ALEVİLİĞİN GERÇEKLERİ KENDİ ÖZÜNDE SAKLIDIR (4)
Aleviliğin Kırklar Cemi efsanesi içinde sır edilen Rızalık Şehri temel ilkelerinin toplum yaşamıyla bağını kurarak açıklamak, Alevi gerçeklerini toplumun bilgisine sunmak bir görevdir. Bu görev Aleviliği, Şii-İslam sarmalından kurtarmak, İslami zemin dışında kendi tarihsel kökleriyle buluşturmak için bir zorunluluktur. Aleviliği, geçmişte ve günümüzde sınıflı toplum hükümranlarının yok edilmesi gereken boy hedefi durumuna getiren, Rızalık Şehri yaşam tarzının temel ilkeleridir.
Bu ilkeler Kırklar Cemi içine sembolik olarak anlatılmaktadır. Muhammet Kırklar Cemine girince “Ya size kimler derler” sorusuna, “Bize Kırklar derler” cevaba karşı Muhammet’in “Siz otuz dokuzsunuz, neden malum kırkınız” demesi üzerine, “Birimiz kırk kırkımız bir, birimize neşter vursan birlik akar kanımız, Selman rızık aramaya gitti onda tamam varınız” derler. Birinin kırk kırkının bir olduğunu kanıtlamak üzere içlerinden birisine yara açılır, kırkının da aynı yerinden kan akar; o esnada, dışarıdan uzanan Selman’ın eli de aynı yerden kanamaktadır. Bu anlatıyla verilmek istenen mesaj, toplumda birinin acısı herkesin ortak acısı olduğu, Selman tek kişi de olsa, dışarıda da olsa, olayı görmese dahi toplumun acısını hissettiği ve acıya ortak olduğu anlamındadır.
Bazı acılar bireysel gibi görünse de toplumsaldır. Bireyin acısını paylaşmak, dolaysıyla olası toplumsal acılara önlem alma duygusunu geliştireceğinden, birlikte yaşamın temel unsuru barışın ve dayanışmanın da nesnel dayanaklarını oluşturması bakımından önemlidir. Kırklar Cemi efsanesine göre rızık aramaya giden Selman elinde ki kap içinde bir üzüm tanesiyle döner; Muhammet’ten, o üzüm tanesinin kırka bölünerek kırklara pay edilmesi istenir. Bir üzüm tanesinin kırka nasıl bölüneceği şaşkınlığıyla duraksayan Muhammet’in gözü önünde gizli bir el üzüm tanesini ezer engür (dem) eyler.
Muhammet’le kırk bir kişi olan Cem erenleri, kırkı da o demden içer mest olur ve huşu içinde birlikte semah dönmeye başlarlar. Bu noktada ilginç olan, Muhammet’in, tek tane üzümün kırka nasıl pay edileceği tereddüdü, Onun paylaşımcı bir toplumun bireyi olmadığı için mantığının almadığı gerçekliğin göstergesidir. Bir üzüm tanesinin dahi paylaşılabileceği mesajını veren bu anlatım içinde Antik Çağ Rızalık Şehri’nin toplum değerlerini korumak üzere, üstü kapalı bir şekilde İslam’a ve dayattığı hümanist olmayan değerlere karşı direnişin, Aleviliğin paylaşımcı kültürünün Kırklar Cemi söylenceleri içinde sembolik anlatımla sır etme durumu söz konusudur.
Devam edecek Bekir Özgür.
25 Ekim 2015.
İlk yorum yapan olun