AVİLİKTE ÖZE DÖNÜŞ, REFORM ÖNERİLERİ (DAB)

ALEAlevilikte öze dönüs reform önerileri DAB devrimci Aleviler BirliğiVİLİKTE ÖZE  DÖNÜŞ, REFORM ÖNERİLERİ  (DAB)

Yoğun asimilasyondan ve gelişen bilim, yeni yaşam koşullarından dolayı, Alevilikte öze dönüş ve köklü bir reform, zorunludur.

  1. Alevilik İslam dışı, kendine özgün bir inanç öğreti yoldur.
  2. Alevilik ırkçı, milliyetçi Kemalist değildir.
  3. Alevilik devrimci ve paylaşımcı sosyalisttir.
  4. Alevilik kadın erkek eşitliğini temel alır..
  5. Alevilik varoluş felsefesine dayalı doğal dengeci ekolojik çevrecidir.
  6. Alevilik sorgulayıcı bilimsel değişimcidir.
  7. Alevilik yol erkânında; öze dönüş ve köklü bir devrim zorunludur.

Bu 7 belirleme ile yola çıkan Devrimci Aleviler Birliği (DAB) olarak aşağıdaki, reform önerilerini Alevi kamoyu ve kurumlarının bilği ve değerlendirmesine sunuyoruz.

NOT: ((Bu öneriler Sivas kaliamından sonra oluşan Alevi hareketi içinde gündeme gelen önerilerin bir toplamıdır. Ve ilk defa Danimarka Alevi Federasyonu tarafından,  2008 yılında  “Alevi kurumları  Serçeşme ortak toplantısına”, ardından  “Dergahta Birlik çalışmalarına” ve  en son DAB tarafından birkaç  ekleme ile Ekim 2015’te Tarsus’ta yapılan “Alevilikte öze dönüş yeni yol erkan” çalışma toplantısına  sunulmuştur.. Öneriler  bununla kalacak veya 100% böyle olacak diye bir iddiamız yoktur. Her anlamda genişletmeye ve geliştirmeye açıktır.  Alevi toplumu ve kurumlarının bu önerileri değerlendirmesini, bunların önümzdeki Alevilikte Yeni  yol erkan çalışmalarında, birlikte karara bağlanmasını umut ediyoruz, ve DAB olarak takipçisi olacağız..))

