2/40 Alev-İ HAK’ikat, Bilim YOL’unda; Din-İslam ALLAH’a Yer Yoktur.
İçindekiler
ÖNSÖZ / GİRİŞ.
Alevilik 1500’lü yıllardan bu yana Din-İslami ve 1920’lerden bu yana yoğun bir ırkçı milliyetçi asimilasyon altındadır. Devrimci Aleviler Birliği (DAB) 2014 yılından Alevilerin bu asimilasyondan kurtulması için 40 tane eylem ve söylemin öncelikle Alevi yol erkanında çıkarılmasını önermiştir. Asimilasyondan kurtulmak için ciddi bir uyanış görülse de; Alevi toplumunun çoğunluğu halen Aleviliği İslam dinin özü veya bir parçası ve Aleviliği Türklük veya herhangi başka bir ırk milletin inancı mezhep tarikatı vs. olarak görmekte, Din-İslami- ırkçı milliyetçi tutumlar içine girmektedir. Bu nedenle asimilasyona neden olan, önemli eylem ve söylemleri tek tek ele alıp, bu konuda HEP BİRLİKTE toplumumuzu bilgilendirip, Alevilerin BİR AN ÖNCE, bu insanlık dışı DİN-İSLAM, Irkçı MİLİYETÇİ asimilasyondan kurtulmasını umut ediyoruz.
ALLAH:
İslam dini Müslümanların; 99 sıfat takıp, teşbih çektiği, “Tek-Birlediği” ilahlarının adıdır “Allah”.
ALLAH; kelimesinin kökeni, eski Sümer, Babil’den İbranice vs. dillerden Arapça ya geçen “AL-LA-H” kelime, hece, eklem, yüklemlerinin zaman içinde bileştirilmesinden oluşan bir kelimedir. Bu dillerde;
“AL’ veya “EL” = “Tanrı” anlamındadır ve aynı zamanda sözcüğe “yücelik ululuk güç katan bir takıdır. Örnek: Al-lat, Al-Uzza, Al-Menat, Al-Mah, Al-lah, Al- Qaum, Ba-Al, Hiub-Al, “El-oah” El-ohim, Al-lot El- lat, Romalılarda “Mar Al-ahe”, eski Arap HALİF dininde “AL-İLAH”, “Hil-AL-İ-LA-H, Al-Kaide, Al-Nusra vs. Ayrıca “Ya Allah”, “Ya Muhammed” “Ya Ali”, “Ya Osman” vs. “YA” takısı ise çağrı, nida, sesleniş takısıdır. Kur ’anda “Ya-Sin” suresi (Sin ay tanrısına) bir sesleniştir.
“LA” ise dişilik cinsiyet ekidir. Sin-der-el-la, Mu-al-la, Raffe-el-la, Ley-La, Gabri-el-la, Annebel-la, She-al-la, Kıb-el-la gibi Anadolu Sümer Babil Mısırda “Ay” tanrıçaları için kullanılan bir dişilik ekidir. Al+La= Tanrıça “ilahe” demektir.
“H’’ harfi Arapça ve İbranicede bir ayraç “vurgu” ekidir. Bismi-LA-H, El-hamdülil-LA-H, Beytul-lah, La-i-la-he il-lal-lah, “Tanrıçadan başka tanrıça ilah yoktur”. (Muhammed’in babasının adı Abdullah) (Abd-ül-el-ilah: El-ilahın kulu) olması da Allah isminin, İslam’dan çok daha önceden kullanıldığının başka bir kanıtıdır. Allah “Eloah” ka’be, kıble, “Cybele, Kubaba, Kaba”) miraç̧, melek vs. sözler İslâm dinine Bergama, Habeşî̧, İbrani dillerinden geçmiştir. İslam dininde görülen buyruklar Urukagina-Hammurabi yasalarından gelmektedir. Hac, kurban, namaz gibi tapınmalar, sünnet vs. eski İbrani dininden olduğu gibi alınmıştır.
Ortadoğu’da genelde kadın tanrıça heykel kabartmaların başında boynuza benzer hilal ve dolun ay şekli vardır. Müslümanların dua ederken ellerini hilal ay gibi göğe açıp, sözde aydan gelen nuru yüzlerine sürümesi, Ay’ın nuruyla günahlardan arınmayı temizlenmeyi sembolize eder. “Allah” kelimesi Ay tanrısı ile ilgilidir. “Hİ-LAL Ay’ın” İslam dininin sembolü olması da buna dayanır. Ataerkil bir toplum olan Araplar bu eski kadın ay tanrıçasını alıp, önce erkekleştirmişler, sonra da İslam diniyle birlikte cinsiyetsiz yapmışlardır.
İlk çağlarda insanlar, o zaman bilinmez ulaşılamaz olduğu, gelip gidişişleriyle dünyadaki günlük yaşamı direk etkiledikleri için Güneş, Ay ve Yıldızlara, ayrı daha büyük bir tanrısallık yüklemişlerdir. Ayın gökyüzünde hilal, yarım, dolunay şekilleri, hamilelikle özleştirilip, ay kadın ilahe tanrıça olarak algılanmıştır. Güneş ise daha çok; RA, Rah-man, RA’b, Ya-Rab vs. erkek olarak algılanmıştır. Yıldızlar ise Güneş ve Ayın melekleri, çocukları veya ölen tanrıya yükselen insanların ruhları olarak algılanmıştır. Isı ışığı ile yaşamsal önemi olan Güneş; Kızılırmak, Fırat/Dicle ve Nil nehri gibi sulak verimli tarım bölgelerinde yaratıcı tanrı olarak kutsandı. ‘’RA’’ ŞahRa, Şamaş, Sama, Şem, Şems, Sun, Son, Şhamash vs. bin tanrılı Hititlerde de “güneş kursu” tüm tanrıları temsil ediyordu.
Güneşin yakıcı sıcak olduğu Arabistan vs. çöl ortamında yaşayan “bedeviler” için; gece serinliğinde ay ışığı daha cazipti, ve aynın belirli günlerde döngüleri onlara iletişim kolaylığı sağlıyordu, bu döngülere göre 354 günlük AY takvimi oluşturdular. Ve dolayısı ile en yüce en büyük tanrı olaraktan Hi-ALA-H’ı AY’ı kutsadılar. İslam dünyası halen Hicri ay takvimini kullanmaktadır. Arabistan’da Kâbe’nin etrafına yerleştirilen 354 /360 put içinde AY putu “AL-İ-LAH” en büyük ve en kutsal put idi. O zaman Kâbe etrafında çıplak dönülürdü, (bugün yarı çıplak dönülüyor.) Ay tanrısı Al-İlah’ın helvadan figürü yapılıp, tapıldıktan sonra yenirdi. AY putu “AL-İ-LAH” için Kâbe etrafında yapılan ibadetler aşağı yukarı bugün de aynen yapılmaktadır.
