DAB’a YÖNELİK BAZI ELEŞTİRİLERE CEVABEN..
İçindekiler
DEVRİMCİ ALEVİLER BİRLİĞİ ‘DAB’; Sivas katliamından sonra örgütlenmeye başlayan, 22 yıllık Avrupa-Türkiye Alevi hareketi içinden gelen, yüzlerce eleştiri ve öneriyi dikkate alana, 40 canın kaleme alıp, imzaya acıttığı, 15.2.2014’te kamuoyuna yayınlanan; ‘’İnsani Kamil Olma Yoluna, Alevi Kamuoyuna’’ başlıklı bir ÇAĞRI ile başladı.
DAB çağrısının ÖZETİ:
- Alevilik İslam ve diğer semavi dinlerin dışında, kendine özgün doğal bir inanç öğretisidir.
- Alevilik tüm halk, milletlere aynı nazarla bakar, milliyetçi ırkçı Kemalist vs. değildir.
- Alevilik sosyal paylaşımcı eşitlikçi emekten yana ‘’sosyalist’’ haksızlığa karşı direnişçi devrimcidir..
- Alevilikte özde var olan, kadın erkek eşitliği, somutta %50 eşitlik her alanda hayata geçirilmelidir.
- Varlık felsefesine dayalı olan Aleviliğin doğacı çevreci oluşu esas alınıp, bilime eğitime ağırlık verilmelidir.
- Yoğun asimilasyondan dolayı, Alevi yol erkânında ÖZE DÖNÜŞ ve köklü reformlar ‘devrim’ zorunludur.
- Alevilerin 15 hak ve talebi ve esmeden ezilmeden insanca mutlu yaşayabileceğimiz bir düzen için diğer demokratik muhalefet güçleri ile ittifak birlikte mücadele gereklidir.
DAB adıyla yayınlanan bu çağrının; bu ilke ve önerilerin Alevi toplumu ve kurumları içerisinde tartışılıp, Alevi yol erkânında belirleyici bir yer edinmesi, dışında başka bir amacı yoktu.
Maalesef ileri gelen Alevi kurum yöneticileri, Alevilikte ezber bozan bu çağrıyı dikkate alıp, kurumlar içinde tartışıp, geliştirip, gerekeni yapmak yerine, işin değil, kişinin peşine düştüler, çağrıyı yayınlayan, kişileri, bölücülük, teröristlik vs. ile suçlayıp, Alevi kurumlarından atma, Aleviliğin özü niteliğindeki bu görüşleri, yok sayma yolunu seçtiler. DAB çağrısını yayınlayan canlar, gelen öneri ve eleştirileri değerlendirdi. Yoğun asimilasyondan dolayı bu görüş ve önerilerin somut bilgi, belge ile altının doldurulup, Alevi toplumuna anlatılması, toplumca benimsenmesi için uzun bir süre tartışılmasına ihtiyacı olduğu görüp kabullendi. Bu 7 ilkeyi Alevi toplumuna anlatmak, bunun Alevi yol erkân, toplum ve kurumlarında belirleyici yer edinmesini, Alevilikte öze dönüşü sağlamasına katkı sunmak amacıyla 24.05.2015 tarihinde DAB resmi bir dernek olarak kuruldu.
Yaklaşık 2 yıllık süre içinde, DAB’ın bu 7 ilkesi ve faaliyetleri, DAB içinde dışında tartışıldı, ayrılanlar, kalanlar, yeni katılanlar, yerli yersiz eleştirenler oldu, olacaktır ve olmalıdır da. Alevilik sorgu görgü yoludur, sorgulayarak doğruları birlikte bulacağız. Kişi ve kurumları değil yanlış ZİHNİYETİ eleştireceğiz. DAB olarak somut eleştirilere sonuna kadar açığız. DAB 12.10.2016 tarihli genel kurulunda durum değerlendirmesi yaptı ve bu 7 ilke doğrultusunda ödün vermeden faaliyetlerini geliştirip sürdürme kararı aldı.
