Resmi okullardan her türlü DİN-DERSİNE HAYIR.
ALEV-İ’ler OLRAK; Bilimin gereği, inanç özgürlüğünün gereği, eşitliğin gereği, laikliğin gereği. Türkiye, Avrupa veya dünyanın neresinde olursa olsun, seçmeli din dersi dahil, (Alevilik dahil), resmi okullarda her türlü DinDersine HAYIR diyoruz / demliyiz.
Alevilik; “Bilimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır.” der. Din bilimsel değildir. Din ortaya çıkışından bu yana, insanlığa bir faydası olmamıştır. Tam tersi İnsanları karanlığa, ayrımcılığa, savaş ve katliamlara götürmüştür. Hâkim güçlerin halkı uyutmak için kullandığı bir uyuşturucu olmuştur. Devlet okullarında çocukların din dersleri ile bu uyuşturcuyla bağımlı hale getirilmesine karşı çıkmalıyız.
İnanç özgürlüğü, hiçbir dine inanmama özgürlüğünüde kapsar. Tüm halktan inanmayanlardan vs. toplanan zorunlu vergi ile okullarda belirli dinlerin dersi verilmesi inanç özgürlüğüne ve yasalar önünde vatandaşların eşitlik ilkesine aykırıdır. Seçmeli din derslerine de karşı çıkılmalıdır. Çünkü din dersini seçmeyenlerden kesilen zorunlu vergiler ile din dersleri finanse edilmektedir. Milyonlarca inanmayan veya Hıristiyan, Ezidi, Ermeni, Yahudi başka inançta olanların, Din dersini seçmeyenlerin hakkı yenmektedir. Ve niye din dersini seçmedin diye baskı uygulanmaktadır. Rızasız lokma yemeyen Aleviler, zorunlu vergi ile finanse edilen bir inancı ve din eğitimini veya zorunlu vergiden gelen maaş veya yardımı kabul etmez, etmemelidir.
Devletin dini olmaz, laiklik; din ve devlet işlerinin birbirinden tamamen ayrılması, dini inançların kamu alanından özel kişisel hayata çekilmesidir. Din kişi ile “tarısı” arasındaki bir olgudur devlet karışmamalıdır. Bilimin, inanç özgürlüğünün, eşitliğin, laikliğin gereği; Zorunlu vergiden finanse edilen devlet Diyanet kurumu, kamu okullarında verilen din dersleri tamamen kaldırılmalıdır. Her dini/inanç kendi kendini yönetmeli, kendi eğitimimi kendi kurumlarında vermeli ve her türlü giderlerini, zorunlu vergiden değil, kendi cemaatinden karşılamalıdır. Bu dinsilik veya din düşmanlığı değil, tam anlamı ile inanç özgürlüğüdür. Zorunlu vergiden finanse edilen diyanet ve din derslerinin kaldırılması, Demokratik, Laik, Parasız, Bilimsel ve Anadilde Eğitim biz Alevi kızılbaşların kırmızı çizgimizdir. Hiçbir Alevi ve kurumu bu konuda, geri adım atmamalı, kesinlikle hiçbir ödün, taviz vermemelidir. Veren düşkündür.
Devlet diyanet kurumu eliyle DİN pazarlanması resmi okullarda din derleri, ne Selçuklu Osmanlı, nede “sözde” göstermelik Laik Türkiye Cumhuriyeti’nde, toplumsal barış, huzur, güzel ahlak, çağdaşlık vs. getirmemiştir, toplumu ileri götürmemiştir. Tam tersine dini kurumlar devlet olanaklarını kullanarak dahada güçlenmiştir. İktidara gelen siyasiler sömürücüler dini maddi manevi çıkarlarına alet etmişlerdir. Devlet kurumlardaki kadroları dini yandaşlarına ganimet olarak dağıtmışlardır. Dinlere gereksiz müdahalede bulunmuşlardır. Başta inanlar, dindarlar, dürüst Müslümanlar buna karşı çıkmalıdır.
