Müsahiplik Erkânı (3)—

10959419_1603326246567340_847979417965581612_n

Müsahiplik Erkânı (3)—…Sonra, musahip kardeşler için çerağ (delil) uyandırılır. Dört kapı hakkına dört mum hazır bulundurulur. Delilci, her mumu teker teker “Aşk ile Bismişah! Şeriat hakkı, tarikat hakkı, marifet hakkı, hakikat hakkı için” diyerek uyandırır. Buna delil yada çerağ uyandırmak denir. Sonra delilci, kendi hizmeti için pir önünde dar olur:

“Aşk ile!..
Uyandırdım çerağımı dört kapı, kırk makam aşkına. Hakk ceminde görüldü vardan var eden Hakk’ın aşkına! Dört can bir bedende can olacak, cem olacak, edep erkân görüp haldaş olacak. Bu meydandan el-rıza alıp kardaş olanlar aşkına, hal ehli aşkına, yol ehli aşkına! Dar-ı didar gören nur cemaller aydın ola! Akşamlar hayır ola! Hayırlar feth ola! Şerler def ola!.. Gerçeğe hü! Yuf münkire! Yuf münafıka, yuf benliğe! derim pirim ve pir nefesi dilerim.”

Pir çerağ hizmetlisine bir gulbank okur:
“Aşk ile!..
Hizmetin kabul ola, verdiğin hizmet seninle ola. Makbul ola. Yüzün ak ola. İsteğin dileğin feth ola. Durduğun dar, yürüdüğün yol seninle ola, aydınlık ola, itibarını artıra!.. On iki ocak, mürşidi pak, on iki nur-u iman, on dört masumu pak, on yedi kemerbest hakkı için meydanımıza nur gele, aydınlık gele cehalet def ola! Bu meydandan her haneye nasip gide!.. Hızır yoldaşın ola!.. Dil bizden ola, kerem Hazreti Pirden ola. Gerçeğe Hü!.. Yuf münkire, yuf nekire!..”

Delilci dardan inip makamına çekildiğinde rehber devreye girer:
“Bismişahl Halla Halla! Aşk ile erenler! Dem ola, edeb erkân yürüye!..” der.
Bütün meydan erenleri duruş ve oturuşlarını düzeltir erkân durumu alır, “Gerçekler Aşkına olsun” der baş keserler.

Rehber önde, sol başta mürebbi, onun yanında iki erkek musahip kardeşler sağ eller sol ellerin üzerinde boyun hizasında, göğüs üzerinde kemend-dest olurlar. Sağ ayak baş parmağı sol ayak başparmağı üzerine konur ve ayaklar birlenir. Bu duruş görgüde dar duruşudur. Buna, “dar nizamı”denir. Kadın kardeşler sol el üstte olacak şekilde sol el sağ omuza doğru sağ el sol omuza doğru çapraz kemend-dest olurlar. Keza onların da ayakları ifade ettiğimiz gibi birlenir. Böylece meydana pir önüne yürürler.

Meydana üç adım yürünür rehber durur, “merhaba şeriat erenleri” der. Pir “Gerçeğe hüüü! Ya şeriat yolcusu nereden gelip nereye gidiyorsun?” diye seslenir. Musahipler sağ ayak baş parmağı sol ayak baş parmağına dokunacak şekilde yine Dar olup baş keserler. Meydan erenleri, “Hü!.. Gerçekler Aşkına Olsun!” der baş keserler. Musahip adaylarının bu duruşu masumiyetin ifadesidir. Çocuğun ana rahminden doğuşuna işarettir ve çocuk saftır, paktır, masumdur. Musahiplik ise ikinci doğuştur Kızılbaş yolağında. Bunun dışındaki açıklamalar ne yoldur ne erkân.

Rehber pire, “şeriatten gelip tarikata yol alıyoruz destur olursa” der. Pir, “gidemezsiniz” diye karşılık verir ve altısı birden, geriye çekilerek yine eşiğe gelirler. Tekrar üç adım atıp meydana girerler ve cümleten yukarda belirtildiği gibi dar olurlar.