Bu Ay güneş kültü, Şii İslami asimilasyonla birlikte 1500 yıllardan sonra “AY Ali’dir, GÜN Muhammed, okunan seksen bin ayet” ALİ NUR, MUHAMMET NUR vs. ALİALLAH vs. “gizemli” bir şekilde Alevi deyişlerine de girmiştir. Tüm İbrahim’i dinler Ay’ı kadın gibi beyaz, kendi ışık enerjisi olan, gece karanlığında nur saçıp yol gösteren olarak görmüştür, halbuki ayın kendi ışığı enerjisi yoktur. Yeri gelmişken ay tanrısı, “Allahı” NUR olarak gösteren Kuran NUR suresine de bir bakalım. Kur’an Nur suresi 35’te “Allah, göklerin ve yerin nûrudur.” deniliyor, lamba, kandil, yıldıza benzetiliyor ve “O nur mübarek bir ağaçtan, yani zeytinden çıkan yağdan tutuşturulur. Onun yağı, neredeyse, kendisine ateş değmese dahi ışık verir.” Her şeyi bilen yaratan Allah’ın petrol benzin, elektrikten atom ışık enerjisinden vs. haberi yok galiba, kuranda Ay tanrısı “Allah/Nur = “Zeytin-yağı” deniliyor.
Alevilikte “ALİ” konusunu ayrıca ele alacağı. Burada sadece farsça Arapça kökenli olan ALİ kelimesi; TDK göre” Yüce”,” yüksek”, büyük”, “ulu”, üstün ”şanlı” ve aşıp gitmekte olan ay, yeni ay, ışkın ay (ay tanrısı ile ilgili). Ayrıca ALİ; çok zorba, kurnaz haince düzen/baz, “Ali Kıran baş kesen” anlamına geldiğini belirtiliyor. (İslam’ın kılıcını sallayan imam Ali’dir diye boşuna dememişler. Ve Hz. Ali: Ebu Talibin oğlu. Muhammed’in amcazadesi ve “kızı” Fatma’yla evli damadı ve dördüncü Halife olduğunu da belirtelim.
Al-Uzza, Al-Menat ve Al-Lat
Mitolojik anlatımlara ve kaynaklara göre Ay tanrısı “Al-i-lah” Güneş Tanrısı “RA’b” ile evlinmiş ve Al-Uzza, Al-Menat ve Al-Lat adında üç tane de kızları varmış; (Orion yıldız topluluğundaki 3’üz yıldız.) Kâbe’nin içindeki üç direk, bu 3 kızı temsil etmektedir. Kur’an’da Araplara ait bu üç putun “adı” Necm; 53/19-20 ayetlerinde özellikle vurgulanıyor. Bunlar Arapların İslam öncesi HANİF dini “ilahe” tanrıçalarıdır. Putları parçalamak atomu parçalamaktan zor olsa gerek. Bu 3 put; Şeytanın bile aklına gelmeyeceği , ALLAH 3 üçgeninin, bugün bile “tapınan” özelikleri var. Zamanla putların sadece isimleri değişti.
1 “LAT” kelimesi Ellot, Elat, Elohim, Allot, Ellat ilah vs. kökenli. LAT, Mekke’nin 88 km doğusunda en verimli hurmalıklar, üzüm bağlarının vs. bulunduğu 1700 m yüksekte serin “Vec vadisi -Taif” bölgesinde yaşayan, en yüksek sermaye ve otorite sahibi Arapların tanrısı idi. (Bugün bu; Devlet, saltanat, taht, lider, egemenlik, vs. OTORİTEYİ hükmetmeyi, EMPERYALİZMİ ifade ediyor.
2 “UZZA” Kur’an’da Aziz, Mu’ı, Muaz, Izzet, Muazzez olarak geçen Uzza; “GÜÇ / KUVVET anlamına geliyor. UZZA ay kültüne bağlı, tarımın yok denecek kadar az olduğu, özelikle MEKKE / Kâbe civarında yaşayan orta ölçekli deve kervan tüccar vs. sınıfının çıkarlarının koruyan Mekke tanrısı idi. (Bugünkü karşılığı da; Silah, petrol, toprak, nüfus, asker, ordu nüfuzu FAŞİZMİ ifade ediyor.)
3 “MENAT; Menna, mamon, money, many, menat “PARA” demek. Çarlık Rusya’sının para birimi “Manatı”. Bugünkü Azerbaycan’ın, Türkmenistan’ın para birimi halen “Manat”: MEDİNE ve kuzey Arabistan bölgesinin, özelikle orta ölçekli toprak ağaları tarım sermayesinin tanrısı idi: Hacılar Kâbe sonrası, El-Muşallah / Kudayd sahilde dikili olan “Menat” taşı/putu yanında saçlarını tıraş edip onun etrafında “Lebbeyk, Allâhümme Lebbeyk,”” sana geldik vs. anlamında telbiye duası okuyup “Menatı” tavaf ederlerdi. (Bugünkü anlamı ile Menat: Mal, mülk, banka, altın, dolar, euro sermaye parayı KAPİTALİZİMİ ifade ediyor. Mekke’de deve kervanı ticareti, sermayesine mensup, zengin “Hatice” ille evlenen “Muhammed”, gezip gördüğü edindiği deneyim sonrası, daha güçlü ve zengin olmak için, İslam dinini ortaya atıp otorite iktidara talip olduğunda, çeşitli sermaye çıkar grupları ve onların inançları putları ile karşı karşıya gelmesi kaçınılmazdı.
Muhammed, İslam dini ve Peygamberliğini ilan ederken: Yeni bir tanrı yaratmak yerine, Mekke Kabede var olan en büyük put, tanrı AL-LAH’ı model alarak, akıllıca bir strateji izliyor. Bir yandan:
“La İlahe İllallah, Muhammedün Resulullah” Allah’tan başka tapılacak otorite ilah yoktur, Muhammed onun resulü/elçisidir.
“La havle ve la guvvete illa billah”. Güç ve kuvvet yalnızca Allah’a aittir. Ve
“Lehu’l-Mülk” Para mal ganimet mülk Allah’ındır diyerek,
Bu 3 ilahı ve Kâbe’deki 354 (360) putu, tüm tanrıları, büyük putta “Al-lah” adında tek-bir-leştiriyor.
Diğer taraftan Muhammed: Kuran 53- Necm suresi 19- 23. ayetlerinde özetle Lat, Uzza, Menat isimlerini verip: “Bunlar sizin ve atalarınızın taktığı birtakım isimlerden başka bir şey değildir… Onlar gerçekte zanna ve nefislerinin isteklerine/arzularına tabi oluyorlar…” diyerek Kâbe’deki tüm putları ortadan kaldırdığını açıklıyor. Ayrıca Kamer 1-4 ayetlerinde dolun ayı (yarım ayla sözde) ikiye bölüyor, o da yetmeyince.
Muhammed KUR’AN ENAM suresi 76-79 ayetlerinde; Hz. İbrahim’in RA’bı (‘ALLAHI”) nasıl keşfettiğini açıklıyor:
Enam 76 – Üzerine gece bastırınca, bir yıldız gördü; “Rabb’im budur” dedi. Yıldız BATINCA da: “Ben batanları sevmem” dedi.
