Alevilikte Hakka Yürüme Erkânı

DAB (Alevilikte öze dönüş hareketi) olarak önümüzdeki dönemde tüm ”Alevi Yol Erkanlarını”, İslami vs. unsurlardan arındırıp, çağdaş bir şekilde günceleştirip topluca bir kitap halinde yayınlayacağız. 

Bu yönde bir örnek olarak;  Bektaş Alagöz’ün Hakka yürüme erkanı ile ilğili yazısını tavsiye ediyor ve yayınlıyoruz.

DAB

:::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::

Batini Tasavvuf Felsefesine göre;

berkin_elvanin hakka yuru cenaze

      Anadolu Aleviliğinde

    Hakka Yürüme Erkânı

                Doğada doğduk, Haktan var olduk,

               Bir tende, bir bedende can bulduk,

               Batin bilgisiyle, bilinçle özgür olduk,

               Kâmiline Gerçeğe, Hakka Yürüdük.

Bektaş Alagöz

  Hazırlayan:     Bektaş Alagöz   Stadtallendorf   Alevi Kültür Merkezi 

 

 Batini Tasavvuf Felsefesi Işığında

 Anadolu Aleviliğinde

Hakka Yürüme Erkânı

Alevi Öğretisinde Hakka Yürüme töreni, Alevi gelenek, görenek, inanç ve Yol-Erkan usulüne göre yürütülür. Hakka Yürüme Erkanlarımız; rehberlerimiz, Pirlerimiz, mürşitlerimiz, dedelerimiz, analarımız, Alevi Yol ve Erkânını iyi bilen Hizmetli Canlarımız tarafından yürütülür.

Aleviler Hakka Yürüme erkânlarını; şiirlerle, deyişlerle, nefeslerle, yol ulularının sözleriyle ve gülbankleriyle gerçekleştirirler.

Dostlarım, Canlarım,

Bir gün gelecek, devran dönecek,

Can bedenden, tenden ayrılacak,

Toprak Ana, bizleri kucaklayacak.

Aile de, tütmez baca, yanmaz ocak,

Hakka Yürüyen tüm canlara,

Selam olsun, kucak kucak.

Aşk Ola Canlar!

 

 

Canlarım, Kardeşlerim,

Hakka Yolculuk, hem uzaktır, hem de yakın,

Dört Kapı Öğretisine göre, Hak bize daha yakın,

Hakkı kendinde görenlere ve yola gönül verenlere,

Mansur gibi, Enel Hak diyenlere ve yolunu sürenlere,

Bizimle helalleşmek ve vedalaşmak için gelenlere,

Aşk Olsun, Yol Dolusu, kucak kucak selam olsun.

Aşk Ola Canlar!

  

Hakka Yürümek:

Anadolu Alevilik anlayışında ölüm yoktur, Hakka Yürüme vardır. Bu anlayışa göre ruh, can, bir bedenden diğer bir bedene taşınmaktadır. Aslında taşınan ruh, bilinç, ya da can olarak algılanan bir enerji akısından başka bir şey değildir.

Alevi Öğretisinde, Canın bedeni terk etmesine „Hakka Yürüme“ denir.

Kızıllaş Alevi Öğretisine göre, Canın bedeni terk etmesi demek; Canın ve bedenin birbirinden ayrılması demektir. Oysa bu ayrılış batini bir ayrılış değil, zahiri bir ayrışmadır.

 

Bu ayrılış, Canın evrensel sonsuzluktaki yerini ve süreğini devam ettirmek üzere cikciği bir yolculuktur. Bu ise, ölümsüz kabul edilen sevgi diyarına, gerçek yurda yani aslına kavuşma yürüyüşüdür.

 

Bu, bilimsel anlamda vücuttaki-bedendeki enerjinin boşalması ve başka bir bedene, gövdeye geçmesi demektir. Yani Hakka Yürümek, bir anlam da bedendeki enerjinin boşalması ve bir gövdeden başka bir gövdeye geçişidir. Bir gövdenin de başka bir gövdedeki enerjiyi alisidir.

 

İşte bu olgu, bu ayrılık, batini bir ayrılma değil, zahiri bir akriliktir. Alevi Öğretisinde doğum ise; bunun tersine bir buluşma ve birleşme demektir. Bu bağlamda Alevilikte ölüm yoktur. Bunun yerine Hakka Yürüme, Hakka Göç Etme, Beden değiştirme (don değiştirme) gibi Alevi anlayışları ve kavramları vardır.

 

Canın bedeni terk etmesi demek; birbirinden ayrılan can ve bedenin ait oldukları yere; yani asıllarına, özlerine dönmesi veya kavuşması demektir. Doğum da Haktan gelen can, doğuş kapısında vücut ile buluşmuş ve birleşmiştir. Hakka Yürüme olgusunda, Canın vücudu-bedeni terk etmesinde ise; can ile beden arasında zahiri bir ayrışma yaşanır.

 

Yani, Doğuş kapısından gelen can; geldiği kapıdan tekrar aslına dönüş yapar. Böylece, Hakka doğru bir yolculuk, bir yürüyüş başlamış olur. İşte bunun için „Hakka Yürüdü, Hakka Göç etti, Devriye oldu „ diyoruz. Fakat Ortodoks İslam inanışındaki gibi „Topraktan geldik, toprağa gidiyoruz“ demiyoruz.

 

Kızıllaş Alevi öğretisine göre, Canın yani ruhun mekân tuttuğu her vücut geçicidir. Kalıcı olan ise, Canın yaşadığı, yok olmadığı ve sürekli beden, mekân değiştirdiği gerçeğidir.

Çünkü Alevi öğretisinde, ölürse ten-beden ölür, can-ruh ölmez, ölümsüzdür.

 

 Gerçekler Ölmez

Bismi Hak,

Can özdür, gerçek olandır,

Canın vücudu, beden geçicidir,

Yasayan, kalıcı olan candır.

Ölürse ten ölür, beden ölür,

Ruhumuz, canımız asla ölmez.

 

……… Canımız da ölmedi.

Bedenini, toprak ananın kucağına,

Canını da Hakka Yolcu ediyoruz.

Mekânı nur, yolu Aydınlık olsun,

Bedeni incinmesin, rahat uyusun,

……….. Canımız Devriye olsun,

Devri Daim olsun, yasasın yaşatılsın.

Sonsuza dek var olsun, varlığa gelsin.

Anıları hep canlı kalsın, unutulmasın,

Aile bireyleri, dostları, sevenleri,

Başka ayrılıklar, acılar yasamasın.

Gerçeğe HÜ,

Hak Eyvallah.

Alevi öğretisine göre;  bir can Hakka yürüdüğünde sonsuz gerçekliği anlatmak için Devri Daim (devriye) oldu, denir. Fakat öldü denmez. Bir can Hakka Göç Ettiğinde, Alevilik anlayışına göre, beden toprağa ve Can da Canana koşar. Hakka Yürüme Erkânı, bir yönüyle bedeni toprağa verme ve Canı da Canana Uğurlama Erkânıdır.

 

Öğretimize göre bir Can Hakka Yürüdüğünde, yani bedeni toprağa ve Canı da Canana döndüğünde „bilinci ve inancı“ ortada kalır. Hakka Yürüme Erkânı demek, bir yönüyle ortada kalan bu „ bilince ve inanca “ sahip çıkma erkânıdır. Hakka Yürüyen Canın hal diliyle bize seslenmesini dinleme ve söylediklerini yapma konusunda İkrar Verme Erkânıdır. Hakka Yürüyen canla, onu uğurlayanların birbirlerine İkrar vermeleri demektir. Diğer yönüyle Hakka Yürüme Erkânı demek; Hakka Yürüyen Canla, onu Hakka yolcu edenlerin Helalleşmesi Erkânıdır.

 

Anadolu Aleviliğinin Batini Tasavvuf felsefesine göre tanrı; kusursuz olarak algılanan canların toplamıdır. Biz ona Yol dilinde “Birikmiş Can” diyoruz.

İnsan, olanakları gerçekleştirmeye çalışarak yasar. Hakka Yürüdüğünde ise kendinden sonrakilere yeni bir yasam bırakır. Demek ki, insan Hakka Göç ettiğinde yeniden doğar ve bütün bir yaşamı başkalarına sunar.

 

Anadolu Aleviliğinde bilinç inanç, duyu organlarımızla aldığımız algılarla ürettiğimiz ve bedenimizin dışına taşıyarak doğanın hafızasına kaydettiğimiz şeydir. Hakka Yürüme durumunda, canımızın ve bedenimizin uzağında bulunduğu için; zarar görmeyen bilinç inanç, kaydedildiği yerden derlenerek yeni bedenlere taşınır. Yeni bedenler bilince ve inanca katkılar yaparak kendi dışına taşır, doğanın hafızasına kaydeder. Bu süreç süreklilik kazanırsa bilinç sonsuza değin yaşar.

 

 

Devriye:

 

Kim Bilir:

 

Katre idim, ummanlara karıştım,

Kaç bulandım, kaç duruldum kim bilir.

Devir edip âlemleri dolaştım,

Bir sanata kaç sarıldım kim bilir.

 

Bulut olup ağdığımı bilirim.

Boran ile yağdığımı bilirim.

Altı anadan doğduğumu bilirim,

Kaç ebeden kaç dürüldüm kim bilir.

 

Kaç kez gani oldum, kaç kere fakir,

Kaç kez altın oldum, kaç kere bakir.

Bilmem ki, kâtip ismimi okur,

Kaç defterde kaç dürüldüm kim bilir.

 

Bazen nebat oldum, toprakta sürdüm.

Bilmem kaç atanın, sulbünde durdum.

Kaç defa sorgu, suale girdim,

Kaç defa Hakka Yürüdüm, kim bilir.

 

Kaç kez alet oldum, elde bakıldım.

Semadan kaç kere indim, kim bilir.

Balcık olup, kerpiç kerpiç döküldüm.

Kaç bozuldum, kaç kuruldum kim bilir.

 

Dünyayı dolaştım, hep karabatak,

Görmedim bir karar, bilmedim bir durak,

Üstümü kaç kere örttü bu kara toprak.

Kaç serildim, kaç dirildim kim bilir.

 

Gürfani’yim, süreğim bos değil,

İyi bil ki kara bağrım taş değil,

Felek ile hatırım, hiç hoş değil,

Kaç barıştım, kaç darıldım kim bilir.

 

Devriye:

 Bugün Gider, Yârin Yine Gelirim

 

Su ulu cihanda bir Can Yoksul ’um,

Yücelerden engine iner gelirim.

Hem Ali’yim, hem Hakkı m, hem canım,

Gün olur, Düldül’e biner gelirim.

 

Dostun bahçesinin gonca gülüyüm,

Horasanlı Hünkâr Bektaş Veli’yim,

Yola gönül veren Kızıl Deli’yim,

Hem yaram sarar, hem kanar gelirim.

 

Kerbela yaşadım, yüreğim yasta,

Benim deli gönlüm Baba İlyas’ta,

Pir Sultan’ım, asin beni Sivas’ta,

Darağaçlarından iner gelirim.

 

Bir gül diktim, açsın diye yarına,

Mansur oldum, durdum Hakkın darına,

Tutup atın beni, Hakkın narına,

Hak Aşkımın uğruna, yanar gelirim.

 

Bugün gittim, yârin yine gelirim,

Kanlı Nesimi’yim, omuz da derim,

Viranım bu yol da gitti ne ederim,

Şah Bedreddin’imi, anar gelirim.

 

Uzar gider böyle yolumuz daha,

Geceyi bitirdik, döndük sabaha,

Şah Kalender’im, kesik başım aha,

Birer birer gider, biner biner gelirim.

 

Canlar dara durdu, Hakkın yönüne,

Akıl ermez batınıma, bu sırrıma,

Bozalı Hızır yetişti, en dar günüme,

Canlar! Bu gün gider, yârin yine gelirim.

 

(Can Yoksul ’un bu güzel deyisi, devriyesi,

Öğretimize uygun olarak güncelleştirilmiş

Ve Hakka Yürüme Erkânına Uyarlanmıştır)

 

Ağır hasta olan ve hasta yatağında yatan bir Canın yanında Yol, Erkan usulüne göre Gülbanklar okunur, iyi dileklerde bulunulur ve Hızır yardıma çağırılır.

 

Gülbank:

Bismi Hak,

 

Doğan ve doğuran,

Besleyip büyüten,

Esirgeyen ve bağışlayan,

Tende ve canda kendini var eden,

Hakkın adıyla İsmi Şah, Bismi Şah,

 

 

Ya Hak,

 

Erenlerin yüzü suyu hürmetine, himmetini esirgeme,

……………. Canımıza üçler, Beşler kerem eyleye,

Canımıza, yediler hayır ve yardım elini uzata,

On iki’lere yeten arifler saklaya, bekleye

On dört masumu paklar, özünü saf ruhları ile birleye,

On yedi kemerbestler saflarına ala,

Kırkların divanında Hak yardımcısı ola,

Hak erenler, katarından ve didarından ayırmaya,

Hak ocağı, canımızı koruya, kollaya,

Hak yardımcısı, Hızır yoldaşı ola.

 

Gerçeğe HÜ,

Hak Eyvallah.

 

Bir can Hakka yürüdüğünde, AKM’de Hakka Yürüme hizmetini yürüten canlar, Cenaze evine giderek; hane halkının acılarını paylaşır ve başsağlığı dilerler. Hane halkına nasıl yardımcı olabileceklerini görüşürler.

 

Doktorun yapması gereken işlemler tamamlandıktan ve doktor izin verdikten sonra cenaze nerede yıkanacak ve toprağa verilecekse ona göre canlar görev-hizmet paylaşımı yaparlar. Yol-Erkan ve inanç hizmeti yapacak olan canlar, cenaze sahiplerinden hizmetlerin başlatılması için rızalık isterler. Alevi öğretisinde hemen her şey rızalığa bağlı olduğundan, rızasız hiç bir iş yapılmaz. Hizmetli Canlar, rızalık alındıktan sonra, üzerlerine düsen görevleri yapmaya başlarlar.

 

 

 

Bir can Hakka Yürüdüğünde

Gözlerin Sırlanması:

 

Son nefes verildiğinde, yani can bedeni terk ettiğinde genellikle gözler acık kalır. Böylesi bir durumda hakka yürüyen Canın başında bulunan kimse, „Gerçeğe Hü“ der, Hakka Yürüyen cana dokunmak için sağ elini göğüste pençe yapar ve „İsmi Şah, Bismi Sah“ diyerek sol eliyle Hakka yürüyen Canın beden gözünü kapatır. Sol el, dilek elidir. Sol el, hakka uzanan eldir. Ve bu işlemin ardından hizmetli pir, göğüs hizasında durarak su gülbangı okur.

 

 

Gülbank:

 

Bismi Hak,

Doğan ve doğuran,

Besleyip büyüten,

Esirgeyen ve bağışlayan,

Tende ve canda kendini var eden,

Hakkın adıyla İsmi Şah, Bismi Şah,

 

 

Sırladığım, kapattığım göz, ten gözüdür,

Hakka yürüyen canımızın beden gözüdür.

Onun can gözü, gönül gözü su an akiktir.

O bizi izlemekte ve bize tanıklık etmektedir.

Bulunduğumuz yer, onun ışığıyla Aydınlansın,

İkrar verdiğimiz, el aldığımız Hızır, gözcümüz olsun.

Meydan pirlerimiz Hallac-ı Mansur, Fazullah Hurifi,

Seyyit Nesimi ve Fatma Ana ölçümüz olsun.

Gerçeğe HÜ,

Hak Eyvallah.

 

 

Çenelerin Bilenmesi,

 Ağızın Sırlanması:

 

 

Beden gözlerinin sırlanmasından sonra çeneler, kullanılmamış temiz beyaz bir bezle başından bağlanıp bilenir. Batini Tasavvuf Felsefesinde ve kültüründe ağız, yol doğumunun gerçekleştiği ve yola ikrar verdiği bir organdır. Bir Canın Hakka Yürümesi durumunda bu organ, işlevsiz hale geldiği için; çenelerin bilenmesi yoluyla sırlanır. Sırlama hizmetini yürüten can, su gülbangı okur.

 

 

Gülbank:

 

Bismi Hak,

Doğan ve doğuran,

Besleyip büyüten,

Esirgeyen ve bağışlayan,

Tende ve canda kendini var eden,

Hakkın adıyla İsmi Şah, Bismi Şah,

 

 

Doğan, doğuran, esirgeyen, bağışlayan,

Ya Hak, senden geldik, sana gideceğiz,

Bu canımızın canı, bedenini terk etti,

Didar-i Hakka gitmek için yol hazırlığındadır.

Hakka Yürüyen canımıza yardım et, ya Şah-ı Merdan,

Anaların anası Naciye ana, Darı’nda ona yardımcı olun.

Hakka Göç eden canımızın, Dara’nda ona rehberlik edin.

Ya Mansur, ya Fazlı, ya Nesimi, ya Pir Hüseyin,

Onun haline haldaş, yoluna yoldaş olun ya Hızır.

Dil bizden, nefes Pir’den ola.

Gerçeğe hü,

Hak Eyvallah.

 

Cansız Bedenin Bilenmesi:

Hizmet sahibi pir, “Tende ve canda kendini var eden, Hakkın adıyla İsmi Şah, Bismi Sah” diyerek; Hakka Yürüyen Canın üzerindeki giysileri çıkartır. Daha sonra yere yastıksız Yolculuk Döşeği, Hak Döşeği (rahat döşeği) serilir. Cansız bedenin başı batıya ve ayakları da doğuya gelecek biçimde Hak Döşeğine yerleştirilir. Kadim gelenekte bu döşek, bir de onun “ İkrar ve Musahiplik erkânı “ sırasında serilmiştir. Bu işlemin ardından,“ Tende ve canda kendini var eden, Hakkın adıyla İsmi Şah, Bismi Şah” denilerek bedenin birlenmesine geçilir.

 

Önce, Hakka Yürüyen Canın bedeninin “Dar Durusu” alması sağlanır. Kollar yanlarına uzatılır ve ayakların başparmakları bez ile birbirine bağlanarak mühürlenir. Masumiyetin bir simgesi olan “Sır Örtüsüyle”(beyaz temiz bir çarşaf ile) bedenin başından ayaklarına kadar kapatacak biçimde üstü örtülür.

 

Hakka Yürüyen Can yetişkin ise, Yola Bağlılığı belirten kırmızı bir ikrar kemeri beline-göbek üstüne konur. İkrar vermemiş genç bir can ise, kırmızı kuşak başucuna konur. Cansız bedenin yapısında oluşan ve çıkabilecek gazların ortama-çevreye olumsuz koku salmaması için güzel koku veren, kokulu maddeler (parfüm, kolonya vs.) kullanılır.

