CANA KIYMANIN BAYRAMI OLMAZ.
Kurban Cinayettir. Alevilikte Kurban Bayramı Yoktur.
Koyun tüccarı İbrahim’in,, koyunlarını satmak için uydurduğu hikâyeye kanıp, Allaha rüşvet olsun diye, her yıl gereksiz yere milyonlarca hayvanı katlediyorlar..
ALEVİ-KIZILBAŞ İNANCINDA KURBAN BAYRAMI ve CEMİ YOKTUR.. Cana kıymanın bayramı olmaz..
Alevi dernekleri ve cemevlerinin sayfalarına bakın, halen bazı CELLAT kurum yöneticileri, cellat dedeler KURBAN BAYRAMI ERKANI, KURBAN CEMİ diye Alevi toplumunu ASİMLE etmeye İSLAMLAŞTIRMAYA çalışıyorlar.. Alevi kurumlarında Kurban Bayramı kutlamalarını kınıyoruz.
Kurban Cinayettir.
Kurban bayramı kutlayan Alevi yönetici ve dedeleri tek tek teşhir edip, resimlerini internette yayınlayıp ‘’DARA’’ çekelim..
::::::::::
Aleviler ve Kurban Bayramı??
‘’Kurban Bayramı’’ yaklaşırken, ortalık kana bulanmadan, kurban konusunda, bazı konuları hatırlatmak ve tartışmaya açmakta yarar var.
Kurban geleneği ilkel toplumlardan bu yana aşağı yukarı tüm inançlarda vardır. İlk önceleri insanlar doğal afetler karşısında güçsüz, aç susuz hasta vs. kaldıkları için, bunlardan koruyacağına inandıkları tanrı/lara, önceleri insan, sonraları değerli eşya, hayvan, bitki vs. adaklar adamış “kurban” vermişler. Yani kurbanı ilk önce insanlar tanrı/lara teklif etmiştir, yoksa gayıptan böyle bir istek gelmemiştir. Tanrının kurbana ihtiyacı veya insanlarla öyle bir pazarlığı yoktur. Umut dünyası, insan tanrıya çocuğu veya bir hayvan yerine, sonsuz sevgi, doru dürüst insan olmayı, varını paylaşmayı adadı da ‘O’ mu kabul etmedi ? Etmiyorsa zaten “O’nun tanrılığından” şüphe duymak gerek. Her neyse, umut inanç dünyası, burada kurbanın tarihsel ve inançsal detaylara girmeyeceğim.. Kurban zamanla tüm inançlar içinde, bir istek, arzunun yerine gelmesi veya hayır yardım amaçlı, kimi inançlarda sevap kazanmak, kimi inançlarda günah affettirmek için yapılan, inançsal ve sosyal içerikli bir gelenek, veya ibadet haline dönüşmüştür.
Alevilikte Kurban Bayramı “cana kıyma bayramı” yoktur, fakat kurban geleneği vardır. Alevilikte “kurban” lokmadır. Lokma da yarin yanağından gayrı, acı tatlı her şeyi, kırklar ceminde olduğu gibi, var olan bir üzüm tanesini dahi paylaşmaktır, buna ‘’kansız kurban’’ denir. Amaç canları bir araya getirmek, cana (HAK’a) olan sevgiyi yüceltmektir. Lokma (kurban) ilahi et olacak herkes, her yıl bir cana, hayvan kesilecek diye bir kural yoktur, kurban yiyecek her hangi bir şey olabilir. Kaldı ki Alevilikte rıza şehri anlayışına göre, ihtiyacın dışında bir canlıya kıymak, dalından bir meyveyi koparmak bile büyük suç ve düşkünlük sayılır.