77 – Ay’ı doğarken gördü: “Rabb’im budur” dedi. Ay BATINCA: “Yemin ederim ki, Rabbim bana doğru yolu göstermeseydi, elbette sapıklığa düşen topluluktan olurdum” dedi.
78 – Güneş’i doğarken görünce: “Rabb’im budur, bu hepsinden büyük” dedi. O da BATINCA dedi ki: “Ey kavmim! Ben sizin (Allah’a) ortak koştuğunuz şeylerden uzağım”.
79 – “Ben yüzümü tamamen, gökleri ve yeri yoktan var edene çevirdim ve artık ben asla Allah’a ortak koşanlardan değilim”. (Not; Kehf suresi 86. 89-90 ayetlerinde aynı Allah, dünyayı düz bildiği için, Güneşi balçık denizine batırıp çıkarıyor. Bunlar Kur’andaki çelişkiler ayrı bir başlıkta ele alacağız.
Burada Muhammed sözde Allah’ın elçisi olarak, eski yıldız ay güneş vs., gelmiş geçmiş, tüm tanrı, inanç öğreti felsefi görüşleri bilimi sözde “BATIRIP” yeri göğü her şeyi YOKTAN YARATAN, somut maddesel varlığı, yeri yurdu, olmayan ilahi “ideal” bir düşünceyi, ezeli ebedi; ‘Allah’ı” “tek” tanrı, İslam’ı son din, kendini son peygamber olarak ilan ediyor. Aslında zaten var olan bilinen Yahudi, Hıristiyan vs. tek tanrı anlayışını ‘’ALLAH’’ adıyla Arabistan’a getirmiş oluyor. Sözde görünür putları kaldırıp sonuçta tek-bir görünmez put yaratıyor. Ankebüt 17 -25 ve Enbiya 66 ayet “Allahtan başka putlara tapıyordunuz”, diyerek Allah kendisinin de zaten bir put olduğunu açıklıyor.
Mekke ve çevresinde; kendi ekonomik çıkar otoritelerini put/tanrılarını kaybedeceklerini sanan sermeye çevreleri, ÖNCE Muhammed’e karşı çıkıyorlar. Muhammed ve taraftarları Mekke’den Medine’ye “iltica” “Hicret” etmek zorunda kalıyor. Bu kadar insan, o zaman küçük bir kasaba olan Medine’de nasıl geçineceğiz sorusuna, Muhammed “dahice” bir çözüm buluyor. Eli silah tutan erkekleri toplayın, Mekke’ye vs. giden kervanlara el koyun, karşı koyanı öldürün; mal, mülk, esir, köle, cariye vs. ele geçirdiğiniz GANİMETİ bana getirin diyor, ve ganimetin, %80’inin yeni Müslüman olup, İslam ordusuna katılan askerlere vs. dağıtılacağını bildiriyor. Kısa sürede güçlü bir ordu kurup bir kaç yıl sonra 630’da savaşsız bir şekilde Mekke’yi ele geçiriyor. İslam devletini kendi iktidarını ilan ediyor. O zaman Arabistan’da zaten önceden tapılan en büyük put “Al-Lah”ı; Muhammed tüm dünya aleme en büyük tek tanrı (ALLAH) ilan ettiği için, ayrıca Kabe’de o güne kadar putlara yapılan ibadetlere de dokunmadığı devam ettirdiği için gelebilecek tepkileri en aza indiriyor. Böylece kısa sürede sermaye grupları ve aralarında birlik sağlayıp, tüm Arabistan’da hakimiyetini kuruyor.
Ogün bu gündür aynı GANİMET mantığı ile yeni Din İslam (devleti), bölge haklarına savaş açarak yayılmaya , Allah Kuran Peygamber AKP ve İŞİD örneği ortada, yayılmaya devam ediyor. Din-İslam’ın “ganimet” üzerine kurulduğu Kuran’da özelikle; Enfal Suresi, 1. ayet: “Sana savaş-ganimetlerini sorarlar. De ki: “Ganimetler Allah’ın ve Resûlündür. Buna göre, eğer mü’min iseniz Allah’tan korkup-sakının, aranızı düzeltin ve Allah’a ve Resûlü’ne itaat edin.” Enfal Suresi, 69. ayet: “Artık ganimet olarak elde ettiklerinizden helal ve temiz olarak yiyin ve Allah’tan korkup-sakının. Şüphesiz Allah bağışlayandır, esirgeyendir” ayetlerinde geçmektedir. Köleci toplumdan bu yana dinler ve tanrıları, elit bir azınlığın halkı sömürmek üzere kullandığı uyuşturucu ‘’Afyon’’ politikasından başka bir şey değildir.
TANRI: Yeri gelmişken TANRI kavramını da ele alalım. Türkçedeki “tanrı” sözü Çincede ‘yükseliş, arş, gök, sema vs. anlamlara gelen “tiān-rì” kelimesinden Moğolcaya “Tengir” Türkçeye “Tanrı” olarak geçmiştir. Sümerce “dingir” “diĝir-ama” kutsal an-tanrıça, ve Sümerce din tin sözü, Kürtçede “tin-dar” (tandır) hepsi ısı, hararet, hayat, canlılık, güç, kuvvet veren anlamında güneş kültü ile ilgilidir. Geçmişte doğal bir nesne ile ilişkilendirilen TANRI, tek tanrılı dinlerle birlikte “Kâinatta var olan her şeyi yoktan yaratan, doğaüstü tek ve yüce varlık olarak ağılanmaya başlanmıştır. Çok tanrıcılık = politeizm. Tanrı evren aynı her şey tanrı tüm-tanrıcılık = panteizm. Evreni yaratan her şeyi denetleyen vs. Tektanrıcılık = Monoteizm denilmekte. Bu anlayışların karşısında tanrıtanımazlık= ateizm olduğunu belirtelim.
Her ne kadar dinler evrimi, değişimi, belirli bir olaya tarihe dondurulmaya çalışa da, dinler, felsefi inançlar, öğretiler, siyasi ideolojiler vs. hepsi evrende kadim var olan tüm maddesel varlığın, can-canan İnsanın, milyarlarca yıldır ve halen süren devri daim erimidir. Bugünün 21. yy bilgisi ile, insanların 6 bin veya 1400 yıl önceki bilgi birikimlerini söylem eylem ve mitolojileri yargılayacak değiliz. Fakat o zamanın bilgisini, olaylarını vs. getirip bugün, topluma ALLAH kelamı ebedi doğru olarak dayatılmasını da, kabul edemeyiz.
ALEVİLİKTE ŞAH ve HAK ANLAYIŞI.
Alevi öğretisinde doğaüstü yaratıcı bir tanrı Allah anlayışı yoktur. Alevi (devriye şathiye) deyişlerinde semavi dinlerin “Allah Tanrı” anlayışı kitabı buyrukları çok sert bir dille eleştirilir. Aleviliğe göre vahdeti mevcut var olan haktır, insanda bunun bir parçasıdır. Alevilikte bu varoluşçuluk Hü’da, Mevla, Dost gibi kavramlar yansıra en çok Şah ve HAK kelimesi ile dile getirilir.
