ALEVİLERDE GAĞAN‘LA BAŞLAYAN ÇILE GÜNLERİ

ALEVİLERDE GAĞAN‘LA BAŞLAYAN ÇILE GÜNLERİ


GAĞAN Kürtçe bir kelimedir ve aynı zamanda Dersim coğrafyasında Kızılbaş Kürt Alevileri tarafından günümüze kadar kutlanan İnançsal, geleneksel bir etkinliktir. Gağan Kürtçe’nin Zazaca ve Kurmanc‘iden geldiği biliniyor. Kışın en keskin aylarında olan Aralık’a denk getirilen bu inanç tamamen doğa ile ilintili olduğu bilinmektedir. 21 Aralık Gecenin en uzun gündüzün en kısa olduğu bir Gön dünümüne denk geldiği için. Güneş ve Ay’ın dönüşümü ve gezegenin soğuması gibi inançlardan yola çıkılarak yeni bir başlangıç için ibadetle durulma, yalvarış ve yakarışlar içerir. Alevilerin bulunduğu kuzey yarım kürede Alevi yaşam alanlarında kışlık tüketim yiyecekleri daima kıt kanat olmuştur. Bu nedenle yardımlaşma ve paylaşım büyük önem arzederek öne çıkarılmıştır. Gağan’da pişirilen Hamurlu yiyecekler börek, kömbe gibi ve özelikle hububattan yapılan yiyecekler veya benzeri eski usul yemekler, daha doğrusu olanaksızlıklardan yapılan o yemeklerin, yiyecek ve giyeceklerin paylaşılma günü olarak kutlanılır.
Bir başka ön görüye göre ise Hicri takvime göre yeni yıl olarak sayılan ve ayrıca Aleviler de dinsel bir inanış olarak yardımlaşma ve paylaşımcılık bayramı olan gündönümü 21 Aralık’ta GAĞAN adıyla kutlanır. Dersim, Koçgiri, Adıyaman, Maraş, Malatya, Adana, Erzincan gibi Alevi ve Alevi Kürtler de 21-25 Aralık tarihleri arasına denk gelen Salı Gününde başlayarak Perşembe gününe kadar oruç tutulur ve Cuma günü Gağan Bayramı olarak kutlanılır. Pir veya bir Ehil Can varsa Cem de tutulur. Bu bayramdan dolayı da Aralık ayına Kürtçe Maha Gağan’de( Gağan Ayı) denir.
Dersim, Sivas, Maraş, Kayseri, Malatya, Adana, Erzincan gibi bölgelerde Aleviler tarafından binlerce yıldır (Kadimden Günümüze kadar )kutlanıyor. Köy ve Kırsal alanlarda yaşam bulan bu Hak Yolu inanış ve paylaşım bayramı kentleşme ile birlikte ve Kentlere göç ile birlikte 1970’li yıllardan buyana yok olmaya yüz tutmuştur. Alevilerin yaşadığı Bölgede yılın son ayına günümüzde “Gağan Ayı” denir. Bölgenin çok eski geleneklerinden birisi olan Gağan boyunca dayanışmanın ve yardımlaşmanın güzel bir göstergesi olarak öne çıkıyor. Gağan ayında 3 gün oruç tutuluyor. 20 Aralık tan sonraki ilk Salı günü Başlamak üzere başlayan Oruç Yaklaşık olarak gelen Perşembeye kadar Oruç tutulur ve ertesi gün Cuma günüde Paylaşım Bayramı olan Gağan Bayramı Kutlanılır. ( Bu ekseriyette 21 Aralık Gün dönümünden başlatılır ve 24 Aralık akşamı sona erdirilmeye çalışılırkene ve 25 Aralık’ta bayram havasında kutlama yapılır.) Gağan’da bazı yörelerde çocuklar sabah erken kalkar, türküler söyleyerek ev ev dolaşılır ve toplanan Un, Bulgur Kuru Meyvalarla birlikte köyün en fakirinin evine gidilerek orda Kömbe pişirilir ve birlikte tüketilir. Geri kalan erzaklarda o Fakir evde bırakılarak Bayram şenliği ile Pir veya Ehil Can varsa Cem yapılacak Eve gidilir Cem bağlanır, Gulbanglar okunur bu gibi Cemlerde Ogün toplanan erzaklara ayrıca Lokma gulbangı verilir. Gağan Ceminde tüm Hizmetler yapılmaz Delil, Süpürge, Meydancı, Saka İbriktar Lokma ve Semah hizmetleri yapılır. Rızalıklar alınıp verilir.