DAB’ın ortaya koyduğu düşünceler yıllardır Alevi kurumları içinde dile getirilen, fakat üşüte toprak atılıp batırılan, halen batırılmak istenen düşüncelerdir.
DAB çağrısına imza atanlardan biri olarak, bu 2 yıllık süreçte ve son günlerde DAB’a gelen bazı soru ve eştirişlere, şahsım adına burada kısaca cevap vereyim.
Baştan şunu belirteyim, DAB ilkeleri doğrultusunda reform edilmiş bir Alevilik ve bu doğrultuda bilinçlenmiş, birlemiş bir Alevi toplumu, başta kendisi, Türkiye, Ortadoğu ve tüm dünya halkları için en iyi hizmeti, en büyük devrimi yapmış olacaktır.
NEDEN DAB ‘’DEVRİMCİ’’ ADI, DİĞER ALEVİ KURUMLARI DEVRİMCİ DEĞİL Mİ?:
Diğer Aleviler (kurumları) devrimci değil mi? Devrimciler din ve milliyet olarak ayrılmaz.? Kendinize başka bir isim bulun vs. yönünde eleştiriler geldi. DAB adı, çağrı yayınlamadan önce, everildi, çevrildi aylarca tartışıldı. Devrim kelimesini ÖCÜ gösteren ve görenlerde dikkate alındı, sonuçta öze dönüş ve çağdaş Aleviliğe ‘’DAB’’ adı uygun görüldü.
DAB adını seçmemizin Alevi’ce 3 temel nedeni vardır.
- Pir sözüdür: ‘’Bozuk düzeninde sağlam çark olmaz, bu düzen kökten değişmelidir.’’ Türkiye’de Ortadoğu’da Dünyada bu düzen çok iyidir hiç değişmeden, devam etmelidir diyen 1 tek ALEV-İ varsa, biz hemen adımızı değiştirelim.
- Aleviliğin sosyal paylaşımcı eşitlikçi emekten yana ‘’sosyalist’’ ve her türlü haksızlığa karşı, mazlumdan ezilenden yana, sınıfsal alamda değişimci direnişçi devrimci bir geleneği olmasıdır. Buna; Alevilikte bir üzüm tanesini 40 kişi paylaşılması, daha düne kadar Alevi köylerin imc üslü üretilip paylaşılması, daha Marx, Lenin, Mao doğmadan, Börüklüce Mustafa vs. tüm ulularımız “Yarın yanağından garı her şey ortak” dediğimiz, RIZALIK toplumu kurmak için DAR ağacına gitmiş olmasıdır.
- Ve Yoğun İslami, milliyetçi cinsiyetçi, kapitalist vs. asimilasyondan dolayı, Alevi yol erkânında çağdaş köklü reformlar değişiklikler ‘devrim’ gerektiğini ihtiyacı bizim DAB adında karar kılmamıza neden oldu.
Devrimcilerin dini milliyeti olmaz bir anlamda doğru. Alevilik semavi dinler gibi, vahi ilahiye dayalı, peygamberli, kitaplı, huri cennetli, cehennemlik bir “DİN” değildir. Alevilik varlık felsefesine dayalı bilimi, doğayı insanı kutsayan doğal bir inanç öğretesidir. Ve Alevilik tüm canlıya, tüm haklara ayrı nazarla bakar, ayırmaz bu nedenle çelişki görmüyoruz. Alevilikte özü sözü bir olmak önemlidir, bu nedenle biz DAB olarak Devrimci düşünceleri ve kimliğimizi saklamak için bir neden görmüyoruz. Hıristiyan Demokrat, Antikapitalist Müslüman, Sosyalist Nusayri, Devrimci İşçi Sendikası, Devrimci Parti olabiliyorsa, “Devrimci Aleviler” adı da bal gibi olur. Diğer Alevi kurumları devrimci olup olmadıklarına kendileri sorgulayıp karar versinler.