ALEVİLİKTE REFORM ÖNERİLERİ

  1. Alevilik doğayı ve insanı kutsayan öğretisi CEM erkânı vs. ile kendine özgü bir inanç/öğretisidir. Kamili insan olma yoludur.
  1. Aleviliğin anayurdu yukarı Mezopotamya Anadolu’dur ve kendine özgü bir inanç olarak resmi yasal olarak tanınmalıdır.
  1. Anadan doğma Alevi olunmaz, ancak o kültür içinde yetişip veya 40 kapı 40 makam yol erkânı öğrenip kabul eden reşit kişiler bir cemde ikrar verip Alevi olabilir.
  1. Cemler sandalyede (oturakta) yapılmalı. Cemevleri yarım daire, ‘amfi’ şeklinde inşa edilmelidir.
  1. Alevilikte ‘’secde’’ yere diz çökme kaldırılmalı Niyaz ,‘’el dil bel’’ el kalbe, dudağa, bele götürülerek yapılır..
  1. Alevilerin inanç ibadet dili, Anadilidir. (Cemlerde vs. Kuran ayeti, Arapça dua vs. okunması kaldırılmalıdır.)
  1. PİR’ler ve talipler Alevi erkânlarına günlük elbiseleri ile katılmalıdır, özel takke, cüppe, cemde veya semahta kadınlara başörtüsü vs. kaldırılmalıdır.  Bizim başımız Kurana Türbana değil gövdemize bağlıdır.
  1. Cem odasına, derneklere Alevilikle ilğisi olmayan, milli bayrak, siyasi lider vs. resim yazıları asılmamalıdır.
  1. Alevilik; Allah Muhammed, Halife Hz. Ali, Ehlibeyt, gibi tüm İslami terminolojiden arındırılmalıdır.
  1. Cemde isteyene TADIMLIK lokma, içecek verilebilmelidir, yemek ayrı (salonda) yenilmelidir.
  1. Cemler kısa tutulmalı max. 2 saate bitmelidir ve daha sıkça (örnek ayda bir) yapılmalıdır.
  1. Alevi inanç günleri, bayramları, miladi güneş takvime göre sabitleştirilmeli, (hicri) takvim kullanılmamalıdır.
  1. Aleviler İslam haç gereği yapılan (cana kıyma) Kurban ve şeker bayramını kaldırılmalıdır.
  1. 13-15 Şubat Hızır, 21 Mart Nevruz, 6 Mayıs Hıdrellez, 2 Temmuz ‘’Şehitleri’’ anma ve Aşure günleri resmi tatil ilan edilmelidir. (NOT: 10-12 Ekim matem orucu ve aşure günü, sadece Kerbela’ya endeksli olmaktan çıkarılmalıdır).
  1. Alevilikte olan kurban geleneği ve, ‘kurban’ deyimi kaldırılıp LOKMA, değimi kullanılmalıdır.
  1. ‘’Erkek Dede’’ yerine, PİR terimi kullanılmalı, en az %50 ana/bacı potsa oturmalı ve dernek yönetimlerinde olmalı ve tüm Alevi kurumlarına ve eş başkanlık sistemine geçilmelidir.
  1. Evladı-resul deyimi vs. ve soydan gelip dede olma vs. kaldırılmalı, belirli bir eğitimden geçip ‘’diploma’’ alanlar PİR’lik hizmeti vs. inanç hizmeti yapabilmelidir.
  1. Alevi cenazelerini Alevi erkânına göre PİR’lerimiz kaldırmalı ve Yasin, kuran vs. okumalar durdurulmalıdır. (Yeni sade çağdaş cenaze erkânı yazılmalıdır)
  1. Çocuklara sünnet Alevi yol inanç gereği değildir kaldırılmalıdır. (İsteyen gönüllü olarak ve doktor kontrolünde yatırabilir.) Kan ve organ bağışı teşvik edilmelidir.
  1. 73 millete bir nazarla bakmayan bizden değildir ilkesinden hareketle Alevilikte ırkçı, milliyetçi yaklaşımlara izin verilmemelidir, Atatürk vb. milliyetçi resimler cemevlerinden Alevi kurumlarından kaldırılmalıdır…
  1. Musahiplik Kurumu çağa göre yeniden düzenlenmeli. Alevi kurum üyeleri birbirine sosyal musahip olmalıdır.
  1. Gerekmedikçe Alevi partisi kurmamalıdır, inanc öğretimize uygun olarak, sol sosyalist devrimci siyasette aktif ve siyasi güç olmalıdır.
  1. Alevilikte yiyecek içecek yasağı: insan hakkı, eti, kanından başka, özel bir yasak olmamalıdır.
  1. Saz Söz Semah Alevi Beştaş Kızılbaş inancının temel unsurlarındandır, bu yanımızı güçlendirmeliyiz. Her Alevi cemevi derneğinde saz, semah ve Alevilik kursu olmalı. Alevi inanç öğretisi eğitimi, yeni yol erkân çizgisinde, kendi kurumlarımızda, verilmelidir.
  1. Cemlerde haremlik selamlık oturmalar, kadınlara başörtüsü, belirli bir tip elbise giyme vs. kaldırılmalıdır.
  1. Cemlerde ve semah dönen bayanların başını İSLAMİ şekilde bağlaması veya giyinmesi vs. kaldırılmalıdır.
  1. Aleviliğin genel sembolü,, İslam halifesi ve onun kanlı kılıcı (Zülfikar değildir) Semah dönen kadın erkek insandır.. Sembol olarak İnsan Semah öne çıkarılmalıdır.
  1. Haksızlığa durmayı ve Rıza Şehrini, paylaşımı kendine ilke edinmiş Aleviler her türlü baskı sömürüye karşı olmalı, insan hak ve emek bazında ilkeli davranmalıdır.
  1. Aleviler katliamlar ve ağıtları unutmamalı fakat Ağıtları umuda çevirip ölülerin ardından değil dirilerin önünden yürümelidir.
  1. İnançlar yüz-bin-yılların birikimi sembollerle ‘sırlarla’ doludur, bu sırları sembolleri, tarihi geçmiş insani doğal afet ‘tufanları’ günün bilimsel ışığında yorumlayıp toplumumuza anlatmalıyız.
  1. Hacıbektaş’ta ve Avrupa’da en az 2 akademik okul açılmalı. Bu Okullarda eğitim alan canlara diploma verilmeli. Burada yetişen can’lar Alevi kurumlarında Alevilik hizmeti vermelidirler.
  1. Yılda beş (5) defa Hünkâr Beştaş’ta toplanan 40 kişilik (20 PİR ocak temsilcisi, 20 Alevi kurum temsilcisinden oluşan bir Alevi İNANÇ ÜST kurulu oluşturulsun) eş başkanını ‘Postnişininlerini’ bu kurul kendi arasından seçsin. Bu üst kurul 40’lar makamı olsun.
  1. Alevi bilim danışma kurulu, 40’lar makamına ve Alevi akademi ve kurumlarına danışmanlık yapacak,, çeşitli bilim dallarından akademisyenlerin katılımından oluşan bir bilim danışma kurulu oluşturulsun.
  1. Aleviler tam laikliği savunmalı, genel yasalar yapmak dışında devletin din işlerine karışmasına karşı çıkmalı, Tüm inançların dini eğitim ve her türlü inançsal giderlerini kendilerinin karşılamasını, dinin devlet/kamu alanının dini faaliyet propaganda için kullanılmasına karşı durmalıdır.
  1. Vahdeti mevcut diyen Alevilik bir doğa inancıdır, cemlerde muhabbetlerde Aleviliğin doğa Çevre ekolojik-denge bilinci öne çıkarılıp topluma ve yeni nesillere aşılanmalıdır.
  1. 40 sayfalık özet bir ‘’ Yeni yol erkân kitabı (yeni Buyruk manifesto) çıkarılmalıdır. Ayrıca daha geniş tüm yol erkânı kapsayan, Alevi felsefesi, tarihi, tarı insan anlayışı, etik kuralları, ibadet, inanç günlerini, doğum evlilik ölüm erkânlarını, gülbank, deyişlerinden örneklerin sunulduğu detaylı bir kitap basılmalıdır.