 

Daha sonra, delili, çeragı uyandıracak olan hizmetli meydanda yerini alır. Hakka yürüyen Canın başucuna çerag sehpasını yerleştirir. Çerag tahtına koyduğu güzel kokan, kokulu üç mumu; “Tende ve canda kendini var eden, Hakkın adıyla İsmi Şah, Bismi Şah “ diyerek ve çeragı uyandırarak şu gülbangı okur.

 

Çerag-Delil Uyandırma Gülbangı:

Bismi Hak,

Doğan ve doğuran,

Besleyip büyüten,

Esirgeyen ve bağışlayan,

Tende ve canda kendini var eden,

Hakkın adıyla İsmi Şah, Bismi Şah,

 

 

Çeragımızı uyandırdık, Bahr-i Huda’nın aşkına,

Çeragımızı uyandırdık, Ezeli-kadim, Ulu Yol aşkına,

Çeragımızı uyandırdık, Yola gönül verenler aşkına,

Çeragımızı uyandırdık, Ene-l Hak aşkına,

Çeragımızı uyandırdık, Gerçek erenler aşkına,

Çeragımızı uyandırdık, ilim, bilim aşkına,

Çeragımızı uyandırdık, Âşıklar-sadıklar aşkına,

Çeragımızı uyandırdık, Pirler, mürşitler aşkına,

Çeragımızı uyandırdık, Kadim Yol Ulularımız aşkına

Çeragımızı uyandırdık, Aydınlık, ışık, nur aşkına,

Çeragımızı uyandırdık, Hak, gerçekler aşkına,

Çeragımızı uyandırdık, Yol, Erkan, Meydan aşkına,

Çeragımızı uyandırdık, On iki nur aşkına,

Çeragımızı uyandırdık, Ana Fatma aşkına,

Çeragımızı uyandırdık, Sah-i Merdan aşkına,

Çeragımızı uyandırdık, Bozatlı Hızır aşkına

Çeragımızı uyandırdık, Dört Kapı Kırk Makam aşkına.

Dil bizden, Aydınlık haktan ola,

Gerçekler Askına Hü,

Hak Eyvallah.

 

Bu ilk işlemler yapıldıktan sonra Hakka Yürüyenin cansız bedeni soğuk bir yerde bekletilmesi için Morga, Gasilhaneye konulur. Resmi (savcılık) işlemleri bittikten sonra Yıkama Erkânına başlanır.

 

 Yıkama Erkânı:

Hakka Yürüyen Canın erkek ya da kadın olmasına göre hizmet yürütülür. Hizmeti, Yol Erkan usulüne göre; rehber, pir, mürşit, rehber-ana, pir-ana, mürşit-ana tarafından yürütülür. Kadına, kadın yıkayıcı; erkeğe de erkek yıkayıcı hizmet verir. Fakat özel durumlarda eşler birbirlerini yıkayabilirler. Eğer rehber, pir, mürşit yoksa ve Hakka Yürüyen bir Canın musahibi varsa, yıkama erkânını yapabiliyorsa kadını, kadın musahibi ve erkeği de erkek musahibi yıkama erkânını yerine getirir ve iki can da ona yardımcı olur. Hakka yürüyen can Müsahipli değilse, rehber, pir, mürşit de yoksa kendini yetiştirmiş kadın ya da erkek hizmetli bu görevi yerine getirebilir.

 

Hizmet başlamadan önce yaklaşık 18 m. patiska bez, 1 adet şampuan, 4 adet sünger, 6 çift plastik eldiven, 3 adet havlu, bir miktar pamuk, 3 adet maske, 1 adet parfüm, 1 adet çöp torbası, birer çift çizme, birer çift plastik önlük vs. hazır bulundurulur. Daha sonra hazır olan hizmet sahibi pir ve iki yardımcısı sunak masası, yıkama masası (teneşir) üstündeki cansız bedenini yıkama işlemine geçerler.

Hizmet sahibi pir, “İsmi Şah, Bismi Şah, Ya Hızır” diyerek; sunak masası üstündeki cansız bedenin üzerindeki sır örtüsünü yöntemine uygun biçimde kaldırır. Cansız beden kadın ise, göğüs hizasından diz kapağına kadar, erkek ise göbek hizasından diz kargına kadar bir parça bez ile kapatılır. Hizmet sahipleri, cansız bedeni yıkamak için yerlerini alırlar ve dara dururlar. Hizmet sahibi pir, su niyet gülbanglardan birisini okur.

 

 

Niyet Gülbengi.    1

 

Bismi Hak,

Doğan ve doğuran,

Besleyip büyüten,

Esirgeyen ve bağışlayan,

Tende ve canda, kendini var eden,

Hakkın adıyla İsmi Şah, Bismi Şah,

 

Hakka yürüyen,

…….. Canımızın bedenini yıkamaya niyet ettik,

Her can gibi, Hakkın varlığından var oldu,

Yasam sürdü, yol içinde menzile erdi.

Vakti, zamanı geldi, Hakka Yürüdü.

Bedeni varlığına döndü,

Ruhu mekânına mihman oldu,

Canı gerçeklere karıştı.

Hak erenler yardımcısı ola

Biz ondan razı olduk,

Hak da razı ola.

Gerçeğe Hü,

Hak eyvallah.

 

 

 

Niyet Gülbengi:  2

Bismi Hak,

Doğan ve doğuran,

Besleyip büyüten,

Esirgeyen ve bağışlayan,

Tende ve canda kendini var eden,

Hakkın adıyla İsmi Şah, Bismi Şah,

 

 

Hak Meydanında, Rızalık Darında,

Darı didarı görüşülüp rızalığa alınan,

Hakkın rızasıyla önümüze gelen,

…….……. Canımızın bedenini

Birlikte yıkamaya niyet ettik.

Biz ondan razı olduk,

Hak da razı olsun.

Gerçeğe Hü,

Hak Eyvallah.

 

 

Niyet Gülbengi:   3

 

 

Bismi Hak,

Doğan ve doğuran,

Besleyip büyüten,

Esirgeyen ve bağışlayan,

Tende ve canda kendini var eden,

Hakkın adıyla İsmi Şah, Bismi Şah,

 

Hakkın rızasıyla niyet ettik,

Hakka yürüyen canımızı yıkamaya,

Ve beden kirlerinden arındırmaya.

Eksiklerimiz, noksanlıklarımız olursa,

Hak katında tamama yazıla.

 

Ya Hak,

Sana yürüyen can senin aşığındır.

Sen canansın, o da candır.

Simdi can bedeni terk etti.

Bedeni toprağa dönerken, canı sana yürüyecek.

Yol ulularının, erenlerin, Evliyaların hakkı için,

Sana dönen bu Canın kusurlarını affeyle,

Ruhunu şad eyle.

Biz ondan razı olduk,

Hak da ondan razı ola.

Gerçeğe Hü.

Hak Eyvallah.

 

 

Niyet Gülbangı okunduktan sonra hizmetliler niyazlaşır ve yıkama işlemine geçerler. Hizmetlilerin yardımıyla, hizmet sahibi pir, cansız bedeni başından ve omuzlarından tutarak; bedeni oturtmaya yakın bir duruş vermeye çalışır. Bağırsaklardaki gaz ve diskinin çıkmasını sağlamak üzere karin boşluğunu yukarıdan aşağıya doğru üç kez sıvazlar.

Bir can bedene suyu dökerken iki can da bedeni yıkar.

Ön ve arka kısım şampuan veya sabunla yıkandıktan sonra bir parça pamukla dışkı kısmı kapatılır. Bu işlemden sonra eldiven ve sünger değiştirilir. Bunun ardından, cansız bedenin yüzü yıkanır, ıslak bir bezle ağız kenarları, burun delikleri ve kulakların içi temizlenir. Üçer defa su dökülerek bu organlar iyice temizlenir. Daha sonra, cansız bedenin başından başlanarak; sırasıyla bedenin arka tarafına, ön tarafına, sol koluna, sağ koluna, sol bacağına, sağ bacağına, sol ayağına, sağ ayağına süngerle şampuan sürülerek temizlenir. Bu şekilde organlar üç kez yıkanır.

Bunun ardından bir bütün olarak bedenin yıkanmasına geçilir. Önce beden sol yanına yatırılır ve sağ yanı yıkanır. Sonra sağ yanına yatırılır ve sol yanı yıkanır. Bu hizmet üç defa tekrarlanır. Daha sonra beden baş ve omuz tarafından hafifçe kaldırılarak yıkanır. Ön kısmına ve arka dışkı kısmına son kez su dökülerek temizlenir. Son defa bedenin her tarafına bolca su dökülerek, beden kirlerinden tamamen arındırılır.

 

Bedenin başı açık kalacak biçimde üzerine iki-üç kat bez örtülerek rızalık suyu dökülmesi için hazırlanır. Hakka Yürüyen Canın yakınları sırasıyla rızalık suyunu döktükten sonra hizmetlilerin dışındaki canlar dışarı çıkartılır. Bedenin üstündeki ıslak bez alınarak tekrar boydan boya bir defa daha su döküldükten sonra, beden incitilmeden kurulanır. Daha sonra, „Arılık-duruluk“ suyu olsun denilerek; ayakucuna üç damla su damlatılır. Böylece yıkama hizmeti, Erkânı da sırlanmış olur ve hizmet sahibi pir, bir sırlama gülbangı okur.

 

 

 

 Gülbank: 

Bismi Hak,

Doğan ve doğuran,

Besleyip büyüten,

Esirgeyen ve bağışlayan,

Tende ve canda kendini var eden,

Hakkın adıyla İsmi Şah, Bismi Şah,

 

Ateş, su, toprak, hava dört nesneden var oldun.

Can olup, rahmet deryasından akıp geldin.

Önce Can idin, sonra beden oldun,

Arılık, duruluk suyundan arındın da geldin.

Bu dünyaya Hak kapısından geldin,

Devrini tamamlamak için koştun, durdun,

Geldiğin kapıya, yine Hakka döndün.

Yolun açık, mekânın nur olsun.

Yıkama hizmetin görüldü.

Bizden yana helal, hoş olsun.

Bu meydan senden razı oldu.

Hak da razı olsun.

Toprağı, suyu, pak olsun,

Ruhu Hak da mekân bulsun.

Gerçeğe Hü.

Hak Eyvallah.

 

 

 

Sırlama hizmetinin tamamlanmasından sonra eller gövdenin yan taraflarına salınarak ve ayak başparmakları bir araya getirilerek bilenir. Bunun ardından kefenleme işlemine geçilir.

 

Sırlama (Kefenleme) Erkânı:

 Yıkama işlemi tamamlandıktan sonra, “Hakka Yürüme gömleği, Batin gömleği, Yakasız Gömlek, Yolculuk Gömleği, Sır Gömleği“ gibi isimler verilen Sırlama (kefenleme) yapılır. İki katlı kefen bezinin ortasından kafanın sığacağı büyük-lükte makasla delik açılır ve bedenin kafası bu delikten dışarı çıkartılır. Sır Gömleği (Kefen), erkeklerde üç parçalı, üç katlıdır (gömlek, eteklik ve sargı bezi). Buna ek olarak, (boynuna, beline ve ayak bileklerine olmak üzere) üç tane de kemerbest- kuşak hazırlanır. Kadınlarda Yolculuk Gömleği beş parçalı – beş katlıdır. (Gömlek, eteklik, sargı, göğüs ve baş bezi.) Erkeklerde olduğu gibi üç tanede kemerbest-kuşak hazırlanır.

 

Önceden hazırlanmış olan (kadına ya da erkeğe göre) bezler, yani yolculuk gömleği kurallara uygun olarak cansız bedene giydirilir, sarılır. Daha sonra kemerbestler, kuşakların birincisi omuz hizasından, ikincisi belden, üçüncüsü de ayak bilekleri hizasından düğümlenir. Bu düğümler, kuşaklar, kemerbestler beden toprağa verildiğinde gömütün (mezarın) içinde çözülür. Böylece kefenle-me hizmeti, Erkânı da sırlanmış olur.

 

Hakka Yürüyen, hizmeti görülen ve sırlanan can manevi (batini) anlamda dile gelir ve hizmetini görenlere teşekkür anlamında küçük bir konuşma yapar.

 

 Hakka Yürüyen Canın Kendi Ağzından

 Hal Diliyle Okuduğu Gülbank:

 

 

İsmi Hak, Bismi Hak,

 

Taa ezelden doğada doğdum,

 

Bir ten de can buldum,

 

Hakkın emri rızasıyla var oldum.

 

Devrimi tamamladım, yol oldum,

 

Hakka Yürüdüm, özgür oldum.

 

Hizmeti görülen can oldum,

 

Hak yolculuğuna hazırlayan,

 

Canlardan ben razı oldum.

 

Hak da sizlerden razı olsun.

 

Emeğiniz boşa gitmesin,

 

Hak defterine kaydedilsin,

 

Hak hizmetlerinizi kabul etsin.

 

Dil bizden, nefes Pir’den olsun.

Gerçeğe Hü.

Hak Eyvallah.

 

 

 

Kefenleneme Erkânı sırlandıktan sonra hizmet sahibi Pir, Mürşit, Dede, Ana, rehber, baba ya da ikrarlı bir can tarafından sırlama gülbangı okunur.

 

 

 

Gülbank:   1

 

 

Bismi Hak,

Doğan ve doğuran,

Besleyip büyüten,

Esirgeyen ve bağışlayan,

Tende ve canda kendini var eden,

Hakkın adıyla İsmi Şah, Bismi Şah,

 

 

……….. Canımızı, Hak Yolunda can bildik,

Hakkı pak kildik, Edep Erkan üzerine yıkadık.

Yol Erkan üzerine, canı incitmeden duruladık,

Marifet üzerine, vücudunun edep yerlerini sırladık,

Üçler üzerine, canı tanrı doğa insanda birledik,

Beşler üzerine, kolları bedenine birledik

Yediler üzerine, ayakları mühürledik,

On ikiler üzerine, sır gömleğini giydirdik,

On dörtler üzerine bedenini arındırdık,

On yediler üzerine, kemerbest eyledik,

Kırklar üzerine, Hak Divanına hazırladık,

Hak-Hakikat üzerine, yolumuzu yol eyledik,

Pirimizin emri üzerine hizmetimizi tamam ettik.

Can-baş üzerine, emeğimizi ve hakkımızı helal ettik.

Pirimiz Hünkâr Bektaş Velinin yüzü suyu hürmetine,

Canımızı Hakka yolcu etmek üzere,

Hakkın rızasıyla ve Hakkın Hizmetiyle,

Helallik ve Hak Meydanına hazırladık.

 

Dil bizden, nefes pirden olsun.

 

Toprağı, suyu, pak olsun,

Ruhu Hak da mekân bulsun.

Gerçeğe Hü,

Hak Eyvallah.

 

 

 

 

 

 

Gülbank:   2

 

Doğan ve doğuran,

Besleyip büyüten,

Esirgeyen ve bağışlayan,

Tende ve canda kendini var eden,

Hakkın adıyla İsmi Şah, Bismi Şah,

 

 

Önsüz ve sonsuz olarak algıladığımız evrende,

Hava, su, toprak ve ateşten varlığa geldin,

Önce can idin, daha sonra beden oldun,

Hak kapısı olarak algılanan doğumdan var oldun,

Devrini tamamladın, devriye oldun,

Hizmetini gördük, seni yola hazırladık,

Bu meydanda biz senden razı olduk,

Hak da senden razı olsun,

Dil bizden şefkat Haktan olsun,

 

Toprağı, suyu, pak olsun,

Ruhu Hak da mekân bulsun.

Gerçeğe Hü,

Hak Eyvallah.

 

 

 

 

Ölüm Ölür

 

Hak askıyla yandım, hiçlikte yok oldum,

Batin gömleğimi giydim, pak oldum,

Hakka ulaştım, Hak ile Hak oldum.

Onun için ölüme minnet etmem,

Ölüm ölür, beden ölür, biz ölmeyiz.

 

Alevi Öğretisinde, Hakka Yürüyen canların Erkânları ve Hizmetleri Cemevlerinde veya Alevi Kültür Merkezlerinde görülür.

 

 

Devriye:

 

Kaç Renge boyandım

 

 

Göklerden süzüldüm, tertemiz indim,

Yere indim, yerli renge boyandım,

Boz bulanık bir sel oldum, yürüdüm,

Çeşit çeşit türlü renge boyandım.

 

Azgın azgın çağlayarak, akarak,

İnsafsızca tahrip edip, yıkarak,

Ne utandım, ne kimseden korkarak,

Kusur, günah, kirli renge boyandım.

 

Yüzümü yere vurdum, süründüm,

Çok dolandım, ırmak oldum göründüm,

Eleklerden geçtim, yundum, arındım,

Kâmiline karlı renge boyandım.

 

Irmak olup kavuşunca denize,

Dalgalandık, coştuk, tastık biz bize,

Çok zaman seyrettim, aya, yıldıza,

Aydın, parlak, nurlu renge boyandım.

 

Veysel, Haktan geldim, hakka göçtüm,

Ben diyenler yalan, gerçeği seçtim,

Bir buhar halinde göklere uçtum,

Kayboldum, o sırlı renge boyandım.

 

Âşık Veysel

 

 

Alevilikte Yol, Erkan, Meydan öğretisini ölçü aldığımızda ve Avrupa’nın sosyal, toplumsal yapısını göz önüne bulundurduğumuzda „Hakka Yürüme Erkânında“ üç meydan vardır.

 

 

Üç Meydan:

 

 

1-  Helallik Meydanı (Helalleşme Erkânı)

  • Hak Meydanı (Halka Niyazi Erkânı)

3-  Sırlama (Mezarlık) Meydanı (Gömüt-Mezarlık Erkânı)

 

 

1- Helallik Meydanı: (Helalleşme Erkânı)

 

 

 

 

Ko ölmek endişesin,

Işık ölmez, bakidir,

Ölmek senin nen ola,

Çünkü Canın ilahidir.

 

Yunus Emre

 

 

 

 

Ölüm Ölür

 

Hak aşkıyla yandım, hiçlikte yok oldum,

Hakkı sevdim, sevilende kayboldum,

Batin gömleğimi giydim, pak oldum,

Hakka ulaştım, Hak ile Hak oldum.

Onun için ölüme minnet etmem,

Ölüm ölür, beden ölür, biz ölmeyiz.

 

 

Helallik Meydanı; hakka yürüyen canı olumsuzluklarından arındırmak için, Hakka Yolcu olanla, onu uğurlayanların halkalaşarak temize çıkarılması, rızalıkla, aklanıp paklanması Erkânıdır.

 

 

Bugün Ben Mihmanım

 

Çok cevir eyleme aziz Sultanim,

Bugün ben mihmanım canlar içinde,

Sakin incitmeyesin Cananım,

Bugün ben mihmanım canlar içinde.

