
SİZE NE OLDU?
Romalı devlet adamı CİCERO diyor ki; “En ağır ve en öldürücü İHANET en yakınındakilerden gelir.” Evet, bilgin ve filozof olan CİCERO çok haklı zira hiçbir kimse yakınlarına karşı tedbir almaz, almayı da düşünmez…
CHP’nin 38’nci Olağan Kurultayının ardından basına ve kamuoyuna yansıyan ve devamında mahkeme sürecine kadar giden kimi gelişmeler yaşandı. Burada bu konulara girmek istemiyorum! Bu gelişmelerden kaynaklı olarak kimi trol hesaplar üzerinden ve de açık hesaplar üzerinden yaklaşık 2-3 aydır CHP bir önceki Genel Başkanı Sayın Kemal KILIÇDAROĞLU’na, ahlak dışı bir şekilde hakaretler ve küfürler edildi. Dün de bir “Cemevi”nde “edep ve erkâna uymayan” bir şekilde böyle bir şeye tanıklık ettim ve çok üzüldüm… Bu mekânda böyle şeyler olmaz diyerekten itiraz ettim. Evet, onurlu insanlara düşen görev; aşağılık linç kampanyalarına, hakaretlere ve küfürlere dur demek ve set çekmektir yani engel olmaktır diye naçizane düşünüyorum…
Sizler CHP’liler olarak, bir kısmınız Partinizin 38’nci Olağan Kurultayının ardından basına ve kamuoyuna yansıyan iddiaların ve devamında mahkemeye kadar giden sürecin yanlış olduğunu dile getirebilirsiniz. Bir kısmınız da hayır, bu iddialar doğrudur diyebilirsiniz. Açıkçası bir kısmınız parti içi muhalefeti, bir kısmınız da mevcut yönetimi destekleyebilirsiniz. Siyaset zemininde bu durum gayet normal bir şeydir. Ama hiçbir kimsenin, hiçbir kimseye izlediği siyasetten dolayı hakaret ve küfür etmeye hakkı yoktur. (Bu arada Mahkeme Kurultay duruşması 8 Eylül’e ertelendi.)
Sayın KILIÇDAROĞLU’na CHP Genel Başkanı olduğu dönemde izlediği kimi siyasetten (“Ekmek için Ekmellettin” ve de “kimi siyasetçilerin dokunulmazlığının kaldırılması meselesi” vb.) dolayı; medeni bir üslup içerisinde eleştiri yönelten bir CAN olarak diyorum ki; Saraçhane Medyasının” gazıyla ve fonlarla beslenen gazetecilerin algısı yönetimiyle; Sayın Kemal KILIÇDAROĞLU’na saldırmak, hakaretler ve küfürler etmek ayıptır, günahtır ve zulümdür! Hakikat Yol’u (Alevilik) edep ve erkânından öğrendiğim dil ile “Kendine ağır geleni başkasına yapma ve söyleme”, Yol’un ilkesine uy “Eline, Beline, Diline Sahip Ol” bu ilkeden hareketle de biraz edep, biraz vicdan, biraz izan diyorum…
Sonuç olarak: canhıraş biçimde Topal Osman’ın yolundayım diyen İMAMOĞLU savunuculuğu yapan, edep ve erkâna uymayan davranışlarla Sayın KILIÇDAROĞLU’na küfür ve hakaret ederek birilerine şirin gözükmeye çalışan “Alevilerin” acaba ne kadarı İBB’de çalışıyor veya İBB’nin fonladığı “Cemevleri” ile bağlantılı? Çok merak ediyorum. Araştırmaya değer bir konu diye naçizane düşünüyorum.
Mehmet Kabadayı