Bölgedeki Ermeniler de 24-25-26 Aralık tarihlerinde İsanın dünyaya gelişini ve aynı tarihlerde Hristiyan aleminin Noel günü “Weinacht” olarak kutlanır. Aleviler Gağan’ı kutlarken Hristiyanlar da Noel’i kutlar. Bir başka iddia ise Güney Anadoluda özellikle Hatay’dan başlayarak Kuzeye ve Kuzey doğuya doğru Alevilerin kutladığı Gağan’ı yaklaşık olarak 323 yılında toplanan İznik Konsülü ( İznik Hıristiyan konferansı) ile Hristiyanlığın Bizans İmparatorluğu Devlet dini olarak tarihe geçmesi ile Alınan kararlar doğrultusunda Anadoludaki Işık Taifelerinin Fiziki ve İnançlarını yok etmekle beraber daha önce bölge Halkların kutsadıkları günleri Hıristiyanlığa uyarlayarak ve İsanın doğum gününü o güne yanı Gağan’a denk getirerek Noel’lerini 323 ten itibaren Alevilerin Gağan’dan alıp Noel olarak kutlaya gelmişler. İsa’nın doğum tarihi olarak 25 Aralık Noel ayinleri ile Alevilerin Gağan Cemini etkilemeyi sürdüre gelmişlerdir. Aleviler ve Asurilerin bir grubu olan Yezidi inancında ki Kürtlerin dinsel inanışları büyük oranda yakın ritüeleleri kapsar. Yezidiler de 24 Aralık günü oruç tutarlar. Mezopotamya, Anadolu ve Ortadoğu üçgenine egemen olan dinlerden uzak kalmayı başarmış olan inançlar ve topluluklar kendi inanışlarını korumayı diğer dinlerden uzak kalarak ve sığındıkları dağlarda, platolarda yaşayarak korumaya çalışmışlardır. Bu anlamda doğayla iç içe olan inançlar, Doğanın olumlu ve olumsuz koşullarına göre inançlarını ve yaşamlarını komünler halinde sürerken dışa kapalı bir yaşamı ve bu yaşamda dayanışmayı, paylaşımı o yılda tüketilecek yiyeceklerin azalmaya başladığı aylara ve zamanlara denk getirerek karşılıklı paylaşımın ne kadar önemli olduğunu belgelere kazımışlar ve bu günleri kutsayarak Hak ve Hakikat için oruçlar tuta gelmişler. Cemler ve İnanç ayınları düzenleyerek inanç bayramları ortaya çıkarmışlar. Oruç tutmak öyle haydı kalkalım yarın oruç tutalımla ortaya çıkmış değil. Yukarda dediğimiz gibi oruçlar yiyeceklerin azaldığı zamanlarda komunun büyükleri özellikle Anaları ki Analar komunun yönetiminde, yiyeceklerinde sorumlu idiler. Analar karar alırlar bu kışı nasıl bahara yaza çıkaracağız diye ve kararları yiyeceklerin az tüketilmesine karar verirler. Bu az tüketim toplumun içindeki güçlü insanların başlangıçta günde bir sefer yiyecek tüketmeleri ile başlar ve bakarlar ki günde bir öğün yiyecek tüketenler diğerlerinden daha sağlıklılar. Böylece insanların hem sağlığı için hemde yiyeceklerin idareli kulanılması için bu oruç tutma gelenek haline getirilerek ve inançsal olarak da kutsanınca oruç tutmak giderek ruhsal rahatlamanın da olduğu gözlemlenince, günümüze kadar tutula gelmişler.
Bütün tek tanrılı ve Peygamberli dinlerin başlangıcı Ortadoğu, Mezopotamya ve Anadolu üçgenidir. Bugünün tarihi ile yaklaşık olarak 3500 yıllık bir geçmişi var yaklaşık olarak M.Ö 2500 yıl öncesine dayanır.Bütün Peygamberler buradan çıktı ve bütün dinlerin kitapları buralarda yazıldı ve yaygınlaştırıldı. İbrani inancı güney Mezopotamya ve Ortadoğu da var oldu. Musa, İsa ve Muhammed ve bunların insan topluluklarına dayattıkları dinsel ayetler, inanışlar, yalavarış ve yakarışların ortaya çıkan yer bu üçgendir. Tıpkı bunlar gibi dağ başlarında kendisini korumaya çalışmış Kızılbaş Alevilik geleneği de çok daha önceki Zerdüştü inancından da önce var olan ve Zerdüştü inançla belirginlenen Gağan isimli inanışını, kutlamasını bugünlere kadar kutlanarak getirmişlerdir.
Özellikle Hristiyanlığın ve İslamın ulaşamadığı yüksek platolarda, dağ eteklerinde zorlu koşullarda yaşamayı Kadim inançlı halklar başarmış diyebiliriz.
Kızılbaş Alevilik te em önemli inanış, ibadet ve gelenekesel ritüelli günlerden olan Gağan, Xızır ve Nevruz gibi günler, kutlamaların ve uygulamaların en vazgeçilmez kutsanmış günlerde bayram ritüelleri olarak kutlana gelmiştir.