 

Erenler, evliyalar katarına dizildim,

Kırklarla bile, dolu oldum ezildim,

Yolumun Hak defterine yazıldım,

Bugün ben mihmanım canlar içinde.

 

 

Can Bedenden Ayrılır Bir Gün

 

Dünya da yolunu sürerken, rızalıkla yasa,

Gül cemalin, çabuk solar, gider bir gün,

Malına-mülküne aldanma dünyanın,

Dünya malı, dünya da kalır bir gün.

 

Yarın Hakkın, Ulu Divanına varılır,

Orada Dar kurulur, kusurlar sorulur.

Haksızlık varsa, Haklı Hakkını alır,

Can bedenden ayrılır bir gün.

 

 

Helallik Meydanında, bu Erkânı yürütecek olan Pir, ya da Hizmetli ilk önce; Hakka Yürüyen Canın ailesine ve yakınlarına söz hakkı vermek için Meydanda bulunan canlara sorar.

 

 

Değerli Canlar,

 

„Hakka Yürüyen canın, Helallik ve Hak Meydanında yapılmasını ve konuşulmasını istediği her hangi bir vasiyeti var mıydı? Veya Hakka yürüyen canımızın yakınları adına bu uğurlama töreninde konuşma yapmak isteyen canlarımız var mı?

Eğer varsa, öncelikle o canlarımıza söz hakkı vererek Hakka Yürüme Erkânımıza başlamak istiyoruz“ der.

 

………………………………………………………..

 

 

Değerli Dostlar,

Erenler, Bacılar,

 

Yüzümüz yerde, özümüz dar da,

Canlarımız acılı, yürekleri dağlı,

Gözümüz yaşlı, bağrımız ateşli,

 

 

Yolumuza, öğretimize ve Alevilik anlayışımıza göre; bir canımız daha gerçeğe kavuştu, Can bedenden ayrıldı, Hak yoluna yolcu oldu.

 

……… Canımız Hakka Yürüdü, devri daim olsun, canı yeni bedenlerde yaşasın yaşatılsın. Hakka yürüyen canımıza Yüce Haktan rahmet diliyoruz.

 

 

 

İsmi Hak, Bismi Hak,

 

Hakka Yürüyen Canımızın,

Mekânı nur olsun, yolu acık, Aydınlık olsun.

Ailesinin, yakınlarının ve sevenlerinin başı sağ olsun.

Canlarımızın, Hak yardımcısı, Hızır yoldaşı olsun.

 

 

Sevgili Canlar, acımız büyüktür.

 

Ateş külde söner, acı yürekte diner,

Acılar paylaştıkça azalır, sevgiler, (bilgiler) paylaştıkça çoğalır.

Acılar azalsın, sevgiler çoğalsın, canlarımızın acısı dinsin.

 

Canlarımızın yürek acısı, bizim de acımızdır,

Acılarını anlıyoruz ve gönülden paylaşıyoruz.

 

 

Yüce Hak,

 

Geride kalanlara sabır ve dayanma gücü versin,

Canlarımıza, başka acılar göstermesin, yaşatmasın,

 

Kin, kibir bitsin, dostluklar pekişsin,

Yeni sevilerde, yeni çiçekler yeşersin,

 

Ağrınan, incinen, kötü geçmişini unutsun,

Hak yolcusuna, gönül çiçeklerini sunsun,

 

Yüce Hak,

 

Bundan sonra, hane sahiplerine,

Sağlık, esenlik dolu bir yasam versin.

 

Hakka Yürüyen ……….canımıza,

Erenlerin, bilgelerin, ruhu sinsin.

 

Toprağı, suyu, pak olsun,

Ruhu Hakda mekân bulsun.

 

 

 

 

Gerçeğe Hü,

Hak Eyvallah.

 

 

Alevi öğretisinde ve Batini Tasavvuf Felsefesinde, Canın bedeni terk etmesine „Hakka Yürüme“ adi verilir.

Hakka yürüme durumunda sonsuz gerçekliği anlatmak için beden toprağa ve Can da (seven insan) Canana (sevilene, hakka) koşar.

Bu anlamda Hakka Yürüme Erkânı bir yönüyle Bedeni toprağa ve Canı da Canana uğurlama erkânıdır, törenidir.

 

Hakka Yürüme durumunda, yani beden toprağa, Can da Canana döndüğünde; Hakka Yürüyen Canın bilinci ve inancı ortada kalır. İste öğretimize göre Hakka Yürüme Erkânı; ortada kalan bu bilince ve inanca sahip çıkma Erkânıdır. Hakka yürüyen canımızla onu sevenlerin İkrarlaşması ve Helallaşması Erkânıdır“.

 

Medet, Mürvet

 

Mürşidi Kâmilden dersimi aldım,

Hakkı, Hakikati özümde buldum,

Enel Hak, diyerek divana geldim,

Medet, Mürvet yardım eyle ya Hak.

 

Batin dünyanın piri, ey Sah-i Merdan,

Gerçek erenlerden, ayırmayın Pirden,

Hakka göcenleri, koymayın gamdan,

Medet, Mürvet yardım eyle, ya Hak.

 

Canı bedenini terekeden ve dili dönmeyen …………. Canımız simdi aramızdadır. O henüz aramızdan ayrılmadı. Biz onu hakka yolcu edinceye kadar bu canımız aramızda olacaktır. O bizimle, biz onunla helalleştikten (Helallik ve Hak Meydanından) sonra onu sevgiyle Hakka uğurlayacağız, Hakka Yolcu edeceğiz. ……. canımız biraz sonra bizlere hal diliyle seslenecek ve siz değerli canlarımızla manevi dille, batin diliyle konuşacaktır.

 

Aleviliğin Batini Tasavvuf Felsefesinde, Hakka Yürüyen Canın bilincine ve inancına sahip çıkma anlayışından hareket ettiğimizde; Hakka Yürüyen Canın Bize Seslenişi, su anlama geliyor.

 

Alevi yolunu algılayışımıza göre, Hakka Yürüyen Canın „Hal Diliyle“ „bize seslenişini dinlemek ve söylediklerini yapmak; helalleşmek için birlikte „ikrar vermek“ demektir.

 

 

Hakka Yürüyen ……… Canımız Batin Diliyle Bize Söyle Sesleniyor:

 

 

 

İsmi Hak, Bismi Hak,

Değerli Dostlarım, Canlarım,

 

“Beni uğurlamak ve Hakka Yolcu etmek için Hanemizde, Buluşma Merkezimizde, AKM’miz de sizlerle yan yanayız, can canayız.

Alevi Hak Yolunda yürüyen bir üyeniz, bir canınız (talibiniz) olarak bugün bu mekânda sizlere mihman oldum.

 

Aleviliğin „İnsani Kamil“ olma yolundan yürüyerek, Öğretimize, kültürümüze, neslimize ve süreğimize sahip çıkan canlara yoldaş oldum. Yolumuzun sırrını sır edenlere sırdaş oldum.

 

Bu ulu yolda, sizlerle birlikte Hak Meydanında dar oldum, didar gördüm. Yolumuza ikrar ve iman verdim, Hak Yolundan başka hiç bir yola sapmadım.

 

Hak Yolunda Hallaç’ı Mansurların, Şah Hüseyinlerin, Seyit Nesimilerin, Pir Sultanların Darı’na çekildim, sorgulanıp yargılandım. Yar ile yar, can ile can, dost ile dost olmaya çalıştım. Kırdığım veya kırıldığım, incittiğim gönüller oldu, yasarken onlarla rızalıkla helalleştim.

 

Canlarım, Kardeşlerim, yarenlerim,

 

Sizlerden ebediyen ayrılmıyorum. Bedenim toprağa, toprak ananın kucağına giderken, canım yani ben de Canana, yani Hakka gidiyorum. Sizlerin bedenine Can olmak için ve sonsuza dek yasamak için yine aranızda olacağım.

 

Sizler beni Hakka Uğurlarken, burada olan ve olmayan tüm canlara hakkı mı helal ediyorum. Yolumuza ve toplumumuza hizmet eden bir canınız olarak benim de bir eksiğim ve kusurum olduysa, benden ağrınmış, incinmiş, kırılmış kimseler varsa dile gelsin, bile gelsin, haklı olan hak aşkına, Hak Meydanında Hakkını arasın.

 

Ben sizlere hakkı mı helal ettim. Sizlerin de bana haklarınızı helal etmenizi istiyorum. Helal etmeyenleriniz olursa Ulu Divana, Rızalık Darına, Dar Meydanına, (Dar Cemine) bildirmenizi istiyorum. Ulu yolumuz gereği, Dar Meydanında benim yakınlarım ve vekilim, haklı olana Hakkını verecektir, bundan kuskunuz olmasın.

 

Değerli Canlarım, Yol arkadaşlarım,

 

Sizlere son arzumu söylüyorum. Yolunuza, inancınıza, kültürünüze, kimliğinize sahip çıkınız. Bu ulu Yola İkrar vererek, “Ölmeden Önce Ölünüz” ve bedeniniz yasarken yeniden diriliniz. Birbirinizle rızalık içinde yasayınız ve gerçek helalleşmeyi bedeniniz yasarken yapınız.

 

Toplumunuza ve AKM’nize sahip çıkınız. Unutmayınız, benim gibi hakka uğurlanırken sonunda yine buraya (AKM’ye, Cemevine) geleceksiniz. Yasarken bedeniniz de burada olsun, yüreğiniz de… Birlik beraberlik içinde olursanız daha güçlü olursunuz ve benim gibi Hakka Yürüyen Canları daha çok toplulukla yolcu ederseniz o zaman ben de çok sevinirim, mutlu olurum.

 

Bu ulu yolda eline, beline, diline, yoluna, yoldaşına sahip olan canlarla Aydınlık geleceğinizi hep birlikte kurunuz. Her zaman ve her koşulda gerçeğin demine, Hü deyiniz. Üçlerin, Beşlerin, Yedilerin, On ikilerin, Kırkların katarından ve didarından ayrılmayınız.

 

Yüce Hak, benim arzu ve isteklerimi yolumuzdan yürüyen tüm canlara nasip eylesin. Beden değiştiren canımı ve ruhumu tüm gerçekliğiyle kabul etsin“.

 

Hoşça ve Dostça Kalın,

Gerçeğe Hü.

Hak Eyvallah.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Değerli Canlar, Değerli Dostlar,

 

Meydanımıza mihman olan ve Hakka Yolcu edeceğimiz ………. Canımız sizlere hal diliyle seslendi.

 

 

Hakka Yürüyen canımızdan;

 

Ağrınan, incinen, kırılan kötü geçmişini unutsun.

Hakka giden, Hak yolcusuna, gönül çiçeklerini sunsun.

Hak yolunda sevgi, en güzel çiçek,

Kusurları bağışlamak, en büyük emek,

Emeğiniz varsa, bu canımıza bağışlayın.

 

 

…………… anneden dogma ……………. Canımız sizlerden Helallik ve Hak Yolu diledi.

 

Hakka Yürüyen ve sizlerden helallik isteyen ………….  Canımızı nasıl bilirsiniz?

  3  defa sorulur.  

 

 

 

İyi Biliriz!

 

 

Eyvallah Canlar.

Hak razı olsun.

 

 

 

Beden değiştiren canımız, Hak yoluna susamış,

Yoluna-yolağına sahip çıkmış, ak gönlünden düşmemiş,

İkrarından ve Hak bildiği, doğru yoldan sapmamış,

Benliğe, kine, kibire düşmemiş.

Gözü, gönlü pak, turap can olarak,

 

 

madem iyi biliyorsunuz?

 

 

 

Eğer Hakkınız varsa, Hakkınızı………..canımıza helal ediyor musunuz?     1

 

Helal Olsun!

 

 

Eyvallah Canlar.

Hak razı olsun.

 

 

Bismi Hak,

Doğan ve doğuran,

Besleyip büyüten,

Esirgeyen ve bağışlayan,

Tende ve canda, kendini var eden,

Hakkın adıyla, İsmi Şah, Bismi Şah,

 

 

Hakkı, hakikati özünde gören ve Enel Hak diyen,

Din, dil, irk ve insan ayrımı yapmayan,

Yetmiş iki millete-inanca ayni nazarla bakan,

Eline, beline, diline sahip olmayı ilke edinen,

Dini sevgi, kitabı bilim, Kebesi, kıblesi insan olan,

Mazlumun yanında ve zalimin karsısında yer alan,

Haktan gelmiş, Hakka Yürüyen ve simdi aramızda olan,

Bu canımıza maddi ve manevi haklarınızı helal ediyor musunuz?       2

 

 

Helal Olsun!

 

Eyvallah Canlar,

Hak razı olsun.

 

 

 

 

Bismi Hak,

Doğan ve doğuran,

Besleyip büyüten,

Esirgeyen ve bağışlayan,

Tende ve canda, kendini var eden,

Hakkın adıyla, İsmi Şah, Bismi Şah,

 

 

Bu canımız Edep Erkan oldu, dar didar gördü yolunu sürdü, sizlerle birlikte inancını, kültürünü yaşadı ve bir ömür sürdü.

Hakka Yürüyen bu yol eri-bacısı Hak deminden geldi, sizin içinizde, sizlerle birlikte çalıştı, sizlerle birlikte arkadaşlık etti, sohbetlere, muhabbetlere katildi, yedi, içti, kondu ve göçtü.

 

Kim bilir, belki de bilerek veya bilmeyerek hak yedi. Bu nedenle bu canımız üzerinde her hangi bir Hakkınız olabilir. Eğer Hakkınız varsa, …… Canımıza haklarınızı helal ediyor musunuz?   3

 

Helal Olsun!

 

Eyvallah Canlar.

 

Helal olsun diyen canlarımızdan

Hak razı olsun.

 

 

Hakka Yürüyen canımıza helallik vererek, Hak ile Hak Olması için, onu rızalıkla Hakka uğurluyoruz.

Hakka yürüyen canımız bundan sonra yeni bedenlerde yasasın, yaşatılsın.

………… Canımız için okuduğumuz gülbanklerimiz Hak Erenlerin, Ulu Divan defterine yazılsın, kaydedilsin.

 

Dil bizden, nefes Pir’den olsun.

 

Toprağı, suyu, pak olsun,

Ruhu Hak da mekân bulsun.

 

Gerçeğe Hü,

Hak Eyvallah.

 

 

 

Dostlar, Bizi Hakka, Helallikle Gönderin

(Hakka Yürüyen Canın Batin Diliyle Okuduğu Nefes)

 

Yaşadım, doyamadım dillerinize,

Geldim, gider oldum illerinize,

Sevdim, âşık oldum öğretinize,

Dostlar bizi Hakka, helallikle gönderin.

 

Bu dünya da engelleri asamadım,

Aradığıma bir türlü kavuşamadım,

Bir daha ya geldim, ya gelemedim,

Dostlar bizi Hakka, helallikle gönderin.

 

Birlik eyleyin, su zorlukları aşalım,

Pir aşkına kaynaşalım, yardımlaşalım,

Gelin canlar, birer birer helalleşelim,

Dostlar bizi Hakka, helallikle gönderin.

 

Yokuşları aşalım, çıkalım düze,

Himmet eyleyin canlar, dostlar bize,

Bir selam göndersem, gelir mi size,

Dostlar bizi Hakka, helallikle gönderin.

 

 

Sözümüz, özümüz hakka yakındır,

Yolu, Erkânı, Meydanda yaşayandır,

Hakka Yürümek, hem uzak, hem yakındır,

Dostlar bizi Hakka, helallikle gönderin.

 

(Pir Sultan Abdalın bu ünlü deyisi,

Öğretimize göre güncelleştirilmiş ve

Hakka Yürüme Erkânına uyarlanmıştır.)

 

  2- Hak Meydanı: (Halka Niyazi Erkânı)

Hak Meydanına, Cenaze Meydanı, Halka (cenaze) Niyazi gibi isimler verilir.

Hak Meydanı, yani Cenaze Niyazi Dört bölümden, yani dört Tevhitten, birlemeden oluşur ve ayakta yapılır. Her birlemede, her tevhitte baslar yukarı kaldırılarak aşağı indirilir. Ayaklar mühürlü ve kollar göğüste çapraz, dar durusunda Hak Meydanı gerçekleştirilir.

 

 

Hizmeti Yürüten Pir,

“Değerli Canlar, yarım ay biçiminde halka olalım, Meydan olalım. Küçükler ve hanımlar ön saflara geçsinler. Ayaklar mühürlü, kollar göğüste çapraz, dar durusuna gecelim.“ der.

 

Hakka Yürüyen canımızın ruhu, Canlar Divani Hak Meydanı Darındadır. El nefes, nefes bizden, rızalık hazır olan canlardan, destur Hünkar-i Pirden ola. Hakka Yürüyen, Hak Gerçeklerin Askına!

……….. Canımız, hal içinde menzil aldı, yol içinde yol sürdü, nasip aldı, nasip verdi. Hayır, Himmet kabul ola, Hak yardımcısı, Hızır yoldaşı ola, yolu Aydınlık, mekânı nur ola.

 

 

 

 

 

Veda Niyazi:

 

 

Bismi Hak,

Doğan ve doğuran,

Besleyip büyüten,

Esirgeyen ve bağışlayan,

Tende ve canda, kendini var eden,

Hakkın adıyla, İsmi Şah, Bismi Şah,

 

 

Niyet ettik, Hak Meydanında,

Hak için halka niyazına.

 

Yüzümüz yerde, özümüz darda,

Yönümüz, kıblemiz, Kamil insana,

 

Hakka Yürüyen canımız için,

Can cana, can didara dar olduk.

 

Bu erkânda, durduk divana,

Uyduk Hak için Meydana.

 

(İsteyenler  “Uyduk Hak Muhammet Ali’ye “ de diyebilir).

 

 

Birinci Tevhit, Birinci Birleme:

 

(Bismi Şah, Hak Muhammet Ali’ de denilebilir)

 

 

Bismi Hak,

Tende ve canda kendini var eden,

Hakk’ın adıyla, İsmi Şah, Bismi Sah,

 

 

Yüce Hak,

Can kıblesine döndük, seni keşfettik.

Doğada doğduk, Haktan var olduk,

Bir tende, bir bedende, can bulduk,

Taa ezelden var olanlar olduğu için,

Bir var edenin bulunduğuna inandık.

 

Ya Hak, var olanların varlığının,

Senin varlığını kanıtladığını öğrendik.

Gün gelir, her canlı aslına döner.

Haktan geldik, bir gün Hakka döneceğiz.

Yönünü sana dönmüş olan bu canımızın,

Kusurlarını bağışla, ruhunu şad eyle.

Gerçeğe Hü,

Hak Eyvallah.