Okullarda sosyal kültür derslerinde dünyada (ve ülkede) hangi dinlerin ve felsefi inançların var olduğu hakkında genel bilgi verilebilir. Bunun dışındaki her türlü dini eğitim kendi kurumları tarafından velimlelidir giderlerinide kendileri karşılamalıdır. Devletin rolü, dini konularda, bağımsız, eşit, adaletli yasalar çıkarıp, dini kurumlarının, inanan ve inanmayanların buna uymasını, “kendine reva görmediğini başkasına uygulamamasını” denetlemek olmalıdır. Devlet din veya inançları tarif etmeye kalkmamalıdır. Toplum/insan sağlığına ve genel evrensel ahlak etik kurallarına aykırı olmayan, şiddet içermeyen her din veya inanç, kendi kendini yönetip, kendi eğitimini kendi vermeli tüm giderlerinide kendi karşılayacak şekilde özgürce faaliyet yürütebilmelidir.
Alevilik; semavi dinler gibi, ilahi bir Allah, Kitap, Peygambere, cennet cehennem anlayışına vs. dayalı bir DİN DEĞİLDİR. Din dogmatik sabit kurallar içerir, felsefi inanç öğretiler, bilimsel gelişime, yeni bulgulara göre kanaat değiştirir. Alevilik doğal felsefi bir inanç, yaşam öğretisidir. Buna rağmen eşitliğin, laikliğin gereği, Alevilik eğitimi dahi resmi okullarda değil, Alevi tolumunca kendi aile ve kendi kurumları içinde verilmelidir. (Fakat böylesi bir eğitim içinde güncel, öncelikle Alevili toplumu ve kurumları, “Bilimden gidilmeyen yolu sonu karanlıktır” yoluna özüne dönmelidir. Aleviliğe sonradan giren, tüm semavi İslami dini asimilasyon unsurlarını Alevilikten arındırılıp, Alevilikte köklü bir devrim yapmalıdır. Ondan sonra Alevi kurumlarında isteyene Alevilik dersleri verilebilir. Bunlar Aleviliğin kendi iç sorunlarıdır zamanla çözülür, Alevilerden başka kimseyide ilgilendirmez.)
Duyarlı Alevi ve laik demokrat velilerin başvurusu üzerine; 9 defa, yerel mahkemeler, Danıştay ve Avrupa insan hakları mahkemesi AHİM; Çocuğun velisi/ ailesinin dini inanç (ya da inançsızlıklarına) ve felsefi düşüncelerine aykırı bir dini eğitim verilemez, dolayısı ile aile istiyorsa çocuğunun din eğitiminden muaf tutulması yönünde karar almıştır. Aynı şekilde devlet çocuğun ANADİLinde eğitim vermek zorundadır, tek bir dili veya dini eğitimi dayatamaz.
TC. devleti AKP iktidarı bu karara rağmen, zorunlu din derslerini sürdürmeye çalışmaktadır. Zorunlu din derslerine ek, kuran, Arapça, Muhammed’in hayatı vs. dersler eklenmektedir. Buna dur demenin zamanı gelmiştir. AKP iktidarı Danıştay ve AHİMD kararını boşa çıkarmak için, okullarda din dersi müfredatına sözde Alevilikle ilgili sayfalar ekleyip göz boyamaya, Aleviliği ve Alevileri dahada asimle etmeye çalışmaktadır. Yok, Alevilik islamın şurası burası, bilmem ne yorumu imiş. Hayır, efendim Alevilik islamın hiçbir yanı yorumu değil. Devletin diyanetin Alevilikle ilgili yazdığı bu müfredatların hepsini red ediyoruz. Devleti Alevisi olmadık olmayacağız. Bireyin neye nasıl inandığı veya inanmadığına karışmak devletin HadDine değildir.
Allah Kuran Peygamber adına AKP, tekçi faşist sistemin devamlılığı ve bekası için sözde 2023 hedefine yavaş yavaş, sindire sindire yürümektedir. 2019 seçileri öncesinde, önümüdeki yıl 2018’de AKP Alevilere yönelik bir dizi tavizde bulunacaktır. Devlet İslam Diyaneti altında Alevi-İslam diyaneti açacak. AKP kendine veya İslami çizgiye yakın; bir dizi Alevi kurum vakıf yöneticisine ve binlerce Alevi imam-dedeye, cemevlerinde çalışacak görevlilere, okullarda sözde Alevilik dersi verecek öğretmelere kadro tahsis edip maaşa bağlayacak. Cemevlerini ibadethane olarak tanıyıp elektrik suyunu ödeyip Camiye çevirecek. Kürtleri tatmin etmek için Kürtçe Alevi-İslam dersleri bile ortaya sürecek. Gerekirse Aleviliği islamın 5ci mezhebi olarak bile ilan edecek. Bu şekilde AKP’li Alevilerini yaratmaya çalışacaktır. Aleviliği şu anki içler acısı durumuda buna çok müsaittir. Böylece seçimler öncesi Alevi oyların bir bölümün kendisine Türk-İslam-ittifakına çekip, Alevi oylar ile iktidarda kalmayı hedefleyecektir. Aleviler bu oyuna gelmemelidir.
