BİR KARARGAH OLUŞMALI
Çok ama çok eskilerde halkı mutluluk içinde yaşayan bir ülke varmış. O ülkenin bilge bir kralı; kralın da dünya güzeli bir kızı… Günlerden bir gün bu ülkenin başına bir ejderha musallat olmuş. Ejderha gizlendiği yerden çıkar, önüne geleni yermiş. Halk yavaş yavaş kralın otoritesine sorgular olmuş. Kral son çare olarak tellal çağırttırmış:
“Her kim ki ejderhayı öldürürse kızımı ona vereceğim!”
Halk, kurbanlar sunarak ejderhayı yatıştıralım diyenler, hemen harekete geçelim diyenler ve saldırıdan önce ejderhayı tanıyalım diyenler olarak üçe ayrılmış. Bu arada kral askerlerinin yarısını yitirmiş.
Tam da bu sırada uzaktan üç yiğit belirmiş. Üçü de kralın kızına talipmiş.
İlk ikisi, hiç bir hazırlık yapmadan ejderha ile savaşıp yenilmişler. Onları uzaktan izleyen üçüncüsü gördükleri karşısında hayrete düşmüş. Çünkü ejderha iki darbeyle ölüyor, üçüncüsünde diriliyormuş. Bunun üzerinde kahramanımız okuyla ejderhanın beynini hedef almış. Ejderhanın toparlanmasına fırsat vermeden de kılıcını kalbine saplamış. Canavar asırlık bir ağaç gibi yıkılıvermiş.
Cesur-bilge delikanlı ülkesini kurtardığı gibi kralın kızıyla da evlenmiş.
Başkanlık sisteminin esasında bir rejim değişikliği, bir karşı devrim hamlesi olduğunu, bunun da AKP-IŞİD işbirliğiyle olabileceğini kafası çalışan herkes bilir. Bizdeki başkanlığın dünyadaki benzerleriyle bir ilgisi olmadığını, İran tipi bir molla rejimine denk düştüğü açıktır. Böylesi bir rejim herkese olduğu gibi Kürtlere de biatı dayatacaktır.
Hattı zatında Altan Tan gibilerin öteden beri arzu ettikleri de budur. Altan Tan ve ekibinin HDP içindeki ana misyonu Kürtleri Yeni Osmanlıcı bir sisteme ikna etmekti. Kendileri de Kürdistan’ın İdris i Bitlisleri olarak varlıklarını sürdüreceklerdi.
Bu bağlamda AKP’nin bugün IŞİD’le hesaplaşacağını sanmak saflıktan öte aptallıktır. AKP, nasıl ki muhalefetin şaha kalktığı seçim süresince Adana, Diyarbakır, Suruç ve Ankara bombalarıyla IŞİD’i devreye sokmuşsa, daha uzunca bir süre İŞİD’e ve bombalarına ihtiyaç duyacaktır. Hükümetin Halep ve El Bab’ta IŞİD’le yaşadığı konjonktürel çelişkiyi içeride daha çok tavizle onarmaya çalışacağı kesindir. Çünkü AKP, demokrasi güçlerinin, ordu ve bürokraside yuvalanmış Kemalistlerin, kılıç artığı Gülencilerin ve de Kürtlerin henüz son sözünü söylemediğini bilir ve adımlarını buna göre atar.
O halde başkanlığın meclisin onayından geçip referanduma sunulduğu ana kadar on bir temel noktada yoğunlaşmalıyız.
1 – AKP’nin zayıf karnını oluşturan IŞİD’le aşkını mercek altına alıp bombardıman etmeliyiz.
2 – IŞİD ve benzeri örgütlerin toplumun yaşam alışkanlığına ve özgürlüğüne yönelik terörü, halkın hassas olduğu huzur ve istikrarın AKP tarafından sağlanamayacağı üzerinden açıklanmalıdır
3 – İçeride IŞİD’e mahkum olmuş AKP, referanduma gidilen bu nazik süreçte IŞİD’in yaratacağı kargaşa üzerinden yıpratılmalıdır.
4 – Kötüye giden ekonomi, hayat pahalılığı, enflasyon, hükümetin dolar karşındaki çaresizliği iyi işlenmelidir.
5 – AKP’nin eğitim politikası, yurt yangınları, okul, vakıf ve imam hatiplerdeki taciz-tecavüz vakaları topluma iyi anlatılmalıdır. Vicdanı temiz insanların böylesi bir kepazeliği daha fazla kaldıramayacakları açıktır.