36 . Teknoloji ve yeni medya olanakları sonuna kadar kullanılmalı, Çağdaş Alevilik arşivi ve Kütüphanesi kurulmalıdır.

 

37…..

 

Ayrıca Alevi Kurumları son 25 yıldır şu Hak ve taleplerde bulunmuştur.

1- Alevilik kendine özgü müstakil bir inanç olarak resmen tanınıp Anayasal güvence altına alınsın.
2- Devlet DinAyet Kurumu kaldırılıp, her inanç kendini yönetip finans edecek şekilde özelleştirilsin.
3- Devlet ve din işleri tamamen bir birinden ayrılıp, kamu alanı laikleştirilsin.
4- 90 yıldır zorunlu vergiden Diyanete aktarılan Alevilerin vergi payını Alevi kurumlarına geri ödensin.
5- Zorunlu din dersleri kaldırılsın. Her inanç dini eğitimini kendi kurumunda kendi versin.
6- Cemevleri Alevi inanç merkezi olarak tanınıp yasal statü ve hakları tanınsın.
7- Alevi köy ve mahallelerine, CAMİ yapımı durdurulup, yapılanlar kaldırılsın.
8- Hacebektaş dergâhı başta olmak üzere dergâhlarımıza yapılan camiler ve müze statüsü kaldırılıp, dergâhlarımız ve el konulan arazileri Alevi kurumlarımız devir edilsin.
9- 13-15 Şubat Hızır günleri, 21 Mart Newroz, 6 Mayıs Hıdrellez, 10 Ekim Aşure günü, ücretli resmi tatil ilan edilsin.
10- Nüfuz cüzdanlarından (vb. resmi belgelerden) din hanesi tamamen kaldırılsın.
11- TC yasalarından, okul kitaplarından vs. Alevileri (ve başka inançları) rencide eden hakaret, ayrımcılık kaldırılsın.
12- Dersim, Maraş, Çorum, Sivas ve diğer katliamların sorumluları, 12 Eylül darbecileri yargılanıp cezalandırılsın.
13- 33 canımızın yakıldığı Sivas Madımak Oteli UTANÇ müzesi yapılsın.
14- Toplumun %85’nin oluşturan, İşçi emekçiler den yana, sosyal adalet, temel insan hak ve özgürlüklerine dayalı yeni bir anayasa yapılsın.
15- Kürt halkının özerklik hakları Anayasayla güvence altına alınıp, Kürt sorunu barışçıl demokratik bir şekilde çözülsün.
16- Din ve Milliyet konusu, toplumsal sorun olmaktan çıkarılıp, siyasetin gündeminde düşürülsün.

