2025 YILI BARIŞ YILI OLA.
Bilimin, Sevginin, Eşitliğin, Paylaşımın, Aşkın, Gönüllerde Mekan Tuttuğu Yıl Ola.
Geçen yüz yılda, 1900’lü yılların başında dünya ekonomik bir buhran / kriz içindeydi, bu krizi atlatmak için Latin Amerika talan edilmişti.
Afrika’da işgaller son hızla sürerken, Güney Asya’da işgal ve ticari koloniler kurulmaya babanmış.
Dünya da paylaşımın kapitalist düzenler arasında yeteri kadar kabul görmeyen bu işgaller ve her işgal yeraltı kaynakları ve yer üstü kaynaklarını sömürmek için yapılıyordu.
Asya’da baharat ve ipek önem kazanmıştı bunların paylaşımına işgalci emperyalist güçlerin itirazları vardı ve bu 1910’lara gelince savaş kaçınılmaz oldu ve 1. Dünya paylaşım savaşı başladı.
Arkasında 1920’lerde Ekonomik kriz yeniden patlak verdi 1929’da fazla üretilen mallar elde kalınca,
2. Dünya Emperyalist ve Faşist bir savaş daha başladı. 1940’ların sonunda İki Emperyalist Paylaşım Savaşta 80 Milyonun üzerinde insan katledildi.
Bir 3. Dünya savaşının olmaması için, önlem olarak askeri Paktlar kuruldu. Varşova ve Nato ikisi arasında soğuk bir savaş yürütüldü ve bu silahsız görünen savaş aslında silahların yarıştığı bir savaş olarak Tarihe kara bir Mizah olarak düştü.
Sosyalist denilen doğu blok gerçekten real bir sosyalizm yerine Emperyalist Batı blok karşısında Halkların Refahını unutarak, silahlanmayı ön planda tutunca kendi sonunda getirmiş oldu.
Bu arada 60 ve 70’li yıllarda bir çok ülke batı hegemonyasından bağımsızlığını kazanırken, Doğu bloku daha da despotlaşmakta idi.
Bu despotluklar 80’li yılların sonunda doğu blokunun sonu oldu. Doğu blokundaki Halklar birer birer bağımsızlıklarını ilan ederken. Batı emperyalizmi boş durmadı halklar arasını, casusları vasıtası ile nifaklar sokarak, milliyetçiliği körükleyerek, doğu blokun parçalanmış birliklerini kendi içinde kızıştırarak silah satmaya başladılar buda Yugoslavya’da olduğu gibi soykırımlara varan halkların imhasına gidildi ve parçalar daha da çoğalarak batıya ucuz işçi olarak transfer edildiler.
Ülkemizdede durum değişmedi. Batının özellikle ABD Emperyalizmin yerli işbirlikçileri Kontraları önce hedeflerine aldıkları şahsiyetleri öldürterek Maraş’a, Çorum’a kadar imha ve katliamları Alevilerin üzerinde uyguladılar. Bu uygulamalarında devrimci direnişlerle karşılaşınca hedef ve planlarını hep geriye attılar. Fakat 1980 Askeri Cuntanın eliyle, yapamadıklarını, yaptıran emperyalistler ülkeyi ekonomik olarak kendilerine mecbur ve muhtaç duruma düşürdüler. Daha sonra kaldıkları yerde katliamlarına devam etmek için İslamcı, Dinci, gerici, faşistleri Camiden vaazlar vererek Sivas-Madımak katliamı, sonra Hayata dönüşle Devrimci tutsakları sonra Gazi, Gezi, Roboski, Suruç, Hatay, Ankara-Garı ve benzerlerini ayrıca Kürt illerinde Hendekleri bahane ederek katliamlar yaptılar.
Bu arada başlamış Irak Körfez savaşı ile Arap baharı alevlerini Müslüman Kardeşler üzerinde Kuzey Afrika’da ve Orta Doğuda hayata geçirirken 2012 de özelikle Suriye’de iç savaş ile 2019 gelene kadar dünyanın neredeyse her kıtasında savaşlarla hakları birbirine kırdırmaya devam ettirerek, kendi ekonomik krizlerini silahlar satarak bertaraf etmeye çalıştılar, fakat henüz başaramadılar.
2020 yılına girerken 20 yüzyılın bir kopyası ve bir başka versiyonuyla karşı karşıya geldik.