DAB ALEVİ KURUMLARINI BÖLÜYOR, YENİ BİR DİN YARATIYOR ?.
Var olan tüm Alevi kurumlarının hepsi DAB’tan önce kurulmuştur, önceden kaç parça ‘’bölükse’’ halen öyledir. Hiç kimse DAB kurulduğu için bölünüp parçalanan bir Alevi Kurumu gösteremez. Var olan federasyonlardan vs. ayrılıp gelip DAB’a üye olan bir dernekte yoktur. Esas var olan Alevi kurumları Türk, Kürt, Arap, Azeri vs. ayrımı yaparak, örnek: Alevilerin yarısı Kürt kökenli olmasına rağmen Kürt kökenli Alevileri dışlayıp ayrı örgütlenmeye iterek, Alevilerin birliği baştan parçalamıştır. ‘’Yol bir, sürek bin bir’’ deyip Alevilikle ilgisi olmayan, bin bir İslami ve milliyetçi pislik Aleviliğin içine sokuluyor, bunlara göz yumuluyor. Değişik Alevi etnik grupların üst düzeyde YOLDA bile bir arada olmasına izin verilmedi. Faşist Türk-İslam sentezi sistemi, sadece İzzetDincile değil, genel alevi kurumları tarafından üstü örtük bir şekilde halen Alevilere dayatılmaktadır. DAB Alevilerin yaşadığı her yerde küçük komiteler kurarak, DAB ilkelerini Alevi toplumuna anlatmaya ve var olan kurumların bu yönde gelişmesi, değişmesi için çalışacaktır.
DAB yeni bir din mi yaratıyor?. Hayır, DAB olarak, Aleviliğin semavi dinler gibi, bir DİN olmadığını, semavi dinlerden önce var olduğunu ve onların dışında var olan binlerce doğal insani felsefi vs. inançtan biri olduğunu söylüyoruz. Asıl yeni din yaratanlar, ‘’ALEVİLİK İSLAM’ın ÖZÜ’’ diye, Alevileri İslam içinde eritmek isteyenlerdir. Alevilik kendine özgü bir inançtır deyip, ardından Allah Muhammed İmam Ali, Kerbela Ehlibeyt diye, pratikte her gün Alevileri İslam batağı içinde asimle edenlerdir..
DAB, SADECE ALEVİLİĞİN ÖZÜNÜ ANLATMALIDIR, İSLAM’I ELEŞTİRİLMESİ YANLIŞTIR?
Alevilik yukarı Mezopotamya/Anadolu kaynaklı bir inanç. İslam’ın en ılımlı, en laik, en demokratik ülkesi olduğu iddia edilen Türkiye’de;
Alevilik yasal olarak tanınsa, zorunlu diyanet vergisi, zorunlu İslam dersleri olmasa, Maraş Çorum, Sivas’ta vs. Allahu Ekber selleri ile Müslümanlar camiden çıkıp Alevileri yakılmasa. Başka inanç ve hiç inanmayanlara saygı duysalar, El-Kaide El-Nusra IŞİD gibi İslami örgütler, İslam adına kelle kemeye kalktıklarında dünyadaki 1,5 miyar Müslüman ayağa kalkıp bunları durdursa. Müslümanlar İslam dinin siyasi iktidarlarca kullanılmasına karşı çıksalar. Ve İslam’ın hiçbir kuralını uygulamadığı halde, baskı ve asimilasyondan dolayı, Alevilerin büyük bir kısmı kendini İslam/Müslüman görmese, İzzetdin’ciler Aleviliği İslam’ın özü veya 6 mezhebi gibi sunmasa, vs. vs. prensip olarak haklısınız. Sadece Aleviliği özü anlatılmalıdır, İslam’ı eleştirmek yanlış olur. Fakat durumun öyle olmadığı ortada, Aleviliğin ve İslam’ın ne olup olmadığını, Alevilik ve İslam’ı karşılaştırıp eleştirip, aradaki farkı açıkça ortaya koymadan, Alevileri İslami asimilasyondan kurtaramayız.