ŞAH kelimesi: B’ismi-Şah, Şahı merdan, Hz. Şah’ın avazı vs. kökeni; Güneş tanrısı RA’ya inanan eski Mısırlılar, gözlemleri sonucu uzayda güneşten daha büyük güneşler ışık enerji kütlesi olduğu kanaatine vardılar. Uzayda Orion yıldız takımında gördükleri en parlak yıldıza, büyük güneş tanrısı anlamında ŞAH-RA dediler, Mısır’dan kuzey Afrika’ya uzanan bölgenin adı, “ŞAH-RA” büyük güneşin ülkesi anlamında, buradan gelmektedir. Pir Sultan bir deyişinde;
“Hz. Şahın avazı, Turna derler bir kuştadır, Asası Nil deryasında, Hırkası bir Derviştedir”.
Derken eski Mısır mitolojine gönderme yapıyor. Alevilikte “Şah” kelimesi herhangi bir kral devlet lideri sultan özel kişi adı değildir. “Şahı Merdan” ışıldamak parlamak (Big-bang) bütün evreni çarkını devri daim merdane çeviren yiğit güçlü ışık enerji kütlesi anlamındadır.
HAK kelimesi ise: Köken olarak hangi dilden geldiği kesin bilinmemekle birlikte Farsça “TOPRAK” İbranice, Aramice, Arapça, Türkçede; Yasa, kural, adalet, pay, hak haklı, asıl, meşru, doğru yol yöntem, ahlak erdeme uygun. Gerçeğe akla mantığa uygun söylenen bilge söz, veya yapılan iş emek.. Belli, hakikat gerçek, varlığı kati kuşkuya yer bırakmaksızın, gerçekte mevcut mutlak VAR OLAN, muhakkak, vb. anlamlara geliyor. HAK kelimesi, korunması, gözetilmesi, ya da sahibine ödenmesi gerekli olan maddî veya mânevî imkân, pay, görev, sorumluluk, borç anlamınada geliyor. Zenginlerin malında yoksulun hakkı vardır. İnsan hakları, Çalışan emekçinin hakkı, kardeşlik hakkı, hayvan hakları, demokratik haklar gibi anlamlarda da kullanılmıştır. (Hak, söylemi, İslam’da Allah’ın 99 sıfatlarından biri olarak da kullanılmıştır.) Ayrıca birçok dilde taşa metale ağaca oyma kazıma işaretleme, bir şeyi gerçekleştirmek aslına amacına uygun yapmak, hakketmek anlamlarına da geliyor.
Alevilikte Enel-Hak, İnsan hakta Hak insanda, Hak hakikat yolu, Hakikat kapısı, hakla hak olmak, Sırrı hakikat, Hak erenleri, Hakkın varlık deryası, hak sözü. Hak yememek, haksızlığa karşı gelmek, Hakkın kudret eli, El ele el Hakka, Alevilikte elin 5 parmağı; hava, ateş, su, toprak, 4 kapıda Hak Canı, “el dil bel” hakikate bağlılığı simgeler. Alevi cem vs. erkanlarında uyarılan “delil” yakılan mum’un; dalgası hava, alevi ateş, erimiş su, gövdesi katı madde, ve delili uyaran Can Hak’kı 5 unsuru sembolize eder. Doğru hak gördükleri bir konuda Aleviler, ellerini hilal ay, gibi açıp, yukarı aya açıp bakıp, Amin veya Eyvallah” demezler.. HAK varlığı 5 unsuru temsil eden “ellerini” Aşk ile can can diye hakkın mekanı kaplerine, oradan dillerine ve yola hakikata balılık için bellerine götürüler. El Dil Bel, EDB-yahu.. Alevilikte HAK kavramını işleyen binlerce deyiş vardır.
ALLAH varlığı olmayan, bir ideal gücün her şeyi, yoktan var ettiği iddiası; HAK devri daim, VAR olan gerçek Hakikattir..
“Allah” Din-İslam’ın yaratıcı tanrı anlayışıdır, Alevilik dün bugün bu ALLAH anlayışını reddetmiştir.
1500 yıllardan sonra Aleviliğin içine giren Şii-İslami asimilasyonun etkisiyle özelikle son yıllarda asimilasyoncu İzzetDin Doğan (Cumhuriyetçi Eğitim Merkezi- Vakfı) ekibinin ileri sürdüğü “Alevi-İslam” anlayışı ile (bazı Alevi federasyonları da buna dahil) İslam tanrısı ALLAH’ı; Alevi “gülbenk” özlü umut tavsiye temenni söylemleri sonunda “Diyelim bir Allah Allah” ve Cem/ekranlarında delil uyandırılırken, yere süpürge çalınırken vs. “Allah Muhammed Ali” üçlemesi yapılarak. Alevilik “Allah Muhammed Ali yolu” diye tarif edilerek, ALLAH adının kullanılması özünde Alevi yol erkanına terstir aykırıdır. Bu “Allah” söylemi tamamen Alevi yol erkanından söylemlerinden çıkarılmalıdır. (Eyvallah deyimi de; “Yeminle Allah adına evet” anlamına gelir, aynı keza kullanılmamalıdır.)
Alev-İ HAK’ikat, Bilim YOL’unda; Din-İslam ALLAH’a Yer Yoktur, ÇÜNKÜ:
- Alevilikte Din İslam’ın her şeyi, insanı vs. yoktan yaratan, kaderini belirleyen doğaüstü ideal ilahi bir tanrı Allah inancını anlayışı yoktur. Bugüne kadar böyle bir anlayışı kabul etmiştir. Yoktan hiçbir şey yaratılamaz. Ancak vardan var edilebilir. Var olan her şey birbirini etkiler, doğanın diyalektiği dinamik işleyişi ile evrim geçirip devriye eder. Vahdeti mevcut evrende var olan her şey hakkın kendisi, insanlarda bu varlığın bir parçasıdır. Aleviler cemlerinde Mansur Enel-HAK (insan hakta, hak insanda) darına dururlar. (Enel HAK deyip, Din-İslam Allahı’nı reddedip, köle ayaklanmasını örgütleyen Hallacı Mansur, idam edilmeden önce bilekleri kesilir, akan kandan dolayı cellatların “Bak Allah’tan korktu yüzü sarardı” söylemine karşı kollarını başına kaldırıp Yine Enel Hak diye haykırır. Başı kesilen Mansur’un kanlı “Kızılbaşı” şehir şehir dolaştırılıp teşhir edilir. Alevilere Kızılbaş denilmesinin kökeni buraya dayanır.