Kurban vesiledir, et vs. yenilecek her ne ise birleşip ortaklaşa çarşıdan, kasaptan alınabilir, yeni bir cana kıymaya gerek yoktur. Alevilikte ibadet gösteriş için yapılmaz. Hayır yaparken bir elin verdiğini diğeri görmelidir. Alevilikte birincil ibadet veya ‘kurban’, kendine reva görmediğini başkasına uygulamamaktır. Fakir fukara, yetim, dul, sakat, çocuk yaşlı ihtiyaç sahiplerinin ihtiyaçlarını gidermeleri, geçimlerini sağlamaları için VERGİ vermektir ve verilen vergilerin ihtiyaç sahiplerine gitmesini denetlemektir. Alevilikte hak yemeden, hak yedirmeden insanca mutlu yaşamak ‘’dünyada cennet” için mücadele etmek, insanlık yoluna hizmet etmek en büyük kurbandır.. Müslüm, Mansur, Nemsi, Pir Sultan, Bedreddin, Rızalar, tüm Alevi uluları bu yolda, kaç baş koç veya deve kurban kestikleri ile değil, gerektiğinde insanca yaşama uğruna, bu yola (amaca) kendi başını ‘kurban’ verdikleri için anılır.. Amaç canlara işi, aşı yaşamı, kan akıtmadan her şeyi paylaşmayı, birbirine ‘kurban olmayı’ sevmeyi öğretmektir. Alevilerin birbirine tüm canlara ve Hak’a vereceği en büyük kurban SEVGİDİR.. İşin özünü bırakıp yüzü ile uğraşanlar, bu düşüncelerden dolayı bana kızacak, eleştirecek dinsiz vs. diyecek biliyorum.. Fakat ucunda cahillerin, hışmına uğrayıp “din adına kurban edilmekte” olsa, doğru bildiği, bulduğunu söylemek her insanın hakkı ve bir insanlık görevidir. Her anlamda Aleviler bugüne kadar haddinden fazla ‘’kanlı kurban’’ vermiştir. Artık Aleviler ‘’abdestimiz alınmış, namazımız kılınmış’’ dedikleri gibi ‘’kurbanımız da kesilmiş’’ demelidir.. Artık inancımızın özünde olan ‘kansız kurban’ kesmeliyiz.
Biz birimize ve Hak´a bir adakta bulunuyorsak, bilgi yolumuz, sevgi dinimiz, bilim ve sevgi ile ilgili her türlü adakta bulunalım.. Gerekirse canımızda bu yola kurban edelim.. Başka bir yola değil..
En büyük hayır kişinin kazancına göre vergi vermesidir.. Bunun dışında açık yapılan her hayır, sadaka vs. aslında gösteriş içindir ve onur kırıcıdır.. Sen fakirsin, ben sana yardım edeyim, açsın al karnını doyur demekten, insanları dilencileştirmekten daha büyük insan onurunu kırıcı bir şey olamaz.. Ben bunu ne kendime, ne de başkasına reva görürüm.. Sadece seve seve devlete vergimi veriri, hesabını da sorarım. Devletin görevi HAK dağıtmaktır, insanların ödediği vergiyi, iş gücü olmayan, yardıma muhtaç ihtiyaç sahiplerine eşitçe paylaştırmaktır. Devletin beş bakanlığın bütçesinden büyük bütçesi olan Diyaneti varmış. Onun yerine bir Bilim-Sevgi bakanlığı olsa dinli, dinsiz herkes O devlete Kurban olurdu.. 80 yıldır Alevilerin verdiği vergilerin bir bölümü bu böyük diyanete gitti, bir kuruşta görmedik.. Bektaşinin deyimi ile ‘’başkasının rızkıyla beledikten sonra….
Alevilikte, Görgü, Düşkün kaldırma, Abdal Musa (birlik), Dardan indirme (cenaze), Musahiplik, Adak, Ziyaret, Hızır, Nevruz, Hıdrellez, Hayır, Cem vs. vesilesi ile sofra serilir lokma paylaşılır, buna rağmen, bir Alevi köyünde veya mahallesinde yılda kesilen hayvan “kurban” sayısı bir kaçı geçmez..
Çünkü ortaklaşa ve ihtiyaca göre yapılır. Gösteriş için cana kıyılmaz. Başka inançlara karışamayız. Fakat değişime açık, Alevi toplumu ve kurumlarından bir istekte bulunabiliriz..