İslam-ı hiç eleştirmeden, Alevileri İslami asimilasyondan kurtarılabileceğini iddia eden / isteyen canlara, DAB’ta başımızın üstünde yer var. Bu mücadelelerini DAB dışında yürüten ve yürütmek isteyenleri de sonuna kadar destekleriz. DAB ağırlıkla Aleviliğin özünü anlatacaktır, fakat Aleviler İslami asimilasyondan kurtulana kadar DAB Aleviliğin içine sokulan İslam’i öğeleri ve anlayışı eleştirmeye de devam edecektir.
ALLAH, MUHAMMED (12) İMAM ALİ, EHLİBEYT, KURAN, KERBELA, ALEVİLİK İSLAM’IN ÖZÜ, BİZ GERÇEK MÜSLÜMANIZ, İSLAMSIZ ALEVİLİK OLMAZ.?
Kuran ve peygamberine uyan her mümine 72 bakire huri pazarlayan ALLAH. 9 yaşında Ayşe ile evelenen peygamber MUHAMMED. 12 yaşında İslam şeriatı huri cenneti için kelle kesmeye başlayan kasap İMAM ALİ. Ve camiden hiç çıkmamış 12 değil gelmiş geçmiş tüm İMAMLAR. EHLİBEYT; peygamber Muhammedîn yakın akrabaları demek. Muhammedin 21 nikâhlı eşi, sayısız köle kadın sex cariyesi vardı. 4 halife ve evlatları Muhammedin evlatları ile evlendi veya 4 halife evlatlarını Muhammed’e verdi. KURAN da zerre kadar bilim ve sevgi yok, İslam olmayanın kelesini kesin diyor. KERBELA bu şer-i İslam’a kim halife olacak kavgasından başka bir şey değil, İslam’ın Özü bu. Aleviliğin özü bu mu diye sorarlar adama ?.
Hoca Dedeler, cemlerde Resul Peygamber MuhammeDin-i 40’lar cemine alınmadığını anlatıyor. Sonrada çıkıp Evaladı Resulüm diyor, Peygamber Muhammed’e salavat getiriyor. Cemde Pir var İmam hoca camide diyor, ömürleri camide hocalık yapmakla namaz kılmakla geçmiş 12 imamlara aşkı ilan ediyor. Alevilik kadın erkek eşit diyor, ‘’12 imaların’’ içinde niye bir kadın yok çünkü Alevi değiller. Yaşarken başını kıbleye/kabeye dönmemiş Kızılbaşların başını ölünce kabe/kıbleye çevirip Fatiha okuyorlar. Sabahın köründe insanları (bayram namazına) kurban bayramı cemine çağırıyor, cana kıymanın bayramımı olur. Hangi birini anlatalım baştan sona çelişkilerle dolu. Bazı dedeler yöneticiler, bunları görmek istemeye bilir, fakat bu çelişkileri görenler var. Bu çelişkiler Alevi yolunu, kamili insanlığa değil İslam bataklığına götürüyor.. Yok, Allah, Muhammed, İmam Ali, Ehlibeyt, Kuran, Kerbela öyle değildi de, böyle idi, diye kıvırmanın hiç bir âlemi yok. Hepsi cennet hurileri için kelle kesip insan yakmıştır. İslam’ın ÖZÜ başladığı ve geldiği nokta İŞİD’tir. Alevi yol erkânını, Cem evlerini Alevi derneklerini, bu İŞİDçilerin resimleri, isimleri ile süslemenin hiçbir mantıklı yanı yoktur.