 

 

 

 

 

İkinci Tevhit, İkinci Birleme:

 

(Bismi Şah, Hak Muhammet Ali’ de denilebilir)

 

 

Bismi Hak,

Tende ve Canda kendini var eden,

Hakk’ın adıyla, İsmi Şah, Bismi Sah,

 

 

Ya Hak, Sen canansın, biz ise can, Cananım Darı’na durduk,

Cananı gördük hoş olduk, özümüzü tanıdık, yol olduk.

Biz bu evrene, taa ezelden çok gelmiş, gitmiş idik.

Güneş ve ay dogmadan önce, ezelden seyrettik biz bu âlemi.

Şah Medet Mürvet Cananım, Hakka Yürüyen canımızın,

Yeni bedenler edinmesini ve özgürce dolaşarak,

Yeni bedenlerde yasamasını niyaza geldik.

Ya Hak, bütün erenlerin, ermişlerin, evliyaların hakkı için,

Sana yürüyen canımızdan, yardımını esirgeme, ruhunu şad eyle.

Gerçeğe Hü,

Hak Eyvallah.

 

Üçüncü Tevhit, Üçüncü Birleme:

 

(Bismi Şah, Hak Muhammet Ali’ de denilebilir)

 

 

 

Bismi Hak,

Tende ve canda, kendini var eden,

Hakk’ın adıyla, İsmi Şah, Bismi Sah,

 

 

Yolumuza ve öğretimize göre, bu canımız Hakka Yürüdü.

Doğanın bir temsilcisi olarak, yasarken ölümsüzlüğünü yakaladı.

Bedeninin bilgeliğinin verdiği güçle, Hak ile buluştu.

Ölümün olmadığı doğada, Hakka Yürüdükten sonra yeniden dirildi.

Doğada, evren de her şeye sızacaksın ve sonsuza dek yasayacaksın.

 

Yüce Hak,

Üçler, besler, yediler, on ikiler, On Yediler ve Kırklar hakkı için,

Enel Hak diyenler hakkı için, Yola İkrar verenler hakkı için,

Sana gelen canımızın kusur ve eksiklerini bağışlayasın.

 

Gerçeğe Hü,

Hak Eyvallah.

 

 

Dördüncü Tevhit, Dördüncü Birleme:

 

(Bismi Şah, Hak Muhammet Ali’ de denilebilir)

 

 

 

Bismi Hak,

Tende ve canda, kendini var eden,

Hakk’ın adıyla, İsmi Şah, Bismi Sah,

 

 

Kendisini ifade edebilmesi için, Hakka Yürüyen …….. Canımıza son bir defa daha söz veriyoruz. Onun Batin diliyle, Hal diliyle konuşmasını dinleyelim.

 

“Dostlarım, Yoldaşlarım,

 

Simdi bedenim Sunak taşında, ya da cansız bedenim burada tabutta. Ben ise aranızda huzurunuzdayım, sizlerle can cana, cemal cemale yanınızda dardayım. Ben yönümü size Kâbe yaptım, siz de bana. Sizler beni ten gözüyle göremiyorsunuz ama ben sizleri batinen görebiliyorum. Yârim ay biçiminde halka olmuşsunuz. Hak Meydanında benim gibi dardasınız.

 

Canlarım, Kardeşlerim,

 

Zahir âlemde, can gölgemde bir ömür sürdüm. İçinizde yaşadım, yedim, içtim, kondum ve göçtüm. Belki kiminizi üzdüm, belki de kiminizin Hakkını yedim. Eğer bunları yaptımsa bilmeyerek yaptım. Bunları, bu olumsuzlukları bilmeyerek yapmak, benim kusurlarımı ortadan kaldırmaz. Hakkınızı helal edin. Son kez bunu niyaza geldim.

 

Batınımdan gelen gerçek seslere ilgisiz kalmadım. Kafesteki bir kuş misali, can gövdemden uçtu gitti. Doğa çağırdı, hakka koştum. Hepimiz için geçerli olan Doğanın yasası gereği; Haktan geldik, yine Hakka gideceğiz.

 

Pirimiz Hünkâr Bektaş Veli’nin su özdeyişini akılda tutun. Bir kenara not edin.

 

„Benim yaşamımda üç iyi dostum vardır.  Ben Hakka Yürüyünce birisi evde kalır.  Birisi yol da kalır.  Birisi de benimle birlikte gelir.  Ev de kalan malımdır.  Yol da kalan ailem ve yakınlarımdır.  Benimle birlikte gelen ise iyiliklerimdir“  bu sözleri unutmayın.

 

Beni bedensiz bırakmayın, canıma acı çektirmeyin, Hakka Yürüyen bu canıma beden olun.”

Gerçeğe Hü.

Hak Eyvallah.

 

 

Değerli Canlar, Hakka Yürüyen ……….. Canımızı, Hal Diliyle, Batin Diliyle dinledik.

 

 

 

Hakka Yürüyen Cana Beden Olmak

 

 

Hak Meydanında, özü öze bağlayalım,

Bu Hak Meydanında, gönül birliğini sağlayalım,

Hakka Yürüyen canımızı rızalıkla uğurlayalım,

Gelin Dostlar, ……… canına beden olalım.

 

Canımızı, ölümsüz doğada yalnız bırakmayalım,

Onun Halına Haldaş, Yoluna Yoldaş olalım,

Mekânını nur, yolunu acık ve Aydınlık eyleyelim,

Gelin Dostlar, ……… canına beden olalım.

 

Onun acısına, derdine ortak olalım, paylaşalım,

Kültürüne, inancına, bilincine sahip çıkalım,

Onu bedensiz bırakmayalım, acı çektirmeyelim,

Gelin Dostlar, ……….. canına beden olalım.

 

 

Canlar Divanında, Hak Meydanında,

Yolun son durağında, Özü ile Dara duran,

Hak Yolunda, Hakkı -Hakikati özünde bilen,

Hak Yolculuğunda, Hak ile Hak olan,

Haktan gelen ve Hakka giden,

 

 

…………. canımızı bedensiz bırakmayalım. Bu canımıza beden olamazsak eğer, bedensiz olarak aramızda dolaşır ve beden bulmak için kıvranır durur. Hakka Yürüyen bu canımıza beden olalım ve ona acı çektirmeyelim.

 

Sevgili Canlar, simdi sizlere soruyorum.

 

…………… canımıza beden olmak istiyor muyuz?      Bu soru 3 defa              

Sorulacak.

 

 

Beden olmak istiyoruz!

 

 

Eyvallah Canlar.

Hak da sizlerden razı olsun.

 

 

 

Hakka Yürüme Erkânımız ve törendeki sözlerimiz,

Gülbanklarımız, gönül defterine kaydedilsin,

Anımsansın, hatırlansın, unutulmasın.

Hakka Yürüyen Canımızın,

Yolu açık ve Aydınlık olsun

 

Toprağı, suyu, pak olsun,

Ruhu Hakta mekân bulsun.

Gerçeğe Hü,

Hak Eyvallah,

 

 

 

 

Ask-i Niyaz Olsun

 

Ask-i niyaz olsun, Hakka Yürüyen tüm canlara,

Ask-i niyaz olsun, Hakkı -Hakikati özünde görenlere.

Ask-i niyaz olsun, Hakkın birliğine varan canlara,

Ask-i niyaz olsun, Hakkı Adem de, insanda görenlere,

Ask-i niyaz olsun, Hakikati anlayıp da Gerçeğe Hü diyenlere,

Ask-i niyaz olsun, Yoluna, Erkânına sahip çıkan tüm canlara.

 

Gerçeğe Hü,

Hak Eyvallah,

 

 

 

 

 

 

Hak Meydanı Bitiş Gülbengi:

 

Bismi Hak,

Doğan ve doğuran,

Besleyip büyüten,

Esirgeyen ve bağışlayan,

Tende ve canda, kendini var eden,

Hakkın adıyla, İsmi Şah, Bismi Şah,

 

 

 

 

 

Ey yüce Hak,

 

Sana gönül veren âşıklar, sadıklar aşkına,

İnsanlığa hizmet etmiş bütün canların aşkına,

İsminin geçtiği gülbankler aşkına, yol aşkına,

Seni dilinden düşürmeyen, uluların aşkına,

Pirler, mürşitler, erenler, evliyalar aşkına,

Sana yönelmiş gelen………..canımızın,

Kusurlarını affedip, ruhunu şad eyle.

Ruhu dar, didar göre,

Nefesi bedenine gözcü ola,

Dilinin nuru yolunu Aydınlata.

 

 

Toprağı, suyu, pak ola,

Ruhu Hakta mekân bula.

Gerçeğe Hü.

Hak Eyvallah.

 

 

Hak Meydanı Erkânı burada sona ermiştir.

 

 

Hakka yürüyen Canın yakınları tabutun yanında uygun bir yerde taziyeleri kabul etmek için yerlerini alırlar. Törene katılan canlar, başsağlığı dileklerini yerine getirdikten sonra; eğer isterlerse tabutun baş tarafına geçip niyazlaşarak, Hakka Yürüyen cana son bir kez daha veda niyazında bulunurlar.

 

 

 

 

3- Sırlama (Mezarlık) Meydanı: (Gömüt-Mezarlık Erkânı)

 

Medet, ey Şahım medet,

Gel dertlere derman eyle,

Yetiş ya Bozatlı Hızır, yetiş,

Sen dertlere, derman eyle.

 

……………………………………………

 

 

Tabut, elden ele, el değiştirilerek mezarlığa taşınır.

 

Törene katılan canlar, tabut önlerine geldiğinde ellerini tabuta dokunur ve başparmaklarını dudaklarına götürerek niyaz eder, kalp-dudak yaparlar.

 

Bu, geride kalanların Hakka Yürüyen cana veda Niyazlarıdır.

Mezarlık Meydanında öğretimize uygun bir biçimde tabutun yani bedenin baş tarafı batıya ve ayakları da doğuya, güneşe gelecek şekilde yüksek temiz bir yere konur.

 

Cansız beden gömüte, (mezara) da bu şekilde konulur. Gömütün doğuya yani güneşe gelen tarafı derin kazılarak alçaltılır ve batıya gelen baş tarafı da yükseltilerek; yönü, yüzü-gözü güneşe doğru kalkıyormuş gibi bir duruş verilir. Gömütte (mezarda), kefenin dışına bağlanan omuz, bel ve ayaklara bağlanan kuşaklar, kemerbestler çözülür ve bedenin gömütte rahat ettirilmesi sağlanır.

 

Mezarlık Erkânına katılan canlar, yârim ay biçiminde halka oluşturlar. Hizmet sahibi pir, canlara „Edep Erkan“ diyerek dar durusuna geçmelerini söyler.

 

 

………….. anadan dogma…………… canımız Hakka Yürümüştür, diyerek

Hizmet sahibi pir, ya da Hakka Yürüyen Canın yakınları adına bir kişi veda konuşması yapar ve kısaca Hakka yürüyen Canın özgeçmişinden söz ederek yasemini özetler. Hane Canlarının acılarını paylaşır. Fakat Hakka Yürüyen cana ilişkin her hangi bir telkin vermez ve verilmez.

 

 

 

 

Değerli Dostlar,

Erenler, Bacılar,

 

Yolumuz, öğretimize ve Alevilik anlayışımıza göre; Toprak Ana bir canımızı daha kucaklayıp bağrına bastı:

Ateş külde söner, acı yürekte diner, acılar paylaştıkça azalır, sevgiler ve bilgiler paylaştıkça çoğalır. Acılar azalsın, sevgiler çoğalsın.

 

……… canımız Hakka Yürüdü, devri daim oldu, canı yeni bedenlerde yasasın yaşatılsın. Yolu acık ve Aydınlık olsun, ruhu şad olsun. Kendisine Haktan rahmet diliyoruz, mekânı nur olsun, ışık olsun. Ailesinin, yakınlarının ve onu sevenlerinin başı sağolsun, acıları azalsın. ……………………………….

 

 

 

 

Bismi Hak,

Tende ve canda kendini var eden,

Hakkın adıyla, İsmi Şah, Bismi Sah,

 

 

Canlarımızın acısı acımızdır,

Acılarını anlıyoruz ve paylaşıyoruz.

 

Yüce Hak,

 

Geride kalanlara sabır ve dayanma gücü versin,

Canlarımıza, başka acılar yaşatmasın,

 

Kin, kibir bitsin, dostluklar pekişsin,

Yeni sevilerde, yeni çiçekler yeşersin,

 

Yüce Hak,

 

Bundan sonra, hane sahiplerine,

Sağlık, esenlik dolu bir yasam versin.

 

Başka acılar göstermesin.

Hakka Yürüyen canımıza,

Erenlerin, bilgelerin, ruhu sinsin.

 

 

Toprağı, suyu, pak olsun,

Ruhu Hak da mekân bulsun.

 

 

Gerçeğe Hü,

Hak Eyvallah

Hizmet sahibi Pir, ya da Görevli Hizmetli Can, daha sonra Hakka Yürüyen Canın ailesine ve diğer yakınlarına söz hakkı verir. Konuşmak isteyen başka canlar varsa onlara da söz verir.

 

…………………………………………………………………………………

 

 

„Bir yasam boyu, birbirini sevmeyen ve üzmeyen insan olamaz.

Kimileyin, insan yükü ağır olur,

Kimileyin, duyguların dili sağır olur,

An olur, öfke kabarır,

Öfke geçer, yüz kararır,

Fakat dünya işi dünya da kalır.

 

Kişi kötü demeyelim, işi kötü diyelim.“

 

 

…………………………………………….

 

 

Bu konuşmalardan sonra Hizmet sahibi Pir, ya da Görevli Hizmetli can, su gülbengi okur.

 

 

 

Bismi Hak,

Tende ve canda kendini var eden,

Hakkın adıyla, İsmi Şah, Bismi Sah,

 

 

………… canımız yolun acık ola,

Devrin daim ola, mekânın nur ola,

Hak kapısında, Hızır yardımcın ola,

Ruhun, erenlerin, ariflerin nuruna karışa,

 

Naciye ana yolunu Aydınlata,

Güruhu Naci katarın ola,

Arş-i Rahman, Meydanın ola,

 

Seyyid Nesimi şahidin ola,

Hallacı Mansur dar’ın ola,

Pir Sultan Abdal didarın ola,

Yüzün ak, menzilin pak ola,

 

Bu meydan senden razı oldu,

Her hizmetin görüldü,

Bizden yana helal, hoş ola,

Dil bizden, şefaat Haktan ola,

 

Toprağın, suyun, pak ola,

Ruhun Hak da mekân bula.

 

Gerçeğe Hü,

Hak Eyvallah.

 

 

Pirin konuşmasından sonra Zakirler Meydanda yerlerini alırlar.

Yol, Erkan, Meydan usulüne göre nefesler, mersiyeler, ağıtlar okunur.

Hakka Yürüyen Canın sevdiği türküler söylenir.

 

 

 

Can Bedenden Uçtu Gitti

 

İste geldim, iste gittim.

Yaz çiçeği gibi bittim.

Su dünya da ne is ettim,

Ömürcüğüm geçti gitti.

 

Çağırdılar Pir geldi,

Her biri bir ise yeldi,

Komsulara haber saldı,

Can bedenden uçtu gitti.

 

İste geldi yumucular,

Tenime su koyucular,

Pirimin elinde makas,

Kefenimi biçti gitti.

 

Ayırdılar ailemizden,

İp bağladılar belimizden,

Berk tuttular kolumuzdan,

Can nefesten uçtu gitti.

 

Götürdüler mezarıma,

Sığındım Hak Kerime,

Toprak vurdular serime,

Gözüm yaşı taştı gitti.

 

Hizmetimiz oldu tamam,

İste geldi, ayrılık zaman,

Yardımcımız Bozatlı Hızır

Ten toprağa karıştı gitti.

 

Teslim Abdal

 

(Teslim Abdalın bu ünlü deyisi, Öğretimize ve

Hakka Yürüme Erkânına uyarlanarak güncelleştirilmiştir.)

 

 

 

 

Ölüm Ölür, Biz Ölmeyiz

 

Dost, dost diye dosta yanmışız,

Bu dünya da servet ile övünmeyiz.

Hak deyip, yönümüzü Hakka dönmüşüz,

Cennet, Cehennem deyip dövünmeyiz.

 

Evrende bütün gezegenler Semah döner,

Sevgisinden, aşkından güneş bile yanar,

Hakka Yürümek, aslına ermektir hüner.

Mal, mülk, servet ile övünmeyiz.

 

Hakka Yürüyen canımız, Cananımızdır.

Canı, bedeni, teni bizim tenimizdir.

Sevgi, saygı, hoşgörü bizim dinimizdir.

Hak Aşkından başka, dine inanmayız.

 

İnancından dolayı hor görmeyiz insanı,

Cümlemizin, hepimizin birdir canı,

Şiir, deyiş, nefes, hepsi de Hak lisanı,

Bağlamamızı çalar, söyler, usanmayız.

 

Hakka giden bu Yol da, Huda’mız var.

Pir sözünden dolumuz, bademiz var.

Marifetten, muhabbetten, gıdamız var.

Ölüm ölür, beden ölür, biz ölmeyiz.

 

  1. Hüdai

Not: (Âşık Hüdai’nin ünlü deyisi, nefesi

Hakka Yürüme Erkânına uyarlanmıştır.)

 

 

 

 

Kalanlara Selam Osun

 

Biz Hakka gider olduk,

Kalanlara selam olsun.

Bizim için hayır, dua,

Kılanlara selam olsun.

 

Ecel büke belimizi,

Söyletmeye dilimizi,

Hasta iken halimizi,

Soranlara selam olsun.

 

Tenim ortaya açıla,

Yakasız gömlek biçile,

Bize hizmet edip,

Yuyanlara selam olsun.

 

Selam verin kastımıza,

Gider olduk dostumuza,

Niyaz için üstümüze,

Duranlara selam olsun.

 

Zamanı gelenler Hakka gider,

Hepsi gelmez, yola gider,

Bizim halimizden haber,

Soranlara selam olsun.

 

Derviş Yunus söyler sözün,

Yas doludur, iki gözün,

Bizi bilmeyen ne bilsin,

Bilenlere selam olsun.

 

(Yunus Emre’nin bu deyisi,

Öğretimize göre güncelleştirildi.)

 

 

 

 

 

Erkânı yürüten hizmetli pir, Semah hizmeti ve Zakir hizmeti için sadece bir gülbank verir.