5 Şubat 2018’de okulların açılması ile birlikte 1 ay içinde, okul çocuğu olan tüm Alevi veliler hiçbir fire vermeden, çocuklarının din dersinden muaf tutulması için okul müdürlüklerine dilekçe vermelidir (örnek ekte/altta). Aynı zamanda tüm diğer aydın demokrat, dürüst Müslüman çevrelerin, tüm inanan ve inanmayanların, eğitim kurum ve sendikaları da bu kampanyaya BOYKOTA katılımı sağlanmalıdır. Kampanya her tüllü yaratıcı eylemle geliştirilip kitleselleştirerek, resmi okullardan din dersleri kaldırılana kadar sürekli sürdürülmelidir. Din insanın kendi düşün dünyası ile ilgilidir. Demokrat dürüst müslümanlar kendi dinlerinin, resmi okul ve yaşamda devlet eli ve siyasi iktidar tarafından kullanılmasına, başkalarına zorla dayatılmasına, inançlarının itibarsızlaştırılmasına karşı durmalıdır.!
Önümüdeki seçiler için AKP ve MHP şimdiden Türk-İslam cephesi ittifakı olturmuş durumda. Buna karşı bir an önce, Kürt halkının taleplerinide içine alan, Eşitlikçi özgürlükçü Adaletli Laik demokratik bir cephe ittifak oluşturulmalıdır. Yoksa görünen dağ kılavuz istemez, ülke karanlığa ve kanlı bir iç dış savaşa doğru sürüklenmektedir.
Birlikte mücadele verirsek hep birlikte kazanma şansımız var, verilmezsek zaten baştan kaybedilmiş sayılırız.
Alevileri, aydın, demokrat laik çevreleri, duyarlı müslümanları “Zorunlu Diyanet ve Din dersine” zorba Tek din, Tek Dil, Faşist anlayışa karşı, süresiz direnişe çağırıyoruz.
Devrimci Aleviler Birliği – DAB gyk. 17.12.2017
Zorunlu din dersine karşı hukuki mücadele kılavuzu:
İLK (ORTA) ÖĞRETİM ÖĞRENCİSİNİN “DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ” DERSİNDEN MUAFİYETİNİN TALEP EDİLMESİ HALİNDE İZLENECEK HUKUKİ SÜREÇ:
1- (EK 1)’de yer alan ve Okul Müdürlüklerine hitaben yazılacak olan dilekçe 2 nüsha olarak çoğaltılacaktır.
2- Dilekçenin bir nüshası Okul Müdürlüğü’ne verilecektir. Bu aşamada;
a- Dilekçenin İlgili Okul Müdürlüğüne elden verilmesi halinde, Müdürlüğün evrak kayıt defterindeki tarih/kayıt numarası öğrenilecek; ayrıca dilekçeyi kaydeden görevli memur tarafından dilekçenin ikinci nüshasına, tebliğ alındığına dair şerh düşülmesi talep edilecektir.
b- Dilekçenin ilgili Okul Müdürlüğüne posta ile gönderilmesi halinde; işbu dilekçe tek nüsha halinde “İadeli-Taahhütlü Posta” ile gönderilecektir.
3- İlgili Okul Müdürlüğünün, talep dilekçesini tebliğ aldığı tarihten itibaren 60 günlük yasal cevap süresi vardır. İşbu cevap süresinin dolması beklenecektir.
