HALİL İBRAHİM BEREKETİ
Ne güzel bir hikâye, paylaşım ve kardeşlik üzerine derin bir anlam barındırıyor. Halil İbrahim Bereketi, sevgi, fedakârlık ve paylaşmanın gücünü simgeler. Bu hikâye, yaşamın sadece kendi ihtiyaçlarımızı düşünerek değil, başkalarını da gözeterek anlam kazandığını anlatır.
Alevi öğretisi açısından da bu hikâye anlamlıdır, çünkü yolun temel değerleri arasında paylaşım, rızalık ve adalet vardır. Bu hikâyedeki kardeşler, birbirlerinin ihtiyaçlarını düşünerek rızalık temelinde hareket etmiş, böylece birlikte bolluk ve berekete ulaşmışlardır. Alevilikte “kendi payını, başkasının hakkından üstün görme” anlayışı yoktur, tam aksine insan olmanın gereği olarak paylaşım ve dayanışma esas alınır.
Halil ve İbrahim’in hikâyesi, sadece aile içindeki dayanışmayı değil, toplumun her kesiminde bu bakış açısının ne denli bereketli sonuçlar doğurabileceğini anlatır. Bu hikâye bize, paylaşmanın yalnızca maddi değil, manevi bir zenginlik getirdiğini hatırlatıyor.
Özetle ; Hikaye Odur ya
Vaktiyle birbirini çok seven iki kardeş varmış. Büyüğü Halil. Küçüğü ise İbrahim… Halil, evli çocuklu. ibrahim ise bekârmış…
Ortak bir tarlaları varmış iki kardeşin… Ne mahsul çıkarsa, iki pay ederlermiş. Bununla geçinip giderlermiş… Bir yıl, yine harman yapmışlar buğdayı. ikiye ayırmışlar. İş kalmış taşımaya.
Halil, bir teklif yapmış : İbrahim kardeşim; Ben gidip çuvalları getireyim. Sen buğdayı bekle. Peki, abi demiş İbrahim…
Ve Halil gitmiş çuval getirmeye… . O gidince, düşünmüş İbrahim:
Abim evli, çocuklu. Daha çok buğday lazım onun evine
Böyle demiş ve kendi payından bir miktar atmış onunkine…
Az sonra Halil çıkagelmiş. Haydi İbrahim. demiş, önce sen doldur da taşı ambara. Peki abi. İbrahim, kendi yığınından bir çuval doldurup düşer yola. O gidince, Halil düşünür bu defa: Der ki:
Çok şükür, ben evliyim, kurulu bir düzenim de var.
Ama kardeşim bekâr. O daha çalışıp, para biriktirecek. Ev kurup evlenecek. Böyle düşünerek, kendi payından atar onunkine birkaç kürek. Velhasıl, biri gittiğinde, öbürü, kendi payından atar onunkine.
Bu, böyle sürüp gider. Ama birbirlerinden habersizdirler.
Nihayet akşam olur. Karanlık basar. Görürler ki, bitmiyor buğdaylar.
Hatta azalmıyor bile. Hakk Xizir bu hali çok beğenir. Buğdaylarına bir bereket verir, bir bereket verir ki… Günlerce taşır iki kardeş, bitiremezler. Şaşarlar bu işe… Aksine çoğalır buğdayları. Dolar taşar ambarları. Bugün “Bereket” denilince, bu kardeşler akla gelir.
Bu bereketin adı: Halil İbrahim bereketidir
Evinizden Halil İbrahim Bereketi eksik olmasın canlar.
Mehmet Yapıcı ( Devrimi )