 

 

Bismi Hak,

Tende ve canda kendini var eden,

Hakkın adıyla İsmi Şah, Bismi Sah,

 

 

Hizmetleriniz kabul, muratlarınız hâsıl olsun,

Emekleriniz boşa gitmesin, hakka yetsin,

Meydanda yüzünüz ak, sözünüz pak olsun,

Ağzınız acı, yüreğiniz dert görmesin,

Sözünüz, nefesiniz birliğe yetsin,

Adlarını andığınız hizmet pirlerinin,

Himmetleri üzerinize olsun,

Hakka yürüyen canımız menziline ersin,

 

Dil bizden, Kerem Ulu Hünkârdan olsun.

Gerçeğe Hü,

Hak Eyvallah.

 

 

 

 

Devriye

 

Dünyaya Çok Gelip Gittim,

 

Dünyaya çok gelip gittim,

Erenler eteğin tuttum,

Kudret nidansın işittim,

Kaynayıp ta, coşa geldim.

 

Âşık oldum, su ay yüze,

Nisar oldum, bal ağıza,

Nazar kildim, kara göze,

Siyah olup, kasa geldim.

 

Deniz kenarında ova,

Kuyuda isleyen kova,

Pirin ağzındaki dua,

Olupta ben, işe geldim.

 

Ay oldum, âleme doğdum,

Bulut oldum, göğe ağdım,

Yağmur oldum, yere yağdım,

Nur olup, güneşe geldim.

 

Yolum sana oldu durak,

Sabahın söyleyenidir hak,

Yunus Emre dilinde, Hak

Olup dile düse geldim.

 

Yunus Emre

 

 

 

Bu arada Hakka yürüyen Canın ailesine ve yakınlarına acıları paylaşım dilekleri iletilir. ……………….. „ Acılar paylaştıkça azalır, sevgiler paylaştıkça çoğalır „ anlamında kısa bir konuşma yapılır.

……………………………………………………………………………..

 

Bu konuşma da „öte dünya“dan söz edilmez. Çünkü Alevilerin diğer dünya, öte dünya diye bir anlayışları yoktur. Alevilerin öbür dünyası, Alevi insaninin iç dünyasıdır, iç evrenidir. Aleviler, hesaplaşmasını Mahşer de, öte dünya da değil; Canların huzurunda, bu dünya da Hak Meydanında özlerini dar’a çekerek, kendi iç dünyasında yaparlar.

 

Hakka Yürüyen Canın evinden alınıp getirilen bir miktar Rızalık Toprağı, hizmetliler tarafından Cenaze sahibine ve yakınlarına verilerek mezara serpilmesi sağlanır. Yapılan bu erkân, hakka yürüyen can ile yakınlarının

“Hâlleşip Helalleşmesi” olarak algılanır.

 

Daha sonra Yol, Erkan, Meydan usulüne göre gömüt (mezar) toprakla doldurulurken; bazı canlar avuçlarına yerden toprak alarak gömütün üzerine serperler. Mezarın doldurulması işlemi tamamlandıktan sonra üç adet çerag, pirin gülyağıyla birlikte hizmetli can tarafından uyan dirilir ve mezarın baş tarafına konulur.

………………………………………………………….

 

Hizmetli Pir ya da cenaze sahipleri tarafından „Toprağı, suyu pak ola, Ruhu hakta mekân bula“ denilerek boydan boya mezarın üstüne su dökülür. Hizmetli pir, üç damla suyu da “ Tende ve canda var olan Hakkın adıyla, Ya Hızır” diyerek çırağların, delillerin dibine damlatır.

 

 

Sırlama Erkânında, Hal Diliyle, Hakka Yürüyen Canın Okuduğu

 

 

 

Gülbank:

 

 

Gerçekler Askına, Gerçeğe Hü Canlar,

 

Bismi Hak,

Tende ve canda kendini var eden,

Hakkın adıyla, İsmi Şah, Bismi Sah,

 

 

Ateşten, havadan, topraktan ve Su’dan var oldum.

Doğdum yedi âlem, üç atadan, Hü dedim gerçekler aşkına,

Rahmet deryasından akıp geldim, Rahmani nur deryasına,

Anam yer, babam yağmurdur, yüce varlığın aşkına,

Havadan havaya, Su’dan Su’ya, topraktan toprağa,

Can cana doğru, nur ile geldim, sır ile giderim.

Hak kapısından geldim, geldiğim kapıya dönerim.

Durdum divana, uydum meydana,

Can cana, can didara.

Elele, el Hakka.

 

Hak Askına,

Gerçeğe Hü,

Hak Eyvallah.

 

 

 

Hakka Yürüyen can için, son bir kez daha, yaptıkları ve yapamadıkları için

Rızalık Meydanı kurulmuştur. Gerekli olanlar ve yapılması gerekenler orada konuşulmuştur. Hizmet pirinin „Sırlama Gülbengini“ vermesiyle, Mezarlık Erkânı rızalığa bağlanıp sırlanmıştır. Sırlanan o meydan bir daha açılmaz.

 

 

 

 

 

 

Mezarın Sırlanması sırasında

Pirin Okuduğu Gülbank,

 bir „Özdarı“ niteliğindedir.

 

 

Bismi Hak,

Doğan ve doğuran,

Besleyip büyüten,

Esirgeyen ve bağışlayan,

Tende ve canda, kendini var eden,

Hakkın adıyla, İsmi Şah, Bismi Şah,

 

Canlar, el ele, el hakka ( o meydanda bulunan canlar Elele verirler.)

Yönümüz, kıblemiz, Kâbe’miz can cana,

Canımız meydanda uyduk divana,

Can didara dar olduk,

Hal ile hâlleştik, özü öze bağladık.

Yar olup yerleştik,

Eriyip Arifler kazanında pistik.

Ya Hak, saklımız, gizlimiz yok,

Senden geldik, sana döneriz.

Binlerce eskinin ve binlerce yeninin,

Hakkı için bağışla bizi.

 

Üçlerin, beşlerin,

Yediler ile saf tutan pirlerin,

On ikilere yeten Ariflerin,

Kırklara Meydan, gönüllere rahman,

Esirgeyen, bağışlayan, besleyip büyüten,

Koruyup kollayan, Yol’a hazırlayan,

Hak kapısı, Naciye Hakkı için bağışla bizi.

 

On yedi Kemerbeste varan,

On dört Masumu Pak’a didar olan,

Can ile canana iman,

Ezel ve ebed, her haneye mihman,

Mazlumlar dergâhı, Mansur hakkı için bağışla bizi.

 

Rızalık kapısında durduk,

Hak Yolundan nasip aldık,

Seyyid Nesimi’yi, Pir Sultan’ı Bedrettin’de gördük.

Pir Hünkâr Bektaş Veli’ye yüzümüzü sürdük.

Arş-i Rahmanlar Anası, Ana Fadime hakkı için bağışla bizi.

 

 

Yüzümüz yerde, özümüz dar da, canımız tercüman,

İste budur, hak için kesilen kurban.

Dar olmuş didara, cümlesi bir can,

Sevgimiz dindir, sevdiğimiz iman,

Yedi âlem noktada oldu pinhan (bir can)

 

Noktanın sırrına eren,

Çark edip pervaza durdu Cem-i devran,

Çarka durdu………… can,

Aslına vasıl olmaktır dileği,

Doğan, doğuran hakkı için bağışla bizi.

 

………… canımızın Devri Daim olsun,

Yolu Aydınlık, mekânı nur olsun.

Hak yardımcısı, Hızır yoldaşı olsun.

Dil bizden, nefes pirden olsun.

 

Toprağı, suyu, pak olsun,

Ruhu Hak da mekân bulsun.

Gerçeğe Hü,

Hak Eyvallah.

 

 

 

 

Daha sonra Mezarlık Erkânının uygun bir yerinde canlar birbirleriyle niyazlaşırlar. Hakka Yürüyen Canın ailesine ve yakınlarına başsağlığı dileğinde bulunurlar.

 

 

 

Bir can Hakka Yürüdüğünde, Alevi inanışına göre onun “Dardan İndirme Erkânı” yapılır. Bu Erkan, Hakka Yürüyen Canın Üçünde ya da Yedisinde yapılır. Kırk gün geçtikten sonra da Kırk Erkânı yapılır. Alevi anlayışına göre, bunlar da Hakka Yürüme Erkânının devamı niteliğindeki erkânlardır.

 

 

 

Devriye

 

Gel Canana Gidelim,

 

Bu dünya da kalmayalım,

Fanidir aldanmayalım,

Bir iken ayrılmayalım,

Gel Canana, Hakka gidelim.

 

Biz bu dünyadan göçelim,

Cananın dost iline uçalım,

Uzun, ince yoldan geçelim,

Gel Canana, Hakka, gidelim.

 

Gerçek erene varalım,

Hakkın hatırın soralım,

Yunus Emre’yi alalım,

Gel Canana, Hakka gidelim.

 

(Yunus Emre’nin bu devriyesi

Hakka Yürüme Erkânına uyarlanarak

 Ve güncellenerek yeniden düzenlenmiştir)

 

 

 

Dardan İndirme Erkânı:

 

 

 

Anadolu Aleviliğinde “Dar” terimi nereden gelir ve anlamı nedir? Kısaca, bu konuya acillik getirdikten sonra „Dardan İndirme“ olarak isimlendirdiğimiz „Dar Ceminden, Dar Erkânından“ kısaca söz edeceğiz.

 

Alevi öğretisinde „ Dar

Alevi felsefesinin, inancının temel ilkelerine göre düzenlenen, kaide ve kurallara bağlanan; insani Hak ile birleyen, Aleviliğe özgü bir hukuk sistemi ve Canın özünü arındırma biçimidir. Dar’dan İndirme de, Hakka Yürüyen bir canı dar durumundan, zor durumdan kurtararak onu rahatlatmak anlamına gelir.

Dar, Hallacı Mansur’un asıldığı direk anlamında „ Darağacıdır.“ Yolla ilgili Alevi erkânlarının yap ildiği yer anlamında; canların özlerini dara çektikleri Meydanın orta yerine dar, ya da Dar Meydanı denir.

 

Dar, ya da Dar-i Mansur;

Darağacında aşılarak katledilen, Hallac-ı Mansur gibi, Yol uğruna ölümü göze almaya ve aşılmaya hazır olmak demektir. „Enel Hak“ diyen Hallacı-i Mansur’ un anısına Yola bağlanmanın ve Yol uğruna canını feda etmenin bir simgesi olarak algılanır. Yol ehli özünü Meydanda Yola teslim eder.

 

Hallac-i Mansur diyor ki;

 

“Ene-l Hak” : Ben tanrıyım, ben hakikatim, ben gerçeğim, ben askım.

„ Hak insan da, insan da Hak da mevcuttur. Ben Haktan geldim ve Hakkın kendisiyim, o benim ve ben de oyum. Yaratan benden ve ben yaratandan başkası değilim.“

 

Demenin bedelini darağacına aşılarak ödeyen Hallacı Mansur; bedeni parça parça kesilirken söyle haykırmıştır. „ Haktan yoksunlar…! Siz Hakkı lime lime edip kesersiniz, fakat Hak ise hiç acı hissetmez. O kanı ile pak olur, kendisine döner, Hakkın varlığına karışır, ruh gider mekânına Mihman olur. Nice gelir, nice gider.“

 

Hallacı Mansur’un yaşadığı Orta Cağ karanlığında böyle bir Batini Felsefeye sahip olmak ve düşündüklerini açıktan cesaretli, dirençli bir biçimde söyleye-bilmek yiğitlik işidir. Hallacı Mansur’un bu Hak sözlerinin adi „Dardır, Dar Durusudur“. Başka bir deyişle, bu sözlerin sahibi Hallacı Mansur’un, darağacındaki durusunun adidir, bu da „Dardır“. Dar, Hallaç’ın durusuyla onurlandırılan; Hak ile buluşma, arınma, aklanma, paklanma; insanın kendi kendisini bilmesi ve özüyle buluşması aşamasıdır.

 

Dardan İndirme Erkânı; Hakka Yürüyen bir Canın Hakka Göçüsünün üçüncü, yedinci ya da Kırkıncı günü yapılan  erkâna verilen addır.

 

Üçü, Yedisi, Kırkı, ya da Lokma Erkânı, Dar Cemi olarak bilinen „Dardan İndirme Erkânı“ ; Hakka Göcenin ruhunu (canını) rahatlatmak ve yeni bedenlere taşınması konusunda onu zor durumdan (ikircikten) kurtarmak için yapılan bir inanç uygulamasıdır.

 

 

 

 

 

 

Çerag-Delil Uyandırma Gülbengi:

 

 

Bismi Hak,

Tende ve canda kendini var eden,

Hakkın adıyla İsmi Şah, Bismi Şah,

 

 

Yansın yakılsın Çerağımız, Bahr-i Hüda’nın aşkına,

Yansın yakılsın Çerağımız, ezeli-kadim, Ulu Yol aşkına,

Yansın yakılsın Çerağımız, Yola gönül verenler aşkına,

Yansın yakılsın Çerağımız, Enel Hak aşkına,

Yansın yakılsın Çerağımız, gerçek erenler aşkına,

Yansın yakılsın Çerağımız, Dört Kapı Kırk Makam aşkına,

Yansın yakılsın Çerağımız, yolumuzu sürenler aşkına,

Yansın yakılsın Çerağımız, İkrar verenler aşkına,

Yansın yakılsın Çerağımız, gönül birliğimiz aşkına,

Yansın yakılsın Çerağımız, birliğimiz, dirliğimiz aşkına,

Yansın yakılsın Çerağımız, evrensel ilim, bilim aşkına,

Yansın yakılsın Çerağımız, Aydınlık geleceğimiz aşkına.

 

Dil bizden, Aydınlık haktan ola,

 

Gerçeklerin demine,

Hak Eyvallah.

 

 

Cemlerimizde “Dar Hizmeti”, Çeragı Evliya, çerag, delil uyandırıldıktan sonra yerine getirilir. Hak Postu adına mürşit veya pir, Meydanı Hakka açan nefesi okur ve pesinden söyle devam eder

 

“Canlar, Hakikatimiz Hak ile bir olmaktır. Marifetimiz, Hak özüyle ilim irfan dolu cem cemale görülmektir. Durduğumuz Yol durağı Hakkın Durağıdır. Bu erkâna oturan, duran her can ayni gözle görülür. Burada insana erkek-dişi gözüyle bakılmaz, kişi gözüyle, can gözüyle bakılır ve aynı elekten süzülür. Candan cana fark görülmez. Cem birliğimiz, Hak ile bilenmektir. Hak birliğine ikilik düşmeye, Yol Erkânı, Hak Divanında, İsmi nefeslenen, Hak gerçekler huzurunda, Hakka Yürüyen canımızın ruhu dardadır. … “

 

 

Dardan İndirme Erkânı,”  Hakka Yürüyen canın, yaşadığı çevresiyle, eş, dost ve sevenleriyle, çalıştığı ve alış veriş yaptığı insanlarla Haklaşması ve helalleşmesi olarak algılanır.

 

Dardan İndirme Ceminde, Hakka yürüyen Canın varsa Musahibi, yoksa eşi, kızı, damadı, torunu ve yakın akrabalarından oluşan iki kadın, iki erkek meydana alınırlar ve Dardan İndirme Cemini yöneten Pirin önünde dar olurlar.

 

Hak Meydanında dar olan bu canlar, Hakka Yürüyen Canın vekili olurlar. Onun adına, maddi ve manevi alacaklı olanlara karsı sorumludurlar. Bu yükümlülüklerini, Alevi gelenekleri ve cemin kuralları içerisinde yerine getirirler. O, Hak Divanında, Ulu Divanda haklı Hakkını alır.

 

Bu konuda, Dardan İndirme Cemini yöneten Hizmet piri ya da mürşidi canlara söyle der.

 

 

“Bedeni Toprak Ananın kucağında, canı-ruhu Dar da olan ve Hakka Yürüyen ……………. Canımızdan arinmiş, incinmiş, gücenmiş, algın, dargın, kırgın, küskün, haksızlığa uğramış, alacağı – vereceği olan yol bacımız, can bacımız, yol kardeşimiz, can kardeşimiz var mı? Hataya düşüp eline, beline, diline sahip olmayan, Hak ile bağlanan ikrarında durmayan; can incitmiş, emekle hakketmediğine rızasız el uzatmış, özünü haktan koparmış, kusurunu özünden gizlemiş, yol bacımız, can bacımız, yol kardeşimiz, can kardeşimiz var mı? Varsa, Hak Nefesiyle dile gelsin özünü Hak Meydanına sersin, hakka teslim olsun, alacağı varsa alsın, vereceği varsa versin. Hakka yürüyen canımızın omuzlarında “Can Hakkı ” kalmasın.

 

Gelen, duran, bilen özünü Hak ile birlesin. Varlığını vicdanına hakim kilsin öyle gelsin, öyle dinlesin. Can inciten, gönül kiran, kusurunu özünden gizleyen Hakkın binasını yıkandır. Haddini bilmeyenin, aklanıp paklanmayanın, Hakkın katarında, erenlerin nazarında yeri yoktur. Çünkü bu Yol Erkânında Can Hakkı, İnsan Hakkı, hemen her şeyin üstündedir. Hak Hakikat, Hak Meydanı Hakka acıktır.“ der.

 

 

Dardan İndirme Ceminde on iki hizmet görevi yapılmaz. Sadece bir kaç tane zorunlu hizmetliler görev alırlar ve cemi yöneten pire yardımcı olurlar. Bu cem de Semah hizmeti yoktur.

Cemin sıralaması ve kuralları içerisinde bu hizmet sürer gider. Bu konunun fazla ayrıntısına girmeyeceğiz. ………………………………………………………………………………..

 

Alevilikte „Gerçeğe Hü“ diyorsak eğer, Anadolu Alevi öğretisinde her gerçeğin mutlaka bir sahibi vardır. Hak gerçekte, gerçek de Hakta mevcuttur. Er veya geç, Hak ile Hakikat buluşur, inancındayız. Bu ulu Yol da nasip alıp, menzile erdiğimiz, yaşamın yol durağı Hak Erkânında, Alevi Yol erenlerinin nefeslerin-den beslendiğimiz, inanç boyutuyla dar adaleti ve kurallarını onlardan öğrendiğimiz bu yol da; „Her gerçek Haktan alınır, Haktan alınan Hakka verilir.“ „Haktan gelen Hakka döner“ düşüncesi gerçeğin taa kendisidir.

………………………………………………………………….

 

Hakka Yürüyen, Hakka Dönen bir Canın darının alınması, Dardan İndirilmesiyle ilgili bazı Gülbanklar veriyoruz.

 

 

Gülbank:  1

(Dar-i Alınırken Okunacak)

 

Bismi Hak,

Doğan ve doğuran,

Besleyip büyüten,

Esirgeyen ve bağışlayan,

Tende ve canda, kendini var eden,

Hakkın adıyla, İsmi Şah, Bismi Şah,

 

 

Ya Hak, senden destur,

 

Sizden himmet, ya sonsuzluğun Hakikat deryası, Kutbi Arifan.