Globalim giderek daha da saldırgan hal alırken, yeni gelişmekte olan ülkelerde kendilerine biat edebilecek despotlar, diktatörler yaratıp işbaşına getirip son yüzyıldan daha katı taktiksel savaşları kendi yarattıkları taşeron örgütler eliyle savaşları yürüterek halklar arasında bölünmüş taraflar yaratıp iki tarafa da silah satıp emperyalist emellerine öldürülen halkların kanı ile ulaşırken bir o kadar da ilaç satmayı başardılar. Bu arada asimle olmuş halklar kendi içlerinde çıkan çatışmaların sunni bir çatışma olduğunu göremeyecek kadar kör, sağır kaldılar ve efendilerinin emirleri ile birbirlerini yakıp, yıkıp , boğazlayıp öldürürken, sağ kalabilenler de yerinde yurdunda olmuş mülteciler olarak savaşı çıkaran devletlerin yardımına muhtaç duruma getirildiler. Oysaki silah satıp milyarlarca Euro / Dolar kazanan emperyalistler birde bu yardımı insani bir yardımmış gibi göstererek. Mecbur ettikleri mültecilerden de dualar almayı da başardılar.
Bunlar sadece buz dağının görünen kısmı diyebiliriz. Buna Karşı ne yapılmalı.
Bölünüp, parçalanan halklar, Ötekileştirilen İnsanlar, İnançlar, Demokratik, kurum ve kuruluşlar asgari müştereklerde birleşmek zorundalar ve birlikte bu 3. dünya savaşına dur demeleri gerekir. Ayrıca silah fabrikalarının kapatılması için mücadele edilmeli ve nihayetinde kapatılıp silahsız bir dünya yaratılmalı ki sonsuz bir barışa ulaşılabilsin. Bu anlamda Aleviliğin Rıza şehrine ancak böyle ulaşabilmek mümkün olur. Ya birlikte mücadele eder birlikte özgürlüğe kavuşuruz, yada bu para hırsında-kiler kendileri ile birlikte hepimizi bir gün henüz bilmediğimiz bir silahın bir delinin elinde patlaması ile yok olmaya mahkum oluruz. Bu silahlardan biri de “Covid” ve bizi iki üç yıl evlerimize kapatmayı başardılar. Bizleri birbirimizden uzaklaştırdı ve dünyada olup biten üzerinde tartışmamızın önüne geçmiş oldular ki meydan boşaldı ve onlarda kukla iktidarları vasıtası ile istediklerini yaptılar ve yapmaya devam etmekteler.
Orta-doğudaki katliamlar bu kapitalist ailelerin çıkarlarına göre yapılan planların bir parçasıdır. Büyük Orta Doğu Planı Projesi ( BOP) 2012’de olduğu gibi aralıksız ve 2024 dede tam işlemeye devam etmiştir.
Günümüzde Suriye’de HTŞ ve İŞİT gibi dinci, kinci, kelle kesen örgütlerin iş başına gelmeleri de bu planın bir parçasıdır.
Birkaç gündür, Suriye’deki azınlıkların ve özelikle de Müslüman olmayan azınlıkların Alevilerin etnik grupların bir katlim ile karşı karşıya oldukları görünüyor. Ve yer yer insanlar sorgusuz kurşuna dizilerek katlediliyor. Bu katliamlara ve planlara dur diyebilme ancak birlik olmalıyız, direniş ve mücadelelerle tüm canlıların ve insanlığın yaşamını kurtarmak için bir zorunluk olduğunun farkındayız. Öyle ise hemen tüm ezilenler, ötekilenen sınıflar, halklar, inançlar bu birlikteliği var etmeliyiz.
Bunu nasıl yapabiliriz sevgiyi insanların gönlünde filizlendir erek başarabiliriz. Eğitim, Bilinç ve Sevgi kurtuluşun reçetesidir.
En azında bu birlikteliği biz Aleviler olarak var edeceğimize inanıyorum.
2025 Yılı ve geleceğin barışı, huzuru, bilgi, bilinçle ve bolluk içinde olması dileklerimizle. Evrenin ışığı, enerjisi Aşkı ile.
Dünya halkları savaşsız barış içinde sağlıklı MUTLU bir yaşamları ola. Güneş her sabah doğduğu yere bolluk bereketle doğa. Fakir fukara aç kalmaya. Açlar doya. Kimseler yerinde yurdunda olmaya.
Bu dileklerimizi Hak ve Hakikate sunduk kabul ola. İnsanlığı bilen cümle Canlara Aşkı niyazlarımı sunarım.
Ya Xızır Sen Gerçeksin.
Gerçeğe HÜ / Aşk ile
27 Aralık 2024 Berlin