Alevilikte HAK hakikattir, Hakikat var olandır, var olan mevcut maddedir. Alevilik diyalektik materyalisttir. Canlılar insan var olan tüm materyal varlığın ısı ışık enerjisin bir parçasıdır. Aleviliği bu hak anlayışını, Lenin’in bir anlamda şu şekilde tarif etmektedir. “”“Dünya Âlem birdir ne bir tanrı tarafından ne de bir insan tarafından yaratıldı. Belirli yasalara göre parlayan güçlenen ve sinen yeniden canlanan ve her zaman için sonsuza kadar canlı bir alevdir ve Alev olacaktır.””” 3 Felsefenin temel ilkeleri – Georgzer Politzer – Sol yayınları s. 192). Bu aynı zamanda “Alev-i” kelimesini de ne anlama geldiğini tarif etmektedir. Herhangi bir yeri yurdu cimi şekli maddesel varlığı anası babası olmayan, İlahi bir tanrı Allah insanları yaratmamıştır. Tam tersi insanlar Allah’ı tanrıları yaratmıştır. Alevi deyişlerinde bu açıkça dile getirilmiştir.
Daha Allah ile cihan yok iken.
Biz onu var edip ilan eyledik. Kendisinin ismi henüz yok idi. İsmi söyle dursun cismi yok idi.
Hiçbir kıyafeti resmi yok idi. Sekil verip tıpkı insan eyledik. (Harabi) |
Senin kulların anılır Atası anası ile Anan yoktur baban yokturSen benzersin piçe tanrı(Kaygusuz |
Cihan var olmadan ketm-i ademde
Hak ile birlikte yekdaş idim ben Yarattım bu mülkü çünkü o demde Yaptım tasvirini nakkaş idim ben (Aşık Şiri)
|
- Alev-i Hak Hakikat yolu, Sorgu görgü yoludur, başta tanrı/Allahlı her şeyi, herkesi sorgu görgüden geçirmeden ceme yola almaz. Felsefidir bilerek sevip kanaat getirmeye dayalıdır. Araştırıcı eleştirici deneysel şüpheci sorgulayıcı bilimseldir. Görmediği bilmediği şeylere inanmazlar. Bilimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır Din İslam Allah’ı sorgulamaya izin vermez, “Şüphesiz” körü körüne inanmaya dayalıdır. Ahiret sorgusu ile insanları korkutur, inanmayan kafir, katli vaciptir. Aleviler, Mansur, Nesimi BedRedDinler, asılıp kesilip yüzülüp yakılmayı göze alıp hakikati söylemekten vaz geçmemişlerdir.
Der Hüdai akıl bilim, fen sende
Dünya sende ahret sende, han sende Allah sende kuran sende, din sende Sende ara sende seni, bul gardaş. (Hüdai) |
Edepliyiz kimseye bakmayız
Rıza kopuşunda taşra çıkmayız Cennet cehennem korkusu çekmeyiz Burada sorulmuştur sorumuz bizim (Şah Hatayi) |
Kıble diye döndüm, yüze
Yatar kalkar gelmem, dize Bu tanrıyı inkâr, ise Yazsınlar ta başa, beni (Mahmut Erdal) |
- Şahitlikte, mirasta kadını erkeği eşit görmeyen, Erkeğe 4 ve parasını ödediği surece sayısız kadın evlilik tanıyan, 3 defa boş ol deyip boşayan, erkeğe eşini kadını dövme hakkı tanıyan, kadını cariye köle olarak gören, kadının başını vs. kapatmasını emreden bir, Aile içi ve çocuk evliklerini meşrulaştıran Maide 15 “Ücretini ödediğin taktirde kadınlar size helal kılındı”, diyen, Allah’ı Alevilik kabul etmemiştir.
Erkek dişi sorulmaz, muhabbetin dilinde Hakkin yarattığı her şey yerli yerinde Bizim nazarımızda kadın-erkek farkı yok Noksanlık, eksiklik senin görüşlerindeHBV |
Bu dünyanın temelini Kurup yoğuran ben idim Hiç yokken Âdem nesli Adem’i doğuran ben idim (Latife) |
Cemin başı ulu Ana
Erkan Pir’in yol senindir Hayat verdin cümle cana Amber saçan gül senindir (Sah Sultan) |
- Benim buyruklarıma uyar bana ibadet ederseniz size cennete 72 bakire huri ırmaklar dolusu şarap vereceğim diye sex huri tüccarlığı yapan bir Allah’ı Alevilik kabul etmez.
Irmaklardan şaraplar akacak diyorsun
Cennet-i ala meyhane midir? Her mümine 72 huri var diyorsun Cennet-i ala kerhane midir? (Hayyam) |
Yetmiş iki huri bilmem Verseler de yine almam Çünkü ben hakkından gelmem Geçimi dar bir insanım(İbreti) |
Cenneti parasız zahide verdik
Cehennem korkusun gönülden sildik Huriyi gılmanı biz burda bulduk Bizim cennetimiz yar kucağıdır (Melali) |
- Alev-i HAK Hakikat yolu, Haksızlığa baskıya zorbalığa sömürüye savaşa kulluğa köleliğe karşı olmak hak yememek hak yedirmemek, abı hayatı bir üzüm tanesi 40 kişi rızalıkla eşit paylaşıma dayalıdır. Din İslam Allah’ı kul kölecidir kelle kesici zorbadır savaşçı soyguncu ganimetidir. Haksızlıklara göz yumar zalimin güçlünün zenginin kılıcını sallar. İslam’ı benimsemeyeni katleder.
Şu milleti güruh güruh gezelim
Mazlumları bir katara dizelim Zalımların sarayını bozalım Yıkalım bakalım nice olursa olsun (Pir Sultan) |
Emeksiz zengin olanın, Kitapsız bilgin olanın, Sermayesi din olanın, Rehberi şeytan olmuştur(Yunus)Kimsenin hakkına etmeyiz minnet,Bağlıdır rızaya payımız bizim.(Feryadi) |
Çardaklı Çamlıya kaçmışım diye KIZILBAŞ diyorlar içmişim diye Padişaha savaş açmışım diye Her adımda tuzak kurulur bana(Köroğlu)Har içinde biten gonca güle minnet eylemem Arabi farisi bilmem, dile minnet eylemem Sırat-i müstakim üzre gözetirim rahimi Zalimin talim ettiği yola minnet eylemem (Nesimi) |
- Benim buyruklarıma uymaz bana tapıp ibadet etmezseniz sizi cehennemde yakarın diyen Allah anlayışını kabuk etmez. Bana inanmayanları Müslüman olmayanları Tevbe 5 “müşrikleri gördüğünüz yerde öldürün” diyen bir asan kesen yakan Allah’ı Alevilik kabul etmez.
Yaratmışsın bağı cennet
Kulların etsinler sohbet Cehennemi niçin yaptın Be akılsız koca tanrı (Kaygusuz) |
Tekkede camide havra kilisede
Saatler günler aylar ver-senede Cennet cehennem davası hep boş laflar Kim sordu fikrimizi bu meselede (Celalettin Ulusoy) |
Kılıçla imana getirmek niye?
Yoksulun rızkını bitirmek niye? Büyüksün, ulusun, yücesin diye Hıdır Çam koyun mu, peşin gelir mi? (Hıdır Çam- Deruni) |
- İyilik kötülük, hayır şer kader alın yazısı vs. her şey Allah’tandır deyip, insana hem suç günah işletip sonra da niye yaptın diyen cezalandıran bir Allah’ı Alevilik kabul etmez. Hayır Şer Allah’tansa, Şeytanı niye yarattın, ona uymayın diyorsun, kıyamete kadar var olmasına niye izin verdin, Şeytanı değil Allah’ı taşla diye sorgular.
