevi terminolojisi içinde bu durumu özetleyen bir özdeyiş de vardır. Erenler, ’Müşkül hallolur,düşkün hallolmaz’ derler
Alevi erkânı içinde,yol kardeşleri birbirlerinin kefili ve denetleyicisidirler.Bu sebepten. talibin işlediği suçtan musahibi de sorumlu tutulur. Suçu işleyene verilen ceza,suçu işleyenin yol kardeşine ve eşlere de uygulanır. Bu nedenle tüm talipler yol kardeşlerini karşılıklı olarak yaşam boyu denetlerler, gerektiğinde birbirlerini uyararak doğru yoldan ayrılmalarının önüne geçerler.Bu iyi dizayn edilmiş dört kişilik bir oto kontrol sistemidir.
Yalan söylemek,kavga etmek nispeten hafif fiiller müşkül halden sayılır.
Alevi yolunda Hakk’ın en görünür ,en müstesna hali ile insanda misafir olduğuna inanılır.Alevi deyişi ile; ‘İnsan Hakk’ta, Hakk insandadır’.Cana kıymak Hakk’a kıymaktır bu nedenle hiç affedilmez.Düşkünlük sebebidir.Alevi sosyal hayatında ,aynı anda, iki evli olmak da düşkünlük sebebidir.
SIRLAR OKULU:
Alevi yolu,Alevi toplumunun sosyal yaşamını düzenlemekle yetinmez Alevi erkânının asıl misyonu ve varlık sebebi, insanlığın uzun geçmişinde biriktirdiği kim bilir belki de başka bir kaynaktan insanlığa aktarılmış olan kadim bilgileri yani insanlığın gizli sırlarını semboller içine gizleyerek, iyi yetişmiş, yetkin, donanımlı ve erdemli bireyler aracılığı ile sonraki kuşaklara aktarılmasını temin etmektir.
Alevi yolu,Alevi erkanı içinde, bilgi ancak yetkin olana, hak ettikçe ve hak ettiği kadar aktarılır ki değeri bilinebilsin. Kolay ulaşılan ve ehil olmayan elde toplanan bilginin değerini bulamayacağı, amacından uzaklaşacağı ya, heba olup gideceği yada zalimin elinde kötüye hizmet edeceği düşünülür.
Alevi toplumu içinde gizli sırlar kuşaktan kuşağa olgun insanlar tarafından aktarılır. Alevi toplumunda ‘olgun insan’ bir başka deyişle ‘insan-ı kâmil’, olmak, bireylerinin önüne ulaşılması gereken üstün hedef olarak konulmuştur.
Olgun insan olmak, Alevi insanı için yaşamın ütopyasıdır.Alevilikte cehennem korkusu yada cennet özlemi yoktur.Alevi insanı için üstün amaç yaşarken erdemli olabilmektir.
Alevi yaşamında olgun insan olma süreci ,talibin tüm hayatını kaplayan uzun ve zahmetli bir yolculuktur.
Alevi erkânı mensuplarının ömürlerini adayarak, gerektiğinde canlarını vererek koruma altına aldıkları ve büyük bir gizlilik içinde sonraki kuşaklara aktardıkları bilgiler, sıradan basit bilgiler ve batıl dogmalar değil, evrenin ve yeryüzünün uzak geçmişi ve insanlığın, bu gezegen üzerindeki serüveni ile ilgili çok önemli ve kaybolmaları durumunda bir daha ulaşılmaları mümkün olmayan sırlardır.
Alevi gizem okulu dört sınıflı ve kırk dereceli bir kardeşlik örgütlenmesidir. Alevi terminolojisi içinde bu okul ‘Dört Kapı Kırk Makam’ adı ile tanımlanır.
Son yıllarda Alevi değerlerini ifade eden tüm tanımların içleri boşaltıldı.Şimdilerde Özlü Alevi sözleri içi boş tekerlemeler olarak dillerde dolaşıyorlar.Ne söyleyen söylediği sözün anlamını biliyor, ne de dinleyen duyduğunu anlıyor.
Alevi sosyal yaşamını düzenleyen ve Alevilerin yemin ederek yani ikrar vererek adımlarını attıkları ilk kapı ‘şeriat kapısı’ dır Az önce bu kapıdan uzun uzun konuştuk.Şeriat kapısında gizem ve sır yoktur.Bu kapı kurallar ve disiplinler kapısıdır.Zaten şeriat sözcüğü de kural ve disiplin demektir.Alevi terminolojisi içindeki, şeriat İslam şeriatı değildir .Aleviliğin şeriatı ‘diline,eline,beline sahip olma hali’ dir
İnsan-ı kamil olmaya giden yol diğer üç kapıdan geçer.Bu kapılar sırası ile;
-Tarikat kapısı
-Marifet kapısı
-Hakikat kapısıdır
Bu kapılar sır kapılarıdır. Aleviliğin gizem okulu bu üç kapıdadır.
Tarikat kapısı küçük sırlar kapısıdır,Marifet kapısı büyük sırlar,hakikat kapısı da ulu sırlar yada sırr-ı hakikatlar kapısıdır.Eskiler bu sırlara sırası ile
-İlm-el Yakin
-Ayn-el Yakin
-Hakk-el Yakin
adlarını vermişlerdir.
Alevilik kendisini sözlü gelenek üzerinden sürdürülerek bugüne taşımıştır.Aleviliğin kendisini dizelere ve notalara yaslaması.,binlerce yıl sürmüş baskıların ve yasakların ortaya çıkardığı doğal bir sonuçtur
Alevi gizem okulunda hak edenlere sırası geldikçe aktarılan bilgilerin ana hatlarını Alevi ozanlarının nefeslerinde bir başka deyimle Alevi sözlü geleneğinde buluyoruz .
ERDOGAN CINAR Devamını Gör
İlk yorum yapan olun