KERBELA’NIN ANADOLU ALEVİLİĞİYLE İLGİSİ YOKTUR (3)
Tarihin hangi evresinde gerçekleşmiş olursa olsun, toplumların belleğinde yer tutmuş ve özellikle de Kerbela gibi anılması gelenek haline gelmiş olayların gerçek nedenini anlayabilmek için, söz konusu dönemin siyasal çatışmalara sebep olan iktisadi yapısını, maddi temellerini doğru anlamak ve kavramak gerekir. Altını kalınca çizerek vurgulamak isterim ki, maddi-iktisadi temeli gösterilmeden ileri sürülen her tez veya görüş sadece masaldır. Zira siyasi düşünce ve kararları belirleyen iktisadi yapıdır; siyasetin tek işlevi, hükmettiği kurumlarla iktisadi yapıyı yönetmektir.
Kerbela olayını sağlam maddi temele oturtabilmek için Arap toplumunun İslam öncesi kabileler arası çıkar çatışmasından başlamak olaya bilimsel bir yaklaşım olacaktır. Arap yarımadasında İslam öncesi hükümran din Sabilik idi ve günümüzde ki Kâbe bu inancın da kutsal tapınağı ve parasal getirisi yüksek bir mabetti. Parasal getirisi iştah kabartan bu mabet, Mekke civarında güçlü Emevi ve Haşimi kabileleri arasında sürekli itilaf konusu olduğundan bazen çatışmaya sebep olur, bazen de anlaşma yöntemiyle gelire dönüşümlü sahip olunurdu. Bazen de çocuk yaşta kızları dedesi yaşında sapıklarla evlendirilir, Kabe gelirleri akrabalık bağı içinde pay edilirdi.
Haşimoğullarından Muhammet’in başkanlığında Medine de kurulan İslam devleti, askersel güce bağlı cihat yöntemi ve talan yoluyla güçlendi; Kabe’yi İslam mabedi ilan etti, denetimi altına alarak gelirlerine de el koydu. Bu dönemden sonra Mekke çevresinde güçlü Ümeyyeoğulları ile Haşimoğulları arasında gizli süren çıkar çatışması, Muhammet’in ölümüyle açığa çıktı, Ebu Bekir’in halife olmasıyla İslam devletinin iktidar gücüne, cihat ve talan yoluyla elde edilen ganimetlere ve Kabe gelirlerine Ümeyyeoğulları hakim oldu. Muhammet’in iki kızının Osman la, Ali’nin kızı Ümmügülsüm’ün Ömer’le, Ömer’in kızı Hafsa, Ebu Bekir’in kızı Ayşe ve Muaviye’nin bacısı Seleme’nin Muhammet’le olan evlilikleri iktidar nimetlerinden ortak yararlanma, siyasette söz ve güç sahibi olma hesabıyla yapılmış evliliklerdir. Ebu Bekir’in ölümünden sonra Ömer’in, devamında Osman’ın halifeliği, Şam valisi Muaviye’nin Osman’ın ölümünden sonra Ali’nin halifeliğini tanımayıp Ona savaş açması, hile yoluyla halife olan Maviye’nin yine hileyle Ali’yi ve oğlu Hasan’ı öldürtmesi, Yezit’le Hüseyin’in Kerbela olayı, bu iki Arap kabilesi arsında İslam öncesinden beri var olan çıkar çatışmasının siyasi sonucudur.. Kerbela olayının günümüze uzanan efsaneleşmiş yankılarının gerçekliği, kesin belgesi olmayan salt söylenceden ibaret ve gerçekliği tartışılır bir konudur.
NOT: Ayşe Hür’ün 02/11/2014 de Radikal Gazetesinde yayınlanan araştırmasından alıntı. Yazının başında “İslam kaynaklarına göre” dediğimi farketmişsinizdir. Burası önemli çünkü bu olayın gerçekten yaşanıp yaşanmadığı, yaşandıysa hangi tarihte yaşandığı konusunda bilim adamlarını ihtiyatlı olmaya iten nedenler var. Bir kere Kerbela Olayı’nı nedense olayın olduğu yıllarda kaleme alan olmamış. Ne Arap, ne Bizans, ne İran, ne Süryani kaynaklarında Kerbela olayı yok günü gününe…
Bu konudaki hikayeleri ilk kez birleştiren Ebu Mihnef (ö. 774) olmuş ama yazarın Maktel El Hüseyin adlı eseri günümüze ulaşmamış. Kitabı, Mihnaf’ın öğrencilerinden Ebu Hişam El Kalbi’nin atıflarından öğreniyoruz. Bir de eserin 9. ve 10 yüzyıllarda yapılmış kopyalarından dörtü Gotha, Berlin, Leiden ve St. Petersburg’ta bulunuyormuş. Ancak ilginç biçimde, Belezhuri (ö.893) ve Tabari (ö. 923) gibi önemli kaynaklar, Kerbela Olayı’nı anlatırken, Maktel El Hüseyin’den (kopyalarından) alıntı yapıyorlar ama yazarının adını anmıyorlar. İbn Adî’e (ö.974) göre Ebû Mihnef aşırı bir Şiî olup, rivayetleri, hiçbir senede dayanmaz. Zehebî (ö. 1348) kendisinden ‘Râfizî’ (dinsiz) diye söz eder ve eserlerine değer vermez. Sonuç olarak bugün Kerbela Olayı hakkındaki bilgilerimiz işte bu tartışmalı Mihnef’in yazdığı iddia edilen eserin kopyasının kopyasından öğrenilmiş. Mihnef’e dayanmayan Şii kaynakları var ama bu kaynakların da güvenilirliği ayrı bir soru işareti.
Yazı dizisi devem
edecek Bekir Özgür 15/10/2015
İlk yorum yapan olun