(DAB olarak bu hak ve talepleri için kararlılıkla, ödün vermeden mücadelemizi sürdüreceğiz.)

Devrimci Aleviler Birliği  (DAB)

Gyk.  24.11.2015

6 Comments

  1. Syn. Alan Lezan,, Ben Türküm Aleviyim,, Tahtacılardan Karadenize tüm Anadoluda milyonlarca Türkmen Alevi var.. Avrupada Alevi olan ”yabancı uyruklu” canlar var.. Anadan doğmakla Alevi olunmaz, yola girmekle olunur. Soyumdan gelen değil, yolumdan giren bu yolun eridir.. (HBV)

    saygılar.

  2. Merhaba,

    Bir önceki cevabınızda “Alevilik ‘’sadece’’ Kürtlere has bir inanç öğreti ‘din’ değildir, inanç öğretilerim milliyeti olmaz.” diyorsunuz. Örneğin bu da şaçma bir teori, tıpkı Aleviliğin “komünist” olduğu teorisi gibi. Örneğin Yahudilik hem bir din hem de bir milliyettir. Yahudiliğe geçmek için (tıpkı Ezidiler gibi) doğan Yahudi çocuğun annesinin Yahudi olması lazım.

    Ben kendi çevremde Aleviliğe geçmiş bir Türk ya da başka milliyetten kimse tanımıyorum. Örneğin şu linkteki haritaya bir bakarsanız göreceksiniz ki Aleviler esas olarak Dersim ve çevresinde yoğun olarak var. Örneğin Bolu’da ya da başka bir Türk şehrinde yaşayan bir Alevinin kökenini araştırın genellikle Kürdistan’dan sürgün edilmiş Kürdler önününe çıkacaktır. Bunların bir kısmı dedelerinin Kürdistan’dan geldiğini biliyorlar, bir kısmıda inkar ediyorlar ya da süreç içerisinde asimile olmuşlar.

    https://tr.wikipedia.org/wiki/Alevilik#/media/File:Alevis_in_Turkey.png,

    Alevilik milliyetçiliğe karşıdır demek ne kadar şaçmaysa, inanç öğretilerinin milliyeti olmaz demekte o kadar şaçmadır.

    Saygılar benden …

  3. Syn. Alan Lezan,, altta size verdiğim cevapta “”Alevilik bilinen semavi dinler gibi, tek tanrılı kitaplı peygamberlik, ahiret cennet cehennem anlayışlı bir ‘’DİN’’ değildir.”””” diye,, DİN olmadığını ve Sosyal paylaşımcı bir yapısı, RIZA şehri dedğimiz, Komünal bir düzen amacı (ütopyası) komünist olduğunu açıkça belirtim. Bedrettin hareketinide somut örnek olarak verdim. Alevilerin hepsi bunun bilincinde olsada olmasada Aleviliğin özünde bu var.

    Siz Aleviğin bir DİN olduğundan hareket edip, doğal olarak vardığınız sonuca varıyorsunuz.

    Saygılarımla
    Feramuz Acar

  4. Sayın Feramuz Sah Acar, ilkten cevabınız için size teşekkür ediyorum.

    Diğer konulara girmeden bu cevabımda sadece DAB adındaki “devrimcilik” kelimesi üzerinde kısaca duracağım. Diğer konuları –ileride el verdikçe- daha derin tartışmaya çalışacağız.

    Klasik “Devrimciliğin” tanımı kısaca şöyledir:

    Devrimci deyimini açıklamaya girişmeden önce devrimcinin amaçladığı olguyu açmak gereklidir. Devrimci, devrim için mücadele eden ve bunun için tüm yaşamını vakfetmiş olan insanlara denilir. Devrim ise, mevcut düzeni tümden ortadan kaldırmak ve yerine daha “iyi” ve daha “ileri” bir şeyler koymak eyleminin kendisidir. Burada esas olarak kastedilen devrimci kavramının tam karşılığı komünist devrimcidir.

