Neden DEVRİMCİ ALEVİLER BİRLİĞİ (DAB) (1) Bektaş Özgür.
‘Her örgütlenme bir ihtiyaçtan doğar’ deyimi, nesnel temelleri olan bilimsel bir deyimdir. Devrimci Aleviler Birliği de (DAB) zorunlu bir ihtiyacı karşılamak üzere tarih sahnesine çıkmıştır. DAB’ı var eden nesnel ve toplumsal koşullar ortadan kalktığı zaman, her canlı gibi DAB da tarih sahnesinden çekilecek, yerini yeni koşullara uygun yeni bir örgütlenmeye bırakacaktır. Zira altyapı ve üstyapı sarmalında örgütlü her sosyal yapı, dönemsel koşullara uygun örgütler yaratarak insanlığın kesintisiz YOLU’NU ancak böyle devam ettirmiş ve böyle devam ettirecektir.
DAB, yaklaşık 25 yıllık Alevi örgütlenmesinin başarılarından ders çıkarmış, Bâtıni felsefe ışığında gözlemlediği örgütsel hata ve zaafları aşmayı, Şii-İslam anlayış ve söylemlerden arındırılmış Aleviliği, dinsel algı dışında ve gerçek temeli üzerinde ve içinde bulunduğu sorunlara çözüm üreterek çağın koşullarına uygun yeniden yapılandırma sorumluluğu üstlenmiştir. Bu sorumluluk, hiç şüphesiz çok yönlü saldırıyla karşı karşıya bulunan Aleviliğin gerçek kimliği olan hümanist değerleri sahiplenip korumak, geliştirmek ve sosyal yaşam içinde somut anlam bulmasına taraf herkesin sorumluluğudur.
Kapalı toplum yapısı (Köylülük) çözülmüş, kentsel yaşam içinde çok yönlü sorunlar yumağı içinde ki Aleviliğin geleneksel Erkan hüküm ve kurallarının işlevsiz kalması, Alevilik sorunlarının bel kemiğidir, can damarıdır. Erkan hüküm ve kurallarının yeni yaşam koşullarına ve ortama uygun yeden yapılandırılması Yol’u aydınlatacak, asimilasyon dâhil diğer tüm sorunlarında çözüm anahtarı olacaktır. Tarihsel süreçte karşılaştığı sorunları kendi bünyesinde yaptığı yeniliklerle aşmasını becerebilen Alevilik, günümüzde yaşadığı sorunları da aynı yöntemle aşabilecek felsefeye ve bilgi birikimine sahiptir.
Alevi Yol Erkânı tarihin başından beri kendisini ortama ve özüne uygun yenileyemeyecek nitelikte olmasaydı, günümüzde adı dahi bilinmeyen birçok düşünce akımı gibi yok olmaya mahkûmdu; günümüze taşınabilmesi olası değildi. Barışçı ve eşitlikçi bir yaşam biçimi olan Aleviliğin şaşmaz, temel özelliklerinden biri de, içinde bulunduğu ortama uyum sağlayan karaktere ve kendisini yenileyen dinamizme sahip olmasıdır. Bu konuda algılanması ve anlaşılması gereken en önemli nokta, Aleviliğin bir dogma ideoloji olmadığının, doğayla ve nesnel yaşamla doğrudan ilişkili yasaları olan bir felsefe olduğunun kavranmasıdır. Bu gerçeği kavramak, iradi ve inançla olası değil, bilimin emrindeki akılla mümkündür.
Aleviliğin içinde bulunduğu günümüz sorunlarına, alışıla gelmiş ve kanıksanmış Şii-İslam zemininde ve söylemleriyle yaklaşım içinde olmak, Alevilikten başka her şeyi tartışmak, Alevilik konusunda söz hakkı olamaması gerekenleri tartışma içine çekmek, onların yalan yanlış beyanlarına meşruiyet kazandırmaktır. Musevilerin Hıristiyanlık, Hıristiyanların Muhammedilik hakkında nasıl ki sorgulama, yargılama hakkı yoksa Müslümanların da Alevilik hakkında ahkâm kesme hakkı yoktur. Müslümanlar Alevilik hakkında söz söyleme cüretini, Alevilerin tutarsız duruşundan aldıkları bir gerçek.
Aleviler, Aleviyim-Kızılbaşım demeden önce “Kardeşim ben Müslüman değilim; İslam’a dair söz söyleme hakkım yok; Senin de, benim inancıma dair söz hakkın yoktur. Bana saygı gösterdiğin kadar benden saygı görürsün” demeli, gerekirse daha ileri düzeyde Pir Sultan vari DİK durmasını bilmelidirler. “Elhamdülillah Müslüman’ım” der İslam’ın gereğini yapmaz isen, o zaman; “Müslüman’san buyur camiye” dendiğinde, “Benim yolum Allah-Muhammet-Ali yolu” dersen, biri de çıkıp “Allah-Muhammet-Ali’nin yolu camiye çıkıyor, beni aldatamazsın, bari kendini aldatma” diyecektir.
Devam edecek.
04/12/2014. Bektaş Özgür.
Peki dostlar bu güne kadar Cemlerde Ali Muhammet ya Hasan ya hüseyin Üçler Beşler yediler onyedi kemerbestler Kırklar pirler hızırlar aşûreler lokmalar lokmadaki dualar bereketi Halil ibarahim sofrayı Celil söylemleri takiye miydi bundan sonra Cemlerde hangi Tür dualar yer alacak bir hazırlığınız varmı? Allah,Allah ,Allah,allah yerine ne koyacağız.soracak çok soru varda hele buna bir cevap bulalım
1- Pir Sultan adı ile deyiş yazan 7 şahıs var.. Bazı deyilerde namaz vs. bile övlüyor… (Asım Bezirci’nin Pir Sultan isimli araştıma kitabını okuyunuz). ABirçok Alevi ozanın deyişleri Osmanlı Nakşibendi ve TC yazrları trafından islamlatırılmıtır. Bu Yunus Emre vs. oznlar içinde aynıdır.. (ayrıca bir ozanın bir dönem ali muhammed li deyiler söylemesi Alevili götürüp oraya bağlamaz… Ayrıca Pir sultan deyilerinde islam halifesi hz. ALİ değil,, ben Aliyim Ali benim vs. diyerek Ayrı bir Ali kültünden bahis etmekte..
2. Babailer HBV döneminde ALi muhammed 12 imalardan vs. bahis edilmez bunlar 1500 yıllarda Şah ismail ile Osmanlı şavaşı rasında Anadıluya Aleviliğin içine taşınmıtır..
3. / ulu ozan diye bir karvam yanlış ve saçmadır. Cumhuriyet öneminde ortaya atılmıştır… Yüzlerce bilerce ulu Alevi ozanı vardır.. Örnek Aşık Hüdai’nin deyişeri Ulu ozan diye anılan ozanları 2 ye katlar…
4. Alevilikte kullanılan Muhammed Ali deyimleri islamdan koparılmış ayrı içerik yüklenmiş deyimlerdir. İslamda filen yaşamış Muhammed ve Ali ile hiç ilğileri yoktur.. (Bu tür İslami terimler Alevilikten kadırılıp atılmalıdır Alevilik onlar omadan daha temiz ve sadedir..
Pir Sultan Abdal Can’ını başını hak Muhammet Ali yolunda Ölene kadar onlara bağlılığını gösterdi
Anadolu’daki bütün babailer, ve yedi uluozanlar hak Muhammet Ali dediler