Hakikatçi Alevi Yol Önderi Hacı Bektaş Veli’nin Derin Eğitici Sözleri (Mehmet Yapıcı ( Devrimi )

Hakikatçi Alevi Yol Önderi Hacı Bektaş Veli’nin Derin Eğitici Sözleri (Mehmet Yapıcı ( Devrimi )

Geniş bir bakış açısıyla yorumlayalım:

Kusur bulmak için bakma birine,
Bulmak için bakarsan bulursun,
Kusuru örtmeyi marifet edin,
İşte o zaman kusursuz olursun…

“Kusur Bulmak İçin Bakma Birine” – Hacı Bektaş Veli’nin Öğretisi
Hacı Bektaş Veli’nin bu sözleri, Alevilik öğretisinde “eline, diline, beline sahip ol” ilkesinin bir yansımasıdır ve insanın manevi olgunluğa ulaşma yolundaki temel erdemlerinden biridir. Bu deyiş, yalnızca bireysel ahlakı değil, toplumsal rızalık anlayışını da derin bir biçimde ifade eder.

Deyişin Yorumu:

“Kusur bulmak için bakma birine”:
Bu satır, başkalarının hatalarına odaklanmanın kişiyi yanlış bir ruh haline sürükleyeceğini anlatır. Başkalarının eksikliklerini görmek yerine, kendi hatalarımızı fark ederek öz eleştiri yapmak Hakikatçi Alevilikte önemlidir. Kusur arayan göz, iyiliği görmez hale gelir. Hacı Bektaş Veli, bu anlayışla bizi kendimizle yüzleşmeye davet eder.

“Bulmak için bakarsan bulursun”:

İnsan zihni, aradığı şeye göre şekillenir. Hataları görmeye şartlanmış biri, en saf davranışlarda bile bir eksiklik bulabilir. Bu, insanın kendisini körleştirmesine neden olur. Oysa, insana sevgi nazarıyla bakmak, hem gönül kapısını hem de toplumsal barışı açar.

“Kusuru örtmeyi marifet edin”:

Burada “kusur örtmek”, başkalarının hatalarına hoşgörü ile yaklaşmak anlamındadır. Ancak bu örtme, yanlışları görmezden gelme değil, empati ve anlayışla yaklaşarak insanları kırmaktan kaçınmak anlamına gelir. Hakikatçi Alevilikte marifet kapısına ulaşan kişi, ötekileştirmez, bağışlamayı ve yol gösterici olmayı bilir.

“İşte o zaman kusursuz olursun”:

Başkalarını yargılamayan, insanları oldukları gibi kabul eden kişi, hakikate yaklaşır. Kusursuzluk, başkalarının hatalarını değil, kendi doğruluğunu olgunlaştırmakla mümkündür. Bu erdem, insanın kalbini sevgiyle, bilgiyle ve rızalıkla donatır.

Alevilikte Sevgi ve Rızalık Üzerine:

Hacı Bektaş Veli’nin bu sözü, bireyin kusur bulmaktan uzaklaşıp, gönülleri birleştirme erdemini kazandığında toplumsal dayanışmayı ve barışı nasıl büyütebileceğini anlatır. Rıza Şehri anlayışında herkes birbirinin aynasıdır; bir kişiyi yargılamak, aslında kendi yargısızlığını zedelemek anlamına gelir.

Pir Sultan Abdal der ki:
“Gel dost olalım, işler kolay olsun,
Sevgisiz gönüller harap ve viran.”

Bu dizeler de, sevgiyi, hoşgörüyü ve dostluğu temel alan bir yaşam biçiminin gerekliliğini anlatır. İnsan, birbirinin kusurlarını örtmeyi ve birbirini yükseltmeyi bilir hale geldiğinde, sınıfsız ve özgür bir toplumun temelini atar.

Hakikatçi Alevilik Perspektifiyle Değerlendirme:

Hakikatçi Alevilik, kusursuzluk arayışını, insanın “kendini bilme” yolunda ilerlemesi olarak görür. Birey, başkalarının değil, kendi nefsinin kusurlarını fark edip yoluna ışık tutmalıdır. Bu felsefe, bireysel sorumluluğu temel alır ve doğayla, insanla ve evrenle uyumlu bir varoluşu destekler.

Hacı Bektaş Veli’nin bu öğüdü, insanlık onurunu koruyan, sevgi ve hakikatle bezenmiş bir yaşam anlayışını ifade eder:

Sevgiyle bak ki hakikati gör.
Kusur ört ki, gönül aydınlansın.
Rızalık göster ki, barış hüküm sürsün.

Hakikatçi Alevilik olarak, bu öğreti, sadece kişisel ahlakı değil, kolektif bir yaşam idealini de ifade etmektedir. “Cana can katmak” ve “Cana can olmak” felsefesiyle yol yürüyenler, hakikat ışığını birbirine yansıtarak dünyayı daha iyi bir yer haline getirme sorumluluğuna sahiptir.