    Elbette ki bir „Alevi“ dininden olan bir insan da komünist devrimci olduğu gibi, faşist-ırkçı ya da muhafazakâr, demokrat, milliyetçi olabilir; Tıpkı diğer dünyadaki dinler gibi. Bu çok doğaldır. Ama kalkıp bütün Alevilerin (demokrat, sağcı, solcu, milliyetçi, muhafazakâr vs.) yani hepsinin devrimci olduğunu söylemek yanlıştır.

    Aleviliğin “özü” ve tarihinde birçok ilerici ayaklanmalar ve “devrimciler” olmuş olabilir ama komünist devrimciler açısından her din gericidir. Komünist devrimciler genellikle ateisttirler ve Marx’ın deyişiyle dinin halk için bir afyon olduğunu ve bu nedenle dine karşı mücadele edilmesi gerektiğini savunurlar.

    Marx su tezleri ileri sürüyor:

    1) Dini bulan insanlarıdır. Din insanları bulmadı.
    2) Bu anlamda din eleştirilmelidir.
    3) İnsanlar soyut bir varlık değil, sosyal bir varlıktırlar. Söylenen ve yapılan her şey kendilerini kuskusuz etkiliyor
    4) Din insanlara güven, gurur ve benlik duygusu veren bir kurumdur.
    5) İnsanların dünyası devlet ve sosyalizasyondur.
    6) Bu devlet ve sosyalizasyon dini üretendir.
    7) Dini üreten bu devlet, sosyalizasyon ve kurumların özü sahtedir ve bu bağlamda onların verdikleri güven, gurur, benlik duygularda sahtedir.
    8) Bundan dolayı bu sahtekârlığa karşı mücadele vermek gerekiyor.
    9) Fakat bu mücadelenin özü sahtekâr dini üreten devlete ve kurumlarına karşı olmalıdır, çünkü bunlar yıkıldıktan sonra dinlerde kendiliğinden çözülür.
    10) İnsanlar kalpsiz dünyanın acısına dayanabilmek için bir ilaca ihtiyaç duydular. Bu ilaçta o dönem dindi. Diğer anlamda din: “Halk için bir afyondur”
    11) Bu uyuşturucu afyon ile insanlar mutlu olmayacaklardır. Egemen sınıf onlara bu afyondan bolca verebilir, ya da onlar kendisi bolca alabilir, bu da uyuşturulan halkın sistem üzerinde düşünmemesini engelleyebilir, fakat bu durum aç ve susuz insanları hep mutsuz edecektir.
    12) Din bu anlamda bir ideolojidir ve egemen sınıfı desteklemektedir. Bunu yaptığı için, özünde ilericiliğe ve özgürlüğe düşmandır, çünkü din insanlara var olmayan iyi bir dünyadan bahsederken onları bilinçli pasifleştiriyor, daha iyi bir yasam için mücadele etmelerini engelliyor.

    Yukarıda görüldüğü gibi devrimci komünistler bütün dinleri gerici olarak tanımlıyorlar ve onlara karşı mücadele verilmesi gerektiğini söylüyorlar.

    Oysa siz Aleviliğin “devrimci/komünist” olduğunu söylüyorsunuz. İşte bu bence çok yanlış ve büyük bir çelişkidir.

    Ben örneğin doğumdan Aleviyim ama devrimci komünist değilim. Daha çok sıradan milliyetçi demokratım. Size katılmam için komünist olmam mı lazım?

    Ayrıca “komün” ve “ komünist” kelimelerinin kökenini de araştırmak lazım. Bana göre Alevilik materyalist bir din/felsefe olabilir ama komünist olduğunu; sınıfsız, sömürüsüz bir toplum kurmak istediklerini sanmıyorum, çünkü Alevilerin çoğu hukukun üstünlüğüne, serbest piyasa ekonomisine dayalı demokratik ve özgür bir toplumda yaşamak istiyorlar. Tıpkı Avrupa ülkelerin de ki gibi.