Alevilik hem inanç gereği, hem de çağdaşlığını gösterip, bir reform yaparak bu gereksiz kurban kesme (kan akıtma) geleneğini tamamen kaldırmalıdır..
Kurban LOKMADIR lokma pazardan satın alınabilir, yeni bir cana kıyılmamalıdır. Alevi kültüründe zaten var olan ‘’kansız kurban’’ anlayışı öne çıkarılmalıdır. Hayır yapmak isteyenler kendi dernek veya başka hayır kurumlarına direk para bağışı yapsın..
Bazı asimle olmuş işin özüne değil yüzüne bakan Aleviler, inançları gereği olan lokma paylaşımını ‘kansız kurbanı’ unutup, İslam’da hac ziyareti bitimi dolayısıyla Arafat ta kesilen, ve sonradan bayram ilan edilen ‘kanlı kurban bayramı’ gelince, bir telaşa düşüp, bıçakları bileyip, kuzu kovalamaya başlıyor. Sabahın erken saatinde başına takkeyi vurup, atalarının bugüne kadar ayak basmadığı camiye bayram namazına koşuyor.. Aynı durum orucunu tutmadığımız Ramazan “Şeker” Bayramında da yaşanıyor.. İslam inancına göre dinen zengin mal varlığı olanların kurban kesmesi ibadet sayılırmış.. Bu ne iştir bu zenginliği, malı varlığını, nasıl, nerden aldın (çaldın) hiç soran yok ??.. Ama kırklar ceminde “Ali / Veli” her can sorar.. Muhammed Peygamberliğin, malin mülkün, soyun sopun, sökmez, hele bir engür’ü 40 a pay eyle görelim… Bu “başka bir Muhammed, başka bir Ali, anlayışı” görmeyenler görsün bunu… Kimse gösteriş kurban ve şeker bayramı ile kandırmasın beni. Kurumlarımız ve toplumumuz bazı Alevilerdeki bu şeker kurban bayramı, namazı vs. bu iki yüzlülüğe dur demelidir.. Bu gibi davranışlarda bulunan Aleviler uyarılmalı, uymayanlar Alevi erkanlarına alınmamalıdır.
Aleviler olarak bayrama karşı değiliz. Bayramlar insanlar arası ilişkilerin sevginin güçlenmesine yardımcı olur, en azından insanlar tatil yapıp dinlenir.. Keşke bütün inançların bayramı tatil olsa.. Fakat bayramını kutladığınız inancında, bizim inancımıza en az o kadar saygı göstermesi gerek.. ‘’Cemevleri cümbüş yeri” diyen, verdiğimiz vergilerle kapımızın önüne okul yerine, hiç gitmediğimiz cami diken, çocuklarımıza zorla mensubu olmadığı bir inancı aşılayan, bir inancın niye bayramını kutlayalım.. 20 milyonluk kitleyiz fakat bizim hiç bir inanç günümüz örnek: Nevroz bayramı, Aşure, Hıdrellez bayramı, Hacı Bektaş veya Pir Sultanı anma günü resmi tatil yapılmıyor..
Elde düğün bayram benim neyime
Benim kurbanlarım çok evvel oldu
Sorayım fakire hey hey bir de beyime
Demi devranlarım çok evvel oldu
Hepsi bir yana, kurban bayramı geldi diye, eline bıçak alan kelle götürüyor.. En kötüsü bu anlayış yaşamın her alanına yayılıyor.. Öncelikle her ne amaçla kesilirse kesilsin, hiç bir hayvan veteriner kontrolü olmadan kesilmemeli, kesilecek hayvan bayıltılmalı, resmi onaylanmış temiz mekanlarda ve kasaplık belgesi olan kişilerce kesilmeli.. Başta devlet kurumları, şu “kurban derinizi bize verin” kampanyalarını durdurmalıdır. Bayram diye 2-3 gün içinde 1 milyara yakın hayvan katlediliyor, (Hastalıklı tehlikesinden dolayı etler yenmeyip kuma gömülüyor.) Arabistan kurban kesen her hacıdan 100 dolay harç alıyor, her yıl milyarlarca dolar milli servet çöllere gömülüyor.. Bu yetmiyormuş gibi bunun dışında her vesilede bir kelle ‘kurban’ kesiliyor. Yazık değimli bu boşa dökülen kana, insanların emeğine, bu mu Allah’ın emri?.
