
HAKİKAT YOL’U (Alevilik) – 19
İçindekiler
Hakikat Yol’u (Alevilik); insanın insanla ve insanın cümle varlıkla ilişkilenme biçimi rızalık ve ikrar anlayışına dayanan toplumcu bir çizgidir. Hakikat Yol’u (Alevi) öğretisi, “eline, beline, diline sahip ol”, “her ne arar isen kendinde ara” ve “emeğiyle geçinmeyen bizden değildir” der. Hakikat Yol’unda “sen ve ben” yoktur, “biz ve bizler” vardır. Hakikat Yol’u, rıza ve ikrar esasına dayanır, öğretisi sevgi ve aşktır. Hakikat Yol’unu bu anlam dünyasıyla anlayabilir isek bu günümüze, geleceğimize, kendimize ve insanlığa küçükte olsa bir katkı sunabiliriz.
Hakikat Yol’u (Alevilik); doğayı insanı, sevgiyi, eşit paylaşımı, özünde rıza şehri ilkesini kendine rehber edinmiş, ezmeden, ezilmeden dünyada barış içinde, insanca mutlu ve huzur içinde yaşamayı kendisine yol edinmiş, kadim bir inanç, felsefe, kültür ve yaşam biçimi öğretisidir. Hakikat Yol’un da din, dil, ırk, cinsiyet, sen ve ben ayrımı yoktur. 72 âleme aynı nazarda bakar ve kadim inanç, kültür ve yaşam felsefesiyle ve tüm uygulamalarıyla ikrar ve rızalık esasına dayanır! Hakikat âşığı Devrani, Hakikat Yol’unun kadim bir inanç olduğunu aşağıdaki şiir’inde bizlere şu şekilde anlatıyor;
“Sorma ne hacet bizlere sofu
Ta evvel künyede ismimiz vardır
Dünya kurulmadan yüz bin yıl evvel
Şu yeşil kandilde cismimiz vardır.”
Oysaki semavi, dinlerin, tarihi dört bin yılı geçmemektedir. Hakikate yabancılaşan insan, yaşamın, doğanın, kâinatın akış-kanlığına, enerjisine, aklına, kemâletine, doğruluğuna, zihnine, özgürlüğüne, sevdasına, aşkına dokunmayan, hakikatin tadına varamayan, bakan ama göremeyen batın manada kör olan insandır. Hakikat Yol’u (Alevi) inancına (öğretisine) göre “yol cümleden uludur”, bizim ağzımız çiğ söze, midemiz ise çiğ (haram) lokmaya mühürlüdür. Yani Pir Sultan Abdal’ın deyimiyle “bizim itlerimiz” bile haram lokma yemezler…
Hakikat Yol’u (Alevilik); rızasız lokmayı, yalanı, riyayı (iki-yüzlülüğü) kabul etmez! Öğretisini; “En-El Hakk” diyen Hallac-ı Mansur’dan, “bilimle gidilmeyen yolun sonu karanlıktır” ve “düşünce karanlığına ışık tutanlara ne mutlu!” diyen Pir Hünkâr Hace Bektaş Veli’den, mazlumdan yana zalime karşı, “gelin canlar bir olalım” ve “dönen dönsün ben dönmezem Yol’umdan” diyen Pir Sultan Abdal’dan ve daha sayamadığımız bu öğretiye ve felsefeye öncülük etmiş onlarca mürşid ve pir’lerden alır! Seyid Nesimi; “Sorma be birader mezhebimizi / Biz mezhep bilmeyiz yolumuz vardır” diyor. İnancımızı (öğretimizi) Yol olarak görürüz ve “Yol bir sürek bin bir” olarak tanımlarız. “Yol bir, sürek bin bir” sözü Alevilik öğretisinin yüceliğini ifade eder. Yol içindeki farklılıklarımız (yol süreklerimiz) bizim zenginlik, güzellik ve renklerimizdir. “Eline, beline, diline sahip olmak” temel ilkemizdir! Hakikat Yol’unun (Alevilikte) okunacak, en büyük kitap, kâinat ve onun tüm özünü, kendisinden barındıran insandır. Hakikat âşığı HÜSNİ bu manada şöyle diyor;
“Dört kitapta yoktur bu ilim inan
İlm-i devriyedir bu bir sırr-ı kan
Bulup bir mürşid-i kâmil ü irfan
Okuyup bu dersi âyana geldim.”
Hakikat Yol’unun (Aleviliğin) kültürel yerleşik kimliğinin ve tarihselliğinin ana kodları vardır. Bu manada yerleşik kadim yurt ve mekânlarıyla, ocak, dergâh, cem ve ziyaretgâhlarıyla somutluk kazanmıştır. Aleviliği nerede ararsan ordadır, her mekân ve zamanın ruhunda bu hakikati görmek mümkündür. Bütün evren bu hakikatin mekânıdır. Bu manayla hakikatin kapısı evrenseldir! Her dem ve devran bu kapıdan nasiplenir. Hakikat Yol’u (Alevilik); inancı (öğretisi) gerçek manası itibarıyla evren bilgisidir, cümle varlık ile ikrarlaşan ve bir can bilen Hızır hakikatidir. Hakikat âşığı Sıdkı Baba, cümle varlık ile ikrarlaşan ve bir can bilen Hızır hakikatini şu şekilde açıklıyorlar; “Kudret kandilinde bir ışık iken / Ta ol zaman âşık oldum nura ben” (kandil= yıldız =nur = ışık) Hakikat Yol’unda (Alevilikte), ışık = nur’dur, delil’dir, çerağ’dır, ocaktır, aydınlanmadır! Işık ve ateş kültünün izlerine, Aleviliğin her alanında, rastlayabiliriz. Cemlerimizdeki Çerağ (delil) uyandırma hizmeti bu örneklerden sadece biridir.