    Diğer bir hususta Alevilerin öyle yıkacak, yeniden kuracak (Şeriat gibi) bir devletleri yok. Alevilerin aslında hiçbir kurumu neredeyse yok. Neyi nasıl yıkacaklar, neyi nasıl kuracaklar?
    Sonuç olarak nasıl ki, “Devrimci İslam Birliği” ya da “Devrimci Hristiyan Birliği” olmazsa aynı şekilde “Devrimci Aleviler Birliği” de olmaz, çünkü devrimcinin, komünistin bir kere dini olmaz.

    Bu bağlamda nasıl ki Kilise bütün Hristiyanlar için var (sağcı, solcu, dinci, ateist, muhafazakâr, demokrat, milliyetçi) ve her kese açıksa aynen öylede bütün Alevileri kucaklayan bir Aleviler Birliği olması lazım. Örneğin ben milliyetçi/demokrat bir Kürd insanı olarak komünist bir Aleviler Birliğini desteklemem, çünkü komünist değilim …
    Dostça Selamlar …

    Alan Lezan

  5. 1. Alevilik ‘’sadece’’ Kürtlere has bir inanç öğreti ‘din’ değildir, inanç öğretilerim milliyeti olmaz. Alev-İ-lik, Mezopotamya ve Anadolu kaynaklıdır. Bak. Ufra Göbeklitepe ve Burdur yöresinde arkolojik kazıda ortaya çıkan, 6 bin yıllık bir a-Luviyan cesedinin DNAsı ile kazıda çalışan Tahtacı Alevilerin DNAsı aynı çıkmıştır. Alevilik bölge haklarının kadim ortak inancıdır.

    2. Bektaşiliği (satılık dönekler aracılığı ile) dönem, dönem Osmanlı ve TC kullanmıştır ve Türk milliyetçiliği olarak pazarlamıştır. Fakat Hünkar Hace Beştaşın felsefesi Alevi felsefesinin o tarihlerde bir güncellenmesidir. ‘’72 millete bir bakmayan bizden değildir’’ diyen HBV ırkçı-milliyetçi değildir.

    3. Milliyet tanımlamanıza genel olarak katılıyoruz, biz bunu yurtseverlik olarak algılıyoruz.. Sizin de dile getirdiğiniz gibi, (Kürt halkı) ezilen haklar ırkçı milliyetçi faşist değildir. Türkiye’deki Milliyetçiler ve Ulusalcılar milliyetçiliği maalesef IRKÇI faşist bir çizgide yorumlayıp topluma dayatmaktadır.

    4. DAB adında ki ‘’Devrimci’’ Kelimesine gelince:

    a) Aleviler haksızlığa zalime zulme sömürüye başkaldıran bir geleneğe sahiptir. Babai, Bedreddin, Kalanderçelebi, PirSultan, 150 yıl süren Celali ayaklanmaları, Koçgiri, Dersim direnişi, Alevileri genelde sol sosyalist eğilimli olması, 68 devrimci hareket içinde yer alması vs. buna örnektir.
    b) Aleviliğin toplumsal ütopyası ‘’RIZA ŞEHRİ’’,, Kırklar ceminde bir üzümü tanesini LOKMAYI paylaşmak, Şeybedredin Börüklüce Mustafa Torlak Kemal,, Aydın ortaklar Köyünde oluşturulan,, yarın yanağından gayrı her şey ortak’’ komünal düzen; Evet Alevilik Komünisttir.
    c) DAB olarak, yoğun Asimilasyondan dolayı Alevi yol erkânında köklü bir reform ‘’DEVRİM’’ zorunludur diyoruz. VE Alevilik bilinen semavi dinler gibi, tek tanrılı kitaplı peygamberlik, ahiret cennet cehennem anlayışlı bir ‘’DİN’’ değildir.
    Bu nedenlerle ‘’Devrimci Aleviler Birliği’’ adını aldık.

    Alevilerin genel çoğunluğunun asimilasyondan dolayı, Aleviliği DAB gibi kavrayıp yorumlamadığını biliyoruz. Fakat Aleviliğin özünde bu vardır. DAB Alevilikte öze dönüş derken, bunu ÖZÜ öne çıkarıp, toplumda yer bulması için ortaya çıkmıştır.

    Feramuz Sah Acar

  6. Alevilik bilindiği gibi Kürdlere has bir dindir. Bu nedenle Hacı Bektaşi Veli’de çıkarılmalıdır.

    Albette Alevilik ırkçılığa karşı çıkabilir ama milliyetçilik başkadır.