Âdemi sürdün bahmadın Cennette de bırahmadın Şeytânı niçin yahmadın Cehennemin var da senin(Veysel) |
Allah ile aldatırlar insanı
Suya susuz götürürler şeytanı Devran sürer boş bulmuşlar meydanı Dolar ile kalkıp yatan mollalar (Şah Sultan) |
Beş vakit camide yatıramadın (H.G. Metin dede) |
- Bu dünyada bazı yiyecekleri, içkiyi şarabı mundar haram diye yasaklayıp, sözde öbür dünyada cennetinde mükâfat olarak aldatan, ırmaklar dolu şarap akıtan aldatan bir Allah’ı Alevilik kabul etmez.
Kendi içmez, içeni kınamaya bayılır,
Yüzünden aldatmaca sahtekarlık yayılır, Şarap içmiyor diye kasılıp gezer ama, Yedikleri yanında şarap meze sayılır. (Hayyam) |
Sorma be birader mezhebimizi
Biz mezhep bilmeyiz yolumuz vardır Çağırma meclis-i riyaya bizi Biz şerbet içmeyiz dolumuz vardır.” (Nesimi) |
Akıl, mantık diye çok kafa yorma,
Bana şükret” dersin nedendir sorma Benim umurumda mı cennette hurma Şarapsız, mezesiz sohbet yürür mü? (Hıdır Çam- Deruni) |
- Allah’ın insanlara sözde peygamber elçi gönderdiğini; Allah’ın var olduğu ve Muhammedîn onun elçisi olduğuna “görmediği Allaha peygambere şahitlik etmeyi” kelimeye şahadeti, Alevilik kabul etmez. Allah’ın Peygamberi elçisi olduğunu söyleyeni kendi niye gelmedi diye sorgular. Sadece Ortadoğu’da yaşayan birkaç halka peygamber gönderiyor, dünyanın başka ülkelerine halklarına göremiyor. Alevilik Allah’ın gönderdiği peygamberleri bile git peygamberliğini ümmetine yap diye cemlerine almaz.
Namaz ile Allah kanar zannetme
Hac ile peygamber anar zannetme Sarhoş cehennemde yanar zannetme Bir gün meyhaneye gel de öğüt ver (Şemsi Yastıman) |
Peygamberler göndermezdi
İnsanları kandırmazdı Dönme dolap döndürmezdi Bir Allah olsaydı eğer (Sah Sultan) |
Meclisimiz mahşerimiz Mürşittir peygamberimiz Her gün sorar hesabımız Yarına hesap koymayız (Latife) |
- Akıl mantık bilim dışı çelişkilerle dolu, Kuranı kerimin şüphesiz Allah kelamı kitabı olduğu yalanı ile insanları aldatan bir Allah’ı Alevilik benimsemez. Alevilikte okunacak en büyük kitap insandır.
Dört Kitabı Koyup Torbaya Astım Cennet Hurisinden İlgimi Kestim Muskacı Hocaya Sanmayın Sustum Ağzının Payını Verdim De Geldim(İbreti) |
İbreti Emelim İnsana Hizmet Eşim Bana Huri, Evim De Cennet Hacıya, Hocaya Kalmadı Minnet İrbiği, Tesbihi Kırdım Da Geldim(İbreti) |
Ne dinim var ne imanım Kalenderim kalenderim Ne şekkim var ne gümanım Kalenderim kalenderim(İ. Erdem.) |
- Kültür, sanat, resim, heykel, müzik, dansı, tiyatroyu, saz, sözü semahı, vs. yasaklayan bir Allah’ı; Alevilik kabul etmez.
Telli sazdır bunun adı
Ne âyet dinler ne kadı Bunu çalan anlar kendi Şeytân bunun neresinde (Dertli) |
Niyaz ehlindeniz zannetme zahit
Meşhur-u cihandır nazımız bizim Sözümüz mutlak canana ait Enelhak çağırır sazımız bizim (Derviş R) |
Bütün evren semah döner
Aşkından güneşler yanar Aslına ermektir hüner Beş vakitle avunmayız. (Hüdai) |
- İnsanlara akıl fikrini kullanmak yerine, kendisine ( ibadet için) kurban adanmasını, cana kıyılmasını isteyen bir Allah’ı; Alevilik kabul etmez. Doğal yaşamsal şartlar bir yana. Alevilikte kasten can kıymak, Alevilikte düşkünlüktür. DİN için kurban kesmek ”ALLAH’a” RÜŞVETTİR, cinayetidir ve Cana kıymanın bayramı da olmaz..
Gelmişiz cananın asitanına Sıtk ile sarıldık dost damanına Canı baş vermişiz aşk meydanına Hayvan kesmek gibi kurban gerekmez.(İbreti) |
Çarşafım yok türbanım yok, Ehl-i sünnet fermanım yok Arafat’ta kurbanım yok, İslam bizim neremizde?H Gazi Metin dede |
Kurban olam Kalem tutan ellere Kâtip arzu halım yaz Şaha böyle Şekerler ezeyim şirin dillere Kâtip arzu halım yaz Şaha böylePir Sultan |
- Namaz kılın, oruç tutun, haçça gidin, zekât verin bana dua ibadet edin sizin günahlarınızı vs. bağışlayacağım diyen zorunlu şekilsel ibadetlerle kendine taptıran bir Allah’a ve onun dinine şartlarına ibadetlerine Aleviler bu güne kadar uymamış, uygulamamıştır.
Hararet nardadır sacda değildir Keramet baştadır tacda değildir Her ne arar isen kendinde ara Kudüs’te Mekke’de Hacda değil(Pir Hünkâr Bektaş Veli) |
Kul olup bir güzele gönülden Geçtik her bağdan, her tövbeden Herkes koyu Müslüman döner Biz putperest döndük Kabe’den(Hayyam) |
Hacı bilmem hoca bilmem Beş vakit namazı kılmam Ramazan’da oruç tutmam İslam bizim neremizde?(H Gazi Metin Dede) |
- Aleviler 72 millete cümle cana ve tüm insanlığa aynı nazarla bakmış “kendine reva görmediğini başkasına uygulamamıştır”. Aleviler Din -İslam Allah’ın dayattığı Arapça, tek dil, tek SON din islam ümmeti vs. anlayışını kabul etmez.
Yetmiş iki millete birlik ile bakmayan
Şer’ ile evliyâsa hakikatte âsîdir.” (Yunus) |
Hey Arapça okuyanlar
Allah Türkçe bilmiyor mu İngilizce Fransızca (Mahzuni) |
İster sövün, ister asın Hak’ka şükür kızılbaşım Sevmem ikilik dünyasın Hak’ka şükür kızılbaşım(Mahzuni) |
- Alevilik Tanrı Allahtan medet yardım beklemez ona dilenmez, Can canan herkes birbirinin Hızır’ıdır. İnsanlar arası dayanışmayı birlikte üretip paylaşımı yardımlaşmayı öğütler. Dinlerin binlerce yıldır çağırdıkları, “Olmayan” TANRI, ALLAH’ları insanların bu güne kadar, hiç bir gün, bir yardımına gelmemiştir. Yine Yaren yoldaşın akraba, komşun dar gününde yardıma gelmiştir. Alevilik Enel-Hak der, Hak insanda İnsan hakta Hak insanda der, başka yerde aramaz, her hangi başka bir “ilahtan” medet yardım beklemez.