Medet ya ilim irfan deryası, Marifet kapısı Mürsidi arif, piri Piran,

Ya söz ikrarı Hakka birleyen, ikrar kapısı Piri Kamil,

Ya elden eli, gönülden yolu Hakka açan hizmet canı rehber kapısı,

Sizden medet, sizden destur, sizden şefaat, sizden icazet.

 

Bismi Hak, el ele, el Hakka,

 

Senden himmet, keremini esirgeme ………. canımızdan,

Var edip yasam verdiğin gibi, ruhunu yasamdan koparma,

Gerçeği Hak varlığında dem daim, ruhu mekânında kadim olsun.

Söz ikrarına sağlam biliriz, rahmetini esirgeme, nasibini bol ver.

Hayır, lokması bereketli olsun, emekleri boşa gitmesin.

Canlarımızın Sofraları sen, Ocağı gür olsun.

Musahibi, bacısıyla bir can, tek nefes olsun,

Piriyle, rehberiyle, ruhu dar, didar görsün.

Canımızı Hak Erenler Kırklar Cemine alsın.

 

Hak ocağı didarında makbule geçsin,

Hizmet bizden, nefes pirden, rıza Haktan,

Toprağı, suyu pak, mekânı nur olsun.

Ya erenlerin, evliyaların Hak Ocağı,

Söz ikrarın Hak durağı medet sizden,

………. canımız Hakkın emri rızasıyla,

Nur Naciye’yle, nur Naci’den var oldu, geldi.

Dev-devran sürdü, veren-alan Haktan verdi,

Alan aldı, Hak saflarına kattı,

Ruhu-canı beden değişti, Hakka Yürüdü.

 

Ya Bismi Hak,

 

Canımızı Hak varlığında saflarınıza katın,

Hakkı, Hak varlığından, ruhunu gönül birliğinden ayırmayın.

Toprağını Hak, suyunu pak, mekânını ak, Aydınlık eyleyin.

Haktan masum gelen, özü arı, duru Hakla pak ola,

Ya, on dört Masumu Paklar, pak gönlünüzle yardım eyleyin.

 

Canımızı saflarınıza katın, mihman eyleyin,

Gidişi de, Haktan gelişi gibi masum olsun.

Gidişi yol içinde, özü Hak içinde pak kalsın.

Dil bizden, nefes ulu Hünkârdan olsun,

 

Gerçeklerin demine, devranına Hü,

Hak Eyvallah.

 

 

 

 

Gülbank:  2

(Dar-i Alınırken Okunacak)

 

Bismi Hak,

 

Tende ve canda kendini var eden,

Hakkın adıyla, İsmi Şah, Bismi Şah,

 

 

Ya, hakikatin yolu, yolağı,

Cümle cemi evliyaların Hak durağı,

……….. Canın yürüdüğü yolda,

Görüldüğü Hak divanında,

Hakkın darından, katarından kopmadı.

 

Beden değiştirdi, Hakka Yürüdü.

Ya Hak, Ya Erenler, Ya Evliyalar,

Ona kerem eyleyin, gönül kapılarınızı açın.

O ikrarladır, aranıza katın, ceminize alın.

Onu kendinizden bilin, yardımlarınızı esirgemeyin.

 

Ya, çeragı evliyanın nur ışığı,

Hakikat kapısı, Hak erenleri,

Hak mekânında, kırkı bir eyleyen,

Bir nefeste kırkı doyuran,

Kırklar, Hakkın bütün sırları size ayandır.

 

Hak var Haktan içeri, Sır var sırdan içeri.

Hak özümüzde mihman, sırlar didarımızda üryandır.

Can, beden değişti, Hak yolundan şaşmamış,

Yoluna-yolağına sahip çıkmış, ak gönlünden düşmemiş.

Hak bildiği, doğru yoldan sapmamış,

 

Benliğe, kine, kibire düşmemiş.

Gözü, gönlü pak, turap can olarak biliriz.

Kerem eyleyin, Hakikat kapınızı açın,

Hakkın rızasıyla ceminize katın.

………. canımız nurunuzla Aydınlansın.

 

Nasibini bol verin, toprağı hak, suyu pak olsun.

Yolu acık, mekânı nur olsun,

Hak yardımcısı, Hızır yoldaşı olsun.

Dil bizden, kerem Haktan olsun,

Gerçeğin demine Hü,

Hak Eyvallah.

 

 

 

 

 

Gülbank:  3

(Dar-i Alınırken Okunacak)

 

Bismi Hak,

Tende ve canda kendini var eden,

Hakkın adıyla, İsmi Şah, Bismi Şah,

 

 

Yüce Hak,

Senden medet, mürüvet, kerem eyle,

Hizmetlerimizi Hakka yetir,

Nefeslerimizi Hakka geçir.

………… canımız Hakka Yürüdü,

Haydar-i Kerar haldaş, Hızır yoldaşı ola,

Kırkların sırrı, Hakikat kapısına götüre,

Kırklar Hak kapısını aça, saflarına kata,

Ruhu Kırklarla cem ola, semaha dura.

……….. canımız, Hak içinde huzura ere.

 

Ya Mürsidi Kamil,

 

Dört kapı, dört çerag Hakkına,

Kırk makam Hakkına himmet eyle,

……….. Hakka yürüdü, beden değiştirdi.

Didarına al, marifetinden eda ihsan eyle.

Ruhu Hakta mekân bula,

Dünya da mürşitsiz, pirsiz, rehbersiz kalmaya,

Yolunu, yolsuza, uğursuza, pirsize düşürmeye,

Toprağını hak, suyunu pak, mekânını nur eyleye.

Dil bizden, yardım Haktan ola,

Gerçeğe Hü,

Hak Eyvallah.

 

 

 

 

Gülbank:  4

(Dar-i Alınırken Okunacak)

 

 

Bismi Hak,

 

Tende ve canda kendini var eden,

Hakkın adıyla, İsmi Şah, Bismi Şah,

 

 

Ya Hak,

 

İkrar kapısı Pir-i Kamil, sen himmet eyle,

………. canımız, Hakka göç etti.

Onu, bağladığın ikrarla Hak divanına al.

Naz niyazına kabul eyle,

 

Ruhu Hak ile cem ola, cem cemale otura,

Erenlerle, sonsuz  âlemde semaha gire,

Lokmasını Selman-i Pak getire,

 

Ya Hak,

 

Eşiğin kapısını açan tığ-i bendin piri,

Hizmetlerin delili, Yol rehberi, kerem eyle,

Canımızın elini eline al, gönlünü Yola,

Yönünü Hakka cevir, özünü dara,

 

Hak Divanına teslim ettiğin gibi, ari-duru bil,

Hizmetini Hak için gör, ona yol göster.

Canımızın ruhu darda, zorda kalmasın.

 

Ya, erenlerin, evliyaların Hak Ocağı,

Canımızdan, himmetinizi esirgemeyin.

Dil, dilek bizden, medet sizden,

 

Gerçek Erenlerin Demine Hü,

Hak Eyvallah.

………………………………………………………………….

 

 

 

 

 

Çocuklar İçin Hakka Yürüme Erkânı:

 

 

 

 

Alevi Yol ve Erkânında, yetişkinlerde olduğu gibi çocuklar için de Hakka Yürüme Erkânı yapılır. Fakat çocuklar ikrar verip nasip almadıkları ve Yol Erkan süremedikleri için onlar masum, „Masumu Pak“ olarak adlandırılır. Bu nedenle büyüklere uygulanan törenin tamamı çocuklara uygulanmaz.

 

Çocuklar Hakka Yürüdüğünde, onu Hakka Yolcu ederken, yetişkinlerde olduğu gibi „Devr-i Daim Olsun“ denmez. Masumiyetin bir ifadesi olarak; „Devr-i Asan Olsun“ denir. Yol dilinde bunun anlamı sudur: Gerekli olgunluk aşamalarına ulaşmadan, yani çocuk yasta ya da erken Hakka Yürüyen birinin ardından; ruhunun dolaşabileceği aşamalarında kolaylık olsun ve devrini-dönüsünü tamamlasın diye “Devr-i Asan Olsun” denir

 

 

Yetişkinlerde olduğu gibi, çocuklar için de Yıkama Erkânı, Hak Meydanı (Halka Niyazi Erkânı) ve Gömüt, Mezarlık Erkânı yapılır. Fakat çocuklar için gerçekleştirilen Hakka Yürüme Erkanlarının içeriği; yetişkinlerinki kadar detaylı, ayrıntılı değildir.

 

 

 

Gülbank:

 

(Çocuk Yıkanmadan Önce)

 

 

Doğan, doğuran, esirgeyen, bağışlayan, ey yüce hak,

Gidişi yol içinde, özü Hak içinde pak kalsın.

Gidişi de, Haktan gelişi gibi masum olsun.

Masumu paklar elinden tutsun, Hak erenler yardımcı olsun,

Yönünü sana dönmüş, Haktan gelmiş, hakka giden,

Masumu Pak, ………… canımıza sen yardım eyliyesin.

Üçlerin, beşlerin, yedilerin, on ikilerin, on dört masumu pakların,

On yedi kemerbestlerin, Kırklarla saf tutan erenlerin, evliyaların,

Yüzü gözü hürmetine, sana gelen canımıza yardım eyliyesin.

Dil bizden, nefes pirden olsun,

 

Gerçeğe Hü,

Hak Eyvallah.

 

 

Hak Meydanı, çocukların durumuna göre uyarlanarak, Halka Niyazi yapıldıktan sonra Pir tarafından aşağıdaki gülbank okunur.

 

 

 

 

Gülbank:

 

(Hak Meydanından sonra)

 

 

Bismi Hak,

Tende ve canda kendini var eden,

Hakkın adıyla, İsmi Şah, Bismi Sah,

 

Ey yüce Hak,

Sana gönül veren âşıklar, sadıklar aşkına,

İnsanlığa hizmet etmiş bütün canların aşkına,

İsminin geçtiği gülbankler aşkına, yol aşkına,

Seni dilinden düşürmeyen, uluların aşkına,

Hak Kapısından gelen Masumu Pakların aşkına

Yönünü sana cevirmiş………..canımızın aşkına,

Ona yardım edesin, ruhunu şad eyleyesin.

 

Dil bizden, yardım Haktan olsun

 

Gerçeğe Hü.

Hak Eyvallah.

 

 

 

Gülbank:

 

(Mezarlık Erkânında okunur)

 

 

Masumu Pak dile gelir ve hal diliyle söyle seslenir:

 

Bismi Hak,

Tende ve canda kendini var eden,

Hakkın adıyla, İsmi Şah, Bismi Sah,

 

 

Ateş, hava, toprak, su, dört nesneden var oldum.

Doğdum yedi âlem, üç atadan Masumu paklar aşkına,

Rahmet deryasından akıp geldim, Rahmani nur deryasına,

Anam yer, babam yağmurdur, yüce varlığın aşkına,

Havadan havaya, Su’dan Su’ya, topraktan toprağa,

Can cana doğru, nur ile geldim, Masumu Pak olarak giderim.

Hak kapısından geldim dünya, geldiğim kapıya dönerim.

Durdum divana, uydum meydana, can cana, can didara.

 

Gerçekler Askına,

Gerçeğe Hü,

Hak Eyvallah.

 

 

 

Gülbank:

 

(Mezarlık Erkânından sonra)

 

 

Yüce Hak,

Üçlerin, beşlerin,

Yediler ile saf tutan pirlerin,

On ikilere yeten Ariflerin,

Kırklara Meydan, gönüllere rahman,

Esirgeyen, bağışlayan, besleyip büyüten,

Koruyup kollayan, Yol’a hazırlayan,

Hak kapısı, Naciye Hakkı için yardım edin.

 

On yedi Kemerbeste varan,

On dört Masumu Pak’a didar olan,

 

……….. anne ve babanın kızı-oğlu …….

Dünyadaki kısa yaşamının sonunda

Masumu Pak olarak Hakka Yürümüştür.

Çocuğumuzu toprak ananın kucağına veriyoruz.

Yolu acık, tertemiz mekânı ışık olsun, nur olsun.

Hak yardımcısı, Hızır yoldaşı olsun.

Annesinin, babasının ve yakınlarının,

Başı Sağolsun.

 

Dil bizden, yardım Haktan olsun.

Gerçeğe Hü,

Hak Eyvallah.

 

 

 

 

 

Kırk Erkânı (Kırk Lokması):

 

Alevi öğretisinde Kırk, „ya da Kırkıncı Gün“ bilimsel ve inançsal bakımdan ne anlama gelir? Nasıl anlaşılması ve yorumlanması gerekir?

 

Aleviliğin Batin anlayışına göre, Hak Yoluna, „Nur Deryasına“, mayanın katılmasıyla, yani eril ve dişil kuvvetlerin birleşmesiyle Canın vücuda gelmesi yolculuğu süreci başlar.

 

Yukarıda belirtildiği gibi, bu hareket üç ve yedi günde gerçekleşir. Bu hareketin ikinci gününde vücut maya tutmaya baslar. Yedi ayda vücut tamam olur. Dokuz ay on gün sonra bu can Anadan doğuşa gelir. Doğuşa gelen can, Süt Deryası ya da Nur Deryası olarak tanımlanan, Ana rahmindeki yasam koşullarını, inanışa göre üçüncü ve yedinci günlerde terk etmeye başlar.

 

Aleviliğin batin anlayışında vücudun şehri, Canın su içindeki yaşamına göre oluşmuştur. Vücudun, doğuştan sonraki yasama uyumu gerekmektedir. Beslenmesinden nefeslenmesine kadar, bir dizi dış değişiklik; onun vücut şehrinde de değişikliği zorunlu kılar. İste bu süre, Kırk günde gerçekleşir, tamamlanır. Bu ise, can ile vücudun tam olarak birleşmesidir, bir halden diğer bir hale geçmesidir.

 

Dokuz ay, on günlük süre tamamlanıp can-çocuk dünyaya geldiğinde; dünyasal kirlilikten etkilenmemesi için, bu Kırk günlük süre içerisinde çocuk; genellikle gösterime çıkarılmaz. Çok yakınlarının dışında çocuğun öpülüp koklanması istenmez. Çocuğa nazar değer gibi yaklaşımlar öğretiden uzaktır.

 

……………………………………………………..

 

 

 

Gel benim derdime, derman eyle,

Âlemlerin derdine, derman olan Şah,

Kapına yüz sürem, bir ferman eyle,

Su gönlümün yarasına, derman ol Sah.

 

Şah Eyvallah,

Hak Eyvallah.

 

 

 

Alevilerde, bir can Hakka Yürüdükten 40 gün sonra „Kırk Erkânı“ – Rızalık Erkânı yapılır ve buna bağlı olarak “Kırk Lokması” verilir. Sosyal ve inançsal bakımdan bu tören Alevilerde oldukça önemlidir. Kırk gün dolmadan bu Erkan yapılmaz.

 

 

 

Bu Kırk Erkânın anlamı sudur. Hakka yürüyen canımızın, Hakka Yürüdüğünü herkes duymamış olabilir. Helallik Alınırken ve Hakka Uğurlanırken her hangi bir işi nedeniyle, herkes Hak Meydanına, cenaze törenine katılamamış olabilir,

 

İste bu nedenlerden dolayı, Hakka Yürüme Erkânına, yani cenaze törenine; Helallik ve Hak Meydanına herkesin katılamamış olabileceği düşünülerek, bir Canın Hakka Yürüyüşünün kırkıncı gününde Kırk Erkânı yapılır. İste bu nedenle „Kırk Erkânında“ yeniden bir Helallik ve Rızalık istenir. Çünkü kırk gün içerisinde bu Hakka Yürüme olayını hemen herkesin duymuş olabileceği varsayımından hareket edilerek Erkan düzenlenir.

 

Hakka Yürüyen Canın „Dardan İndirme Erkânı-Cemi“ bu kırk gün içerisinde yapılmışsa alacağı – vereceği olanlar o Hak Meydanda Rızacıklarını almışlar ve helalleşmişlerdir. Yok, eğer, “Dardan İndirme Erkânı“ yapılmamışsa; Kırk Erkânında bulunan canların tümünden yeniden bir Helallik istenir.

 

Hakka Yürüyen Candan bir alacağı – vereceği olan varsa son kez bu Meydanda, Rızalık alıp- Rızalık verilir. Yani bu Meydanda, son defa Helalleşme ve Rızalık Erkânı yaşanır. İste, Kırk Erkânının ya da Kırk Lokmasının en büyük özelliği budur. Buraya katılan canların hem birbirlerinden razı olmaları ve hemze Hakka Yürüyen cana Rızalık vermeleri, razı olmaları gerekir.

 

Diğer öğretilerde bu olay;  bir can Hakka Yürüdüğünde, Hakkın huzurunda „Kulun, kuldan razı olması gerekir“ seklinde özetlenebilir. Bunun bizdeki karşılığı sudur. Bizde „Kul“ kavramı yoktur. Onun yerine „Can“ kavramı vardır. Yani bizim öğretimize göre, „İnsan, insandan; can, candan razı olmalıdır, birbirlerine rızalık vermelidirler”. Bizim öğretide “Cemaat” kavramı da yoktur. Onun yerine “Canlar” terimi kullanılır.

 

 

 

 

Kırk Erkânının, Kırk Lokmasının diğer önemli bir yani da sudur.

 

 

Bir can Hakka Yürüdüğünde, öğretimize göre, kırk gün içinde ancak Hakka kavuşur ve Hak yolculuğu tamamlanır. Hak ile Hak olur. Hakka Yürüyen bir canın, bu kırk günlük süre içerisinde belki de henüz Hakka kavuşmamış olabileceği düşünülerek Kırk Erkânı yapılır ve Hakka Yürüyen can, dar durumundan, zor durumdan kurtarılır ve Hakka Kavuşması sağlanır.

 

Alevi inancında ve Alevi halk arasında kullanılan „Kırkını Çıkarma“ deyimi;

Hakka Yürüyen canın, Hak Divanında canların huzurunda, Musahip olurken Görgü Ceminde verdiği “İkrarı” Canın omuzlarından indirerek; ruhunu özgür bırakmayı ifade eder.

 

Kırk Erkânının, diğer çok önemli bir yani daha vardır ki; Bu da„ Kırklar Cemiyle“ 40 sayısıyla ilgilidir. Fakat bu konuyu şimdilik burada işlemeyeceğiz.

………………………………………………………………………

 

 

İste bu nedenlerle Hakka Yürüyen, fakat bir türlü hakka kavuşamayan bu Canın daha fazla acı çekmemesi ve bir an önce Hakka Kavuşması için Kırk Erkânı yapılır.