Genel olarak toplumda Alevilik, İslam Halifesi hz. İmam Ali’den gelir yönünde YANLIŞ bir algı var. Alevilik hem kelime kökeni, hem anlam bakımından, 4 ana unsurdan (hava ateş su toprak) biri olan, ocak ateşten çıkan ışık ‘ALEV’ den gelir. Alevilerin inanç öğretisi bakımından bir (okula) OCAĞA dâhil olması, ateşi güneşi kutsaması ve cemlerde hakkın varlığına delil ışık ‘nur’ mum çerag delil uyandırması. Vahdeti mevcudu devri daim ettiren ışık enerji kütlesine, güçlü yiğit büyük ışık anlamında Şahı-merdan denmesi.. Ayrıca aydınlanma bilinçlenme anlamında, Bilimden gidilmeyen yolun sonu karanlık diye, Kâmili A’lim insan olma anlamındadır. Alevilik adını bu ışık ALEV’den, aydınlanmadan alır.
Bilimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır. Sor sorgula, ara bul, kendini bil. Tüm canlara, insanlara (72) millete bir nazarla bak. Eline diline beline sahip ol. Kendine reva görmediğini başkasına görme. Alevilik İslam değil, insanlık yoludur. Aleviliğin Özü DAB’ın 7 ilkesi içindedir.
ALEVİLİĞİ KÖKENİ KAYNAKLARI KAVGASI?
Bazı canlar Aleviliğin kökü kaynağı KESİN, Türk, Kürd, Arap, Fars milleti veya inancıdır diyor. Yok, Sümer, Luvi, Lulu, Hitit, Anadolu, Ortaasya, Mezopotamya, Osmanlı, Safevi, vs. tek kaynak, tek dil, tek millet, tek bayrak tek vatan vs. dayatılıyor ve neden ‘’BİZİM’ görüşümüzü savunmuyorsunuz diye DAB’ı eleştiriyorlar..
Hem insan HAK diyeceksin, tüm haklara eşit bakacaksın, bu dünya hepimizin, ezmeden ezilmeden birlikte mutlu yaşayalım diyeceksin, sonrada, Alevilere TEKçi anlayışı dayatacaksın. Olmaz bu bilime, sevgiye, Aleviliğe sığmaz. Her şeyi kesin bildiğini bulduğunu iddia eden yalan söyler. Bu anlayış dinci, gerici bir anlayıştır. Alevilik sorgu görgü yoludur., ‘’ Anan yok baban yok sen benzersin piçe Tanrı’’ der her şeyi sorgular. Alevi araştırmacı yazarları ve kaynaklarını da sorgulayacağız. Alevilik İslam gibi, belirli bir peygamber tarafından, belirli bir tarihte belirli bir bölgede ortaya çıkmadı. Alevilik doğal evrime, toplumsal ve bilimsel, gelişime bağlı bir öğreti, bu nedenle Aleviliği tek bir kaynağa bağlamak mümkün değildir. Aleviliğin ortaya çıktığı bölgede Mezopotamya/Anadolu havzasında yüzlerce halk yaşamıştır. Hepsinde belli oranda Aleviliğin köklerini veya izlerini sürmem mümkündür. Tek millete, tek dine, tek bölgeye bağlamak yanlıştır.
Önce insanız millet köken kavgası yapmanın anlamı yok, aslında hepimiz Afrikalıyız. Dünyada bugün yaşayan 4 ana kan grubu, 4 ana insan DNA’sı var, 4’üde Afrika kökenli. 180 bin yıl önce 1’ci sefer, Afrika’dan NİL nehri boyu kuzeye doğru gidip Akdeniz sahilini takip ederek, Hatay’dan Anadolu’ya gelmişler. Fakat büyük buzul çağına rastladığı için hayatta kalamamışlar nesilleri tükenmiş. 85 bin yıl öce Afrika’dan bu sefer gün-doğuya doğru gidip güney Arabistan’dan, İran oradan Hindistan’a v.s doğuya yol almışlar. Buzların erimesi ile 50 bin yıl önce Hindistan, Iran üzerinden batıya yönelip Mezopotamya ve Anadolu’ya gelmişler. Gezgin toplayıcı, avcı olarak yaşam sürdüren bu insanlar yaklaşık 12 bin yıl önce, 12 burcun 12 ayın 365 günlük takvimin bulunması ile yukarı Mezopotamya’da (Urfa Göbeklitepe) Anadolu’da yerleşik toplumsal yaşama geçip tarım ve hayvancılığa başlamışlar. Alevilikte ki 12 kültünün özü kaynağı, toplumsal üretim tarım ve hayvancılık için yaşamsal önemi olan, bu 12 aylı 365 günlü takvimdir.
