“Kerbela’nın Anadolu Aleviliğiyle İlgisi Yoktur” Gelen eleştirilere cevap.

“Kerbela’nın Anadolu Aleviliğiyle İlgisi Yoktur” Gelen eleştirilere cevap.

(Bekir Özgür)

Saygı Değer Okurlar; bu makale, “Kerbela’nın Anadolu Aleviliğiyle İlgisi Yoktur” başlıklı yayınladığım beş makaleden oluşan yazıya gelen eleştirilere ve beğenilere cevap niteliğindedir.

Kanımca; eleştirenleri 2 gruba ayırmak gerekiyor. 1. Grup yazı dizisinde eksik görülenleri ve hatalı anlatımları yapıcı niyetle tespit eden eleştiriler; 2. Grup hakaret içerikli mesajlar. İzninizle önce, 2. gruba cevap vermek istiyorum. Bu gruba girenler okumayan veya hoşuna gidenler dışında okumayan, okuduğunu irdelemek, sorgulamak ve anlamak için değil, okumuş olmak ve şartlanmış bir zihniyetle bir ipucu yakalarsa oradan hakaret yağdırmak için okuyanlar. Dahası; kulaktan dolma bilgilerinin doğru veya yanlışlığını sorgulamadan kabullenmiş (biat etmiş) ve bu bilgileri kişiliğiyle özdeşleştirmiş, kafasında ki bilgileri çürüten bilgiyle karşılaştıklarında sanki kişiliklerine yönelik hakaret gibi algılayıp, karşı hakarete geçiyorlar. Burada eleştirilen kişilik değil zihniyettir. 2. gruba girenlere, daha iyisini bilseler onu söylerlerdi, bilgilerine ve kendilerine yakışanı yapıyorlar demekle yetiniyor, en azından yazılarıma ilgi duyup hakaret için de olsa zaman ayırdıkları için teşekkür ediyorum.

1. Gruba aldığım, eksik ve yanlış gördükleri noktalarda hatırlatıcı eleştiri yönelten yoldaşlara teşekkürü bir borç addediyorum. Ancak takdir edersiniz ki, hiç kimse dört dörtlük doğru ve tam bilgiye sahip değildir. Hiç şüphesiz herkesin olduğu gibi benim araştırmalarım sonucu oluşan bilgi ve kanaatimde de eksik ve yanlış bilgi olabilir diye düşünüyorum. Bu noktada altını çizerek belirtmeliyim ki, iyi niyetle emek verdiğim yazılı anlatımlarımda, konuyu amacım dışında yanlış anlaşılacak ifade kullanmamaya özen gösteriyorum. Yani kaş yaparken göz çıkarmak bana vicdan azabı verir. Alevilikte Öze Dönüş Hareketini başlatan Devrimci Aleviler Birliği YK, Kerbela yasının tutulacağı bu günlerde ben’den, Kerbela’nın Alevilikle ilişkisini inceleyen bir yazı istediler. Bilgi kaynaklarımdan yararlanarak kutsal görev gördüğüm bu hizmeti 5 makale halinde yerine getirmeye çalıştım.

Dikkat edildiyse 1. makalenin 1. paragrafı içinde “Maddi temelleri gösterilmeden ileri sürülen her tez sadece masaldır” diye belirttim. Bu yazı dizisi boyunca her makalenin hemen her paragrafı, konunun kendi içinde farklı noktalarını inceleyen, özetleyerek maddi temelini gösteren mesajlar içermektedir. Kullandığım dil, duygulara hitap eden ajitatif değil, akla ve mantığa dayanır; saplantılardan kurtulmayı ve sorgulama yöntemini önerir. Söz konusu yazı dizisi dahil tüm yazılı açıklamalarımda, dinsel değil, insansal sosyal yaşamla doğrudan ilişkili hümanist değerlerle donanımlı Alevi Kültürü, bu ülkede baskın inanç İslami figür ve söylemlerle İslami zemine çekilerek, devletin Aleviliği dinleştirme politikasını teşhir etmekte. Baskıcı yöntemlerle dayatılan İslam’a karşı, Alevi toplumunun kendi kadim öz değerlerine sahip çıkmasına çalıştım, çalışıyorum, çalışacağım.

Kulaktan dolma biat kültürünün etkisinde kalmış ve orada kalmak için direnen, Aleviliğin İKRAR (sorgulayıcı) kültürünü yadsıyan, kendisini Alevi zanneden sefillerin hakaret dolu eleştirileri umurumda değil. Alevilik, baskın kültür İslami zeminde tartışıldığı sürece Aleviliğin İslam la zorlama dışında hiçbir ilgisi ve ilişkisi olmadığını her zaman yazacağım ve haykıracağım; bu duruş, tavır ve söylemlerim başta İslam olmak üzere hiç kimseye hakaret olarak algılanmamasını özellikle belirtmek isterim. Alevi ana-babadan doğmuş bir birey olarak neye, niçin nasıl inanacağımı sorgulamak, araştırmalarımdan edindiğim bilgi ve kanaatimi açıklamak, herkesin olduğu kadar benim de hakkımdır. Araştırma faaliyetimde amacım, yoğun emekle edindiğim bilgiyi toplumla paylaşmaktır.

Bilgi paylaşıldığı ve toplumsallaştığı oranda değerlidir.

Herkese Saygı ve sevgiler. Bekir Özgür. 21 Ekim