ALEVİLİK İSLAM İÇİ Mİ, İSLAM DIŞI MI?
SORU 1
Mansur’un bedeni parça parça edildi.…
Kim yaptı bunu?
Müslüman yöneticiler.
Suçu neydi Mansur’un?
Dine karşı gelmek.
Anlamı ne bunun?
İslam’ı tanımamak.
Peki, Mansur’u “Hak” (gibi) bilen Aleviler nerede durur?
İslam dairesi içinde mi, yoksa dışında mı?
SORU 2
Fazlullah’ı (El Hurufi) kim öldürttü?
Müslümanlar.
Niye?
Dine, yani İslam’a karşı geldiği için.
Peki, O’nu “Hak“ (gibi) bilen Aleviler nerede durur?
İslam dairesi içinde mi, dışında mı?
SORU 3
Fazlullah (Fazl-Ullah) Hurufi geride dokuz halife bıraktı.
Bunların en önde geleni Ali el-Ala’ydı.
Kirmanşah’taki Ali İlahiler (Ali Allah’lar) O’nun izleyicileri olarak bilinir ve adlarını İmam Ali’den değil, Ali el-Ala’dan aldıkları söylenir..
Ali Al-Ala Anadolu’ya gelip Bektaşiler’e Fazl’ın fikirlerini öğretti.
Bektaşiler’in pek çoğu bir görüşe göre Hurufiler’den gelmedir.
Balım Sultan’ın bile bir Hurufi olduğunu ileri sürenler vardır.
Şiiler, Hurufileri kendi dinlerinden saymadılar.
Niye?
Çünkü Hurufiler’in tanıdıklarını söyledikleri Ali’nin bildiğimiz İmam Ali değil, gerçekte Fazl olduğunu söylediler.
Hurufiler’in Ali derken, Fazl’ı kast ettiklerini belirttiler.
Peki, Şiiler’in kendinden saymadığı Hurufiler’i ve Ali İlahiler’i İslam dairesi içinde göstermekteki ısrarın anlamı nedir?
Misyonerlik haricinde bir maksadı var mıdır bunun?
SORU 4
Fazlullah’ın en iyi yayıcılarından/
Geride biri Farsça, diğeri Türkçe iki divan bıraktı.
Aleviler ve Bektaşiler arasında O’na adeta tapılır.
Aleviler’in yedi en büyük şairi ve velisi arasında sayılır.
Hurufilik içinde Mansur el-Hallac’ın manevi halefi gibi görüldü.
O kadar ki, menkabesi Nesimi’yi Mansur el-Hallaç’ın kendisiymiş gibi tanıtır.
Nesimi’nin İnsanı göğe doğru çıkartarak Hakk’ı yere indirdiği söylendi.
Halep’te Müslümanlar tarafından Mansur gibi derisi yüzülerek öldürüldü.
Niye?
Mansur’un ünlü sözüyle “Enel Hakk“ dediği ve işkence altında iken bu sözü döne döne, bağıra bağıra tekrarladığı için.
Peki, Nesimi’yi “Hakk“ (gibi) bilen Aleviler nerede durur?
İslam dairesi içinde mi, yoksa dışında mı?
SORU 5
Naşit Hakkı Uluğ, Dersim ve Kızılbaş düşmanı bir Kemalist ideolog, yazar ve vekildi.
1925-1938 arasındaki Dersim gezilerinde Türk devlet erkanının değişmez refekatçisiydi.
Ona göre Dersim’in “Nev-i şahsına münhasır bir dini“ vardı.
Yalan mı söylüyordu Uluğ?
SORU 6
Hasan Raşit Tankut, professör ünvanlı bir Türk milliyetçisiydi.
Maraş milletvekilliği ve Türk Dil Kurumu Asbaşkanlığı yaptı.
1937-38 Dersim soykırımını destekledi.
Bu adamın Dersimliler, Aleviler ve Zazalar hakkında 1928-1932 yılları arasında tamamladığı sosyolojik bir çalışması var.
“Dersim Meselesi” TC gündemine oturduğunda bu çalışmasını İsmet İnönü’ye (1935), Dördüncü Umum Müfettiş General Abdullah Alpdoğan’a (1936), Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak’a (1937), CHP Genel Başkanı Hilmi Uran’a (1949) ve başkalarına “Alevi Raporu” olarak sunmuştur.
Tankut’un bu çalışmasının tezi nedir biliyor musunuz?
İşte özeti:
“Alevilik bir dindir.
Aleviler’de bir nevi tekke sosyalizmi vardır.
Komünistlik bunlara bu yolla nüfuz edebilir.
Dersim insana tapar.
İnsanı kutsal bilir.
İnsan-ı Kamili (Ali), Allah bilir.
İnsan kamilleşerek Allah olur.
Buna göre her insan, İnsan-ı Kamil olmayı amaçlamalı, Kemal/Kamil derecesine varmalıdır.
Dersim’de “Hak”, varlık (tabiat, eşya) demektir.
İnsana, tabiata, tabiat kuvvetlerine taparlar.
Dersim itikadı bir nevi Animizmdir.
Dersim’de taş devrinden önceki insan ayin ve ibadetlerine benzer şeyler mevcuttur.
Dağın en yüksek tepesi mihraptır.
Mukaddes ateşler yakılır.
Saz, söz, içki kutsaldırlar ve birbirlerinden ayrılmazlar.
Dersim’de (Hasan-ı Sabbah’çı, SC) Ağa Han’a bağlılar var.
Dersimliye göre Allah, hep bir insan kılığında/kalıbında misafirdir.
O nedenle Dersimliler insana taparlar.
İnsanı kendi kalıbında/suretinde yarattığına göre zaten Allah da insandır ve insan kendinde bulunan bu kudreti tanımalıdır derler.“
Bu tez Tankut’a ait.
1937’de Dersim’de incelemeler yapan ırkçı Türk subayı Nazmi Sevgen de paylaşır bu görüşleri.
Bir kere daha soruyorum.
Bu adamlar yalan mı söylüyordu?
Not:
Daha soracağım çok soru var.
Ama bu seferlik bu kadar.
Bu seriyi daha sonra fırsat buldukça sürdüreceğim.
Seyfi Cengiz
İlk yorum yapan olun