Hikmet arar isen Özüne bir bak,
Arapta, Acemde, Rumda arama.
Hakikât Nurunun aslı hakikât,
Aynada yansıyan Nurda arama

“Hikmet Arar İsen Özüne Bir Bak” – Hakikatçi Alevilik Öğretisi Üzerine Yorumu

Bu dizeler, Hakikatçi Alevilik yolunda insanın kendini bilme, özünü tanıma ve hakikati dışarıda değil, kendi varlığında bulma felsefesinin derin bir ifadesidir. Alevilik öğretisinde hikmet (bilgelik), “kendini bilmek” ile başlar ve evrenin sırlarının insanın içinde yansıdığı düşünülür.

Dizelerin Yorumu:

“Hikmet arar isen özüne bir bak”
Hakikati ve bilgeliği bulmak isteyen insan, önce kendine bakmalıdır. Çünkü evrenin tüm sırrı insanın özünde gizlidir. Alevilik öğretisinde insan, bir “hakikat aynası”dır. Dış dünyada mucizeler ve sırlar aramak yerine, insan kendi benliğinde ve özünde barış ve bilgelik aramalıdır.

Yunus Emre’nin şu sözü bu anlayışı pekiştirir:
“İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir.
Sen kendini bilmezsen, bu nice okumaktır?”

Bu, dışsal bilgiden ziyade insanın içsel yolculuğuna yaptığı vurgudur. Öz bilincine ermek, en büyük hikmettir.

“Arapta, Acemde, Rumda arama”

Bilgelik ve hakikat, ırka, dine, dile veya coğrafyaya bağlı değildir. Bilgelik, bir yere ait değil, evrenseldir. Alevi felsefesine göre, hakikati bulmak için kutsal mekânlarda, belirli kavimlerde ya da dışsal törenlerde aramak yanılgıdır. Her bir birey, evrenin bir özü ve yansımasıdır. Bu yüzden bilgeliğin merkezi insanın kendisidir.

Bu dize, aynı zamanda “ötekileştirmeme” öğretisine vurgu yapar. İnsanları diline, kökenine, dinine göre ayırmak hakikat yolunda büyük bir yanılgıdır. Hakikatçi Alevilikte, tüm insanlar eşit ve birdir.

“Hakikât Nurunun aslı hakikât”

Hakikatin kaynağı, somut bir nesne ya da harici bir öğreti değil, bizzat hakikatin kendisidir. Hakikat, evrendeki düzen, doğadaki uyum ve insanın vicdanında yankılanan sevgiyle açığa çıkar. Alevilikte “nur” (ışık), bilgiyi ve aydınlanmayı simgeler. Ancak bu aydınlanmayı mistik bir ışık ya da mucize olarak değil, içsel bir hakikat yolculuğu olarak anlamak gerekir.

“Aynada yansıyan nurda arama”

Alevi öğretisinde ayna, insanın kendisini görme ve anlama metaforudur. İnsan aynada bir yansıma görür, ama yansıma hakikatin kendisi değildir. Asıl olan yansıma değil, onun kaynağıdır. Bu nedenle dışarıda, mecazi yansımaların peşine düşmek yerine, aynadaki surete değil, suretin taşıdığı hakikate yönelmek önemlidir.

Hakikatçi Alevilik Perspektifi:

Bu deyiş, insanın özüne dönmesi gerektiğini, hikmet ve hakikatin kaynağının dış dünyada değil, insanın varoluşunda saklı olduğunu anlatır. Hakikatçi Alevilik’te insan, Hakk’ın sureti olarak kabul edilir. Evrendeki varlıkların tümü, “var olandan var olmuş”tur. Bu anlayış, yaratılış fikrini reddederek evrenin ve insanın sonsuz bir döngüde birbiriyle bağlantılı olduğunu savunur.

Pir Hacı Bektaş Veli şöyle der:
“Ara yere bakma, yerde gökte Hak’sın sen,
Kendini bilmeyen, Hakikat ne bilsin.”

Bu sözler, hakikati insanın kendi varlığında bulması gerektiğinin bir başka derin ifadesidir.

Sonuç:

“Hikmet arar isen özüne bir bak” sözü, insanın öz bilincine ulaşarak bilgeliğe erişebileceğini, dışsal simgeler ve sembollerden medet ummanın ise yanıltıcı olabileceğini anlatır. Hakikatçi Alevilik anlayışında sevgi, bilgi ve paylaşım yoluyla insanın içindeki “Hakk nurunu” açığa çıkarması esastır. Bu dizeler, insanın dışarıda değil, içsel yolculuğunda “hakikati” bulabileceğinin evrensel bir çağrısıdır.

AŞK İLE GERCEGİN DEMİNE
Mehmet Yapıcı ( Devrimi )