Rehber: “merhaba tarikat erenleri!..” der
Pir devreye girer: “Gerçeğe hüüü tarikat yolcusu! Nerden gelip nereye gidiyorsun” diye tekrar sorar. Rehber: “tarikattan gelip marifete gidiyoruz” diyerek cevaplar. Musahipler dar olup baş keserler. Meydan erenleri, “Hü!.. Gerçekler Aşkına OIsun!..” der ve baş keserler. Pir, “gidemezsiniz” der. Söz tamamlanınca tekrar erkânı bozmadan eşiğe gelirler. Bu kez aynı işlem, marifet kapısı için tekrarlanır ve pirin sorusuna rehber: “Marifetten gelip hakikata gidiyoruz” diye cevap verdiğinde, bütün dar meydanı sessizleşir. Bu içe kapanmadır. İç muhasebesi yürütülmektedir bu anda.

Pirin sesi duyulur:
“Bismişah! Halla Halla!.. Orada durun erenler!.. Hakikat kapısı sır doludur. Yolu yokuştur. Borandır kıştır. Yokuşlar geçit vermez, boran kış aman dinlemez! Bu yol demirden leblebidir yiyemezsiniz, bu yol ateşten gömlektir giyemezsiniz! Bu kapı teslimi rızalık kapısıdır. Rızalık lokmasını yiyemezsiniz. Candan geçilir ama yoldan geçilmez. Can kurban edilir ama ikrar kurban edilmez. Bu sebeple meydan erenleri size gelme gelme derler. Düşündünüz mü? Özünüz ve sözünüz bir midir? İçinizde kuşku kubur kalmaya varın bir daha düşünün!” der.

Rehber: “Gerçeğe Hüü!.. Pirim, Hızır ile yoldaş, Mansur ile dardaşız. Hakk meydanındayız, dar-ı didardayız. Gerçekler meydanında üryan büryanız. Bu meydanda saklıya, gizliye, yalana, iki yüzlülüğe yer yoktur. Rehber, mürebbi, talip halleştik, dört baş bir beden olmaya kavilleştik!.. Hak sahiplerinden el rıza alınmıştır. Gerek ki, meydan erenlerinden de alına, birliğe yetile!.. Bedenimizi zahiren, canımızı batınen hak yoluna verdik, talip olduk. Sırdan içeri girdik. Güruh-u Naci didarına nail olduk. Sırdan içeri sır vardır duyduk. Menzilimizdedir. Ser verir sır vermeyiz. Cefasına, sefasına kavli karar ettik. Şüpheyi, ikiliği yüreğimizden sildik, süpürdük. Dört can tek nefes birliğe yettik. Halimizi Hakk huzurunda erenler meydanına serdik. Dar bizim, didar meydan erenlerinindir, Pirimizin hak nefesi bizimle ola! Gerçeğe hü!..”

Pir: “Eyvallah erenler! Vereceğiniz ikrar sonsuza kadar.sizinle olsun. İkrarınız lmanınıza yoldaş olsun! Hak sahiplerisırdaş olsun, gözcü olsun, sahip olsun!..” der ve meydan erenlerine seslenir “Hü!.. Aşk ile meydan erenleri!.. Canlar Hakk meydanında birliğe yetmeye ikrar verip iman etmeye hazırlar. Hâlâ Dar-ı Mansur’dalar. Dilleri tercüman canları kurbandır. Bu meydanda, bu erkâna söyleyeceği olan var mıdır? Duydunuz, dinlediniz. Yol erkân sahibisiniz. Diyeceği olan adalet ve vicdan üzerine diyeceğini desin? El-rıza versin, diyeceği olan yoksa, ağzını ebediyyen mühürlesin” diye sorar.

Meydan tarafından: “Aşk ile erenler!” denip baş kesme gerçekleştiğinde, rızalık verildiği, kimsenin diyeceği olmadığı anlaşılır. Ve pir meydana: “Hakk da sizlerden razı olsun, Hızır yardımcınız olsun” der teşekkür eder.

Sonra dardakilere ve meydana döner “Gerçeğe Hü erenler! ikrar için erkân olsun” der. Rehber; “Edep erkan! Gerçeğe Hü!” der ve asıl erkân bundan sonra başlar. Meydan sükût eder. Divanın sol tarafına “on dört masum-u pak” girer, Sağ tarafında “on yedi kemerbest” yer alır. Böylece erkân yürür.

Kızılbaş Alevilikte Yol Erkan Meydan, Haşim Kutlu, Yurt Kitap Yayın

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*


Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.