    Milliyetçilik ve Irkçılık:

    Milliyetçilik kendilerini birleştiren dil, tarih veya kültür bağlarından bir üstyapı oluşturabilmiş sosyal birikimlerin adı olan millet veya ulus olarak tanımlanan bir topluluğun yaşama ve ilerleme ülküsünün toplumların ve insanlığın gelişmesini sağladığına inanan görüştür. (Wikipedia)

    İster sağcı, ister solcu, isterse dinci olsun, devlet ve toprak talebi olan herkes otomatikman milliyetçidir.

    Irkçılık genel olarak çeşitli insan ırkları arasındaki biyolojik farklılıkların kültürel veya bireysel meseleleri de tayin etmesi gerektiğine ve doğal sebeplerle bir ırkın (çoğunlukla kendi ırkının) diğerlerinden üstün olduğuna ve diğerlerine hükmetmeye hakkı olduğuna duyulan inanç veya bu değerleri kabul eden doktrindir. Irkçılık genel hatlarıyla incelendiğinde kendi kanını taşıyan, aynı dili konuşan ve aynı soydan gelenlerin başka soylardan gelenleri aşağılaması olarak algılanır. (Wikipedia)

    Atatürk, Hitler, Mussolini, Franko örneğin birer faşist ve ırkçıydılar.
    “Ne mutlu Türk’üm diyene!”, “Türkiye Türklerindir!” ya da “Bir Türk dünyaya bedeldir!” diyenler örneğin ırkçıdırlar.

    Kürdler milliyetçidir ama ırkçı değiller. Çünkü Kürdlerin devlet ve toprak talebi var ama milletini diğer milletlerde en üstün, en iyi, en güzel olduğunu söylemiyorlar, bilakis diğer milletlerle eşit haklar istiyorlar.

    Kürd milliyetçiliğinin ırkçılık olduğunu söyleyenler, Kürdleri bilinçli bağımsızlık yolunda saptırmak, caydırmak için söylüyorlar. Kürdlerde MHP veya Naziler gibi ırkçı parti yoktur.
    “Milliyetçiliğin iyisi yoktur, her türlü milliyetçilik kötüdür, her türlü milliyetçiliğe karşıyız, etnik milliyetçiliğe karşıyız, her etnik bir guruba devlet gerekmez sözleri Kürdler için, Kürdleri, Kürd hareketini durdurmak için icat edilmiş sözlerdir.” (İsmail Beşikçi)

    Milliyetçilik çağında bir millet milliyetçi olmazsa, başka milliyetçiliklerin oyuncağı olmaya mahkumdur.

    Milli ordusunu kuramayan bir millet milli birliğini kuramaz. Milli birliğini kuramayan bir millet milli devletini kuramaz.

    Bu bağlamda Aleviler (Kürdler) kendini İslam’dan tamamen arındırmalı ve özüne dönüşerek, sadeleşerek örgütlenmelidirler.

    “Devrimci Aleviler Birliği” İsmine gelince:

    Aleviden elbette devrimci, sağcı solcu vs. olabilir, tıpkı Hristiyan ve diğer dinlerde ki gibi.

    Bana göre “Devrimci Aleviler Birliği” dediniz mi ve üst sol köşede yumruk smbolünü koydunuz mu bunu gören herkes Alevilerin komünist olduğunu düşünür.

    Belki de sizin grubunuz böyle olabilir ama bana göre tüm Alevileri kucaklayan/kapsayan bir isim bulursanız daha iyi olur.

    Örneğin Almanya’da: Hıristiyan Demokrat Birliği (kısaca CDU, Almanca: Christlich Demokratische Union Deutschlands) Hıristiyan liberal ve muhafazakâr görüşte, merkez sağ pozisyonda bir Alman siyasî partisidir. Haziran 2008 yılında beri Almanya’nın, üye bakımından en büyük partisi gibi bir parti kurarsanız başka, ya da tüm Alevileri kapsayan -örneğin Kilise gibi- bir hareket olursanız daha iyi olur düşüncesindeyim.

    Yani kısaca isminizin önündeki “devrimci” lakabını pek beğenmedim.

    İyi çalışmalar dileğiyle
    Alan Lezan

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*


Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.