DEVRİMCİ ALEVİLERİN MİSYONU (Davut Kurun)
Yoldaşlar Canlar.. Bölgemiz, din, irk ve kimlik savaşı içindedir. Yüzyıl önce siyasi haritası çizilen bölgemizde sınırları yeniden belirlenir ve herkes kendi kimlikleri için yaşam alanı açma kavgasındadır. Bu savaş sadece gerici güçler arasındaki savaş değil, devrimci demokrat güçlerin başını çektiği halk cephesi ile girici güçler arasındaki savaştır. Türkiye, gerek geçmişte Kemalist, gerekse günümüzde siyasi İslam’ın hâkim olduğu dönemde, bölgede gerici cephenin başını çekmiştir. Bugünde siyasi İslami terör örgütlerinin arkasında, suni siyasal İslami devletler, Türkiye, katar, Kuveyt, Suudi Arabistan, siyasi Şii İslam’ın arkasında İran ve ittifakçı gerici konsorsiyumu vardır. Bu siyasi terörist saldırılarına, Kürt, Türk, Arap, Fars, Ermeni Süryani gibi etnik kimlikleri, Şii, Sünni, Alevi, Ezdi, Kakai, Şebek, Ehlihak, Yahudi, Hıristiyan gibi din ve inanç kimliğine sahip halk kitleleri hedef olmaktadır. Bunlara karşı halkların savunma güçleri Kürdistan merkez olmak üzere, giderek gelişmekte güçlenmektedir.
Değerli canlar, Ortadoğu’daki bu gerici siyasal statükokoyu mümkün değildir. Nasıl ki, Hristiyanlık, doğuşundan bin beş yüz yıl sonra, kendi içinde din savaşlarını 30 yıl sürdürdükten sonra, aklın yani bilimin yolunda birleşip, reform ve renönsan hareketini başlattılarsa, İslam da doğuşundan 1500 yıl sonra aynı şekilde din, mezhep savaşlarına giriştiler. Bugün yapılan bu vahşetin sonunda mutlaka, devrimci ve demokrasi güçleri, zafer kazanacaktır. Yani, akil inanca, bilim dine, şuur şuuraltına, sağduyu kin ve öfkeye galip gelecektir. Aklın, bilimin yolu tektir, birleştir, din ve inanç yolu bin bir çeşittir, ayrıştırır. Bu nedenle aklı bilimi temel alan bir duruşun sahibi olmalıyız. Bu misyonu üstlenebilecek kesimler, ancak bilim ve aklın yolunu arayan alevi felsefesini temel alan kesimlerdi. Tarihimiz bunun örnekleri ile doludur. Gerek Selçukiler, Osmanlı, gerekse TC döneminde bunun örneklerini belgelerini verebiliriz. Avrupa’da ki Rönesans hareketinin temelinde, Yunan felsefesi, yunan filozofları da Mezopotamya kültüründen beslenerek, bugünkü çağdaş değerlere kapı araladılar. Alevi bilgeleri ve felsefecileri, bugün ihtiyaç duyduğumuz değerleri dile getirmişlerdir, bize akıl ve bilim yolunu göstermişlerdir.
Yoldaşlar. Türkiye ırkçı ve dinci gerici güçleri nasıl ki bölgemize yön vermeye çalışıyorlarsa, Alevi kitleleri de bölgemize yön vermek için devrim ve demokrasi cephesine içinde önemli misyonu üstlenmeli, hatta ideolojik ve siyasi önderlik rollerini üstlenmelidir. Tarihte oynadığı birleştirici yönlendirici rollerini bugünde üstlenmelidirler.
Davut Kurun / 14.9.2014
İlk yorum yapan olun