DAB KÜRTÇÜ- TÜRKÇÜ İDDİALARI?
Bir grup DAB’ı gizli Türkçülük, Kemalist’lik yapmakla suçlayıp, Kürt halkını ve Kürt özgürlük hareketini yeteri kadar desteklemediğimizi, TC ajanı olduğumuzu vs. iddia ederken. Başka bir grupta, DAB’ı Kürtçülük, HDP, PKK kuyrukçuluğu, İdris’i Bitlislerle, Alevi katileri ile İslam sancağı altında, birlikte olmakla vs. suçluyor. Kimileri de kişisel gerekçelerle DAB karşı, karalama kampanyası yürütüyor. Üçü de yanlış. 72 milleti (tüm halkları eşit görmeyen) anı nazarla bakmayan bizden değildir. DAB olarak İnsanlık Yolunun söylediğinden başka bir şey demedik. Başka bir şey söylememizde aslında gerek yok. Yine de biraz açıklayalım.
Türk Alevi İslamcı tekçi ırkçı katliamcı anlayışı, ‘’Kemalizm Faşizmdir’’ diye, en sert eleştiren ve Atatürk resminin Alevi kurumlarından atılmasını, kurum olarak savunan DAB oldu. Bu yüzden yoldaşlarımız Alevi kurumlarından atıldı, kaç defa sosyal medya sayfalarımız kapatıldı. DAB olarak Irkçı milliyetçi faşist Kemalist zihniyeti Alevilikten ve Alevi kurumlarında temizleyene kadar ısrarla bu mücadelemizi sürdüreceğiz.
DAB, Aleviliğin temel değerlerinden biri olan, ‘’mazlumun yanında olma haksızlığa karşı durma’’ ilkesi ile Kürd ve dünyada ezilen tüm hakların yanında oldu, olacak. DAB olarak hakların (Kürtlerin) kendi kaderini tayin hakkını savunduk. Aynen HDP, Selahattin Demirtaş’ın; cumhurbaşkanlığı ve genel seçimlerde, ‘’’Aleviler ne istiyorsa, bize düşen noktasına virgülüne dokunmadan onu savunmaktır’’’ sözünde olduğu gibi. DAB olarak bizde, Kürt halkı ne istiyorsa, noktasına virgülüne dokunmadan, biz düşen onu savunmaktır. Alevileri en az yarısı Kürd kökenlidir, bunu görmeyen ırkçılık yapan, körlerin gözünü ya açacağız, ya da gözünü çıkaracağız. Türkiye’de ve Ortadoğu’da, İslami Faşist AKP iktidarına ve yamyam, dünyanın en çirkin erkelerine, İŞİD’e karşı canla başla savaşan, dünyanın en güzel Kürt kızlarını, gerillaları desteklemekten DAB olarak onur duyarız.
