Alev-İ Cem-İ

Alev-İ Cem-İ

Onlar 13 milyar yıldır devri daim, ŞAH’lanan bir ocağın alevi. Onlar hava ateş su toprağa cevhere, can veren CEMrenin içindeki aşkın alevi idiler. Onlar 13 milyarlık yoldan gelip, 40 bin yıldır yukarı Mezopotamya/ANAdolu’yu mesken tutan, eline ne versen büyüten çoğaltan, bir öpücüğü, bir damla suyu ısıtıp insan oğlu yaratan, insanlık ocağının alevi analardı.

Onlar yaşayan canın, el emek halkın, yaşam felsefesi inanç öğretisi varlığın yaratıcılığın çırası delili idiler. Öyle büyük görkemli tapınaklar, saraylar, kaya kabarmaları heykeleler putlar yapmaya ihtiyaçları yok idi. Çünkü dünya alem, doğa ANA tüm canların, en büyük en güzel en mükemmel CemEviydi. Hak doğa ana idi, hak insan idi, Enel HAK idi. Onların nezlinde, cennetinde huri pazarlayan ilahi bir Allah yok idi.

Hak kendi başlarında, dillerinde, kalplerinde, ellerinde eteklerinde idi. Elleri hakkın kudret eli, kalpleri hakkın kudret evi, dilleri hakkın kudret dili idi, belleri varlığın ana rami idi. Onlar el dil bel “edep” ya hu Aşk ola, diye ellerini kalplerine dudaklarına ve bellerine götürüp “geçeğe hü” diye hakka hakikate bel bağladılar.

Ya HAK deyip haklarından vaz geçmediler. Huri tüccarı Allaha, deve koyun tüccarı peygamberlere, paşaya beye, soyguncuya, sömürücüye insan kasabı imam Ali, bozkurtçulara boyun eğmediler.

Bu yolda Nesimi gibi yüzülen derilerini meydana post olarak serip; hava ateş su toprak 4 köşesine ve CAn diye ortasına niyaz ettiler. Dünya aleme Delil olsun diye, kendi deri postları üzerine, B’ismi ŞAH diye direniş çerağı uyandırdılar.

Uyardıkları zift karanlığı aydınlatan tüm uyuyanları uyartacak bir Umuttu, mumdu. Üstünde esen sıcak bir yel hava idi. Parlayan ateş ışık karanlığı aydınlatan alevdi. Mum gibi eriyip girdiği her boşluğu cahil kafaları bilimle dolduran su idi. O her ne edersen et seni seven, birine bin veren, bağrına basan cevher toprak ana idi.

Onların amacı kendine reva görmediğini hiçbir cana görmeden, ezmeden ezilmeden dünyada insanca eşit özgür mutlu yaşamaktı. Onlar uyardı delili. Yürütü bu Cemi…

Ve onlar, Fatma Bacı, Hallacı Mansur gibi, kesilen elleri ile, kesilen kızıl başlarını avuçları içine alıp, Alev-i Kızılbaşlık meydanına, kamili insanlık yoluna baş koydular.

FeamuzŞah Acar – DAB 27.11.2017

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*


Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.