Yahudilik ve İslamiyetin dışında hemen hemen her inançta önemsenen bir ay Aralık Ayıdır. Asuriler, Ermeniler, Rumlar, Aleviler ve Anadolu’nun en eski halkları Aralık ayında ibadete ve dayanışmaya önem verirler.
Sonuç olarak 21-31 Aralık tarihleri bir çok topluluk ve inançlarda kutsal günlerdir. Tek Tanrılı, peygamberli dinlerin dışında kalan İnançlardaki halklar, doğayı esas aldıklarında daha çarpıcı kutsallıkları içermektedir. Hristiyanlıkta ki Hz.İsa’nın doğumuyla lakası olmayan bir dinsel yakarış günüdür.
21 Aralık, 21 Mart, 21 Haziran ve 21 Eylül günleri Gün dönümü olan zamanlarada önemli günler olarak kutlana gelinmiştir. Bu tarihlerde gün ile gecenin uzaması, denkleşmesi veya iklimin yön değiştirmesi, doğanın renk değiştirmesi gibi etkenlerden yola çıkıldığına kanaat getirilmiştir.
21 Aralık Gağan’ın başlaması ile başlıyan çetin kış koşulları ile Doğa inançlı Halklar, Hak Yolu ( Reya Heq ) olan ikrarlı Alevi-Kızılbaşlar özelikle Kürtçe ve Zazaca konuşan Dersim, Bingöl, Adıyaman, Maraş, Erzincan, Sivas ve diğer bölgelere serpilmiş Alevi Kürtler bütün Kış boyu ta 5 Mayıs Hıdır-İlyasa kadar ibadetlerle geçirirler. Bu aylarda 3 adet Çıle ( 3 x 40 Gün mevcut) vardır. 1. Çıle 21 Aralıkta başlar ve Xızır Ayına kadar sürer 2. Çıle Xızır’da başlar Nevruz’la son bulur. Bu Çıle ayında Cemreler ( Hefte-Mallar) de vardır. 3. Çıle Nevruzla, 26 Martta başlar Yeni senenin ilk 40 günü olarak kabul görür ve 5-6 Mayısta sona erer.
Pirlerimiz, Rehberlerimiz, Mürşidlerimiz ve Yol Ehli Marifet sahibi Canlar özlerini temizlemek arı duru yapmak için bu 120 günün içinde 40 gün ve bazıları 80 hatta 120 gün Çile ye duruan erenlerimiz var. Burda Erenler nefisleri ile uğraşmak için toplumdan uzak durup genelikle oruç tutarak ve azla yetinerek kendilerini, özlerini Dara çekmiş olurlar ve bu çilelerden sonra kendi özlerini terbiye etmiş sayar ve arı duru olduklarına inanırlar.
Ayrıca yaşlılarımız Gağan‘da 3 günlük oruçla başlayarak Xızır orucuna kadar bazıları her Salı, Çarşamba ve Perşembe günleri oruç tutarak, Bazılarıda her Perşembe oruç tutup ve her Perşembe lokmalar çıkararak her seferinde bir başka Fakir komşusuna vererek Paylaşımın toplumdaki yerini pekiştirmek isterler. Xızır gelince 7 gün oruç tutulur ve 7. Perşembe Günü Xızır Cemi yürütülür.
Cemden Önce çoğu kez Xızır başlamadan önce Pire, Mürşide ve Reybere birer Kızıl-Elma gönderilir Pir , Mürşid ve Reyber davet edilir. Elmayı götüren Elçi.: Pirim , Mürşidim veya Reyberim Destur Talibleriniz sizi Xızır-Cem‘ine davet etmek için bir Kızıl-Elma gönderdiler buyrun kabul edin. Eğer Erenler davetiyeyi kabul ederlerse (ki genelikle kabul edilir). Kızıl-Elmanız Kızıl Başım üstüne der ve Elçiye bir gulbang verir. Hazırlık yapılır yola çıkılır Davet edilen evde misafir olunur. Pir geldiği yerde insanların dertlerini dinler esikliklerini öğrenir ve geldiği yerde verdiği gulbanglardan aldığı hakkullalar/ lokmaları ihtiyacı olan fakirler arasında paylaşır.( Normalde böyle olması gerekir, fakat çok az Pir bunu gerçekleştirir).
Bazen Pirler Kış Gelmeden Taliblerin arasına gelir ve baharın gelmesi ile geri evine döner. Tabiki Pir bütün kiş taliblerini dolaşır onların görgülerini yapar eksikliklerini giderir varsa husumetleri onları hal eder ve böylece Alevi toplumundaki Canlar barış içinde yaşarlar.
Kaynaklar.: Berlinli Pir Mahmut Yıldız, Seyid Kekko Koçak el Yazmaları, İbrahim Engin ( kökenlerini arıyan inanç), Mamo Baran ( Koçgiri), Haşim Kutlu ( Yol Erkan Meydan ve Bozatlı Hızır), Kadim Laçin, Özcan İnce ( Hızır Hak Yol)
Aşk ile
10 Aralık 2018 Berlin Ali Koçak

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*


Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.