Nasıl Türkmen Alevi Bektaşiler, içinden Pir Sultanları asan, satılmış Hınzır paşalar, Osmanlı İslam kapı kulu uşaklar, ‘’Cami Cemevici’’ İzzettin Doğanlar çıkmışsa. Kürt halkı içinde de tarihte satılmış işbirlikçiler çıkmıştır. Devrimciler Aleviler, ‘’Ol kapı’’ Osmanlı Sarayı (sistemi) orada dururken, satılmış işbirlikçi ‘’kapı kullarını’’ kaide almaz. Veya taktik söylemleri dikkate alıp, birçok inançtan oluşan, bir halka veya inançlarına (Şafi Kürtlere) vs. kin, düşmanlık beslemez. Aleviler ve DAB olarak İslam sancağı altında olmayı asla kabul etmedik, eteyiz, DAB olarak etmediğimizi de açıkladık. Fakat yüzyıllardır İslam’ın hâkim olduğu bir bölgede, hâkim güçlere rağmen ve karşı direne direne TÜRK KÜRT HALK olarak birlikte yaşadığımızda bir gerçektir. Anadolu’da Ortadoğu’da yüzlerce etnik inanç dil kültür var, mazlum haklar yüzyıllardır kanlı savaşlara katliamlara maruz kaldılar, bunda İslam’ın payı büyüktür. İslam, Türklerin olduğu kadar, Kürtlerinde, dünya haklarının da bir sorunu haline gelmiştir. İslam Müslümanlar kendini reform etmelidir. Farklı dil, din inanç, inançsızların, bir birinin haklarına saygı göstererek, BARIŞ içinde bir arada yaşamayı örenmeliyiz. Bilinmelidir ki en kötü barış savaştan iyidir. Savaşta zayıf güçsüz masumlar ölür, bir tek silah tüccarları kazanır.
BİZİ TOPRAĞA GÖMMEYE ÇALIŞTILAR, AMA TOHUMDUK YENİDEN ÇIKTIK.
Alevilere yönelik AKP-İŞİD tehlikesine dikkat çektiğimizde, Kürt ve Suriye haklarının mücadelesini destekleyelim yoksa sıra bize gelecek dediğimizde, bizi terörist ilan edenler, bugün öz savunma, meşru müdafaadan bahis ediyor.
Alevi üst kurum yöneticileri halen, alt kurumlarına mektuplar gönderip, DAB ve yöneticileri hakkında, bunlar adli dengesini kaybetmiş, beyni sulanmış, bunlar terörist veya devlet ajanı diye, DAB’ın yaptığı, katıldığı toplantılara katılmayın diye üyelerine direktifler gönderiyor. Kampanyalar yürütüp sosyal medya sayfalarımızı kapattırıyorlar. Toplantıda tartışma, medyada tartışma nerede tartışacağız. DAB doğmadan toprağa gömmeye çalışıyorlar, fakat tohum olduğumuzu unutuyorlar. DAB Alevilikte yeni, küçük bir yapılanma, fakat DAB ilkelerinde iddialı ve kararlı.
Var olan Alevi kurumlarımız bu güne kadar izlediği çizgi ile Alevilerin hiçbir hak ve talebini elde edemedi. Alevi toplumunun %10’nu dahi örgütleyemedi. Kaldı ki tüm Alevileri ‘’Dünya Aleviler Birliği’’ altında toplayıp şimdiye kadar toplanmalı, evrensel hümanist paylaşımcı çevreci eşitlik özgürlükçü vs. yanları ile Alevilik dünyada saygıyla karşılanan dikkate alınan örnek gösterilen bir öğreti ve topluluk olmalıydı. Geç olsun güç olmasın.
Dünyanın dört bir köşesinden Alevi canların DAB’tan istek ve beklentileri var. Her türlü engel ve zorluklara rağmen DAB bu talep ve beklentideler cevap vermeye çalışacaktır. Alevilikte bu köklü değinmişi devrimi ancak birlikte yapabiliriz, duyarlı tüm Alevi pirlerini yazar araştırmacı sanatçı, medyacı, yönetici aktivist canları bu mücadeleye, bulundukları yerde ve istedikleri düzeyde katkı sunmaya, birlikte Alevi dilini, yol erkânını özüne gönderip, çağdaş bir şekilde reform etmeye çağırıyoruz.
Ve DAB olarak içinde yaşadığımız durumun ve AKP faşizmine karşı ortak mücadelenin zorunluluğunun bilincindeyiz. DAB olarak faşizme karşı herkesle, her cephede gücümüz oranında yer alacağız. Direk İslamist ve milliyetçi olmayan, tüm Alevi kurumlarını her şeye rağmen, varlığımızdan rahatsız olsalar da, dost müttefik olarak görüyoruz. Zorunluluk az etmediği sürece, var olan Alevi kurumlarımıza alternatif yaratma çabası içinde olmayız..
