Haydar Ceylan
1 Mayıs 2020
ibreti bu hale insan acınır
ham sofular bu sözlerden gücenir
aslına ermeyen elbet gocunur
onu avutmaya mecbur değiliz
(Ozan İbreti)
Bir sabun kadar fayda sağlamayan inançlar, dizini kırdı evinde oturuyor. Bu bir yandan (doğa gibi) asimilasyona uğrayan ezilen inançların nefes almasına da sebeb oldu.
Şimdi dinlerin ve din üzerinden ya da din öncesi dinin temelini oluşturan idealist tüm görüşleri de (bir kez daha) çöplüğe attı.
İşid nasıl GERÇEK MÜSLÜMAN biziz diyen asimilasyon veya İSLAMİYET BARIŞ DİNİDİR diyenlere ilk şamarı vurup, kuran ve İslamın gerçeği ile bizi yüzleştirdiyse, en üst “aşamada” covid19 BİLİM İLE GİDİLMEYEN TÜM DİNİ İNANÇLARI KENDİ KARANLIĞINA GÖMDÜ! Elbet kapitalizm en belirleyici olandır ve o da insan, doğa ve gelecek açısından hayata nasıl değer verdiğini covid19 ile iyice gözümüze soktu. “Yeni süreç” yönetememe krizinin “tecrit et ve güvensizleştir” politikası üzerine kurulmaya başlanıyor. Saraylar ve saltanatlar “kağıttan kaplan” olduğu gerçeğini bu “sis perdesine” gizlemeye çabalıyor.
Konum bu değil, tabi ki DİNLER Mİ SABUN MU İNSANA DAHA FAYDALI OLDUĞU…
Aleviliğin “yeni çağda” en çok dillendirdiği “bilimle gidilmeyen yolun sonu karanlıktır” söylemi kendisi de dahil herkese soğuk bir duş aldırdı.
Şimdi asimilasyona uğrayan ve uğratanlara unutmamak üzere tarihsel Notlar bırakmamız gerek.
Bilimle gidilmesini söyleyen Aleviler, önderleri ve kurumları, bu süreçte kendi bünyelerinde ne kadar, bilim için BÜTÇE AYIRDIĞI, genç yetiştirdiği, (KADINA dair yönelimsizliği ve üzerinde ki “asimilasyon” gibi ) ortaya çıktı!
Koca bir “HİÇ” !
Bilimsel ve akademik çalışma yapmak isteyen, bunun ayağını Ören aydın ve ilerici misyonu yüklenenleri, kurumlardan atanlar, araştırmalar ile kendi tarihini Alevilere anlatmak isteyenlere, “her diploma sahibi olan BİR Alevilik oluşturuyor, “ceddimiz”, değerlerimize hakaret ediyor” gibi söylemlerle, kitlenin geri ve asimile edilmiş yanına seslenenler, şimdi sarayın “diplomasızları” olarak yerini aldı/alacakta! Alevi toplumuna bir faydası olmayacak…sabun sizden daha Alevice “iş yapmış” oluyor!!! dedirtiniz işte.
Aleviler, kurumlarına dönüp “gençlerimizin akademi ve bilime yönelmeleri için ne yapıyorsunuz, bir covid19 karşısında, hurafe içi boş tarihsel bir değeri ve gerçeğe uygun olmayan halinizi terk edin” demeli.
Görüşleri bir sabun kadar faydası olmayan DEDE,PİR , YÖNETİCİ yerine AKADEMİK VE BİLİMSEL GERÇEĞE KENDİNİ ADAYAN, pir ve yöneticiler istemeli!
Bahsettiğimiz sadece sistem eğitimi almış insan değil, iz süren, sorgulayan, tarihsel gerçeğe uygun ve günü yorumlayan insandan da bahsetiyoruz.
Bu zorunlu gerçeği göremediğimiz müddetçe, şimdi olduğu gibi, kendi ölümüne merhem olmayan “medet ” umduğunuz yerler değil , MEDETTİ kapitalist BİLİMDEN BEKLEDİĞİNİZ gerçeğinizde, çaresizce yaşamaya mahkum olursunuz/oluruz!
Gençlerimize kör değil GÖR bir gelecek bırakmazsak, yerine( dinlerin çöktüğü bu kadar net bir süreç de)YARIN BUNLAR YAŞANMAMIŞÇASINA, sizlere yine “HÜLYALI TRANSLAR” vaadediyor olacaklar!
“Aynı deneyi yapıp farklı sonuçlar bekleyen” aptal yada sabun kadar insana faydalı bir ABDAL olmak kadar net bir çizgi…
Elbet bu Aleviliğin kendi ana dili ile mümkün!
Bu Kendine ait olmayan her tavır, ritüel, söylem ve YOL dan uzak, kendi UZUN YOL yürüyüşüne dönmeli! Kendine dönmeli ve BİLİMİ AKADEMİK ÇALIŞMAYI KENDİNE REHPER ETMELİ!
Ancak o zaman gençliğini ve geleceğini çağın koşullarına göre hazırlar. Bu da ANA DİLİNDEN KONUŞMASI İLE MÜMKÜNDÜR!
Kendine ait olmayan bir dil ile ne pratiği ne teoriyi üretemeyeceği, “SABUN” KARŞISINDA Kİ ÇARESİZLİĞİ İLE ORTADA!
Çocuklarınıza çağdışı değil çağa uygun bir YOL bırakın.
“Sözü Aşk ile başlayıp aşk ile biten bir YOL“ (Tayfun Yasin ne kadar güzel özetlemiş) bu AŞK’a, bu YOL’a ihanet etmeyin YARENLER!
Aşk ile beslenen genç beyinler, sabun kadar faydası olmayan ASİMİLASYONCU ZİHNİYETE terk etmeyin!
DUYGULAR DÖNÜŞTÜ SÖZE Erenler zehir getirin,Balınan öldürmen beni.Bağrıma diken batırın,Gülünen öldürmen beni. Hiçlik aleminde mestim,Varlık sevdasını kestim,Yokluk benim eski dostum,Malınan öldürmen beni. Yar diyerek yana yana,Can teslim ettik canana,En yakınım kıysın bana,Elinen öldürmen beni. Bir aşktır düştü özüme,Yanarım kendi közüme,Leyla görünüp gözüme,Çölinen öldürmen beni. Duygular dönüştü söze,Yanık seda işler öze,Dertli dertli vurup saza,Telinen öldürmen beni. Hüdai’yim daldım gama,Saldı beni demden deme,Asın kesin yüzün amma,Dilinen öldürmen beni…Aşık Hüdai ( 1940 – 2001 |
Aşk ile
İlk yorum yapan olun