Yedi gök yarıldı
Işık ile bünyad oldu Toprağa nazar kıldı Aksırıpta dura geldim (Yunus) |
Kâinatın Aynasıyım Mademki ben bir insanım Hakkın varlık deryasıyım Mademki ben bir insanım(Daimi) |
İnsan Hakta Hak İnsanda Ne Ararsan Var İnsanda Çok Marifet Var İnsanda Mademki Ben Bir İnsanım(Daimi) |
Aleviler Din- İslam Allah’ının hiçbir buyruğuna, şartına kural, kaide, ibadetine uymamıştır, uymaz.
Tam tersi bu anlayışlara karşı, En el HAK deyip, karşı durmuş, muhalefet etmiş direniştir. Bundan dolayı asılıp, yüzülüp, yakılıp, başı kesilip, namı KIZILBAŞ olmuştur.
Bugün bazı Aleviler/kurumları bir yanda “Alevilik kendine özgü/n bir inanç öğreti vs. deyip, diğer taraftan;
Alevilik tanımı ve erkanlarında “ALLAH ALLAH” ve bir dizi başka İslami terimi kullanırsa;
Biz ALLAH’I öyle değil böyle yorumluyoruz vs. desende, dünya âlem seni ALEVİ değil, Din-İslam Müslüman olarak algılayacaktır.
Elinde, bilim ışık Alev-i olup; HAK’ikat YOL’unda yürüyenlerin, ALLAH-Muhammed-Ali Din-İslam gibi, karanlık gölgesi olmaz.
Alev, Hakikat yolunda başta ALLAH vs İslami söylemlerde ısrar edenler, Alevi bilim sevgi yoldan çıkmıştır.
Hünkâr Bektaş Velinin 800 yıl önce Bilimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır, dediği bu yolda, 800 yıl geride kalmıştır.
Asimilasyondan dolayı; Alevi yol erkanında güncel köklü bir reform/devrim zorunludur.
Bu nedenle başta “ALLAH” terimi olmak üzere tüm Din-İslami söylemler, Alevi yol erkanından, günlük söylemlerden tamamen çıkarılmalıdır. Yoksa Aleviliğin asimilasyondan kurtulup, kendilerine, topluma ve insanlığa bir faydasının olması mümkün değildir.
Işkı Aşkı Muhabbet ile (Feramuz Acar- 21.12.2021)
Devrimci Aleviler Birliği-DAB
Din İslam Allah konusunda, Alevi deyişlerinden başka örnekler. |
||
Yücelerden yüce gördümErbabsın sen yüce tanrı
Bu Allahlığı sen nerden Satın aldın kaça tanrı (Kaygusuz)
Kelâm- Zât idim kün emri irad olmadan evvel Gezerdim üçyüzaltmış menzili gün gibi şeb ta rûz Bu eflâk-i zümürrüd-fâm bünyâd olmadan evvel Bana bildirmiş idi sırr—ı esmanın beyanın hep Melaik zümresine Âdem üstad olmadan evvel (Arşi)
Anasır gömleğin giymezden evvel Azade başıma hünkâr idim ben Cihan—ı âleme gelmezden evvel Nûr-i tecellâda envâr idim ben (Dertli)
Yok iken Âdem’le Havvâ âlemde (Harabi)
Ya Rab senin mekânın yok
Kul olup bir güzele gönülden Hayyam
Sorma ne hacet bizlere sofu Ta evvel künyede ismimiz vardır Dünya kurulmadan yüz bin yıl evvel Şu yeşil kandilde cismimiz vardır (Devranî)
Güzel Şah’tan bize bir dolu geldi Kul Hüseyin
Ben beni bilmezdim hatır kırardım Meğer ilmim noksan imiş bilemedim Ben insandan başka ilâh arardım Meğer ilâh insan imiş bilmedim Daimi
Ne Kadar Bilirsen Bilene Danış Pir Sultan Sen çıkarsın minareye Bağırırsın Allah diye Ben giderim meyhaneye Başlarım bismişah diye
Tevaf etme hiç mus-allah taşına Namert zehir katar senin aşına Nice haller gelir garip başına Başından aklını alır götürür
Mazlumları ağlatanlar Boş nasihat anlatanlar Allah ile aldatanlar Bir gün afet kıran olur
Araplar uydurmuş aslı yalandan Beslenen var ganimetten talandan Yüz cariye verip arta kalandan Allah olsa seyreder mi zülumü Ozan Şah Sultan
Sen, Hıdır’a taş atarsın Hıdır Çam Deruni
Gah i nebi gâhi veli göründüm Kimse bilmez sırrım kallaş idim ben
İbadet namına kalkıp oturma Çaığırma tepinme göğsüne vurma Allah Allah deyi köpürüp durma Zikri hak hazm için geviş getirme.
Katre idim, ummanlara karıştım, Kaç bulandım, kaç duruldum kim bilir. Devir edip alemleri dolaştım, Bir sanata kaç sarıldım kim bilir. Gurfani
Veysel haktan geldim, hak olup geçtim Ben diyenler yalan, gerçeği seçtim Bir buhar halinde göklere uçtum Kayboldum o sırlı renge boyandım
Bir kandilden bir kandile atıldım Türap olup yeryüzüne saçıldım Bir zaman hakk idim Hakk ile kaldım Gönlüme od düştü yandım da geldim Hatai
Bu dünyada saçın telin çok gören O dünyada huri, melek verir mi? Alın yazısıyla bana yön veren Verdiğin cezaya aklım erir mi?
Kaynayan kazanın, ataşın varmış Musa, kılıç çalıp ummana dalmış Muhammet, mağarada ne için kalmış? Postacın kim imiş kimse bilir mi?
“Akıl, mantık diye çok kafa yorma, Bana şükret” dersin nedendir sorma Benim umurumda mı cennette hurma Şarapsız, mezesiz sohbet yürür mü?
Kılıçla imana getirmek niye? Yoksulun rızkını bitirmek niye? Büyüksün, ulusun, yücesin diye Hıdır Çam koyun mu, peşin gelir mi?
|
“Din ü millet sorar isen, aşıklara din ne hacet
Aşık kişi harap olur; bilmez ne din, ne diyanet…” (Yunus Emre)
Çöllerde Dolaşıp Seraba Bakma Mansur Allah benim dedi yüzüldü, Meydanda taşlandı cismi ezildi, Şanımıza yüzdört kitap yazıldı, Bildiren de benim, bilen de benim.