Haça hacı gitmiyoruz
Kanlı bayram tutmuyoruz
İyi günde kötü günde
Dost olanı kutluyoruz
26.12.2006
Feramuz Acar
Saklıdır bu sözde yolun esrarı.
Sen turap ol önce kendini tanı.
Nefsin eyle cemde birlik kurbanı.
Kan akıtsan yere kime ne fayda.
Ozan Devri
Söylediklerinize büyük oranda katılmakla beraber, şunu da eklemek gerekir diye düşündüm. Hakk yolunu zahiri boyutta anlayanlar için kurban sadece kan akıtmaktan ibarettir ancak yol erenlerinin de buyurduğu üzere en önemli kurban “Nefis” tir.
Aşk ile…
Yazarlarımıza bakarsanız ve ayrıca dab ilkeleri ve açıklamalarına size yardımcı olur düşüncesindeyim. Alevilik ve ana dili yazısında ben kendimce sizin sorularınıza yanıt olmaya çalıştım. Yazı dizisine göz ata bilirsiniz aşk ile
Alevilik nedir öyleyse? İslam’ın dışında yeni bir dinmidir? Bu dinin peygamberi kimdir ? Kitabı nedir ? Öğretisi nereden gelmektedir ?
Kevser Suresi 1-3-2. Ayet:
1- Şüphesiz biz sana Kevser i verdik.
2- O Halde, Rabbin için namaz kıl, kurban kes.
3- Doğrusu sana buğzeden, “soyu kesik” olanın ta kendisidir.
Namaz kılıyor, haca gidiyor, kurban kesiyorsan, Alev-İ değil, islam /müslümansın.. (Kurban Mekke Hac ziyareti sonunda yapılan İslami bir gelenek/ibadettir.
Ayrıca Kevser suresi, Hz. Muhammedin, babasının belli olmadığı, babası öldükten 2 yıl sonra doğduğu için, ve Muhammed 21 kadınla evlenmesi, sayısız köle kadın cariye ile birlikte olmasına rağmen, hiç bir ÇOCUĞUNUN olmayışı ve bundan dolayı kendisine SOYU KESİK denilmesinden dolayı, “Muhammed” bu KEVSER ayetini indiriyor, ayetin özü “”sana soysuz diyen kendisi soysuzdur”” diye Muhammed sözde Kuran ayeti ile Allah tarafından soysuz olmadığını ispat/onaylamaya çalışıyor..
Alevilikte kurban yoktur, rızalıkla abı hayatı, acı, tatlı “LOKMA’yı” bir elma bir engür/üzüm tanesini, (40 kişi) birlikte paylaşmak vardır..
KURBAN KESİN DİYEN:
Koyun tüccarı İbrahim,
Deve tüccarı Muhammed.
ALEVİLİK’te KURBAN KESMEK
ve BAYRAMI YOK.
Haça hacı gitmiyoruz
Kanlı bayram tutmuyoruz
İyi günde kötü günde
Dost olanı kutluyoruz
:::::::
Evvelden bade-i aşk ile mestiz
Yerimiz meyhane, mescit gerekmez
Saki-i kevserden kandık elestiz
Kuran-ı natik var samit gerekmez
Gelmişiz cananın asitanına
Sıtkıyla sarıldık dost damenine
Canla baş koymuşuz insan yoluna
Hayvan kesmek gibi KURBAN gerekmez.
İbreti, nadanla etme ulfeti
Anlamak istersen ilm-i hikmeti
Dost kapısın bekle, eyle hizmeti
Aşktan başka din ve iman gerekmez
alevilik te kurban vardir kevser 2 ayeti oku bende aleviyim