Kapitalizmin gelişmesinde semavi dinlerin üstlenmiş olduğu misyon küçümsenemez. Kapitalistler önce Yahudiliği, sonra da Hıristiyanlığı, daha sonra da Müslümanlığı bilinçli bir şekilde gelişmesine katkı da bulundular. Özelikle de; Yahudi ve Hiristayan dinini amaçlarına ulaştıktan sonra dizginliyerek yaşam alanının dışına çıkardılar..
17. ve 18. asırda Hıristiyanlık kapitalizmin güçlenmesinde motor güç olarak kullanıldı. 19. asırda ise petrole olan bağımlılıktan dolayı kapitalistler İslamiyet’in gelişmesine seyirci kalarak güçlenmesine katkıda bulundular. 21. yüz yılda ise dizginleme sırası İslam’a gelmiştir. Önümüzdeki yüz yıl da İslamiyet’in sorgulandığı, yeni’den dizayn edilerek yaşam alanın dışına çıkarılacaktır. Din tüccarlarının elinde bir oyuncak olan semavi dinler kapitalistler için artık tarihi misyonunu oynamış, yeni bir versiyonuyla yeniden sahnelenecektir.
Yaklaşık 4 yıldır Suriye’de insanın kanını donduracak kirli bir savaş yaşanmaktadır. Kapitalistler dünyanın dört bir tarafında kanla beslenen insanlıktan nasibini almamış cani DAİŞ vampirleri silahlandırarak Suriye topraklarına gönderip Suriye Halkı’nı katletmeye devam ediyorlar. DAİŞ canilerini bizzat kapitalistler örgütlüyor, silahlandırıyor ve Suriye’ye gönderiyorlar.
İnsan kanıyla beslenen bu DAİŞ vampirler, sözde Suriye’ye demokrasi getireceklermiş. Suriye’ye demokrasi getirmek için DAİŞ vampirlerini silah ve para verenlerin başın da Suudi Arabistan, Türkiye ve Katar gelmektedir. Hani Aziz Nesin’in mahkemece onaylanan bir sözü vardı. “Türklerin yüzde 60’ı aptaldır” diye. Düşünebiliyor musunuz, Suudi Arabistan, Katar ve Tayyip Erdoğan’ın desteklediği çeteler Suriye’de demokrasi getireceklermiş? Irak, Mısır, Libya Afganistan’a getirdikleri “demokrasiyi” görüyoruz. Emperyalist haydutların Ortadoğu’da yürüttükleri ikiyüzlü politikalarının gerçek yüzü bir kez daha DAİŞ çeteli şahsında ortaya çıkmıştır. Yıllardır Filistin Halkını katliamlara uğratan, kan ve gözyaşı akıtarak mülteci konumuna düşüren, İsrail Siyonizm’ine ses çıkarmayanlar bugün DAİŞ üzerinde Ortadoğu’yu dizayn etmek istiyorlar.
Büyük Osmanlı hayelleri ile dolaşan Tayıp Erdoğan’ın tırlarla gönderdiği silahlar DAİŞ vs. kökten dinci çeteler; kuzey batı Süriye’de Kürtleri ve Alevileri katlederek, Suriye’de iktidarı ele geçirip şeriat devleti kurmaya çalışıyorlar. Tayıp Erdoğanın bu sinsi planlarını bozmak için 7 Haziranda yapılacak genel seçimler, Ülkemiz ve Ortadoğu ülkelerin geleceği için önemlidir. Ülkemiz ve çocuklarımızın geleceği için HDP desteklenmeli, HDP barajı aştığı taktirde Tayıp Erdoğan ve şurakasının savaş politikası uygulanmiyacaktır.
Şeriat yasaları ile yönetilen ülkelerde demokrasi ve insan haklarının olmadığı olmiyacağı aşikardır. Kadını şeytan olarak gören, kadınların araba kullanmasını yasaklıyan, kadınlara seçme ve seçilme hakkı vermeyen, Katar ve Suudi Arabistan gibi çağdışı gerici anlayışlara sahip ülkeler güya Suriye’ye demokrasi getireceklermiş. Demokrasi ile şeriat bir arada olabilir mi? Şeriatın olduğu yerde savaş vardır, kan vardır, ölüm vardır, Açlık vardır, yoksulluk vardır, din ve tanrı adına adam öldürmek vardır, erkek egemenliği vardır, birden çok evlilikler vardır, küçük yaşta çocukların zorla evlendirmek vardır, kız çocukların para ile satıldığı vardır, din tüccarlığı vardır. Şeriat’ın olduğu yerde demokrasi olamaz.
Şeriatçı DAİŞ çetelerini kınıyoruz.
Maraş’ta Çorum’da, İslam adına kundaktaki bebeleri katleden, Sivas’ta Allahü Ekber deyip, insan yakan zihniyetin kendisi bugün Suriye’de Çoluk-çocuk demeden Arap Alevilerini katlediyorlar. İnsanlıkta nasibini almamış bu barbar DAİŞ çetelerini şiddetle kınıyoruz. DAİŞ çetelerin katliamlarına insanlık adına sessiz kalmayalım. Bulunduğumuz alanlarda DAİŞ çetelerine destek veren ülkeleri protesto etmeye çağırıyoruz.
DEVRİMCİ ALEVİLER BİRLİĞİ
Eş Başkan Barış Aydın
02.06.201
Barış kardeşim, daha öncede yazdığım gibi yazılarınızı takip ediyorum ve değer veriyorum.Bizim halkımız az okuduğu için uzun yazıları pek sevmez. Benimkisi sadece bir öneri. Kısa yazmaya çalışın.Mesela sadece bir konu ele alın ve çoğunluğun okuyabileceği şekilde kısa tutmaya çalışın ki daha fazla kişi okusun.Ve de facede gönül rahatlığıyla paylaşabilelim.Saygılar.