Dilim dönmez nedir gavur Müslüman
“Müslüman tökezledi, Hristiyan mutsuz Maarri (11.yy )
Eşrefoğlu al haberi Kul Hasan
Acar’ım Hak’tan halka erdik Dünyaya cenneti kurmaya geldik
Ey hâce sen bizi cahil mi sandın Biz ledün ilminin ulemâsıyız Bizi mezhebine dahil mi sandın Biz Beni İsrail enbiyâsıyız Harabi
Ben öyle mukaddes bir Kabe’yim ki Harabi
Mûrşit meydanına mahşer kurulur, Meluli
İnsak Hak’tır Hak insandır biliriz Akarsu
Şahturna’nın isyanı var zulüme
Şah Turna, yar yarasından.
Kilisede despot keşiş, İs’a Allah’ın oğlu (*) demiş, Meryem Ana neyin imiş, Bu işin var bir de senin. Veysel
Bilime karşıdır haci hocası Her birisi yüz cariye kocası İnsandan sayılmaz ana bacısı Kara cehennemin zebanileri Sah Sultan
Hacca gitmek ile hacı olunmaz Cumadan Cumaya Allah bulunmaz Taşa taş atmakla şeytan kovulmaz Şeytanın hicazda işi ne Hacı Aşık Arif
Gerçek insanları bilirdim Allah İbreti
Har içinde biten gonca güle minnet eylemem Bir acaip derde düştüm herkes gider karına Oy Nesimi, can Nesimi ol gani mihman iken
Beni öldürün beni öldürün Mansur
Aklım ermez ahret eylencesine Saygım var insanın düşüncesine Hayal cennetinin has bahçesine Yobaz sürüsünü sürdüm de geldim İbreti
Gayrıdır her milletten Bu bizim milletimiz Hiç dinde bulunmadı Din ü diyanetimiz (Yunus Emre)
Kamil Sözü Kur’anımız
Yaradan işine karışmam haşa
Akılı arife ettin hediye
Böyle işler yakışır mı allaha
Söylediğim söze gücenme yarap Kur’an azam gökte mi yazılmıştır. |
Gevher-i zât-ı Hudâyız der nihân-ü aşikâr
Bizim içün çarh ürür bu günbed-i niylî hisar Bizdedir mevcûd bîşek yerde gökte her ne var Hayderî
Bu cihana gelmedin m’aşuk ile bir idüm Kulhuvallah şifatlu bir bî-nişan nur idüm Yunus
Ey dostum ölenler geri dirilmez Orda sual sorulması yalandır Cennet cehennem hepsi burda Orda mahşer kurulması yalandır Kul Ahmet
Cemimde yok sazımda yok HGM dede
Dost ile dosta yanmışız Servet ile övenmeyiz Cennet için dövünmeyiz Hüdai
Dört kitapta yoktur bu ilim inan
Katre idim Ummanlara karıştım Kaç bulandım kaç duruldum kim bilir Devre edip âlemleri dolaştım Bir sanata kaç sarıldım kim bilir (Gufrani)
Muhammed ile bile miraca ağan benim Ashab-ı Suffeyile yalıncak kalan benim Sabr ile kanaatı verididim bunlara Kırk kişi bir gömlekten başın çıkaran benim
O kırkından birine neşteri çaldımıdı Kırkından kan akıtıp ibret gösteren benim Âdem peygamber ile Havva yaratılmadan Uçmak’dan sürülüben o müflis olan benim
Musa peygamber ile binbir kelime kıldım İsa peygamber ile göklerde kalan benim Ömer’i Hattab ile çok adl u dad işledim Oğluyla fısk içinde anda basılan benim
İbrahim Edhem baktı tac u tahtı bıraktı Hak yoluna uyaktı o sırrı duyan benim Abdürrezzak o derviş yoldaş edindi beni Hallacı Mansur ile dâra asılan benim Adımı Yunus taktım sırrım aleme çaktım Bundan ileri dahı dilde söylenen benim
Cihan var olmadan beni Âdem’den Nice kitap yazdım çoğu sır oldu
Kıldan köprü kurmuş gel de geç deyi,
Arıyorsan hakikati ne kitabı ne nebisi Çözemez sırrı hikmeti ne ötesi ne berisi Yum gözünü dön özüne, aradığın gevher sende Sakın aldanma masala ne hurisi ne perisi Deruni
Özümüzü Hakk’a serip Rehbersiz miraca erip Nebisiz kitaba girip Okunan beyit olmuşuz Deruni
Kudret Lokmasını yiyen Hakkın Nidasını giyen Aslım ışıkdır diyen Varlığım burhan imiş. Karan AP
Açığım yok kapalım yok dünyada Dilim dönmez nedir gavur Müslüman Allah kul yaratmış biri de benim Okudum Kuranı edep erkanı Akarsu’yum boşa güldükten sonra
Hoca’fendi bizi korkutup durma Ali İzzet Özkan
İlme Hizmet Edip, Uykudan Kalktım Karnım Acıktıkca Kederim Arttı Dört Kitabı Koyup Torbaya Astım Aklım Ermez Ahret Eğlencesine. İbreti Emelim İnsana Hizmet
|
Kaynakça:
İslam ve Ay Tanrısı https://www.bilimveyaratilisagaci.com/2018/05/34-islam-ve-ay-tanrisi/
Köksal Çifçi 2020 https://eskimiyen.com/sermayenin-tanrilari-lat-uzza-menat/
İsmail Metin – Aleviligin Anayasasi 2009 Parşömen Yayınları
August BEBEL. Hz. Muhammed. Arap İslam Kültürü. (Çeviri:Sıddık Çelik – Hasan Erdem)
Ay Tarısı – Sİn https://www.academia.edu/36672503/Assur_ve_Babil_Mitolojisi
DAB https://alev-i.com/alevilikte-cem-ve-hakka-ugrulama-erkani/alev-i
Vikipedi, özgür ansiklopedi https://tr.wikipedia.org/wiki/Allah
Türk Dil Kurumu Sözlük https://sozluk.gov.tr/
Etimolojik Sözlük http://aksozluk.org/tanri
Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, https://islamansiklopedisi.org.tr/hak
https://sufizmveinsan.wordpress.com/2016/10/19/seytan-ucgenilatmenatuzza/
Ateist Deist Fikir Ortamı – Ay Tanrısı Al-İla, Fahrettin Bozkurt / Sadettin Yaylacı
Elvin Azar Süzer, “Ana Tanrıça Şeytan”, Pencere Yayınları, İstanbul 2003,
Tamara M. Green, “The City of the Moon God”, Leiden, 1992, s.25.
https://www.haberyuzdeyuz.com/guncel/kuran-uyariyor-anlamiyor-musunuz-h6975.html İlhan Selçuk
Şinasi Gündüz, “Mitoloji ile İnanç Arasında, Ortadoğu Dinsel Gelenekleri Üzerine Yazılar”, Samsun 1998,
Alevi-Bektaşi-Şiirleri-Antolojisi-Cilt 1-3
Bektaşi Şairleri ve Nefesleri 19 Asıra Kadar Cilt 1-2
Türk şiirinde tanrıya Kafa Tutanlar. İ Zeki Eyüpoğlu