KADINLARIN İŞİ ÇOK ZOR! (Arif Tekin)

KADINLARIN İŞİ ÇOK ZOR!

İçindekiler

Hz. Muhammed: “ Sizden

 biriniz hanımını, köle-cariye döver gibi dövmesin. Günün sonunda onunla cinsel ilişkide bulunmak da var” diyor. Kısa bir açıklama; ama birkaç açıdan tehlikeli. Köle cariye döver gibi dövmeyin. Yani köle cariye zaten var islamda(ki insanlık dışı bir uygulama), bir de dövülmeleri meşrudur diyor. Diğer büyük hata, kadınlarınızı dövün; ancak köle ve cariye gibi olmasın: Dozajları biraz daha düşük olsun. Bütün bunlar bu kısa açıklamanın sonuçları. Zaten hadis var. Hanımlarınızı döverken yüzlerine vurmayın, yara açacak şekilde olmasın diyor. Geniş bir konu. Ben sadece bu kısa hadiste vurgulanmak istenene dikkat çektim. Bunu altı hadis kaynaklarından Buhari, Müslim, Tirmizi, Nesai ve İbni Mace işlemişler. Ayrıca mezhep lideri Ahmet b. Hanbel defalarca yazmış. Diğerlerini saymıyorum.

Hz. Muhammed’in” Kadınları döverken cariye ve köle döver gibi dövmeyin” sözünü işledik. Burada ister istemez şu soru akla gelir: Peki koca hanımını nasıl dövmeli veya bu dövmenin ölçüsü ne? Bir kere Kur’an dövebilirsiniz derken ölçüsünden bahsetmemiş(Nisa, 34). Muhammed bir sözünde ” Dövün ama aşırıya kaçmamak kaydıyla” demiş. Bu da pek net değil. Kullandığı ifadenin Arapçası şöyledir: اضربوهن ضربا غير مبرح. Aslında sadece bu dövme meselesinden güzel bir kitap çıkar. Şimdilik şöyle yapalım. Bu dövme konusunda iki arap alimin videolarını izleyelim. Biri Suudi Arabistan’ın popüler müftüsü Muhammed Arifi, diğeri de Kuveytli alim meşhur Osman el-Hamis. Vereceğim kısa videolarını herkes izleyebilir. Arapça şart değil. Çünkü görüntüden anlaşılır. Her ikisi cebinden misvak(diş fırçası) çıkarıp bu dövmenin -kendilerince- derecesini, ölçüsünü gösteriyorlar. Bundan demek istedikleri, şerefli, gururlu bir kadına sen kalkıp misvakla, kalemle vursan o anlar, yola gelir. Senin kalkıp illa ki onun çenesini, bacağını kırman gerekmiyor, bunu demeye getiriyorlar. Kendilerince bu dövmenin dozajını biraz hafifletiyorlar

(Buhari, Nikah 93/5204, Müslim Cennet 13, Tirmizi Tefsir, Duha 3343, İbni Mace Nikah 51/1983, Nesai, S. Kübra no: 9121, Ahmet, Müsned no: 16223-24)

 

 

YouTube player

 

YouTube player

Diğer Kur’an meallerini bir kenara bırakalım, sadece Diyanet’in Kur’an meallerine bakalım. Bu konuda Diyanet’in 4 farklı Kur’an meali var. Eski meal, Yeni meal, Diyanet vakfı ve Kur’an yolu mealleri. Her dördünde dövmekten söz eden ayete” Koca hanımını dövebilir” anlamı verilmiş. Doğrusu da budur zaten.

Prof Hasan Aydın ve Prof Mahmet Dağ.
Ortaçağ İslam kültüründe felsefe, s. 111
Burada Ebu Bekir Zekeriya er-Razi’den uzunca bahsediyorlar. Bundan şöyle bir bilgi aktarmışlar. Şeriat sahipleri(bugünkü tabirle Müslümanlar), dinlerini önderlerinden taklit yoluyla(araştırma- sorgulama yapmadan) öğrenirler. Bunların ilkeleri, akıl ve incelemeye karşı çıkmak. Bunlar, araştırma ve inceleme yapanları şiddet kullanarak sakındırırlar ve engellerler. Önderlerinden din konusunda araştırma yapmayı yasaklayan haberler naklederler ve rivayetlere aykırı davrananları kâfirlikle itham ederler. Onların öncekilerden rivayet ettikleri şeyler şu şekildedir: Din hakkında tartışmak ve düşünmek küfürdür; kim dinine kıyas sokarsa, sonsuz bir karışıklığa neden olur; Tanrı hakkında düşünmeyin, yaratıkları üzerinde düşünün; kader Tanrısal bir sırdır, onu araştırmayın; bu konuya dalmayın, sizden öncekiler bu konuyu tartıştıkları için helak oldular. Bu davanın sahiplerine, davanızın doğruluğunun kanıtı nedir diye sorulursa, hiddetlenirler. Kendilerinden kanıt isteyenlerin kanını dökmeye yönelirler. Böylece akılsal araştırmayı engellerler; muhaliflerini öldürmeye yönelirler.
Evet; 11 asır önce yaşayan bir insan böyle düşünmüş, biz ise bu çağda hala hikayeler, masallar peşindeyiz.

(Ebu Bekir Zekeriya er-Razi(251/865 doğum, 313/925 .ö