6 – Halkın milli duygularını sömürerek sürdürülen Suriye işgali, kırılıp başarısızlığa uğradığı her yerde süratle ve çarpıcı bir tarzda deşifre edilmelidir. AKP’nin Suriye’de neden olduğu ölümleri, sağı güçlendiren bir manivela olmaktan çıkarılıp AKP’yi vuran bir silaha dönüştürülmelidir. Dikkat ederseniz, Kılıçdaroğlu’nun yuhlanıp bu alandan kovulması, savaş karşıtı bir hoşnutsuzluğun oluşmaması ve kan üzerindeki rantın kendilerine akması içindir.
7 – AKP, dünyayı karşısına almak pahasına toplumu aydınlatan bütün kanalları kapattı. Televizyon, basın, aydın ve gazeteciler üzerindeki baskı, an itibariyle sosyal medyaya kaydı. Sosyal medya, AKP’nin Aşil topuğudur. Asıl yarayı buradan alacak ve onu öldürecek halk ayaklanması da buradan yönetilecektir.
8 – Ancak, AKP’yi yıpratacak, tarafsız kitleyi (% 20) etkileyecek, referandumu başarısız kılacak en etkili silah şu an itibariyle Kürt Özgürlük Hareketi’nin elindedir. Kandil, kış koşullarını değerlendirip gücünü daha kritik noktalara kaydırabilir, sessiz kalarak AKP karşıtı kazanın kaynamasına neden olabilir, AKP ile MHP’nin kanla beslenen referandumunu başarısızlığa uğratabilir.
Ama bu, HDP de dahil Kürt Hareketi’nin diğer demokrasi güçleriyle politik-militan bir duruş içine girmeyeceği anlamına gelmemeli. AKP, yıpranmak pahasına da olsa ileride ihtiyaç duyacağı IŞİD’E katlanmak zorundadır. Bağırıp çağırsa da üstüne yürümez. Ama onun yarattığı olumsuz etkiyi silip süpürecek TAK eylemlerine can simidi gibi ihtiyaç duyacaktır. TAK, hükümetin yönetim zaafiyetini ve diktatörlük emelini gizleyeceği gibi AKP’nin TAK’la işbirliği yaptığına dair güçlü şüphelere yol açabilir. Artı Alevilerin kendilerini risike etmek yerine tarafsız kalmalarına da… Bu aşamada Kandil’in inisiyatifini kullanarak TAK’ı frenlemesi hayati derecede önemlidir.
9 – Mücadele, İstanbul, İzmir, Ankara’da yoğunlaşmalı, çeşitli alanlara dağılmış olan devrimci güçler süratle bu merkezlere kaydırılmalıdır.
10 – Yaklaşmakta olan tehlikeyi halka anlatacak her çeşit korsan ve demokratik eylemler devreye girmeli, gösteri, yürüyüş, bildiri, afiş, miting, hak arama eylemleri, düzenli-örgütlü propaganda faaliyetleri, aile ziyaretleri referanduma kadar sürmelidir. Bugün kazanılacak her birey, her aile, her aşiret, ileride güç dengesini bozacak bir kazanç olarak düşünülmelidir.
11. Aleviler, HDP, devrimci örgütler, Kürt Özgürlük Hareketi, mutlaka ama mutlaka devrimci bir karargaha kavuşmalıdır.
Alevi, laik, emekçi, Kemalist, demokrat , AKP karşıtı milyonları harekete geçirecek olan da esasen bu çekirdektir. Referandum süresi boyunca yasal bir zeminde oluşacak olan bu çekirdek, referandum sonrası mücadelenin de ana dayanağı olacaktır.
Masalımızda da değindiğimiz gibi halk üçe bölünmüş durumda. Yeni kurbanlarla canavarı yatıştırmak isteyenler, aceleyle canavarın üstüne yürüyenler ve cesaretle bilgeliği birleştirenler…
Tehlikeyi görüp zaman kaybetmeden devrimci bir merkez oluşturmak ana görevimiz olmalı. TAK, canavara dirilme imkanı sunan eylemlerini bırakmalı, Kürtler oklarla sersemleştirdikleri canavarı Türkiye devrimci güçleriyle (Hiç bir oluşum dışlanmadan) yakın takibe alarak, aşamalı, cesur, akıllı bir mücadeleyle yenmelidirler. Referandumu kaybetmiş bir hükümet baş aşağı gidecek, demokrasi güçlerinin moral bulup toparlanmasıyla da yıkılışa geçecektir. Sağda MHP, solda Altan Tan gibi hainlerin emelleri de kursaklarında kalacaktır.
Eğer Kürt Özgürlük Hareketi AKP’yi bitirecek böylesi bir hamleyi de ıskalarsa, süratle yalnızlaşacak, etnik- dinsel çatışmalarla Kürt illeri kan revan içinde yüzecek, demokrasi güçleri belki de birkaç nesil kendilerine gelemeyeceklerdir.
4.01. 2017
Ali Rıza Aksın
İlk yorum yapan olun