ALEVİLİĞİN GERÇEKLERİ KENDİ ÖZÜNDE SAKLIDIR (1)

ALEVİLİĞİN GERÇEKLERİ KENDİ ÖZÜNDE SAKLIDIR (1)
aleviligin gercekleri kendi icinde sirdir bekir ozgur 1

“Kerbela’nın Anadolu Aleviliğiyle İlgisi Yoktur” başlıklı 5 makaleden oluşan yazı dizisini takip eden birçok okurumdan tahminimin çok üstünde beğeni, mesaj ve sorular aldım, paylaşım yapıldığını gördüm. Emeğimin değer bulduğunu görmek beni mutlu, araştırmalarımı yazıya dökmek ve yayın yoluyla paylaşmak için beni teşvik ettiğini okurlarımın bilgisine saygıyla sunmak isterim.

Okurlarımdan Ela Kaya Hanımefendinin, ‘Yazılarınızı beğeniyle ve dikkatle takip ediyorum, ancak yararlandığınız tarihsel belgelerin adını yayınlarsanız bu kaynaklardan birçok insan yararlanır’ mesajı, araştırmacı olarak topluma karşı sorumluluk duygularımı daha da güçlendirdi. Yazı yazmak bir boyutuyla tarihe not düşmektir; diğer önemli boyutu, bilgiyi paylaşarak toplumsal bilgi düzeyi çıtasının yükseltilmesine hizmet etmektir. Bu bağlamda ve anlamda yapılan çalışmalar oldukça önemli ve değerlidir diye düşünüyorum.

Saygı değer dostlarım; tarih, genel olarak hemen her dönemin despot hükümranlarının istekleri doğrultusunda, onların halk kesimine karşı yaptıkları her namussuz uygulamayı haklı ve meşru göstermek üzere kurgulanmış ve yazdırılmıştır; halkın kendi tarihini yazmasına olanak tanınmamış, denetimden uzak yazılanlar bulunduğu anda imha, bulunduranlar da katledilmiştir. Bu düşünce ve mantıkla yazılan veya yazdırılan tarihsel metinlerden sorgulamasız yalın bir okumayla doğru bilgi elde edilemez, edinilen bilgi yanlıştır, yanlış bilgiyle donanım, başkasının uydurduğu yalanları nakarat halinde tekrarlamaktan başka bir şey değildir.

Aleviliğin gerçek tarihi, Anadolu’nun yaklaşık son 50 yılında Hattuşa benzeri farklı bölgelerde ve en son Göbeklitepe de açığa çıkarılan hiyeroglif bulgularda resmedilmiş sırlarda gizlidir. Yazılı tarihi kurgudan ibaret, Hasankeyfi su altında bırakmaya uğraşan sınıflı toplumun hakim unsurları, bilim adamlarının bu tür bulgu ve belgelerin doğru okumasına ve geçek belge niteliği kazanmasına izin verirler mi? bilemem. Ancak, uyduruk tarihsel metinleri sorgulayıcı diyalektik yöntemle doğru okumak, siyasal erk’le halk arasında ki çatışmaların nedenini doğru analizle maddi temeline oturtmak, tarihsel gerçeklerin ipuçlarını verebilir.

Alevilik, ortak mülkiyet üzerinde şekillenmiş sosyal yapısının işleyiş tarzını, siyasi erk’ini, hukuk anlayışını inanç boyutu içinde ritüellere dönüştürmüş toplumsal yaşam biçimidir. Bu yaşam biçiminin tarihiyle özdeş Erkannamesi, bütünlüklü yaşamı düzenleyen kağıda yazılı değil fakat Alevi bilgelerinin beynine kazılıdır. Bu Erkannamenin hükümlerini anlayabilmek için Antik Çağda yaşanmış RIZALIK ŞEHRİ gerçeğiyle, ANA TANRIÇA kültünün birlikte incelenmesi ve günümüz Alevi cem ayininde on iki hizmetle sembolik olarak uygulanan ritüellerin içerdiği mesajların tarihle olan bağını doğru kurmak Alevilik tarihinin ana halkasıdır.

Konuyla ilgili yazı devam edecek
(Bekir Özgür. 22 Ekim 2015)

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*


Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.