Hakikat Yol’u (Alevi) öğretisinin rızalık, ikrar, cem erkânı, semah, gülbank, müsahiplik, bağlama, deyiş ve nefes gibi kendisine özgün kavram ve kelamları vardır. Aleviler; rızalık esaslı, ikrarlı, müsahipli (yol kardeşliği) bir toplumudur! Toplumsal kontrol, yol kardeşliği ile (musahiplik kurumu) ile sağlanır. İkrar; Hakikat Yol’u (Alevi) inancının (öğretisinin) temelini oluşturur. İkrar; “söz vermek, kabul etmek” anlamına gelmektedir. İkrar vermek, “Yol”a girişi sembolize eder. İkrar vermek, “ölmeden önce ölmektir!” Yol uluları; “öl ikrar verme, öl ikrarından dönme” derler, bu söz çok derin anlamlar içermektedir. Hakikat âşığı ve gönül dostu Hüdai, Hakikat Yol’u taliplerine şöyle sesleniyor;
“Hakikat şehrine yolcu değilsen
Ne yolcuyu eğle ne Yol’u incit
Eğer çekmezsen Gül’ün nazını
Ne dikene dokun ne Gül’ü incit.”
Sonuç; Hakikat Yol’u (Alevilik); gerici ve şekilci değil, eşitlikçidir. Alevi toplumu için laiklik ve demokrasi ön koşuldur. Alevi hakikati yeryüzündeki tüm canlılarının eşit yaşam hakkına sahip olduğunu savunur. Alevilikte cehennemle korkutma, cennetle mükâfatlandırma yoktur. Alevilik, yeryüzünü cennet kılma derdindedir. Dini dogmaları cesaretle yorumlamak ve sorgulamak, Aleviliğin karakterinde vardır. Semavi dinlerin katı ve aşılmaz kurallarını kırıp-parçalayan; kulluğu ve ümmetçiliği ret ederek kâmil insana ulaşmayı hedefleyen; “Her ne arar isen kendinde ara” ve “İnsan Hakk’ta Hakk insanda” diyen, insan yaşamına aklı egemen kılan, bir yaşayış biçimi, yaşama kuralı, kültürü ve felsefenin adıdır Alevilik
Biz Hakikat Yol’una ikrar veren Aleviler, topyekûn olarak başka dinlere, inançlara benzemekten vaz geçip kendi değerlerimize döndüğümüzde ve bunu eğip bükmeden açıkça söylediğimizde kendimiz olup, Aleviliğimizi yaşamış olacağız. Unutmayalım ki; birilerine benzeme, birilerini memnun etme adına yapılan her eylem ve söylem kendi değerlerinden uzaklaşmayı ve başkalaşmayı beraberinde getirir. Birilerine şirin görünme ve birilerini memnun etme yaklaşımı, toplumsalımıza zarar veren bir yaklaşımdır. Bu yaklaşım derhal vaz geçilmesi gereken bir yaklaşımdır. Ne kendi hakikatimizden kopma, ne de kendi değerlerimizden uzaklaşıp, başkalaşma Alevilere ve de Hakikat Yol’una (Aleviliğe) hiç bir faydası olmayacaktır.
Aşk olsun ikrarına aşk ile bağlı kalanlara ve hakikat aşkıyla; onurlu ve erdemli yaşamı kendine ilke edinip Yol’undan dönmeyenlere. Aşk olsun “Yol cümleden uludur”, “Gönül kalsın, Yol kalmasın” şiarını kendine ilke edinip Yol’a yoldaş olanlara. Aşk olsun ikrarından dönmeyenlere. Aşk olsun Hakikat Yol’u (Alevilik) için emek harcayan, gayret gösteren ve başka din ve inançlara özenmeyi, benzeşmeyi kabul etmeyen, iç ve dış asimilasyona ve de manipülasyona (hileli yönlendirmeye) karşı mücadeleyi kendine görev edinmiş canlarımıza…
Bu sayıyla Hakikat Yol’u (Alevilik) yazı dizimizi sonlandırmış bulunuyoruz. Yol cümleden uludur, gönül kalsın Yol kalmasın! Sözümüz Hakikat Yol’una (Alevilik) hizmet içindir. Eksiği hanemize, gerçeği Hakk Yol’da Nur’a (ışığa) yazıla. Bir eksiğimiz noksanımız var ise af ola. Hızır yar ve yardımcımız ola!
Değerli Canlar; hakikat ile kalın, cümlenize sevgilerimi iletiyorum. Aşk ile.
Mehmet KABADAYI.
İletişim: Mehmet_k.34@hotmail.com