Kırk Erkânında, Hakka Yürüyen canımız için okuduğumuz gülbanklerimiz, razılığımız, rızalığımız ve iyi dileklerimiz onun hakka kavuşmasını sağlayacaktır ve hızlandıracaktır.

 

Kırk Erkânına başlamadan önce, masanın üstüne temiz beyaz bir masa örtüsü serilir. Hakka Yürüyen Canın varsa çerçeveli bir fotoğrafı masanın üzerine görünecek biçimde konur. Ayrıca, bir kaba-tasa biraz su doldurulur, başka bir kaba biraz da toprak doldurulur ve masanın üzerine konur. Masanın ortasına da üç mum, çerag-delil uyandırılır.

 

Yapılan bu işlemler, evrensel Alevi inancında ve felsefesinde su anlama gelir.

Hakka Yürüyen Canın bedenin dört nesneden (toprak, su, ateş ve havadan) var olduğuna; ruhun ise ışıktan can bulduğuna inanılır.

Onun için bu üç madde masanın üstüne görülecek biçimde konur ve katılan canlara bunların açıklaması yapılır. Ne anlama geldiğiyle bilgiler verilir.

 

………………………………………………

………………………………………………

 

 

Kırk Erkânında

Helallik Alınması

 

 

 

Değerli Canlar,

 

…………. canımız Hakkın emriyle var oldu, geldi,

Gün gördü; dem, devran sürdü, rızalıkla yaşadı.

Hak için birlikte lokma yedi, yol içinde menzil aldı,

Birlikte calipti, hizmet gördü, Hak içinde Yol sürdü,

Can içinde beden değişti, Hakka mihman oldu,

…………… canımızın ruhu, yolun son yolağında,

Hakkın son durağında, Hakka üryandır.

 

Ruhu Hak Divanında,

Canı Kırk Erkânında,

 

Hakka Yürüyen ………. canımız içinizde yaşadı, yedi, içti, kondu göçtü. Bilerek ya da bilmeyerek belki de Hakkınızı yedi.

 

“Bedeni Toprak Ananın kucağında, canı-ruhu Dar da olan ve Hakka Yürüyen ……………. canımızdan ağrınmış, incinmiş, gücenmiş, algın, dargın, kırgın, küskün, haksızlığa uğramış, alacağı – vereceği olan yol bacımız, can bacımız, yol kardeşimiz, can kardeşimiz var mı?

 

Varsa, Hak Nefesiyle dile gelsin özünü Hak Meydanına sersin, hakka teslim olsun, alacağı varsa alsın, vereceği varsa versin. Hakka yürüyen canımızın omuzlarında “Can Hakkı ” insan hakkı kalmasın.

 

Gelen, duran, bilen özünü Hak ile birlesin. Varlığını vicdanına hakim kilsin öyle gelsin, öyle dinlesin. Can inciten, gönül kiran, kusurunu özünden gizleyen Hakkın binasını yıkandır. Haddini bilmeyenin, aklanıp paklanmayanın, Hakkın katarında, erenlerin nazarında yeri yoktur. Çünkü bu Yol Erkânında Can Hakkı, İnsan Hakkı hemen her şeyin üstündedir.

Hak Hakikat, Hak Meydanı, Hakka acıktır.“

 

……………………………………………………………………………………

 

 

 

 

……… canımıza Hakkınız geçtiyse, Hakkınızı Helal ediyor musunuz?      1

 

Helal Olsun!

 

Eyvallah Canlar,

Hak razı olsun.

 

 

Bu hak, maddi bir hak da olabilir, her hangi bir manevi söz hakkı da olabilir. Maddi ve Manevi haklarınızı ………. canımıza Helal ediyor musunuz?      2

 

Helal Olsun!

 

 

Eyvallah Canlar,

Hak razı olsun.

 

 

………. canımız bir insan olarak, bir Alevi olarak yolunu sürerken; belki bir Yol Hatası yaptı. Ulu Hünkârdan ve kadim Yol Ulularımızdan, Hakka Yürüyen canımızın varsa Yol Hatalarının bağışlanmasını istiyor musunuz?            3

 

İstiyoruz !

 

 

 

Eyvallah Canlar,

 

 

Bismi Hak,

Bu ulu yolun Hak Erenleri de

Sizlerden razı olsun.

Yüce Hak da sizlerden

Hoşnut olsun.

Toplumumuzun birliği

Beraberliği, bozulmasın.

 

 

 

 

Helallik Gülbengi:    

 

(Kırk Lokmasında – Kırk Erkânında)

 

 

Tende ve canda kendini var eden,

Hakkın adıyla, İsmi Şah, Bismi Şah,

(İsmi Hak, Bismi Hak) da denilebilir.

 

 

Bismi Hak, el ele, el Hakka,

Hak bilip Yürüdüğümüz Yolda,

Canlar, Yolunu yasamla birledik,

Can cana durduğumuz Hak Divanında,

Birbirimizin ellerinin helal nimetinde,

Yola İkrar verdik, çok nasip aldık.

Helalından çok nasipler verdik.

……. canla Hak oturup, muhabbete girdik.

Verdiğinizi helal kilin, aldığınızı helal bilin.

Hakka Yürüyen canımıza Hakkınızı helal edin,

Hizmet sahipleri olarak, biz Hakkımızı helal ettik,

Yüce Hak da helal eyleye,

Dil bizden, yardım Haktan ola,

Gerçeğe Hü,

Hak Eyvallah.

 

 

 

 

 

 

Kırk Erkânı Gülbengi:  1

 

 

 

Bismi Hak,

Tende ve canda kendini var eden,

Hakkın adıyla, İsmi Şah, Bismi Sah,

 

 

 

Bu Erkânda, bizleri bir araya getiren Hak Yoluna aşk olsun.

Bu ulu yola gönül ve ikrar veren, gül cemalinize aşk olsun.

Dil, din, irk ayrımı gözetmeden, insanlara ayni nazarla bakan anlayışa aşk olsun.

Tende ve canda kendini var eden, güzellikleri sunan dile ve söze aşk olsun.

Canlarımızın kusurlarını görmeyen ve üzerini örten göze aşk olsun.

İnsan ayırımı yapmadan, yetmiş iki milleti bir gören Yola aşk olsun.

Kendi emeğinden başkasına uzanmayan ele, paylasan gönüle aşk olsun.

 

Cümle canların hizmetlerini ve gülbanklarını kabul eden, Yüce Hakka aşk olsun.

Bize göz verildi görmek için diyen, gerçekleri gören göze aşk olsun.

Bize dil verildi söyleyin diyen, yolumuzun sırlarını açmayan dile aşk olsun.

Bize kulak verildi dinleyin diyen, güzel şeyleri duyan duyu organına aşk olsun.

Bizi akıl katarından ayırmayan, batin yolunda yürüyen tüm canlara aşk olsun.

 

Hak yolunda yüzünü ak eden, özünü ve sözünü pak eden canlara aşk olsun.

Hakka Göçmeden önce, Yola İkrar veren, Hak ile Hak olan canlara aşk olsun.

Hak bildiği yoluna ve Pirine İkrar vererek, ölmeden evvel ölen canlara aşk olsun.

Hakka Yürümeden önce, bizlerle birlikte güzellikleri paylasan canlarımıza aşk olsun.

 

İsmi Şah, Bismi Sah,

 

Ya Hak, biz sana ibadet ederiz, senden şefaat dileriz,

Ya Hak, Enel Hak deyip, Enel Aşk deyip sana taparız.

Biz, Haktan başka dost, Haktan başka yar bilmeyiz.

İnsani, var olanların (yaratılmışların) en değerlisi sayarız.

Var olanı var edenden (yaratılanı yaratandan) dolayı severiz.

 

Ya Hak!

Seni sevenlerin ve sevdiklerinin aşkına, Hakka Yürüyen canımıza yardım eyle

Sana Yürüyen Canların, bilerek veya bilmeyerek isledikleri kusurlarını affeyle,

……….. canımızın yolunu sonsuz ışığınla Aydınlat, mekânını nur eyle.

 

Ya Hak!

Yol ulularımızın yüzü, gözü hürmetine canımızın ruhunu şad eyle.

Ya Hünkar-i Pir, okuduğumuz gülbanklarımızı dergâhında kabul eyle.

Gerçek Erenler hakkı için, Evliyalar-Ermişler hakkı için, Dervişlerin hakkı için,

Yolumuzun Pir’lerinin hakkı için, Halk Ozanlarımızın hakkı için, sen yardım eyle.

 

Ya Hak!

Üçlerin, Beşlerin, Yedilerin hakkı için; On İkilerin, On Dörtlerin hakkı için;

On Yedilerin, Kırkların hakkı için; canlarımızın gülbanklarını dergâhında kabul eyle.

Haksızlığa karşı boyun eğmeyen, direnen şahı Merdan yiğitlerin Şehitlerin Âlimlerin hakkı için,

“Enel Hak” diyen Hallac-i Mansur’un hakkı için, gülbanklarımızı kabul eyle.

 

Ya Hak!

Derisi yüzülen Seyyit Nesimi’nin hakkı için, Banaz’da asılan Pir Sultan’ın hakkı için,

Yolumuzu Aydınlatan Hünkâr Bektaş Veli’nin hakkı için, gülbanklarımızı kabul eyle.

Babai Halk Önderlerinin, Baba Resül- Baba İlyas hakkı için, Baba İshak hakkı için,

Serini verip, sırını vermeyen, Şah Kalender Celebi hakkı için,

Serez’de asılan Şah Bedrettin hakkı için, okuduğumuz gülbanklarımızı kabul eyle.

 

Ya Hak!

Mürşid-i Kamil’in, İnsanı Kâmilin Hak aşkı için,

Bu Meydana katılan, katılamayan bütün canların Haki için,

Hakka Yürüyen canımıza, dökülen gözyaşı hakkı için,

Bu meydanda emek veren ve hizmet gören canlarımızın emeklerini makbul eyle.

 

Ya Hak!

Dört nesnenin, dört ögenin yasam hakkı için,

İkrarından dönmeyen âşıkların, sadıkların hakkı için,

Hakkın Dergâhına varan Yoldaşların, Yol Aşkı için,

Niyaz ve lokma veren bütün canların, emeğinin hakkı için,

Okuduğumuz gülbanklarımızı ve dileklerimizi kabul eyle.

 

Aile bireylerinin, gönül dostlarının, yol arkadaşlarının,

Canlarımızın ve AKM Üyelerimizin acılarını paylaşıyoruz.

Tüm canlarımıza üzüntümüzü ve taziyemizi sunuyoruz.

Hakka Yürüyen canımızın ailesine ve yakınlarına,

Haktan sabır ve dayanma gücü diliyoruz.

 

Yüce Hak, canlarımıza başka acılar yasatmasın,

Gönüllerini sen kilsin, efkârlarını dağıtsın.

Dirlik ve düzenleri bozulmasın, Hızır yardımcıları olsun.

 

Dil bizden, nefes Pirden,

Hata bizden, isyan bizden,

Affetmek senden, ihsan senden,

Yüce Hak, merhametinle, şefaatinle

Cümle canlarımızın kusurlarını bağışla, affeyle.

Okuduğumuz gülbanklarımızı

……… canımızın ruhuna bağışlıyoruz.

 

Yüce Hak, dergâhında kabul eylesin,

Dil bizden, nefes Pir’den olsun.

Gerçeğe Hü,

Hak Eyvallah.

 

 

 

 

 

Kırk Erkânı Gülbengi:   2

 

(Hakka Yürüyen bir Canın üçünde, yedisinde,

Kırkında ya da Yıldönümünde okunan Gülbank.)

 

Bismi Hak,

Doğan ve doğuran,

Besleyip büyüten,

Esirgeyen ve bağışlayan,

Tende ve canda, kendini var eden,

Hakkın adıyla, İsmi Şah, Bismi Şah,

 

 

Ulu divanda Hakkın Darı’na durduk, gerçeği görmek için.

Tanrıyı Hak bildik, Hakkı insanda kutsamak için,

Gönlümüzü Kâbe yaptık, Hakka yakın olmak için,

Hakkı kalbimize konuk ettik, onunla Muhabbet etmek için,

İnsanı Hak bildik, Hakkı insanda kutsamak için,

Hakkı sevdik, ona âşık olduk, Hakka tapmak için,

Akılla inancı batini’leştirdik, Aydınlanmak için.

 

Kırk Erkânında bir araya geldik, yolumuzu, inancımızı yasatmak için,

Ona sevgilerimizi sunduk, gülbanklarımızı okuduk, göçen can için,

Ücleri, besleri, yedileri yardıma cagirdik, Hakka Yürüyen can için,

On ikileri, on yedileri, kırkları çağırdık, beden değiştiren can için,

Erenleri, evliyaları, velileri çağırdık, don değiştiren can için,

 

Geldik halka olduk, toplandık dar olduk, Hakkın huzurunda,

Can cana, cemal cemale geldik, Hakka göcen can için,

Birbirimize ikrar verdik, halkın ve Hakkın yolunda,

Hakka niyaz ettik, Şahı Merdan Alimlerin keremine sığındık,

Eksikleri, yanlışları, hataları olduysa ……… canımızın,

Bağışlamasını istedik o yüce Haktan, o güzel Sahtan,

Yardımlarını istedik, Yol Ulularımızdan, Pirlerimizden,

 

 

İsmi Şah, Bismi Sah,

 

Tanrı, doğa, evren bütünlüğünün ve

Masumiyetin yüzü-gözü, hürmetine,

Ona yardım edin, ya On Dört Masumu Paklar.

Ona rehberlik edin, yardımcı olun, ya On Yedi Kemerbestler,

Onu ceminize alin, onu gülbanksız bırakmayın, ya Kırklar.

 

Kapının ve yapının bendini sıkı tutasın, ya Şah-i Merdan,

Gülbenklerimizi sana sunduk, ya Batin Dünya’nın Piri,

Erenlerin, evliyaların yardımlarını ondan esirgemeyin,

Ya Abdal Musa Sultan, Ya Kaygusuz (Abdal) Sultan,

Ulu Hünkâr’ın çağdaşı, gönül yoldaşı ya Hubyar Sultan,

Gülbanklarımızı dergâhında kabul eyle, canımıza yardım et,

Horasan erenlerinin öncüsü, Anadolu insaninin yol göstericisi,

Ya Dede Garkın Sultan, Hakka Yürüyen canımıza yardım et.

 

Okuduğumuz gülbanklarımızı Hakka ulaştır,

Göcen canımızı bir an önce Hakka kavuştur.

Tanrı-insan bütünlüğünün simgesi ya Baba Resul,

Hakkın ve halkın sembolü olmuş ya Baba İlyas Horasani,

Babai Halk Hareketlerinin Yol önderi, ya Baba İshak,

Temsil ettiğiniz halkın bireyi olan …….. canımıza yardım edin,

Yolunu Aydınlatın, yol gösterin, canımızı cananına kavuşturun.

 

İsmi Şah, Bismi Sah,

 

Mazlumdan Haklıdan yana olanların yanında yer alan, ya Ebu Müslim Horasani,

Hakka göcen tüm canlarımızın yolunu Aydınlatın, yardım edin.

 

Fatimi-Ismaili Daisi, Nizari Ismili’lerinin Piri ya Hasan Sabbah,

Yiğitliğin, mertliğin, onurlu direnisin sembolü olmuş Öğretinle,

Hakka yürümüş olan canlarımızın, Hak ile Hak olmalarına yardım et.

 

Soylu durusun, dik durusun, haksızlığa boyun eğmeyişin,

Bizlere örnek olsun, rehber olsun, ya Pirim Pir Sultan Abdal,

“Dönen dönsün, ben dönmezsem yolumdan” diyen,

Ya koca Haydar, Pir Seyid Rıza

yürüdüğün Aydınlık yol da canımıza da yardım et.

 

Hak bildiği doğru yolda yürüyen, serini veren, fakat sırrını vermeyen,

Derişi yüzülen, ya Seyyit Nesimi, Hakka Yürüyen canımızın,

Yeni bedenler bulmasına ve acı çekmeden yaşamasına yardım et.

 

“Ben Hakkı m, Hak Bendedir” diyerek, Yolumuzu Aydınlatan,

Alevi öğretisinde, Yol da Dar’ın Piri sayılan ya Hallacı Mansur,

………… canımızın hak ile buluşmasını ve bütünleşmesini sağla.

 

Ya Rumeli erenleri, Anadolu evliyaları, Horasan erenleri,

Her nerede olursanız olun, felsefenizi, Aydın görüşünüzü,

Düşüncenizi, sevginizi, Hakka göcen canlarımızdan esirgemeyin.

 

 

 

İsmi Şah, Bismi Sah,

 

Ya Seyyit Battal Gazi, Hakka Yürüyen canımızın toprağını pak edin,

Ya Kara Donlu Can Baba, Onun cemini yürüt, semahını döndür.

Geride kalanlara sabır verin, onları yas’dan, matemden kurtarın,

Ya Kerbela Sivasbela şehitleri, mekânını nur edin, yolunu Aydınlatın.

 

Hazinenizi, cömertliğinizi ve tüm manevi güzellikleri ona bağışlayın,

Ya Sarı Saltık, ya Kanber Ali Sultan, ya Seyyit Ali Sultan.

Onun gecelerini Aydınlatın, gündüzlerini seyran eyleyin ya Pirim Abdallar.

Sevginizi, hoşgörü ve güler yüzünüzü ondan esirgemeyin ya Derviş Yunus (Emre),

 

Nimetinizi ve himmetinizi bu canımızdan esirgemeyin, ya Kul Himmet.

Hakkın miracından ve gönül tacından onu mahrum etmeyin, ya Şah Hatayi.

Darda, zorda kalanlara yardım ettiğin gibi, Hakka göcen,

………… canımıza ve tüm üyelerimize de yardım et, ya Bozatlı Hızır.

 

Sevgili canımızı, Hakka yolcu ettik ve sana emanet bıraktık,

Ona rehberlik yap ve ona çok iyi sahip çık, ya gözcü Karaca Ahmet.

Toplumcu düşüncenin piri ve batini felsefenin yol göstericisi,

Ya Seyh Bedretdin, Şah Betretdin, toplumun önüne çekip,

Nasıl ki, insanlığa hizmet ettiysen, hakka göcen canımıza da yardım et.

 

Anaların anası Ana Fatima, Fadime ana, Naciye ana,

Ulu Hünkâr’ın hatunu, Kadın-ana ………..  canımıza yardım edin.

Onu ana sevgisinden, esinin sevgisinden mahrum bırakmayın.

Siz ona, Hakkın yolunu gösterin, yolunu nurlandırın, ya Gayp Erenleri.

 

 

İsmi Şah, Bismi Sah,

 

El ele, el Hakka, Hak darında, didarında,

Yol ikrarında, kavli kararında,

Hane ve hazır canlar divanında,

Canların rızasıyla, pirin nefesiyle,

Hak kapısında, Hak erenler haldaşı,

Hızır yoldaşı ola.

