ALEVİLİKTE, BİLİNCE ÇIKARILMASI GEREKEN ÖNEMLİ
KONULARDAN BİRİ, DEDELİK, SİSTEMİDİR.
Anadolu Alevilerini, yobaz İslam’ın içinde eritip yönetmek için, Osmanlı hükümdarı birçok oyun, senaryo ve tuzak hazırladı. Para ile satın aldığı bir avuç Alevi yol erkânını Alevilere karşı çok güzel kullandı. Dedelik kurumun Alevilik içinde yaygınlaşması, tarihi 300 yılı geçmiyor. Yüz yıllarca Alevi halkı dede soylu masalı ile uyutuldu, Osmanlı ile işbirliği yapmış olan bir avuç ihanetçi, Alevilerin gözüne bakarak yalan söylediler. Bunların dayandıkları tek belge Osmanlının bir avuç ihanetçi ve işbirlikçiye uydurup verdiği ”SECCERE’DİR” Yüz yıllarca Aleviler, içinde dolaşıp ben resul evladıyım, Peygamber soyundan geldim, Ali soyundan geldim, bilmem Musa Kazım soyundan geldim, İmam Cafer soyundan geldim, Hâce Bektaş soyundan geldim demeleriydi. Yanınızdan, ben soylum diyen dede oldu mu kolundan tuttuğunuz gibi bir hastaneye götürün GEN testi yaptırın, bir saat içinde onun hangi soya ırka ait olduğu çıkacaktır. Ve bu kişi bir daha ne kendisini, nede Alevi toplumunu kandıracaktır.
Bugün Aleviliğin yozlaşmasından etken nedenlerden biri Dede kurumudur, Dedelik kurumu bilimsel Aleviliğin gelişmesi önündeki en büyük engellerden biridir. Zaten babadan oğula geçen gerici Osmanlı geleneği bu kurumdan kendini göstermiştir. Alevi tarihine bakın, hiç bir Dervişin, Pir’in oğlu babadan mesleği alarak devam ettirmemiştir. Çünkü bir Pir, onlarca yıl eğitimden sonra, pratikte gösterdiği başarı ile bu yola hizmet etmiştir. Pir deyimi günümüz dili ile anlatırsak profesördür, yıllarca aldığı eğitimle oraya gelmiştir.
O ölürse onun cahil oğlunun onun namı ve hizmetini kullanması zaten doğaya haykırıdır. Alevilik gibi aydın bir yolun onu kabul etmesi mümkün değildir ve öyle bir rastlantı tarihte yoktur.
Dede kurumu, 1600 yıllarından daha sonraları Aleviliğe girmiştir. 1500 yıllarından Osmanlı hükümdarlığın Alevi dergâhını ele geçirmesinden sonra, Balım sultan ile başlayan, Aleviliği İslam içine çekme planı, Osmanlı denetim ve kontrolünden yapılmıştır.
Ondan sonra Sulucakarahöyük alevi dergâhına atılan postnişinler, Alevilerin isteği ve seçimi sonucu değil Osmanlının plan ve projeleri çerçevesinden atanmışlardır. Şimdi size Osmanlı tarafından alevi dergâhlarının nasıl asimile merkezi olarak kullanıldığını belgelerle sunacağım, Alevilik dergâhlarından postnişinlik yapan
zat, bir imamın oğludur. Sünni İslam ideolojiyi dergâhlardan hâkim kılmak için uğraşmaktadır. Cilt: 28; sayfa: 440
[MEHMED ALİ HİLMİ DEDEBABA – Abdullah Uçman] yazılı kitap MEHMED ALİ HİLMİ DEDEBABA (1842-1907) Son dönem Bektaşî şairlerinden. İstanbul’da Sultanahmet yakınlarında Güngörmez mahallesinde doğdu. Aynı mahallenin imamı olan Nuri Efendi ile Emine Bacı’nın oğludur. İlk eğitimini aile çevresinden aldı, daha sonra annesi ve babası gibi o da Aşçı Ali Baba’nın rehberliğinde Merdivenköy Şahkulu Sultan Dergâhı postnişini Hacı Hasan Baba’ya intisap ederek henüz on dört yaşında iken Bektaşiliğe girdi (1856). 1858’de Hasan Baba’nın, ardından onun yerine geçen Hacı Ali Baba’nın vefatı üzerine 1863 yılında Şahkulu Sultan Dergâhı postnişinliğine getirildi. Aynı yıl Hacı Bektâş-ı Velî Dergâhına giderek postnişin Hacı Türâbî Ali Dedebaba’nın rehberliğiyle ikrar alıp Bektaşî geleneği üzere mücerred oldu. İstanbul’daki irşad vazifesini yürütürken 1869’da tekrar Hacı Bektâş-ı Velî Dergâhına gitti, bu defa Türbedar Mehmed Yesârî Baba’nın rehberliğinde Selânikli Hacı Hasan Dedebaba’dan hilâfet aldı. Tarikat hayatındaki bu gelişmeleri kendisi bir manzumesinde, “Hamdülillâh devrim itmâm eyleyip devrâneden / Pîrim ihsân etti doğdum Hilmi dört kez anadan” beytiyle dile getirmişti. Dede kurumu Osmanlı ile işbirliği yapmış olan bazı alevi yol erkânından oluşmaktadır. Osmanlı kendi Alevi’sini yaratmak için, şimdi, İzzettin Doğan şahsından görülen işbirlikçiliği kabul eden bir avuç işbirlikçi, kendi değer ve halkına ihanet ederek, Osmanlıda maaş almıştır.
Osmanlı bir kısım kişiye sahte soy şecereleri uydurup vermiştir.
İşbirliği yapan Alevi yol erkânından sapmış kişileri vergilerden düşürerek, bunlardan vergi almayı kaldırmıştır. Davaları özel görülmüştür ve ayrıcalık tanınmıştır. Bu dedelerin yapacağı Aleviliği İslam’a bağlamaktır. Osmanlıdan aldıkları talimatları halk içinde uygulamaya başlamışlardır. Alevilikteki Ali Muhammed Allah üçlemesi, 1500 yıllarından sonra Aleviliğe şırınga edilmiştir ondan önce bu isimleri Alevilikte bulmak mümkün değildir. Hiç bir belge ve kanıt yoktur. Babadan oğula geçen dedelik zihniyeti yine o dönemlerde başlamıştır. Asimilenin devamı için, babadan oğula geçen dedelik, zorunlu olarak devam etmiştir günümüze kadar.
Enel Hak
İlk yorum yapan olun