4. ALEVİLİKTE NE VAR NE YOK ?
8. Alevilikte Baskı ve İtaat Yok
Hakikatçi Alevilikte, bireylerin özgür iradesine ve düşünceye dayalı bir yaşam anlayışı esastır. Baskıya ve itaate dayalı sistemler, insanın doğasına aykırı görülür. Alevilik, bireyin kendi hakikat yolculuğunu özgürce sürdürebilmesi için özgürlüğü ve rızalığı temel alır.
Özgür Düşünce ve Vicdan İlkesi
Alevilikte birey, kendi aklı ve vicdanıyla hareket eder. Doğrunun ve hakikatin dışsal bir otorite tarafından dayatılmasına karşıdır. Her insanın hakikati kendi yaşamında arama ve yaşama hakkı vardır. Bu yaklaşım, özgür düşünceyi Aleviliğin temel ilkelerinden biri haline getirir.
İtaatin Reddi
Alevilikte birey, ne bir otoriteye ne de bir sisteme körü körüne itaat etmek zorundadır. İtaat, bireyi köleleştiren bir araç olarak görülür. Bunun yerine, rızalık ve gönüllülük esas alınır. Bireyler, özgür iradeleriyle toplum düzenine katkıda bulunur ve sorumluluk üstlenir.
Baskıya Karşı Direniş
Tarih boyunca Alevilik, baskıcı sistemlere ve otoritelere karşı direnişin simgesi olmuştur. Zulüm ve haksızlığa boyun eğmemek, Alevi felsefesinin temel prensiplerinden biridir. Bu direniş, adaletin ve eşitliğin sağlanması için bir gereklilik olarak görülür.
Rızalık Üzerine Kurulu Toplum
Baskının olmadığı bir toplum düzeni, ancak rızalık temelinde var olabilir. Alevilikte bireyler, birbirleriyle rızalık temelinde ilişki kurar ve toplumsal kararlar ortak iradeyle alınır. Bu, hem bireysel özgürlüğü hem de toplumsal barışı güvence altına alır.
Hakikat Arayışında Özgürlük
Alevilik, bireyin hakikate ulaşma yolculuğunun özgür olması gerektiğini savunur. Baskı ve itaat, bu yolculuğu engelleyen unsurlar olarak görülür. İnsan, aklını, vicdanını ve doğayla olan bağını özgürce kullanarak hakikati deneyimlemelidir.
Sonuç
Alevilikte baskı ve itaatin olmaması, bireyin özgürlüğünü ve toplumsal barışı teminat altına alır. İnsanlar, gönüllülük ve rızalık temelinde hareket ederek hakikate ulaşır ve daha adil bir toplum inşa eder. Bu anlayış, baskıya ve itaate dayalı sistemlere karşı güçlü bir alternatif sunar.
9. Alevilikte Cami ve Kilise Yok
Alevilikte, geleneksel dinlerdeki cami ve kilise gibi ibadet yerlerine duyulan ihtiyaç yoktur. Alevi inancı, her bireyin ve topluluğun doğayla ve birbirleriyle doğrudan ilişki kurarak ibadet etmeyi esas alır. Bu, Aleviliğin evrensel değerlerine, özgürlükçü yapısına ve bireysel hakikat arayışına tam anlamıyla uyum sağlar.
Cem Evleri ve Doğa Kutsaldır
Alevilikte, toplu ibadetler genellikle cem evleri olarak bilinen mekanlarda düzenlenir. Ancak cem evleri, bir “ibadet yeri” olmaktan öte, topluluğun bir araya gelip, bilgi ve deneyimlerini paylaşarak ruhsal olarak büyüdüğü, adalet, eşitlik ve sevgi anlayışının egemen olduğu alanlardır. Cem evleri, birer kültürel ve manevi paylaşım alanıdır. Ayrıca, doğa Alevilikte kutsal kabul edilir; dağlar, nehirler, ağaçlar ve diğer doğal unsurlar, ilahi olanın bir yansımasıdır ve ibadet doğanın içinde de yapılabilir.
Toplumsal Paylaşım ve Ortak Ruhsal Yaşam
Alevilikte, cami veya kilise gibi merkezleşmiş ibadet yerleri, bireylerin dışsal bir yapıya bağlı olmadan kendi hakikat yolculuklarını ve toplumsal sorumluluklarını yaşadığı yerlerle yer değiştirilir. Cem ve semah gibi ritüeller, topluluk içinde gerçekleşir ve bireylerin bir arada yaşadıkları bu deneyim, her bireyin içsel huzurunu ve toplumsal birlikteliği pekiştirir. Alevi inancında, “ibadet”, yaşamın her alanında ve her anında insanın doğru şekilde yaşaması anlamına gelir.
İbadet Her Yerde ve Her Zaman
Alevilikte ibadet, sadece bir mekânda, belirli zamanlarda yapılmaz. İnsan, her an, her yerde Hakk’ın varlığını hissedebilir ve ilahi olana yaklaşabilir. Bireylerin, Hakk’la ve evrenle olan bağlantısı doğrudan bir deneyim olarak kabul edilir. Alevilik, kişinin ruhsal ve ahlaki gelişimi için ibadet ve törenlerin toplumsal olarak anlam taşıyan birer aracı olmasına odaklanır.
Bireysel İbadet ve Manevi Bağ
Alevilikte, her birey kendi hakikatine ulaşmada, doğrudan doğa ve evren ile temas kurarak ibadet edebilir. Dini ritüeller ve manevi etkinlikler, insanın özgürce kendini ifade edebilmesi, hakikati arayabilmesi için birer araçtır. Bu, insanın ruhsal gelişiminin, merkezi bir kurum veya yapıya bağlı olmadan kendi içinde ve toplulukla bir bütün olarak gerçekleştirilebileceğini gösterir.
Sonuç
Alevilikte cami ve kilise gibi dışsal ibadet yerleri yoktur çünkü ibadet, her yerde ve her an var olan bir şeydir. Cem evleri ve doğa, kutsal kabul edilen yerlerdir ve insan, doğrudan bu mekânlarda veya içsel dünyasında Hakk’a yaklaşabilir. Alevilik, bireylerin kendi hakikat yolculuklarını özgürce sürdürebilecekleri bir yaşam anlayışını benimser ve buna bağlı olarak, herhangi bir yapıya veya merkeze gereksinim duymaz.
Aşk ile Mehmet Yapıcı ( DEVRIMI )
DEVAM EDECEK