 

Önsüz ve sonsuz olarak algıladığımız bu evrende,

„Enel Hak“ dedik, Hakkı insanda bulduk.

Hakkın darına, Hakkın divanına durduk.

Hak ile Hak olduk, İnsanda Hak olarak göründük.

 

Yol içinde Yol sürdük, Batini Düşünceler edindik.

Tanrı, Doğa, İnsanla bütünleştirdik.

Hava, ateş, toprak ve Su’dan varlığa geldik.

Soğukluk, sıcaklık, kuruluk, yaşlık ile

Doğay dengeledik, insanlığı olgunlaştırdık,

 

Haktan geldik, bir gün mutlaka Hakka döneceğiz. (topraktan gelmedik)

Ruhumuz, canımız ölmeyecek, bedenimiz toprak olacak.

Aslında bedenimiz de toprak olunca ölmeyecek,

Ota, sebzeye-meyveye karışacak, yine bedenimize girecek.

Hiç yoktan yaratılmayacak, aynı vardan yine var olacak.

Dünya da yasam var oldukça, insan yine ölmeyecek ve yasayacak.

 

Yola talip olduk, öğretimizi öğrendik, Hakkı insanda gördük.

Hak ile Hak olduk, dünya da farklı bedenlerde görüldük.

Bir de biz „Ölmeden evvel ölürüz“. Pir’e İkrar verir, yeniden diriliriz.

Çalışırız, rızalıkla yaşarız, Hak deriz, fakat hak yemeyiz, yedirtmeyiz.

Eşitliği, barısı, dostluğu, kardeşliği, sevgi ve hoşgörüyü savunuruz.

Ulu yolumuz ve öğretimiz gereği, İnsanı Kamil olmaya çalışırız.

 

 

 

 

İsmi Şah, Bismi Sah,

 

Pirimiz Hünkâr Bektaş Veli’nin ve bu ulu yolun

Hak erenlerinin, yüzü-gözü hürmetine,

……… canınıza sunduğumuz gülbanklarımızı,

Yüce Hak, dergâhında kabul etsin.

 

Yüce Hak, hiç kimseye yürek acısı, ciğer acısı vermesin,

Hiç kimsenin yokluğunu aratmasın, acı çektirmesin.

İkrarınızdan taş, nur gözlerinizden yaş dökülmesin,

Yüce Hak, ailesine sabır ve dayanma gücü versin.

Gönüllerini sen kilsin, birlik ve beraberlikleri bozulmasın.

 

Hakka Yürüyen canımız için söylediğimiz Gülbanklarımız,

Hak katında kabul olsun, Hakkın dergâhına yazılsın.

Aile bireylerinin, gönül dostlarının, yol arkadaşlarının,
Okudukları Gülbanklar, Yüce Hak Dergâhında kabul görsün.

Hak defterine yazılsın, kaydedilsin, unutulmasın.

 

Dil bizden, nefes Pirden olsun.

Gerçeğe Hü,

Hak Eyvallah.

 

 

 

 

Lokmaya Başlama Gülbengi:  1

(Kırk Lokmasında Okunur)

 

 

Tende ve canda kendini var eden,

Hakkın adıyla İsmi Şah, Bismi Sah.

 

Bismi Hak, el ele, el Hakka,

Himmet senden ya Hak,

………. can, cana geldi,

Hal içinde menzil aldı,

Yol içinde Edep, Erkan oldu,

Dar, didar, görgü, gördü,

Emeği Hakka Lokma oldu.

Yol içinde nasip aldı,

Hak içinde nasip verdi,

Hayır, nimet kabul ola,

Hak erenler nasibini bol kıla,

Gökte rahmetini,

Yerde bereketini esirgemeye.

Okunan Gülbanklarda, Hak payını ala,

Açıla Hak sofrası nimetleri,

Hakkın divanında makbule gece,

 

Toprağı, suyu, pak ola,

Ruhu, Hakta mekân bula.

 

Dil bizden, nefes pirden ola,

Gerçeğe Hü,

Hak Eyvallah.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Sofraya Başlama Gülbengi:   2

(Kırk lokmasında okunur)

 

 

Bismi Hak,

Tende ve canda kendini var eden,

Doğan, doğuran ve bağışlayan,

Hakkın adıyla İsmi Şah, Bismi Sah.

 

 

Hak Meydanımız, her cana nasip ola,

Hak lokmalarımız, kabul ola,

Lokmalarımız her derde dava ola.

 

Her türlü kazaya-belaya karşı gele,

Hanemizden tüm kötülükler defola,

Hak Meydanına niyaz ola, nur ola,

 

Hak nasip vere, Hızır kerem eyleye,

Bu son incinen can, son dökülen kan ola,

Nefis için olmaya, Hak için ola,

 

Bu meydandan, her haneye nasip gide,

Kırk lokması ola, Hak katında makbul ola,

Lokmalarımız, ………. canımız için osun.

 

Acıları olan canlarımızın, acılarını dindirsin.

Yüreklerini serinletsin, ferahlık getirsin.

Duvarlarımızdan tas, gözlerimizden yas dökülmesin.

 

Soframız bereketli olsun, hanemiz Şen olsun.

Kazanana, pişirene, hazır edip getirene,

Yiyene, yedirene Rızalık Lokması olsun.

Yüce Hak yardımcımız olsun.

Bozatlı Hızır kılavuzumuz olsun

 

Dil bizden, nefes Pirden olsun.

Gerçeğe Hü,

Hak Eyvallah.

 

 

 

Sofrayı Kaldırma Gülbengi:  1

(Kırk lokmasında okunur)

 

 

Bismi Hak,

Tende ve canda kendini var eden,

Hakkın adıyla İsmi Şah, Bismi Şah,

 

Yüce Hak,

Hayır lokmalarımızın nimetinde,

Hanelerimize bereket vere,

Nefeslerin birliğiyle,

Hakkın desturuyla,

Helal nimetler Hakka gece.

Hızır bereketini artıra,

Kazanıp var eden,

Hizmetini gören,

Hak sofrasında nasip alan,

El nefesler dert görmeye,

Yürekler acı çekmeye,

Yiyene helal, yedirene delil ola.

Hayır lokması dertlere derman,

Hastalıklara şifa ola,

Kazalara, belalara karşı gele.

……… Yattığı yer nur içinde,

Ruhu hak içinde mekân bula.

Hak, geride kalan yakınlarına,

Dostlarına ve sevenlerine sabır vere.

Hak saklaya, bekleye,

Başka dertler, acılar göstermeye.

Dil bizden, nefes pirden ola.

 

 

Gerçeğe Hü,

Hak Eyvallah.

 

 

 

 

Sofrayı Kaldırma Gülbengi:   2

(Kırk lokmasında okunur)

 

 

Bismi Hak,

Tende ve canda kendini var eden,

Hakkın adıyla İsmi Şah, Bismi Şah,

 

 

Lokmalarımız kabul ola, muratlarımız hâsıl ola,

Lokmalarımız dertlerimize derman, hastalıklarımıza şifa ola,

Hizmet sahipleri, hizmetlerinden şefaat bula,

Hak Meydanında yüzümüz ak, özümüz pak ola,

Lokmalarımız, yiyenlere helal, yedirenlere delil ola,

Hak yardımcımız, Hızır Yoldaşımız ola,

 

Dil bizden, nefes Pir’den ola,

Hü, Gerçeğin demine.

Hak Eyvallah.

 

 

 

 

 

 

 Haneye, Eve Dönüş Gülbengi:

 

Bismi Hak,

Tende ve canda kendini var eden,

Hakkın adıyla İsmi Şah, Bismi Şah,

 

 

Aksamlar – Vakitler hayrola.

Hayırlar feth ola, kusurlar af ola,

El ele, el Hakka yete,

Dar’lık, rızalık, birlik menzile yete,

 

Cümle canlar, birbirinden razı ola,

Acı, keder, üzüntü AKM’mizden

Ve hanemizden uzak dura,

Verdiğimiz ikrar, bizimle ola,

 

Durduğumuz dar, bizi zora düşürmeye,

İkrar ve iman, her cana nasip ola.

İkrarsız hiç bir can, Hakka yürümeye,

Rızasız lokma yedirmeye.

 

Her hizmetlinin, hizmetini Hakka yetire,

Hanelerimizde yürek ferahlığı,

Kalplerimizde, dostun sıcaklığı eksik olmaya.

Acısı olanın acısı dine, Hak başka acılar göstermeye,

 

Her Canın mutluluğu, dirliği ve birliği daim ola.

Gözlerinizden yas, hanelerinizden tas dökülmeye,

Hakka yürüyen canımızdan biz razı olduk,

Hak da ondan hoşnut ola, razı ola.

 

Hak, yolunu acık, mekânını nur eyleye,

Dar ola, yar ola, deliller, çerağlar sır ola,

Ağızlar, gözler, tenler ve canlar mühürlene,

Oturan, duran, yürüyen canlar,

Koğusuz, gaybetsiz hanelerine vara.

 

Dil bizden, kerem Bozatlı Hızardan ola,

 

Gerçeğe Hü,

Hak Eyvallah.

 

 

Geldi, Geçti Ömrüm Benim

 

Geldi geçti ömrüm benim, sol yel esip geçmiş gibi,

Hele bana söyle geldi, bir göz açıp yummuş gibi.

 

İş bu söze Hak tanıktır, bu can gövdeye konuktur,

Bir gün ola çıka gide, kafesten kus uçmuş gibi.

 

Miskin Âdem Havva’yı, benzetmişler ekinciğe,

Kimi biter, kimi yiter, yere tohum sacmış gibi.

 

Bu dünya da bir nesneye yanar içim, göynür özüm,

Yiğit iken Hakka Yürüyenlere, gök ekini biçmiş gibi.

 

Bir hastaya vardın ise, bir içim su verdin ise,

Yarın anda karşı gele, Hak şarabını içmiş gibi.

 

Bir miskin gördün ise, bir eskice verdin ise,

Yarın anda karşı gele, hülle donun biçmiş gibi.

 

Yunus Emre bu dünya da, iki kişi kalır derler,

Meğer Hızır İlyas ola, ab-i hayat içmiş gibi.

 

 

 

Birlik, Beraberlik Gülbangı

(Alevi Toplumuna ve AKM Üyelerine)

 

 

Bismi Hak,

 

Can cana, el ele, el Hakka,

Tende ve canda kendini var eden,

Hakkın adıyla İsmi Şah, Bismi Şah,

 

 

…….. vakitler hayrola,

Birliğimiz, beraberliğimiz güçlü ola,

Birliğimiz bozulmaya, sesimiz daha gür ola,

Birbirimize verdiğimiz „Birlik sözümüz ikrarımız ola“.

İkrarımız, Hak dergâhında kabul ve makbul ola,

 

Pirimiz haldesiniz, üyelerimiz yoldaşımız ola,

Hak, dilde dileğimizi, gönülde muradımızı vere.

Yolumuzu yolsuza, uğursuza, pirsize düşürmeye.

Hak bizi, geldiğimiz yoldan, verdiğimiz ikrardan ayırmaya.

 

Hünkârımızın, Pirlerimizin saçtığı ışık yolumuzu Aydınlata.

Yol ulularımızın düşünceleri, fikirleri bize ışık ola, rehber ola,

Hak, bizim birliğimizi bozmak isteyenlere fırsat vermeye,

Barış, dostluk ve kardeşlik içinde yasamayı nasip eyleye.

 

Ulularımızın duruşu canlarımıza, üyelerimize ve yolumuza delil ola,

Yüce Hak bizi, kötü insanların şerrinden ve sözünden koruya,

Hak erenlerin darından, didarından, yolundan ayırmaya.

 

Hak bizi, Ulu Hünkâr Bektaş Veli’nin şefaatinden ayırmaya,

On Irkilerin nurundan, katarından ve didarından ayırmaya,

Muhabbetimiz tatlı ola, beynimiz bilgiyle dola,

Pirler Meydanında yüzümüz ak, özümüz pak ola,

 

Hızır yoldaşımız, bilim kılavuzumuz ola,

Üyelerimizin birbirine olan sevgisi ve bağlılığı daim ola,

Emeklerimiz boşa gitmeye, Hakka yete,

Rızkımız, kazancımız bereketli ve bol ola,

 

Büyüklerimiz, çocuklarımıza ve gençlerimize iyi örnek ola,

Gençlerimiz de öğretisine ve yoluna sahip çıka,

AKM üyelerimiz, canlarımız birbiriyle barışık ola,

Kötü söz, kötü düşünce ve kötü alışkanlıklar yok ola,

 

Kin, kibir, bencillik, beynimizden ve gönlümüzden silinsin,

Üyelerimizin, canlarımızın yüzü ağrı, acı görmesin,

Hanelerinden tas, gözlerinden yas dökülmesin.

Ruhlarımız, kalplerimiz, beynimiz Aydınlansın.

Ocağımız, çergimiz sönmesin, yansın yakılsın.

Birbirimize olan sevgimiz ve Hak aşkımız daim olsun.

Hak cümlemizi, ilimden, bilimden ayırmasın.

 

Evrensel İnsan Hakları Sözleşmesi bize rehber ola,

Birliğimiz, beraberliğimiz bozulmaya, daim ola,

Her can yoluna sahip çıka, kimse yolundan ayrılmaya,

Hak Erenler bizleri, birlikten-beraberlikten ayırmaya.

 

Hak yardımcımız, Hızır yoldaşımız ola.

 

Dil bizden, Nefes Pir’den ola.

 

Gerçeğe Hü,

Hak Eyvallah.

 

 

 

Gerçeğe Yürüdük

 

Hiç yoktan yaratılmadık,

Aynı vardan var olduk.

Doğada doğduk, haktan var olduk,

Bir tende, bir bedende can bulduk.

 

Batin bilgisiyle, bilinçle özgür olduk.

Hakkı insanda bildik, insani hakta.

Akılla, hakkı insan da kutsadık.

Kâmiline gerçeğe, Hakka Yürüdük.

           

               Bektaş Alagöz

 

 

 

 

N o t:

 

 

Bu Hakka Yürüme Erkânı, aşağıdaki kaynaklar taranarak, harmanlan mistir. Batini Tasavvuf Felsefesi ve Aleviliğin Özgün Öğretişi rehber edinilerek hazırlanmıştır. Anadolu Aleviliğinin özüne uygun düşünce üreterek ve akıl yürüterek; Alevi gerçeğine yakın bir Hakka Yürüme Erkânı hazırlamaya çalıştık.

 

Bu çalışma, kendi alanında ne ilktir ve ne de son olacaktır. Fakat bu alanda yapılmış en kapsamlı çalışmalardan birisidir. Bu çalışma da içinde olmak üzere, hiç bir yazılı metin eksiksiz ve dört dörtlük değildir. Her yazının mutlaka, yenileşmeye ve gelişmeye gereksinimi vardır. Daha iyiyi, daha doğruyu bulabilmek için, araştırma yapacak ve düşünce üretecek olan canlarımızın, yoldaşlarımızın özverili katkılarıyla bu Hakka Yürüme Erkânı daha da güzelleştirilecek ve geliştirilecektir.

 

Anadolu Aleviliğinin kendi özüne yabancılaştırılan iki önemli alanı vardır. Bu alanlardan birisi Aleviliğin “Hakka Yürüme Erkânıdır.” Ortodoks Islamadan Alevi cenaze törenlerimize bulaşmış olan bilgi kirliliği; hazırladığımız bu Hakka Yürüme Erkânıyla birlikte yer yer temizlenmiş, ayıklanmış ve bu kirlilikten arındırılmaya çalışılmıştır. Yüzlerce yıl süren bu kirliliğin izleri yazımızda kaldıysa eğer, o da ilerde süreç içerisinde mutlaka giderilecektir.

 

Bizim, Batini Alevi Tasavvuf Felsefesinin özgün içeriğini ölçü alarak hazırladığımız bu metin; ileride daha da geliştirilerek ve bilgi kirliliğinden daha da arındırılarak; Kadim Alevi Öğretisinin Gerçeğine uygun yeni bir Hakka Yürüme Erkânı mutlaka çıkarılacaktır. Bundan hiç kuşkumuz yoktur.

 

Fakat Alevi erkânlarının geçmişin kirletilmiş bilgilerinden bir an önce kurtarılması, önümüzde duran en önemli görevdir. Simdi sıra, Alevi öğretisinin kirletilen diğer öneli alanındadır. Anadolu Aleviliğinin kendi özüne yabancılaştırılan başat inanç kaynağımız olan mitolojik „Kırklar Cemi“ tasarımındadır. Kırklar Cemindeki bilgi kirliliği, günümüzdeki Cem Erkanlarımıza da olduğu gibi geçmiştir.

 

Kırklar Cem’inin anlatımından, yorumlanışına ve cemlerimizde okuduğumuz „ gülbanklarımızın “ içeriğine kadar, İslam’ın bilgi kirliliğinden erindirilmesi her Yol İnsanının önünde duran en önemli görevdir.

 

“Alevilikte Hakka Yürüme Erkânına“ ilerde katkı sunacak olan ve başat inanç kaynağımız, mitolojik Kırklar Cemi tasarımını her türlü bilgi kirliliğinden arındırarak; üstündeki örtüyü kaldıracak ve gün ışığına çıkaracak olan özverili canlarımıza, Ask-i Niyazlarımızla.

 

Sevgilerle

Bektaş Alagöz

Stadtallendorf

Aralık 2012

 

 

 

 

Yararlandığımız Kaynaklar:

 

Hâşim Kutlu. Yol Erkan Meydan (Kitap),  Serçemse Dergisi „Hakka Yürüme Erkânı.“

Esat Korkmaz.  Alevilikte Cenaze Erkânı (Kitapçık) Alevi-Bektaşi Terimleri Sözlüğü.

Kemal Soyer.  Hakka Yürüme Töreni (Serçemse Dergisi, Sayı 36)

AABF İnanç Kurulu. (Almanya) Hakka Yürüme Erkânı (Kitapçık)

Enver Cemal Sahin.  Alevilikte Hakka Yürüme Erkânı (Kitapçık)

Pir Ali Bali.  Alevi İnancı ve Hizmetleri (Kitap)

Fuat Bozkurt.  Sonsuza Yolculuk Sözleri (Serçemse Dergisi, Sayı 21)

Cengiz Ünal – Hasan Hüseyin Eser. Kırk Erkânında Okunan Gülbanklar (E. Mail)

 

 

 

 

 

1 Comment

  1. Alevilik tarihi üzerine çok kapsamlı bir site gördüm.
    “Alevi-Sünni Sürtüşmesinin İçyüzü” yazınca çıkıyor

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*


Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.