DAB’ın İLKELERİNE İYİ, ALTINA İMZA ATARIZ, Fakat DİL VE ÜSLUBU YANLIŞ, TOPLUMUN HAYSİYETLERİ VAR??
Yaptığımız kapalı toplantı görüşmelerde veya haberini aldığımız toplantı genel kurullarda, diyorlar ki;
“DAB’ın ilkeleri görüşleri iyi, gözümüz kapalı altına imza atarız fakat dil ve üslubu yanlış’’.
Alevi toplumunun HAYSİYETLERİ var, kurum olarak biz bunu savunamayız toplum bunu kaldırmaz, deniliyor. Siz DAB’ın görüşlerini açık açık savunun hayata geçirmeye çalışın, siz hangi dili üslubu kullanırsanız kullanın biz onun altına gözümüz kapalı imza atalım. Var olan Alevi kurumları DAB’ın ortaya koyduğu ilkeleri savunsun, DAB bugün kendini fes eder.
Alevi toplumunun HAYSİYETLERİ varmış, Haysiyet ahlak, saygı demek, Hangi ahlaka kime saygı: Üstte açıkladığımız İSLAM AHLAKINA’mı, ATATÜRK’e mi SAYGI. Alevi kurumları pirleri yöneticileri, kitle kuyrukçuluğunu bırakıp, her şeyden önce Alevi yoluna haysiyet göstermesi, toplumun arkasında ortasında değil, önünden gitmesi gerekmez mi?
Atatürk’ün yaptıkları kanıtlı belgelidir:
- Koçgiri’de, Dersim’de 10 binlerce Kızılbaşı katletmiştir.
- Sözde laiklik diye DinAyeti kurup Sünni İslam’ı devletleştirmiştir.
- Alevi inancını yasaklayıp, dergâhlarını kapatmıştır.
- Emekçilerin sendikalaşmasını ve 1 Mayısı yasaklamıştır.
- Sosyalistleri, aydınları katledip, mahpuslarda çürütmüştür.
- Toprak ağaları ve zenginlerin, emperyalistlerin çıkarlarını koruyup, kollamıştır.
- Kürtlere, diğer azınlıklara katliam yapmış ve yok saymıştır.
- Tek din, tek dil, tek adam, milliyetçi faşist bir devlet kurmuştur.
- Atatürk Alevi de değildir, kafatasçı faşist bir diktatördür. Atatürk resmi Alevi kurulmalarından cemevlerinden kaldırılmalıdır.
Atatürk’e haysiyetiniz varda, Koçgiri’de, Dersim’de katledilen canlara, Kendine reva görmediğini başkasına görme 72 millete bir bakmayan bizden değildir diyen Kadim insanlık yoluna, Aleviliğe hiç mi haysiyetiniz yok.
Evet, bazen dil ve üslubumuz sert olabilir fakat öyle gerekiyor. Aleviliğin yoğun İslami ve milliyetçi asimilasyon altında can çekiştiği, Alevi dedelerin yöneticilerin elini havaya açıp Fatiha duası okuduğu bir ortamda; Seslendik ses yok, Nefes verdik nefes yok, yokladık hareket yok, kalp mesajı yaptık nabız yok. Bu durumda elektro şok vermemiz gerekiyordu, verdik. Ve Aleviliğin özüne yeniden can geldi. AKP ve İŞİD uygulamaları ile Aleviler İslam’ın ve Atatürkçülük Vatan millet Sakarya’nın ne olup olmadığını görmeye başladı. Şimdi bu milliyetçilik ve dini-İslam hastalığından, asimilasyondan birlikte kurtulma, Aleviliği yaşayıp yaşatma zamanıdır. Yarın geç olacak. .
Feramuz Sah Acar. 12.11.2016
İlk yorum yapan olun