4- İlgili Okul Müdürlüğü, dilekçeye karşı 60 gün içinde olumsuz cevap vermişse ya da 60 günlük süre geçmiş olmasına rağmen hiçbir cevap vermemişse, okul müdürlüğünün bağlı olduğu Kaymakamlığa karşı ilgili yasal yollara başvurulacaktır. Bu aşamada;
PİR SULTAN ABDAL KÜLTÜR DERNEĞİ genel merkezini haberdar etmeniz halinde, Dernek; ilgili yasal yolların takip edilmesi için; gerekli hukuki yardımı sağlayacak olan hukuk danışmanlarının(Avukatlar) sizi yazılı ve sözlü olarak yönlendirmesini sağlayacaktır.
…………………………… İLKÖĞRETİM (ORTA ÖĞRETİM) OKULU MÜDÜRLÜĞÜ’NE
Tarih ………/…………..
Okulunuzun …….… Sınıfında okuyan …..……. numaralı öğrencinin velisiyim. Oğlum/Kızım ……………………………….’nın, Danıştay 8. Dairesinin 15.05.2009 tarih ve 2007/8365 E. 2009/3238 K. Sayılı kararı ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin 09.10.2007 tarih ve 1448/2004 başvuru numaralı kararının Anayasamızın 90. Maddesine göre, kanun hükmünde, uygulanmasının zorunlu olduğu hususunun dikkate alınarak eğitim-öğretim müfredatınızda bulunan “Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi” dersinden muaf tutulmasını talep ediyorum.
Yukarıda anlatılan nedenlerle; öncelikle Oğlum/Kızım ……………………………..’nın ilgili dersten muafiyetine karar verilmesini; aksi halde keyfiyetin en geç 60 gün içerisinde tarafıma yazılı olarak bildirilmesini saygıyla arz ve talep ederim. TARİH.
……………’ya velayeten Annesi…………………. Babası ………..……………
imza. İmza
EKLER:
1- İzmir 1. İdare Mahkemesinin 17.05.2007 tarih ve 2007/137 E. 2007/577 K. Sayılı “zorunlu din kültürü ve ahlak bilgisi” dersi işleminin iptali kararı örneği.
2- Danıştay 8. Dairesinin 15.05.2009 tarih ve 2007/8365 E. 2009/3238 K. Sayılı gerekçeli kararı örneği.
SAİR EMSAL KARARLARA AİT TARİH VE NUMARALAR:
1- İzmir 1. İdare Mahkemesinin 17.05.2007 tarih ve 2007/137 E. 2007/577 K. Sayılı “zorunlu din kültürü ve ahlak bilgisi” dersi işleminin iptali kararı
2- Danıştay 8. Dairesinin 15.05.2009 tarih ve 2007/8365 E. 2009/3238 K. Sayılı(Ankara 1. İdare Mahkemesinin 17.05.2007 tarih ve 2007/137 E. 2007/577 K sayılı kararının onanması hakkında) gerekçeli kararı
3- İstanbul 5. İdare Mahkemesinin 2005/2541 E. ve 2006/2285 K. Sayılı “zorunlu din kültürü ve ahlak bilgisi” dersi işleminin iptali kararı
4- Danıştay 8. Dairesinin 29.02.2008 tarih ve 2007/679 E. 2008/1461K. Sayılı(İstanbul 5. İdare Mahkemesinin 2005/2541 E. ve 2006/2285 K. Sayılı kararının onanması hakkında) gerekçeli kararı.
5- İstanbul 6. İdare Mahkemesinin 30.12.2005 tarih ve 2005/1153 E. 2005/2726 K. Sayılı “zorunlu din kültürü ve ahlak bilgisi” dersi işleminin iptali talebinin reddine ilişkin kararı.
6- Danıştay 8. Dairesinin 28.12.2007 tarih ve 2006/4107 E. 2008/7481 K. Sayılı (İstanbul 6. İdare Mahkemesinin 30.12.2005 tarih ve 2005/1153 E. 2005/2726 K. Sayılı kararının bozulması hakkında) gerekçeli kararı.
7- Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin 09.10.2007 tarih ve 1448/2004 başvuru numaralı “Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi” dersinin objektiflik ve çoğulculuk koşullarını karşılamadığı, ana-babanın inançlarına saygının temini için uygun bir yöntem sunulmadığı vs. nedenlerle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi birinci ek protokolün 2. Maddesi hükmüne göre ihlalinin” tespiti kararı.
İlk yorum yapan olun